|
|
|
Çankaya sorularına: Kusura bakmayın |
Genelkurmay Başkam Org. Yaşar Büyükanıt, dün düzenlediği basın toplantısında Kuzey Irak, terör, “TSK'yı yıpratma” çabaları, andıç ve akreditasyon tartışmaları, Deniz Kuvvetleri eski Komutanı e. Ora. Özden Örnek'e ait olduğu ifade edilen günlük, Türkiye'de azınlık oluşturma çabaları ve cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili görüşlerini açıkladı. Büyükanıt akreditasyon uygulamasının bir cezalandırma olmadığını savunurken, kimsenin kendisini TSK'ya beğendirmek zorunda olmadığını söyledi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, emekli Oramiral Özden örnek’e ait olduğu iddia edilen günlüklerle ilgili olarak Genelkurmay’ın bütün arşivini tarattığını bir ize rastlamadığını açıkladı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Genelkurmay Karargahı’nda, kuvvet komutanlarının da hazır bulunduğu bir basın bilgilendirme toplantısı düzenledi. “Terör olayı. Kuzey Irak’taki durum ve son gelişmeler, TSK’yı yıpratmaya yönelik faaliyetler, Türkiye’de azınlık yaratma çabaları, Bir dergide yayınlanan eski bir kuvvet komutanına ait günlük ve basındaki akreditasyon uygulamalarıyla” ilgili konularında açıklamarda bulunanan
Büyükanıt, andıçla ilgili şunları söyledi:
“Son günlerde basında bazı haberlere yer verilerek ordumuz yıpratılmaya çalışılıyor. Askerliğini bitirmiş bir asteğmen andıç olayıyla ilgili savcı tarafından tutuklandı. Andıç karargah içi çalışmadır. Ve basına sızan gerçekten taslaktır.TSK’da akreditasyon çalışması vardır. Ne şekilde elde edildiği belli olmayan belgelerle TSK yıpratılmaya çalışılıyor. Bu bilgiler yavaş yavaş servis edilerek TSK yıpratılmaya çalışılıyor. Bu saldırılar bizi daha güçlü kılmaktadır. Birilerinin gözünde şirin görünmeye çalışmak kimseye bir zarar ve yara sağlamayacaktır.”
Basın bize kendisini beğendirmek zorunda değil
Büyükanıt, darbe günlüğü ile ilgili ise “Neden akreditasyon var. Türkiye’de bir PKK gazetesi yayınlanıyor: Gündem. Şurada otursa nasıl ayırırsınız. Biz bunu kabul edemeyiz. Bazı dinci gazeteler var. manşet atıyor: ‘Türkiye’de asker cuma namazı ne gündür’ bilmez diye... Esasında komedi. Önemli olan çarpıtmamak. Bunu yazan da disiplinsizlik nedeniyle TSK’dan atılan bir binbaşı. Şimdi biz bu adamlarla nasıl çalışalım. Tüm basın mensupları kendilerini bize beğendirmek zorunda değil. Ama bizim için önemli olan haberin doğru olup olmadığı…Ben asker yanlısı ya da asker karşıtı sınıflandırmasını asla kabul etmem” dedi.
Günlükle ilgili belge yok
Büyükanıt, darbe planlarının bulunduğu Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu belirtilen günlük ile iligili olarak şunları söyledi:
“Hukuk bilgi, belge ve tanığa dayınır. Günlük konusuna gelince haftalık bir dergimizde eski kuvvet komutanımıza ait olduğu söylenen bir günlük yayınlandı. Şimdi bu günlükleri dergide okuduğumuz zaman şunu sormadan edemedik: ‘İyi de doğru mu bunlar?’ Şimdi ben bilgisayarın başına geçip bir şeyler yazsam ve Murat Yetkin’in günlüğüdür desem. İçine de kötü kötü şeyler yazsam Günlüğü yayınlayan derginin yönetmeni bir röportajında soruyorlar. Elinizde belge var mı diye? belge günlük diyor ve günlüğün aynısının Genelkurmay Arşivi’nde olduğunu iddia ediyor. Genelkurmay’ın arşivide girmiş! Bütün arşivi tarattım. Darbe planlarının yazıldığı söylenen günlükle ilgili ne bir yazışma ne de bir belge yok.
Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, Cumhurbaşkanlığı seçimi ilgili olarak da ‘’Hem vatandaş hem de TSK’nın bir personeli olarak, Cumhuriyetin temel değerlerine sözde değil özde bağlı olacak bir kişinin Cumhurbaşkanı seçilecek olmasını umut ediyoruz’’ dedi.
Büyükanıt, ‘’Kuzey Irak’a operasyon yapılmalı, fayda sağlar. Operasyon yapılması için bir siyasi kararın ortaya çıkması lazım’’ dedi.
|
/ ANKARA
13.04.2007
|
|
|
Özkök: Ülkem için duâcıyım |
Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, siyasi anlamda sıcak günler yaşayan Ankara’yı İzmir’den sadece seyrettiğini belirterek, ‘’İnşallah her şey ülkemiz, ulusumuz için iyi olur. Biz duacılar tarafındayız’’ dedi.
Hilmi Özkök, İzmir Balçova’daki evinde Anadolu Ajansı’nın sorularını cevapladı.Orgeneral Özkök, ‘’Buradan Ankara nasıl görünüyor?’’ sorusuna şu karşılığı verdi:
‘’Seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçiminin yaklaşmasından dolayı Ankara siyasi yönden çok sıcak günler yaşıyor. Ben sadece seyrediyorum, çok da bilmiyorum. Yazlığıma gelenler bilir, çiçeklerimi dikiyorum, soğanlarımı çapalıyorum. Biz görevimizi tamamladık, ayrıldık. Benden sonrakiler Silahlı Kuvvetler yönünden en iyi şekilde kanuni görevlerini yerine getireceklerdir. Seçimleri kim kazanır, kim kaybeder, ben iyi dileklerimi iletiyorum. İnşallah her şey ülkemiz, ulusumuz için iyi olur. Biz duacılar tarafındayız ülkemiz için.’’
