Bu inanılmaz hadise Show TV ekranlarından yayınlandı. Ertesi gün birçok gazete de alıntı yaptı. Konu “lisede namaz kılmak” olunca tabii bir kısım medya da fırsatı kaçırmadı. Efendim bilmeyenler için hadiseyi özetleyeyim.
Lisede okuyan bir genç kızımızın annesi hafiye gibi kızını gizlice takip etmiş. Genç kızımız okulun bodrumunda arkadaşları ile namaz kılıyormuş. Hadise bundan ibaret!
Baba İ.K. durumdan muzdarip. Diyor ki “6 ay öncesine kadar mutlu bir yuvamız vardı. Kızım bir anda namaz kılmaya başladı. Bütün uğraşılarıma rağmen onu bu yaşam şeklinden ayırmayı başaramadım.” Önce meseleyi pek anlamadım. Kızımızın fuhuşa yöneldiğini, esrar kullandığını zannettim. Meğer namaz kılıyormuş! Bir genç inancı doğrultusunda hareket ediyorsa, ailenin bundan mutlu olması gerekmez mi? Irzını, namusunu, kötü alışkanlıklardan kendisini koruyorsa, bu iyi bir şey değil mi? Dini bütün bir hayat tarzını benimsemek dejenere olmaktan iyi değil mi? Neden inançlı insanlardan korkuyoruz bir türlü anlamıyorum.
Ben her gün Allah’a daha doğmamış çocuğum için şu duayı ediyorum. “Allah’ım bize hayırlı evlatlar nasip et. Sağlıklı, sıhhatli, inançlı, iman dolu evlatlar nasip et. Bize evlat acısını yaşatma Yarabbi” diye.
Fuhuşun, kötü alışkanlıkların git gide arttığı bir ortamda gençlerimizin iman ile buluşmasından daha güzel ne olabilir? Genç kızımızın ailesine tavsiyem; evlatlarını inançlı olduğu için tenkit etmek yerine, ondan bir şeyler öğrenmeye baksınlar. “Eller havaya” bir gençlik yetişeceğine; “alınlar secdeye” bir gençliğin olması tercih sebebi olmalı.
Yeter ki ailelerinden destek bulamayan gençlerimiz kendilerini tarikatların, dini istismar eden insanların yakınında bulmasın. Unutulmasın ki İslâm dininde Allah ve kul arasına kimse giremez. İslamın kaideleri Kur’ân-ı Kerim’de mevcut. Dileyen, anladığı lisanda okur ve bütün suallerinin cevabını alır. İnancın ayıp, utanılacak bir şeymiş gibi gösterilmesinden bıktım, usandım. Herkes ibadetini dilediği gibi yapabilmeli. Çekinmeden, sıkılmadan, saklanmadan.
Bugün, 1 Haziran 2007
|