Ne oldu da Genelkurmay geceyarısı açıklama yaptı. Bize gelen bilgiler ne kadar sağlıklı bilmiyorum ama ciddiye alınabilir bulduğum için yazıyorum. Genelkurmay karargahında, üç kez geniş katılımlı değerlendirme toplantıları yapılmış. Sonuncusu, Perşembe günüymüş. Yani, meclisteki oylamadan bir gün önce. Nihai karar, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi açıklama yapılmaması yönündeymiş. Toplantıya katılanlar, bu kararla dağılmışlar.
Sürpriz olan, Cuma günkü hareketlilik. Oylama sonucunun açıklanmasından hemen sonra Genelkurmay’da biraraya gelen generaller yeniden değerlendirme yapmışlar. Kulislere yayılan iddialara göre, zamanlama konusunda görüş ayrılığı doğmuş. Konunun Anayasa Mahkemesi’ne taşınmış olması nedeniyle böyle bir açıklamanın nasıl bir sonuç doğuracağı uzunca tartışılmış.
Başka bilgiler de var. Kulis gazeteciliğinin en zor tarafı, ispatının zor olmasıdır. Bu bakımdan o mevzulara girmeyeceğim. Bir konuya daha dikkat çekeceğim; bildirideki üslup Büyükanıt Paşa’nın bildik üslubuyla pek örtüşmüyor.
Ama tüm bu gelişmeler, Türkiye olarak ciddi bir demokrasi sınavından geçtiğimiz gerçeğini gözardı edemez. Gelişmelere baktığım zaman kendi nefsime umutlu olduğumu söyleyebilirim.
Diklenmek ve dik durmak
TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın zihnimde çok özel bir yeri vardır. Demokrasiye olan inancını ve mücadelesini hep takdirle karşılamışımdır. Ancak bu son Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde izlediği stratejiyi ve yaptığı bazı açıklamaları doğru bulmadığımı belirtmek isterim. Bir taraftan sürece aktif müdahale edeceksiniz ve iddianızı ortaya koyacaksınız, diğer taraftan Genelkurmay açıklaması karşısında ‘Bunlar doğal’ diyeceksiniz. Üstelik, hükümetin dik duruşuna rağmen...
Kusura bakmayın Sayın Arınç, hem diklendiniz hem dik durmadınız. Türkiye, 28 Şubat sürecinde ‘diklenip dik durmama’ politikası yüzünden çok şey kaybetti.
Çok basit, ihtiyacımız olan şudur: Diklenmemek ama dik durmak...
Star, 30.4.2007
|