Orgeneral Özkök, Genelkurmay Başkanlığı dönemindeki bir resepsiyon sırasında midesinin rahatsızlığından söz ettiğinin hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:
‘’Genelkurmay Başkanlığım zor bir döneme rastladı. Her zaman sıkıntılı olmuştur memleketimiz de. Bende çok değişik oldu, birçok şey üst üste geldi. Onun stresi oldu. Stres altında asit fazlalığı oldu. Sonra emekli olurken hortumla bakacaklarını söylediler, ben de 'bakın' dedim. Baktılar, herhangi bir şey yok. Çok enteresandır, emekli olduktan 2 ay sonra hap alma ihtiyacım kalmadı. Mide asidi normal düzene girdi. Özellikle evimde yemek yediğim zaman. Şu anda hiç bir sıkıntım kalmadı.’’
Orgeneral Hilmi Özkök, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın, dün düzenlediği basın toplantısı öncesinde kendisiyle herhangi bir temasının olup olmadığına ilişkin soruya, ‘’Hayır’’ karşılığını verdi.
|
/ İZMİR
13.04.2007
|
|
|
Arınç: TBMM, iradesini paylaşmaz |
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Meclis’in 84 yıldır cumhurbaşkanı seçimi yaptığını belirterek, ‘’Bu konuda TBMM’nin hiçbir kurum, kişi ya da grupla bu iradesini paylaşmayacağını’’ vurguladı.
Arınç, cumhurbaşkanı seçimi süreciyle ilgili olarak kamuoyunu aydınlatmak ve Meclisin çalışmaları hakkında bilgi vermek üzere, TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı seçimi konusunda yapılacak tüm çalışmaları tamamladıklarını ifade eden Arınç, önceki gün Genel Kurulda, adaylık sürecinin başladığını Başkanlık duyurusuyla resmen ilan ettiklerini hatırlattı. Bazı siyasilerin bu konuda görüş bildirmesini ya da hukuk mantığına aykırı da olsa bu iddiayı sahiplenmesinin ‘’bir dereceye kadar normal karşılanabileceğini’’ belirten Arınç, ‘’Ancak Anayasal bir kurum olan YÖK’ün özel bir toplantı düzenleyerek bu konuda görüş bildirmesini kabul etmemiz mümkün değildir’’ dedi.
Bülent Arınç, ‘’YÖK Rektörler Komitesinin cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili özel bir basın toplantısı düzenlemesi, görüşlerini açıklaması, insanları, kamuoyunu yönlendirmesi ve ardından tamamen hukuk tekniği bilgisi içeren toplantı yeter sayısı konusunda görüşler bildirmesini garipsediğini ve yanlış bulduğunu’’ söyledi.
YÖK Rektörler Komitesi Kurulması Hakkında Yönetmeliğe göre, bu komitenin sadece üniversitelerin çalışmaları konusunda önerilerde bulunabileceğini ve komitenin görevinin ise eğitim çalışmaları ile sınırlı olduğunu vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:
‘’Buna rağmen bu komitenin cumhurbaşkanlığı seçimi gibi siyasi bir konuda görüş bildirme görevi yoktur ve bildirmesi de yanlıştır. İçinde sadece 4 tane hukukçunun bulunduğu, üyelerinin 44 tanesinin tıp uzmanı olduğu bir komitenin, toplantı yeter sayısı gibi teknik bir konuda görüş bildirmesi ise ayrıca büyük bir hatadır. Elbette üniversite rektörlerimizin birey olarak şahısları adına Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda görüş açıklaması normaldir. Bunu demokrasinin bir zenginliği sayıyoruz. Ancak kurumsal bir organ olan Rektörler Komitesinin cumhurbaşkanlığı seçimine, adayların niteliklerine, Meclisin temsil oranına, meşruluğuna, son seçim sonuçlarına dair bir bildiri yayınlaması bir tek şeyi açıkça ispat etmektedir; YÖK, bilim yuvası olmaktan çıkarılmış ve siyasi bir kurum haline getirilmiştir.
Bu, Türk eğitim ve öğretimi açısından büyük bir kayıptır. Siyasallaşmış bir kurumun tarafsızlığını ve bilimsel olma özelliğini koruması mümkün değildir. Bu tarihten itibaren YÖK’ün bilim adına, eğitim adına alacağı kararlar siyasallaştığı için her zaman şüphe ile karşılanacaktır.’’
