Kültür-Sanat

Mevlânâ Meksika’da

Mevlânâ Celâleddin-i Rumî, 800. doğum yıl dönümü kutlamaları kapsamında Meksika’da bir dizi faaliyetle anılacak. Meksika’da 27-29 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek faaliyetlerde, sema gösterileri sunulacak, konferans verilecek, Mevlânâ ve Türkiye’nin tanıtımına ilişkin yazılı ve görsel hediyeler dağıtılacak.

UNESCO’nun 3-21 Ekim 2005 tarihleri arasında Paris’te gerçekleştirdiği 33. Genel Konferansı’nda, 2007 yılında kutlamalarına iştirak edeceği yıldönümleri listesinde resmî olarak ilân ettiği Mevlânâ Celâleddin Rumî’nin 800. doğum yıldönümü dünya ölçeğinde çeşitli faaliyetlerle kutlanmaya devam ediliyor.

İnsanlığın ortak kültürel mirasının temel yapı taşlarından biri olan Mevlânâ Celâleddin-i Rumî’nin 800. doğum yıldönümü kutlamaları kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı da faaliyetlerini sürdürüyor.

50 ÜLKE KATILACAK

“Mevlânâ’’ ortak paydasında medeniyetler ittifakının geliştirilmesinde önemli bir misyon üstlenilirken, bu çerçevede Meksika’da düzenlenen Uluslararası Ollin Kan Müzik Festivali’nde de Mevlânâ’ya ilişkin tanıtım faaliyetleri gerçekleştirilecek.

Bu yıl 50’den fazla ülkenin katıldığı ve yaklaşık olarak 1 milyon kişinin izlediği festival kapsamında, 27, 28 ve 29 Nisan tarihlerinde 3 ayrı faaliyet düzenlenecek.

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Doç. Dr. Ahmet Emre Bilgili’nin başkanlığında bakanlık temsilcileri ve san’atçılardan oluşan 38 kişilik heyetin katılacağı faaliyetler, 27 Nisanda Teatro de la Ciudiad Salonu’nda, 28 ve 29 Nisanda da Multiforo Cine Thalpan Salonunda gerçekleştirilecek.

Faaliyetler kapsamında Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, ‘’Mevlânâ Celaleddin Rumi: Büyük İlahiyat Şairi’’ başlıklı konferans verilecek.

UNESCO tarafından insanlığın sözlü ve somut olmayan kültürel mirası başyapıtları listesinde de yer alan Mevlevî sema gösterileri, 27 kişilik İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu tarafından icra edilecek.

Faaliyetlerde dâvetlilere Mevlânâ ve Türkiye tanıtımına ilişkin yazılı ve görsel hediyeler de dağıtılacak.

22.04.2007

IRCICA ödülü ile gelen başarı

İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) tarafından 1986 yılında açılan ve 352 hattatın katıldığı yarışmada birinci olan hattat Hüseyin Öksüz, bu tarihten sonra aldığı dereceler ve yaptığı çalışmalarla hat sanatında adını dünyaya duyurdu.

Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Hüseyin Öksüz (63), AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden 1970 yılında mezun olduktan sonra hat san’atına ilgi duyduğunu söyledi.

O dönemlerde ünlü hattatlardan hat konusunda ders aldığını ve eğitimini tamamladıktan sonra 1986 yılında IRCICA tarafından ilk kez düzenlenen Uluslararası Hat Yarışması’na katıldığını anlatan Öksüz, yurt içi ve dışından 352 hattatın katıldığı yarışmada birinci olduğunu kaydetti.

Daha sonra katıldığı birçok yarışmadan birincilik ve mansiyon ödülleri kazandığını dile getiren Öksüz, şunları kaydetti:

‘’Özellikle IRCICA tarafından düzenlenen yarışmadaki birincilikten sonra adım dünyanın birçok ülkesinde hat konusunda duyuldu. O yıldan sonra yurt içi ve dışından camilerin hat süslemesini yapmam çok sayıda talep gelmeye başladı. Yurt içinde sayısız caminin hat süslemesini yaptım. Ayrıca Avustralya, Almanya, Hollanda, Kazakistan, ABD ve Kırgızistan’ın da aralarında bulunduğu ülkelerde çok sayıda caminin hat süslemesini gelen talep üzerine kendim yaptım. Halen camilerin hat süslemeleri için birçok talep geliyor ancak zamanım kısıtlı olduğu için bazılarını geri çeviriyorum.’’

22.04.2007

Yeni Asya Neşriyat İzmir Kitap Fuarı’nda

Dün saat 12.00’de açılan İzmir TÜYAP Kitap Fuarına Yeni Asya Neşriyat da katılıyor. İzmir Uluslararası Fuar Alanında açılan fuar 29 Nisan Pazar akşamına kadar devam edecek.

Fuar süresince yazarlarımız kitaplarını imzalayıp, okuyucularıyla sohbet etme imkânı bulacaklar. İndirimli kitap satışlarının yapılacağı fuara 250 yayınevi katılıyor.

Fehmi GİRGENÇ

22.04.2007

El yazması eserlere teşhis ve tedâvi

Süleymaniye Kütüphanesi Yazma ve Nadir Eserler Restorasyon ve Araştırma Merkezi, zamanla yıpranan, yaprakları kırılan, cildi bozulmaya başlayan, tezhibi, cetvelleri, şirazesi bozulup dağılan, rutubetten yaprakları pamuklaşan ya da böcekler tarafından tahrip edilen el yazması eserleri aslına uygun şekilde onarıyor.

“Kitap Hastahanesi” denilebilecek şekilde çalışılan merkezde, yıllardır bakım görmeyen el yazması kitaplar, usta ellerde bir cerrah hassasiyetiyle tedâvi edilerek hayat buluyor.

Çalışmalar hakkında bilgi veren merkezin araştırma laboratuvarında görevli Kitap Patoloğu Kimyager Ertekin Uzun, Süleymaniye Kütüphanesi’nin depolarındaki kitaplar arasında belli zamanlarda tarama yapıp eserlerdeki hasar oranını tesbit ettiklerini belirterek, bu taramalarda hasarlı eser listesini de değer sırasına göre yeniden düzenlediklerini söyledi.

22.04.2007

Bütün haberler