Yaklaşık 4 milyon genç seçmen, bu seçimde oy kullanacak. Genç Yaklaşım da bu sayısında, “Gençler ve siyaset” konusunu masaya yatırıyor.
Türkiye yeni bir genel seçim sürecine girdi. Yaklaşık 4 milyon genç seçmen, bu seçimde oy kullanacak. Ancak gençlerin siyasete karşı lâkayt olduğunu, ülke meselelerine uzak durduklarını gözlemliyoruz. Gelecek kaygısı, kariyer planlamaları önplana geçmiş. Siyasetin sürekli kötü gösterilmesi, askeri müdahalelerin siyasetin alanını daraltması da, 60’lı, 70’li yıllarda siyasetin içinde yer alan gençliğin bugün apolitik olmalarının diğer sebepleri olarak gösterilebilir.
Genç Yaklaşım bu sayısında, “Gençler ve siyaset” konusunu masaya yatırıyor.
Mustafa Gökmen, Türkiye’nin demokratikleşme serüveni içerisinde siyasî partilerin ve gençlerin durumunu analiz ettiği makalesinde, “Politikaya atılmak takım elbise giyip kravat takmak ve fiyakalı cümleler kurmaktan daha fazla bir şeydir. Gençlik kolları, partilerimizin ‘can damarı’ desek abartı yapmış olmayız. Gençliğin olmadığı yerde statüko hakim olur” diyor.
Veli Sırım, Bediüzzaman’ın cumhuriyetçiliği özelinde, din-siyaset ilişkilerini ele alırken, Said Nursî’nin, “o çok değer verdiği, uğruna nice sıkıntılara maruz kaldığı Cumhuriyet rejiminin kötü yorumlanmasına, kötü maksat ve gayelere araç yapılmasına da şiddetle karşı çıktığını” aktarıyor.
Genç Yaklaşım’a konuşan siyaset bilimci Burak Küntay, siyasetin meslek olarak görülmesini eleştirirken, gençleri siyasete teşvik ediyor. Küntay’a göre, gençler önce okulunu bitirmeli, işini kurmalı ve böylece kimseye minnet etmeden politika yapabilmeli.
“Muha1’in teybi”nde Ali Karabiber gençlerin nabzını tuttu. Bakalım gençler, siyaseti kendi açılarından nasıl görüyorlar?
Siyaset deyince darbelerin üzerinde ayrıca durmak gerek. Mehtap Yıldırım, “AB ilişkilerimize inen darbeler” başlığı altında, yaşanan darbeleri ve sonuçlarını irdeliyor.
Hasan Hüseyin Kemal, “Geleceğe biz karar vermeliyiz” derken, gençce bir bakış sergiliyor.
Kapak dosyası dışında…
Mustafa Özcan, “İndirgenmiş hayatlar”ı anlatıyor.
Tuba Nur Arıcan, “Cahil cesaretiyle” Cemil Meriç’i yazıyor.
Korsan yayından dertli olan Murat Göğebakan, Tuğba Akbey İnan’ın sorularını cevaplandırıyor.
Umut Yavuz’un yazısını okuyunca, sizin de “Hayret doğrusu” diyeceğinizden eminiz.
|