TBMM’nin, 84 yıldır cumhurbaşkanı seçimi yaptığını vurgulayan Arınç, ‘’Bu konuda TBMM’nin hiçbir kurum, kişi ya da grupla bu iradesini paylaşmayacağını’’ vurguladı. ‘’Meclisimiz cumhurbaşkanlığı seçiminde, kim ve nereden gelirse gelsin tüm telkinleri ve müdahaleleri reddeder. Seçme hakkı üzerine hiçbir ipoteği ve şartı kabul etmez’’ diyen Arınç, Meclisin, demokrasinin sembolü ve hayat kaynağı olduğunu söyledi. Meclis iradesinin olmadığı, kabul edilmediği, meşruiyetinin tartışıldığı bir ortamda demokrasiden bahsedilmesinin mümkün olmayacağına dikkati çeken Arınç, şöyle devam etti: ‘’Biz, Meclis kararının meşruluğunun tartışılmasına asla izin vermeyiz. Bunu millet adına ve demokrasi adına yapıyoruz. Aziz milletimize bir kez daha sesleniyorum: Huzur, güven ve kararlılık içinde cumhurbaşkanlığı seçimini tamamlayacağız. Hiçbir sorun olmadan, aksaklık yaşanmadan bu seçim gerçekleşecek ve genç Cumhuriyetimizin 11. Cumhurbaşkanı seçilecektir. Meclisimiz, bu onurlu görevi yerine getirmek için hazırdır. Heyecanla, gururla ve özgüvenle yeni cumhurbaşkanımız seçilecektir. Bu seçim nedeniyle mutlu olmalıyız. Çünkü Türkiye’de kurumlar çalışıyor, Meclis görevinin başındadır, rejimimiz güvendedir, demokrasimiz işliyor ve devletimizi temsil eden yeni cumhurbaşkanımız görevine başlayacaktır. Ülkemiz kısa bir süre sonra AB üyesi olacak kadar kendini geliştirmiş, güçlenmiş ve istikrara kavuşmuştur. Yeni yüzyılla birlikte siyaset normalleşmiş, olağan dışı koşulların yaşanmadığı sürece girilmiştir. Bundan geri dönüş de mümkün değildir artık. Herkesin kendini buna göre ayarlaması gerekir.’’
|
/ ANKARA
13.04.2007
|
|
|
YÖK parti gibi çalışıyor |
Mazlumder GYK Üyesi Nurullah D. Sarıhan, YÖK’ün siyasî bir parti gibi faaliyet yürüterek cumhurbaşkanlığı seçimine taraf olduğunu ilan ettiğini ifade ederek, “İllerde miting otobüsleri kiralamaktan, üniversitelerdeki sınavları ertelemeye varıncaya kadar bir dizi basit olduğu kadar, hukukî de olmayan çalışmalar içinde olmayı hangi yasal zemine dayandırmaktadır?” diye sordu.
YÖK’ün Bilkent’te bulunan merkezinde Mazlumder adına açıklama yapan Sarıhan, YÖK Rektörler Komitesinin geçtiğimiz hafta yayınlamış olduğu bildirinin Türkiye’de akademik ve bilimsel özgürlük ile üniversitelerimizin geleceği bakımından kaygı verici ifadelerle dolu olduğunu belirtti. Sarıhan, “Rektörler Komitesi ve doğal olarak YÖK, yasal sorumluluk alanları dışına çıkarak cumhurbaşkanlığı seçimine bir siyasî parti üslup ve söylemi ile açıkça taraf olmakta bir sakınca görmemekte, üniversiteleri de siyasete alet etmekten çekinmemektedir” dedi.
Rektörler Komitesi, TBMM’yi “temsil zafiyeti” içinde göstermekte bir sakınca bulmadığını da söyleyen Sarıhan şöyle konuştu:
“YÖK ne yazık ki askerî vesayet döneminde kurulmuş bir yapı olmanın tüm zaafları ile hareket etmeye devam ederek baskıcı ve dayatmacı yöntemlerden medet ummaya çalışmaktadır."
YÖK’ün bir siyasî parti gibi faaliyet yürüterek cumhurbaşkanlığı seçimine taraf olduğunu ilân ettiğini belirten Sarıhan, “İllerde miting otobüsleri kiralamaktan, üniversitelerdeki sınavları ertelemeye varıncaya kadar bir dizi basit olduğu kadar, hukukî de olmayan çalışmalar içinde olmayı hangi yasal zemine dayandırmaktadır?” diye sordu. Sarıhan, şöyle devam etti: “Açıktır ki YÖK siyasallaşmış bir kurum olarak artık seçimlere de müdahale edebilmekte, hukuk dışı yöntem ve araçları kullanmaktan çekinmemekte ve ne yazık ki akademik çevreleri de figüran olarak kullanmaya kalkışmaktadır.”
|
Fatih KARAGÖZ
/ ANKARA
13.04.2007
|
|
|
Demokrasi karşıtlarıyla bir arada olunamaz |
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) tarafından yarın düzenlenecek olan mitinge destek vermelerinin mümkün olmadığını belirterek, “İşçi haklarına karşı çıkanlarla, darbecilerle, din düşmanlarıyla, demokrasi-millet karşıtlarıyla bir arada olamayız” dedi.
Mustafa Başoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, ADD’nin öncülüğünde yarın Ankara’da yapılacak mitinge katılmayacaklarını ve böyle bir girişimi asla desteklemediklerini kaydetti. Başoğlu şöyle dedi:
“Çünkü mitingi düzenleyenler arasında sendika haklarına, işçi haklarına karşı çıkan üniversite rektörleri vardır. Laiklik kuralını din düşmanlığı gibi algılayanlar var. Olmadığı kanıtlandığı halde hâlâ irticanın arkasına sığınanlar var. Milletimizin cumhuriyet ile hiçbir ihtilafı olmadığı halde, ilkelerini benimseyip içine sindirdiği halde kendilerini cumhuriyetçi başkalarını cumhuriyet karşıtı gibi gösterip toplumun bütünlüğünü bölmeye çalışanlar var. En önemlisi demokrasi düşmanları, darbeciler var.” Memur-Sen Eskişehir Şube Başkanı İsmail Altınkaynak ise sendikaya bağlı 11 şube başkanı ile biraraya gelerek düzenlediği basın toplatısında millet iradesinin tecelligahı TBMM'yi en yüce makam olarak gördüklerini belirterek "MemurSen Konfederasyonu olarak Cumhurbaşkanlığı makamı için yapılacak olan seçimlerin mevcut tüm kural ve temayüller uygulanarak TBMM tarafından gerçekleştirilmesini istiyoruz" dedi.
