Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

Kur’ân mazlûmdan yanadır

Hazreti Muhammed'in ömrünü adaletin hakim kılınmasına adadığını söyleyen İhsan Eliaçık, “Kur’ân ezilenlerden yana olan bir kitaptır. Kim mağdursa, kim mazlûmsa, kimin hakkı elinden alınmışsa bilin ki Kur’ân gelen âyetlerinde onu koruyordur. Ben böyle bir genel ilkenin çıkarılabileceği kanaatindeyim” dedi.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen "Adalete Adanan Bir Ömür: Hz. Muhammed" başlıklı seminerde konuşan Yazar İhsan Eliaçık, Peygamberimizin bütün ömrünü adalete adadığını ifade etti. Hazreti Peygamberin esas dâvâsının adalet olduğunu görmek için, hayatından önemli dört karesine bakmamız gerektiğini söyleyen Eliaçık, konuşmasında bu dört noktayı ve Kur'ân'ın adalete ilişkin yönlerini anlattı.

Kutlu Doğum Haftası vesilesiyle MAZLUMDER İstanbul Şubesi tarafından, dernek binasında gerçekleştirilen programda konuşan İhsan Eliaçık, Peygamberimizin adalete verdiği önemin anlaşılması için, yirmi beş yaşında Hılfulfudul teşkilâtına katılmasına, kırk yaşından itibaren kendisine inzal olunmaya başlayan ve yirmi üç yıl süren Kur’ân’ın hak ve adaletle ilgili âyetlerine, Medine’ye geldiğinde on sekiz tane kabileyi bir araya getirerek onlarla imzaladığı Medine Sözleşmesi'ne ve Veda Hutbesi'ne bakılması gerektiğini dile getirdi. Bunların, onun hayatında dört önemli kare olduğunu söyleyen Eliaçık, "Bunlar üzerine yapılacak dikkatli bir araştırmayla, onun gerçekten de Peygamber olmazdan önce başlayarak bu adalet meselesine, adaletin yeryüzünde hakim kılınması mücadelesine bütün ruhuyla, vicdanıyla, aklıyla, gönül dünyasıyla inandığını ve bu hususta son derece sahici olduğunu görürüz" dedi.

İslâmın gelişinden önce Mekke'de belli bazı büyük kabilelerin liderlerinin tefecilik yaptığını, getirilen mallara el koyduklarını, fakirlere faizle para vererek, borcunu ödeyemeyenleri köle aldıklarını anlatan Eliaçık, Hz. Muhammed'in arkadaşıyla birlikte Hılful Fudül adlı bir teşkilât kurarak Mekke'de hüküm süren zulüm düzenine karşı dayanışma içinde olduklarını ifade etti. Hılful Fudul’ün kuruluşunda, “Allah’a yemin ederiz ki Mekke’de ister bizden olsun, ister yabancı, ister iyi olsun ister kötü, zulme uğrayanın hakkını geri alıncaya kadar tek bir el gibi hareket edeceğiz. Deniz süngeri ıslattığı, Hira ile Sebir dağları yerlerinde durduğu sürece bu yemine aykırı davranmayacağız. Ve birbirimize malî yardımda bulunacağız.” şeklinde yemin ettiklerini anlatan Eliaçık, Peygamberimizin toplumun sorunlarından uzak dağda tek başına yaşıyor olmadığına dikkat çekti.

Hz. Muhammed'e gelen ilk âyetlerde geçen "karaa" kelimesinin de sadece kitap okumak anlamına gelmediğini belirten Eliaçık, "Bu kelime aynı zamanda yüklenmek, taşımak mânâsına da gelir. Hz. Peygamber "İkra" emrini aldıktan sonra Kâbe’deki Yed’a Ebu Leheb’e, zulme tam bir meydan okuyuşla meydan okudu" dedi.

DİN ZENGİN OLMA ARACI DEĞİLDİR

İlk dört yıl içinde âyetlerden birisinin de, “Kalk, insanları uyar. Elbiseni temiz tut. Pislikten uzaklaş. Yani temiz yaşa. Bu Mekke’nin kokuşmuşluğuna bulaşma” olduğunu hatırlatan Eliaçık, Kur'ân'ın, “Servet yığma hayallerine kapılma. Sana burada zenginlik ve servet yok. Bu peygamberliğin karşılığında hiçbir ücret beklentisinde bulunmayacaksın” diyerek bunun üzerinden Peygamberden sonra gelen nesillere seslendiğini söyledi. Bu âyetle, din üzerinden zengin olmanın yasaklandığını belirten Eliaçık, "Din bir zengin olma aracı değildir. Dini istismar ederek, Allah, Peygamber, kitap nutukları atarak mal mülk, servet yığamazsınız. İstiskar yapamazsınız. Peygamberin yerine geçmiş olmaktan kaynaklanan bir servet yığmak yasaklanıyor. Kamu malı çünkü o. Çok ileri derecede istismar edilebilir bir makamdır. Nitekim istismar edenler de vardı zaten" şeklinde konuştu.

Eliaçık, "Kur’ân ezilenlerden yana olan bir kitaptır. Kim mağdursa, kim mazlûmsa, kimin hakkı elinden alınmışsa bilin ki Kur’ân gelen âyetlerinde onu koruyordur. Ben böyle bir genel ilkenin çıkarılabileceği kanaatindeyim" diyerek, kadın erkek ilişkilerini düzenleyen âyetlerin tamamının da kadınların lehine, erkeklerin aleyhine olduğunu, öyle yorumlanması gerektiğini dile getirdi.