|
Ahmet TERZİ
/ ANKARA
13.04.2007
|
|
|
RTÜK, 3 milyon doların hesabını sordu |
RTÜK, medyada yer alan, CHP’nin Kanaltürk’e prodüksiyon hizmetleri ve reklam yayını karşılığında 3 milyon dolar tutarında ödeme yaptığı şeklindeki haberler üzerine Maliye Bakanlığı ve Kanaltürk’ten bilgi istedi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK), bazı basın ve yayın organlarında yer alan ‘’10-11 Nisan 2007 tarihlerinde, Kanaltürk logosuyla yayın yapan Yaşam Televizyon Yayın Hizmetleri A.Ş. unvanlı kuruluşa, bir siyasi partinin yetkilileri tarafından, prodüksiyon hizmetleri ve reklam yayını karşılığında 3 milyon USD tutarında ödeme yapıldığına’’ ilişkin haberler üzerine Maliye Bakanlığı ve Kanaltürk’ten bilgi istediği açıklandı. RTÜK’ten yapılan yazılı açıklamada, 3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 12. maddesinde ‘’özel radyo ve televizyon kuruluşlarının yıllık brüt reklam gelirlerinden yüzde 5 oranında ayrılacak payların Üst Kurul’un gelirleri arasında sayıldığı belirtildi. Söz konusu kanunun 13. maddesinde de ‘’reklâm gelirlerinden ayrılacak payların, elde edildikleri ayı takip eden ayın en geç 20’sinde ilgili yayın kuruluşları tarafından ödenir. Ödemede gecikilmesi halinde, ilgili yayın kuruluşu uyarılarak yedi gün içinde ödeme yapması istenir. Yapılacak ihtara rağmen ödeme yapılmaması halinde, Üst Kurul’ca ödeme yapılıncaya kadar yayının durdurulmasına karar verilir. Belirtilen tarihlerden itibaren iki ay içinde ödeme yapılmazsa, Üst Kurul’ca yayın izninin ve lisansın iptaline karar verilir ve ödenmeyen kurum geliri icra yoluyla tahsil olunur. Gecikilen ödemeler için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır’’ denildiği kaydedildi.
|
/ ANKARA
13.04.2007
|
|
|
TESUD: CHP'nin güdümünde değiliz |
Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Genel Başkanı emekli Tümgeneral Rıza Küçükoğlu, “Hiçbir partinin, hiçbir derneğin kuyruğunda ve güdümünde değiliz’’ dedi.
Dernek Genel Merkezi’nde bir basın açıklaması yapan Küçükoğlu, “CHP güdümünde, onun desteğinde eyleme giren bir örgüt olarak gösterilmekten rahatsız olduklarını’’ belirtti.
TESUD’un “14 Nisan Cumhuriyet Buluşması’’ kararını alan 300 derneğin arasında yer aldığını bildiren Küçükoğlu, “Hiçbir partinin, hiçbir derneğin kuyruğunda ve güdümünde değiliz’’ dedi.
Parlamenter sisteme inandıklarını belirten Küçükoğlu, siyasi partileri ziyaret ederek, bütün sivil toplum örgütlerini ve siyasî partileri “Cumhuriyet Buluşması’’’na dâvet ettiklerini söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile de hiçbir organik bağlarının olmadığını vurgulayan Küçükoğlu “Sivilleşmiş bir seçmen örgütüyüz’’ dedi.
TESUD adı ve amblemi kullanarak “ihtilâle çağrı’’ niteliğinde “sahte mektupların, emekli ve muvazzaf subayların adreslerine gönderildiğini’’ belirten Küçükoğlu, bu mektuplarla hiçbir ilgilerinin olmadığını kaydetti.
TESUD’un parlamenter sistem ve anayasal devlet düzeni ile belirlenen demokratik sınırlar içerisinde kalmaya özen gösteren bir sivil toplum kuruluşu olduğunu ifade eden Küçükoğlu, gönderilen mektupların “TESUD’u darbeci ve anayasal kurumları göz ardı eden bir sivil toplum örgütü kimliğinde göstermek isteyen yeni bir psikolojik savaş eylemi’’ olduğu görüşünü dile getirdi.
|
/ ANKARA
13.04.2007
|
|
|
Seçim, rejim sorununa dönüştürülmesin |
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve MAZLUMDER, “Cumhurbaşkanlığı seçiminin rejim sorununa dönüştürülmemesi gerektiğini’’ belirtti.
MAZLUMDER Yönetim Kurulu Üyesi Emrullah Beytar ve İHD Genel Başkanı Yusuf Alataş Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde ortak açıklama yaptı. Beytar’ın okuduğu açıklamada, demokrasi ve hukukun herkes için gerekli olduğu ifade edilerek, ‘’Bu bakımdan, cumhurbaşkanlığı seçimi konusundaki güç gösterilerini kaygı verici buluyoruz’’ denildi. İHD Genel Başkanı Alataş da cumhurbaşkanı seçimi için TBMM’deki toplantı yeter sayısı tartışmalarının gereksiz olduğunu söyledi. Alataş, Anayasa’yı zorlayıcı yorumlardan kaçınılması gerektiğini kaydetti.
|
/ ANKARA
13.04.2007
|
|
|
Almanya Büyükelçisi: AB de seçimleri merak ediyor |
Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz, Türkiye’deki Cumhurbaşkanı seçiminin ve genel seçimlerin merakla beklendiğini ve bu seçimlerin Türkiye’nin hangi yönde ilerleyeceğini göstereceğini söyledi.
Konrad Adenauer Stiftung Derneği’nin, Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM) ile düzenlediği, 2 gün sürecek “Almanya’nın AB Dönem Başkanlığı ve Türkiye-AB İlişkileri” konulu uluslararası konferans dün ATAUM’da başladı.
Konferansın açılışında konuşan Büyükelçi Cuntz, “Türkiye ile ilgili olarak merakla beklenen seçimler var. Bu seçimler Türkiye’nin hangi yönde ilerleyeceğini gösterecektir” dedi. Cuntz, bu seçimlerin Türkiye’nin yanı sıra AB’yi ilgilendiren bir konu olduğunu belirtti. B üyeliği konusunda Türk kamuoyundaki hayal kırıklığının anlaşılabilir bir durum olduğunu söyleyen Büyükelçi Cuntz, bunun AB’ye hızlı katılım yönündeki beklentiden kaynaklandığını söyledi. AB müzakere sürecinde kabul edilen yasaların uygulanmasının da önemli olduğuna işaret eden Büyükelçi, “Bunlar AB’ye katılacak her ülkeden beklenen şeyler” diye konuştu.
Almanya’nın AB Dönem Başkanlığı sürecinde Kıbrıs konusunun da gündemde olduğunu belirten Cuntz, “Almanya’nın Kıbrıs konusunda çözüme gidilmesi yönünde her şeyi yapma kararlılığı vardır” ifadesini kullandı.
|
/ ANKARA
13.04.2007
|
|
|
Avrupa kültürüne Müslümanlar da ortak |
Avusturya’da faaliyet gösteren Türk sivil toplum örgütlerinin Kutlu Doğum Haftası kapsamında düzenledikleri resepsiyona Viyana Kardinali Schönborn’u temsilen katılan Katolik kilisesi rahibi Edward Daniel, Avusturya’daki Müslümanlarla barış içinde birlikte yaşadıklarını hatırlatarak, “Avrupa kültürünün Hristiyan, Müslüman ve Museviler tarafından ortaklaşa kurulduğunu” kaydetti.
Viyana’da faaliyet gösteren Türk sivil toplum örgütleri Hz. Muhammed’in 1436. doğum günü sebebiyle bir resepsiyon verdi. Viyana’daki “kutlu doğum” resepsiyonuna Türk toplumu temsilcilerinin yanı sıra Avusturyalı politikacı ve diplomatların yanı sıra, Katolik kilisesi temsilcileri de katıldı. Rahib Edward Daniel, “Bizler yabancı değil dostuz. Bunun için de sizleri sevgili dostlarım diyerek selâmlamak istiyorum. Bizler ortak prensiplere sahibiz. Kötü günde de iyi günde de birbirimize destek olacağız” dedi. Resmî dâvet için Roma’da bulunan kardinal Schönborn’un “dostça selâmlarını” getirdiğini ifade eden Daniel, Avusturya’daki Müslümanlarla barış içinde birlikte yaşadıklarını hatırlatarak, “Avrupa kültürünün Hristiyan, Müslüman ve Museviler tarafından ortaklaşa kurulduğunu” kaydetti.
Resepsiyona barış ve sevginin sembolü olarak bir demet kırmızı gül getiren Daniel’e, konuşmasının ardından Türkiye’nin Viyana Din Hizmetleri Müşaviri Harun Özdemirci de aynı şekilde bir demet kırmızı gül verdi.
Resepsiyonda “Kutlu doğum ortak platformu” adına bir konuşma yapan Türkiye’nin Viyana Din Hizmetleri Müşaviri Harun Özdemirci, “Allah’ın rahmet elçisi Hz. Muhammed’in sevgi ve barış mesajlarını anlamaya ve doğru algılamaya, oluşturmak istediği güven ortamını yaşatmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var” dedi.
Yüce Yaratıcının insanlığa gönderdiği en son rahmet elçisi, ilâhî vahyin son ve tamamlayıcı halkasının Hz. Muhammed olduğunu belirten Özdemirci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hz.Muhammed’in Allah’tan getirdiği mesajları anlamak, o’nun bu doğrultuda ortaya koyduğu örnek ahlakı özümsemek, o’na duyulan derin sevgiyi gönüllerden sözlere ve toplumsal bilince aktarmak amacıyla İslâm âlemi her yıl artan bir heyecanla o’nun dünyaya gelişini Mevlid Kandili olarak kutlamaktadır. Başta Türkiye olmak üzere Tüm Avrupa’da yaşayan Türk kökenli Müslümanlar 1989 yılından buyana Hz. Muhammed’in doğumuna rastlayan haftayı kutlu Doğum Haftası olarak kutlamaktadırlar.”
Kutlu doğum haftası etkinlikleriyle “bir yandan rahmet ve merhamet peygamberini tanıtmak” istediklerini ifade eden Özdemirci, “Bir yandan da Avusturya’da yaşanan barış, huzur ve hoşgörü ortamının devamına katkıda bulunmayı amaçladıklarını” kaydetti. İnsanlar arasında kin ve nefretin, farklılıklar arasında çatışmanın alevlendirilmek istendiği, insan hakları ihlâlleri, kötü ve zararlı alışkanlıkların hızla yayıldığı, ötekinin kutsalına ve bir diğer inanca saygının zayıfladığı bir sürecin yaşanmakta olduğuna işaret eden Özdemirci, “Bu mutlu tesadüfün, kutlu günler ikliminin barışa, kardeşliğe, hoşgörü ve diyaloğa vesile olmasını diliyorum” dedi.
Özdemirci, “Allah’ın seçtiği elçilerin sevgi ve barış mesajlarını anlamaya ve doğru algılamaya, oluşturmak istedikleri güven ortamını yaşatmaya her zamankinden daha çok ihtiyac olduğunu” kaydetti.