ADALET NE ŞEKİLDE SAĞLANIYORSA

ŞERİAT ODUR

İbni Kayyim Elcevzi'nin de bir eserinde, “Yerler ve gökler adaletle kurulmuştur. Allah’ın bir adı da El-Adl’dır. Bu adalet yeryüzünde tecelli etmiştir. İslâmın bütün toplumsal emirlerinin kökeninde de adalet yatar. Dolayısıyla her nerede ve her ne şekilde adalet sağlanıyorsa şeriat odur. Velev ki bunun hakkında Kur’ân-ı Kerim’de bir âyet olmasın. Velev ki bunun hakkında Hz. Peygamber bir söz söylemiş olmasın. Değil mi ki adaleti sağlıyor, o şeriattır" diyerek adalete vurgu yaptığına dikkat çeken Eliaçık, Peygamberimizin Medine'ye göçettiğinde oradaki kabilelerle imzaladığı Medine Sözleşmesi'nde en çok geçen kelimelerin de adalet ve ma'ruf olduğunu söyledi.

Hz. Peygamberin son veda haccında yüz bin kişilik bir topluluğa hitaben yaptığı konuşmadan oluşan Veda Hutbesi'ne de değinen Eliaçık, "Bu konuşmaya baktığınız zaman da konuşmanın tamamının hak ve adalet üzerine kurulduğunu görüyoruz. Hz. Peygamber, irad ettiği bu hutbede anne baba, kadın erkek, çocuk, emanet bırakılan mal, malın tevarüs etmesi, insanların eşitliği, herkesin Adem’den geldiği temalarını işleyerek bir hak ve adalet deklarasyonu yayınlamış oluyor" dedi.

Halkın orduya olan saygısı kullanılıyor

Konuşmasının, bulunulan konumu istismar etmeyle ilgili bölümünde TSK'nın açıklamalarına da değinen Eliaçık, "Kardeşim bu elbiseni çıkar, sivil hayata geç, siyasete atıl ve ne söyleyeceksen söyle. Bu apoletlerle, askerî kıyafetlerle böyle bir açıklama yapamazsın. İşte genelkurmayın açıklaması. Ne yapması gerekir? İstifa etmesi gerekir, 'Ben bu cumhurbaşkanıyla çalışamıyorum' diye. Elbisesini çıkarır, siyasete atılır, parti kurar, iktidara gelir, kendisi gibi cumhurbaşkanı seçer ve onunla çalışır. İşleyiş budur, ama bu onu yapmıyor. Halkın orduya olan saygısı, silâhlı kuvvetlerin sivil hayat üzerindeki karizmasından yararlanarak onun üzerinden yapacağını yapmaya çalışıyor. Din üzerinden zengin olmaya çalışanın durumu da böyledir" dedi.

Hz. Ali’den adalet dersi

Suriye’nin fethinde, Hz. Ali esirlerle ilgili olarak Hz. Ömer’e, “Biz Muhammed’in dinine niçin girdik? Onunla niçin savaştık? Hürriyet ve adalet için değil mi? Dünyanın diğer taraflarında zaten insanlar köle ve esir ediliyor. İnsanlar insanlara kulluk ettiriliyor. Benim görüşüm şudur, hepsini serbest bırak. Gitsinler evlerine, ocaklarına dönsünler. İslâmın adaletli gölgesi altında saadetle yaşasınlar” diyor. Bunun üzerine Hz. Ömer çok seviniyor, tamamını serbest bırakıyor. Bir hafta içinde hepsi birden Müslümanlığa geçiyor.

Tuz da kokarsa insanlık ne yapar?

Et kokmuş, tuz da kokarsa bu insanlık ne yapar? Sen de geliyorsun onların yaptığını yapıyorsun. Adam yolsuzluk yapıyor, sen onu deviriyor, yerine geliyorsun, bu sefer sen yolsuzluk yapıyorsun. Kravatlı zenginlerin yerine sakallı ve gümüş yüzüklü zenginler geliyor. Onlar yerken bunlar yiyor. Olmaz. Bu böyle olmaz. İslâmın ruhunda böyle bir şey yok. farklı olacaksın, onlar yapacak ama sen yapmayacaksın. Farklı olmadığın sürece bu insanlığa, bu topluma, bu memlekete hiçbir şey veremezsin.

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

02.05.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Ağar, askeri ve CHP’yi eleştirdi

  Demokrasiye uymaz

  Kutan: Cumhuriyetimiz, demokrasi dışı uygulamalarla korunamaz

  AKP’li Aşkar partisinden istifa etti

  Avukatlardan Baykal’a suç duyurusu

  Nokta’ya iki soruşturma daha

  İstanbul’da 1 Mayıs çilesi

  Feci kaza: 7 ölü

  Yargıtay cumhuriyet başsavcılığına Yalçınkaya seçildi

  İfade özgürlüğü hak değil, risk

  Askerî helikopter zorunlu iniş yaptı

  E.G henüz sorguya hazır değil

  Genç Parti’den CHP’ye ‘işbirliği’ teklifi

  Kur’ân mazlûmdan yanadır

  Meriç Nehri’nde su seviyesi düştü

  Çiftçiler yağmur duâsında

  Sel mağdurlarına Kızılay’dan yardım

  Yangın seferberliği

  Hastahanede eğitim

  Çocuğunuzu yanlışa itmeyin

  Su depoları su altında


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004