Viyana’da faaliyet gösteren Türk Sivil toplum örgütlerinin ortaklaşa düzenledikleri Kutlu Doğum etkinliklerinin, 28 Nisan’a kadar Avusturya’nın değişik eyaletlerinde devam edeceği bildirildi.
|
/ VİYANA
13.04.2007
|
|
|
Mayına basan 3 asker yaralandı |
Bingöl’ün Kiğı ilçesi kırsalında mayına basan 3 asker yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Kiğı ilçesi kırsalında arazi arama ve tarama çalışmalarına katılan 3 asker, teröristler tarafından döşenen mayına basarak yaralandı. Yaralı askerlerin askerî helikopterle Elazığ Askerî Hastahanesine kaldırıldığı öğrenildi.
|
/ BİNGÖL
13.04.2007
|
|
|
Camilerde dinî rehberlik ve danışma büroları açılsın |
TBMM Çocuk ve Gençlerdeki Şiddeti Araştırma Komisyonunun, illerde yaptığı görüşmelerde, ‘’camilerde dini rehberlik ve danışma büroları açılması, suça karışmış çocukların polislere zimmetlenmesi" önerildi.
Komisyonun, vali, belediye başkanı, milli eğitim, emniyet, kültür ve turizm, gençlik ve spor müdürleri, SHÇEK yetkilileri, müftüler, sivil toplum örgütleri, öğretmen ve öğrencilerle yaptığı 13 ildeki incelemeler rapor haline getirildi. Raporda yer alan öneriler arasında, aile içi eğitimden cinsel eğitime, internet kafelerden göç konularına kadar çeşitli talepler bulunuyor.
İzmir raporunda, camilerde dini rehberlik ve danışma büroları açılması önerildi. Komisyonun Ağrı’da yaptığı incelemelerin raporunda, ‘’okulda şiddet’’ kavramının, ‘’okulda şiddet olmasını öngördüğü’’ gerekçesiyle, bu kavram yerine başka bir ifadenin kullanılması istendi.
Tefecilik kıskacına giren ailelerin şiddet uygulaması nedeniyle bu sorunun önlenmesine yönelik gerekli tedbirlerin alınmasının istendiği raporda, ‘’Kontrolsüz göçler engellenmeli, göç kayıt altına alınmalı, yaygın eğitim vasıtasıyla ailelere cinsellikle ilgili eğitim verilmeli, polis ağabey, polis abla projesi uygulanmalı, suça karışmış çocuklar görevli polislere zimmetlenmeli ve bu çocukların takibi yapılmalı’’ denildi.
Mersin raporunda da internet kafelere ilişkin öneriler sıralandı. İnternet kafelere, ebeveyn olmadan giriş yaşının yasayla artırılması, ilköğretim çağındakiler ve sonrası kişiler için farklı internet kafelerin olması istendi.
Komisyonun Erzurum raporundaki öneriler arasında, ‘’kontrolsüz göçlerin engellenmesi, göçün kayıt altına alınması, nüfus planlamasının aktif hale getirilerek, kişilerin bakabileceği kadar çocuk yapması konusunda bilinçlendirilmesi’’ yer aldı.
|
/ ANKARA
13.04.2007
|
|
|
Mevlânâ ve Bediüzzaman birer köprü olmuştur |
Tokat’ta düzenlenen “Mevlânâ’dan Bediüzzaman’a Sevgi” konulu anma programında konuşan araştırmacı-yazar Halil Uslu, “Hz. Mevlânâ ve Hz. Bediüzzaman ve emsali gönül sultanları birer manevî köprü olmuştur” dedi.
Bediüzzaman Haftası münasebetiyle Yeni Asya Gazetesi Tokat Temsilciliği tarafından “Mevlânâ’dan Bediüzzaman’a Sevgi” konulu anma programı düzenlendi. Geceye gazetemiz yazarlarından Halil Uslu konuşmacı olarak katıldı.
Mehmet Uysal’ın Kur’ân-ı Kerim tilâvetiyle başlayan programın sunuculuğunu Sabri Önsoyluoğlu yaptı.
Gazetemiz Tokat Temsilcisi Azam Yazıcı, açılış konuşmasında; “Her asırda bir müceddid-i din gelir. Peygamber müjdesine mazhar olan müceddidler zincirinin halkalarından olan Mevlânâ ve Bediüzzaman’ı ve bu sevgi gününde, asırlarının yol göstericisi olan bütün manevî büyüklerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz” dedi.
Açılış konuşmasının ardından Can Kardeş ilâhî grubu sahne aldı ve söylediği ilâhilerle izleyicileri duygulandırdı. Anadolu İmam-Hatip Lisesi öğrencilerinden Ebru Kaçkar da okuduğu şiirle konferansa ayrı bir renklilik kattı.
Yüksel Toker’in sunduğu ney taksiminden sonra Halil Uslu, “Mevlânâ’dan Bediüzzaman’a Sevgi” başlıklı konferansını vermek üzere kürsüye geldi.
Uslu konuşması boyunca verdiği örneklerle ve dinleyicilerle kurduğu diyaloglarla konferansın renkli bir hale gelmesini sağladı.
Hz. Mevlânâ ve Hz. Bediüzzaman ve emsali gönül sultanlarının manevî köprüler olduklarını belirten Uslu, “Nasıl ki, İstanbul’un devasâ köprüleri insanları bir kıt’adan bir kıt’aya götürüyorlarsa, bu aziz zatlar da, çağın anlayış ve idrakine göre insanlara muhatap olup, onları Fahr-ı Kâinat Efendimize (asm) ve Cenâb-ı Allah’a götürüyorlar. Gerçek bu. Meslek ve meşrep ayrı olabilir. Fakat; hedef, gaye, mefkûre aynı. Aramızdaki fark bizi Ahmedi, Mehmedi kucaklıyoruz, onlar çağ ve çağları kucaklıyorlar” diye konuştu.
Hz. Mevlânâ ve çağımızın Mevlânâ’sı kabul edilen Hz. Bediüzzaman’ın eserlerinden bölümler sunan Uslu, konuşmasının devamında sevgiyi ve ülke bazında muhabbeti ve kardeşliği tahrip eden çarpıcı misaller verdi. Uslu şöyle konuştu. 2007 yılı itibarıyla 220 bin resmî boşanma dosyası mahkemelerde bulunuyor ve artış devam ediyor... Böyle bir Türkiye’de, gerçek sevgiye, şefkata ve muhabbete ve kardeşliğe ne kadar mecbur kaldığımız ve muhtaç olduğumuz ortadadır.
Çıkış olarak; sevginin temeli din ve imandır. Bütün saydığım rakamlar ve gerçek tesbitler, ağlamakla ve belirtmekle bitmez. Bunu bilenlerin veya tesbit edenlerin çarelerini sunmaları bir vatan ve insanlık borcudur. Türkiye’de hükümetler, görevli bakanlıklar, sayısız vakıflar ve anne-babalar, ABC vitaminini nüfusun üçte birini teşkil eden genç nesillere ve öğrencilere verdikleri gibi, iman vitamini ve gerçek sevgiyi vermeleri, Türkiye’nin geleceği için en büyük hizmettir.”
Konferans sonunda lise ve ilköğretim dalında yapılan Risâle-i Nur Bilgi Yarışmasında dereceye girenlere çeşitli ödüller ve Halil Uslu’ya da plaket verildi. Liseli ve üniversiteli gençler tarafından açılan kitap standı yoğun ilgiyle karşılandı.
|
İ. Said Ergenekon - Tamer Oğuz
/ TOKAT
13.04.2007
|
|
|
Kâinatın mayası muhabbettir |
Bediüzzaman Said Nursî’yi anma haftası münasebetiyle KÖPRÜDER Gebze Belediye Salonunda bir anma programı düzenledi. Halkın yoğun ilgi gösterdiği programa konuşmacı olarak yazar Dr. Senai Demirci katıldı.
Müzisyen Ali Oktay ezgileriyle geceye renk katarken, programın sunuculuğunu Ramazan Zor yaptı.
Programın açılışı Kur’ân-ı Kerim tilâvetiyle oldu. Açış konuşmasını yapan Köprü Kültür Sanat Eğitim ve İletişim Derneği başkanı Hüseyin Saraç şunları söyledi: “Bediüzzaman Hazretlerinin vefatının 47. yıldönümü dolayısıyla idrak etmekte olduğumuz Bediüzzaman haftası, bu yıl Mevlânâ Celâleddin-i Rumî Hazretlerinin de doğumunun 800. yıldönümüne tevafuk etmiştir ve bu yıl hepimizin bildiği gibi “Sevgi Yılı” ilân edilmiştir. Bediüzzaman Haftasında gerek ülkemizin pek çok beldesinde gerekse bütün dünyada ‘Risâle-i Nurda sevgi’ konusu işlenmektedir. Biz de KÖPRÜDER olarak böyle bir programı düzenleyerek bu coşku seline katılmak istedik, sizleri dâvet ettik sizler de icabet ettiniz teşekkür ediyoruz.”
Bediüzzaman’ın 20. asırda yaşamış, yaşadığı asrın özelliklerini çok iyi teşhis etmiş dahi bir şahsiyet olduğunu, sadece Kur’ân-ı rehber alarak çağın sorunlarına çareler geliştirdiğini dile getiren Saraç, “Bugün Risâle-i Nur, tüm dünyada onlarca dile tercüme edilmiştir ve her gün yeni tercümeler yapılmaktadır. Ülkemizde ve dünyada milyonlarca insan bu eserleri okumaktadır” dedi.
Ardından konferansını sunmak üzere sahneye çıkan Senai Demirci ise “Kâinatın mayası muhabbettir. İnsanlar hava bozuk aman insanı sıkıyor diye şikâyet ediyorlar. Ama kâinatın sahibi abes iş yapmaz. Hava bulutlu veya yağmurludur. Bozuk değildir. Bakın yağmur ne kadar güzel yağıyor. Rahmet yağıyor. Bu ise kâinattaki muhabbeti gösterir. Kalbimizi yeniden yazmak için muhabbete, sevgiye ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı. Programın sonunda Ali Oktay ezgilerini seslendirirken Senai Demirci de kitaplarını imzaladı.
|
Yeni Asya
/ GEBZE
13.04.2007
|
|
|
Yargıtay, başsavcı adaylarını belirledi |
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı adayları, Yargıtay’da yapılan seçimle belirlendi.
Görev süresi 20 Mayıs 2007’de dolacak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok’un yerine Yargıtay Büyük Genel Kurulunda aday belirleme seçimi dün yapıldı. Başsavcılık için 7 adayın yarıştığı seçimde ilk 5 sırada, Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Ersan Ülker 146, 2. Ceza Dairesi Başkanı Nedim Baran 95, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Abdurrahman Yalçınkaya 95, 7. Ceza Dairesi Başkanı Turan Demirtaş 94 ve 5. Ceza Dairesi Başkanı Hayrettin Cevheroğlu 77 oyla yer aldılar. 224 Yargıtay üyesinin oy kullandığı seçimde, 4. Ceza Dairesi Başkanı Ünal Başoğlu 65 oy, 8. Ceza Dairesi Başkanı Zeki Aslan ise 71 oy alarak liste dışında kaldı. Seçimlerde 3 oyun boş, 1 oyun da geçersiz olduğu belirlendi. Seçimde ilk 5 sırada yer alan adayların ismi ve oylama sonucu, liste halinde Yargıtay Birinci Başkanlığınca Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e sunulacak. Cumhurbaşkanı Sezer, gösterilen adaylardan birini 15 gün içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olarak seçecek.
|
/ ANKARA
13.04.2007
|
|
|
Sınırda 122 kaçak yakalandı |
Edirne’de, yasa dışı yollardan sınırı geçmek isteyen 122 kaçak yakalandı.
Edinilen bilgiye göre, jandarma ve sınır devriye ekiplerince, Edirne merkez Bosnaköy’ü ile Meriç ilçesinde, yasa dışı yoldan sınırı geçmek isteyen Filistin, Somali, Irak ve Afganistan vatandaşı 122 kaçak yakalandı. Yabancı uyruklular, jandarmadaki ifadelerinin ardından, sınır dışı edilmek üzere Edirne Emniyet Müdürlüğü Pasaport ve Yabancılar Şubesine gönderildi.
|
/ EDİRNE
13.04.2007
|
|
|
Hava korsanı tutuklandı |
Diyarbakır-İstanbul seferini yapan Pegasus Havayolları’na ait yolcu uçağını kaçıran hava korsanı Mehmet Gökşingöl, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince sabah saatlerinde Ankara Adalet Sarayı’na getirilen zanlı Mehmet Gökşingöl terör ve organize suçlara bakmakla görevli Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kelkit tarafından sorgulandı. Sorgusunda terörle bağlantısı bulunmadığı tespit edilen Gökşingöl hakkında görevsizlik kararı veren Kelkit, zanlının dosyasını, sorgulanmak üzere Çubuk Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdi. Esenboğa Havalimanı, Çubuk İlçesi sınırlarında kaldığı için dosyanın, buraya gönderildiği öğrenildi. Çubuk Cumhuriyet Başsavcısı Adem Can tarafından sorgulanan Gökşingöl, tutuklanması talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Mahkeme, Gökşingöl’ün tutuklanmasına karar verdi. Mehmet Gökşingöl’ün, TCK’nın 223/3-4. maddelerinde düzenlenen ‘’ulaşım araçlarının kaçırılması’’, 117. maddesinde düzenlenen ‘’hürriyeti tahdit ve çalışma ve iş güvenliğinin ihlali’’ suçlarından tutuklandığı öğrenildi.
Gökşingöl, Sincan F Tipi Cezaevi’ne gönderildi.
|
/ ÇUBUK
13.04.2007
|
|
|
Kapıkule gurbetçiye hazır |
Edirne Gümrük ve Muhafaza Başmüdürü Mehmet Hatipoğlu, bu sezon Kapıkule Sınır Kapısı’nda yığılma olmaması için tüm tedbirleri aldıklarını bildirdi.
Hatipoğlu, yaptığı açıklamada, Avrupa’nın değişik ülkelerinde çalışan Türk işçilerin tatillerini geçirmek üzere ülkeye kara yoluyla gelişlerinde Kapıkule Sınır Kapısı’nın tercih edildiğini ifade ederek, tatil sezonu öncesi gerekli hazırlıkların yapıldığını söyledi.
Bulgaristan’ın Avrupa Birliği’ne alınması sebebiyle Türk işçilerin bu ülkeden vize olmadan geçiş yapacaklarını vurgulayan Hatipoğlu, şöyle devam etti: “Bu nedenle gurbetçilerimiz Bulgaristan güzergâhını kullanarak Kapıkule Sınır Kapısı’ndan ülkeye giriş yapacaklar. Bu sezon gurbetçi geçişlerinin yoğun olacağı Kapıkule Sınır Kapısı’nda yığılma olmaması için tüm tedbirleri aldık.
Kapıkule, Pazarkule, Hamzabeyli ve İpsala sınır kapılarımızda işin yoğunluğuna göre personel takviyesi yapılacak.’’
Yurtdışında emekli olan işçilerin Türkiye’ye gelişlerinin Mayıs ayının 15’inden sonra başlayacağını aktaran Hatipoğlu, Haziran ayından itibaren de Fransa, Almanya, Avusturya, Hollanda ve Belçika’da okulların tatil edilmesiyle gurbetçilerin gelişlerinin yoğunluk kazanacağını dile getirdi.
|
/ EDİRNE
13.04.2007
|
|
|
Yavru sazanlar barajlara bırakıldı |
Bursa’da bulunan baraj ve göletler balıklandırılıyor. Balıklandırma çalışmaları çerçevesinde, Demirtaş ve Büyükorhan barajlarına toplam 60 bin adet yavru sazan balığının bırakıldığı bildirildi.
Bursa DSİ 1. Bölge Müdür Yardımcısı İsmail Yılmaz, çalışmaların bütün hızıyla sürdüğünü ifade ederek, “Balıklandırma çalışmaları çerçevesinde, Demirtaş ve Büyükorhan barajlarına toplam 60 bin adet yavru sazan balığı bıraktık. Sazan balıkları, Edirne’deki DSİ 11. bölge Müdürlüğü’ne ait İpsala Balık Üretme İstasyonu’ndan getirildi. İlk parti olan 40 bin balığı 2 Nisan 2007 tarihinde Büyükorhan Barajı’na bıraktık. İkinci parti olan 20 bin balığı ise 11 Nisan 2007 tarihinde Demirtaş Barajı’na bıraktık” dedi.
|
/ BURSA
13.04.2007
|
|
|
Modern hayat stres kaynağı |
İngiltere’de yapılan iki araştırma daha, modern hayatın büyük strese yol açtığı ve bireyleri uykusuz bıraktığı görüşünü destekledi.
Bir sigorta şirketi tarafından yapılan, 1001 kişinin katıldığı araştırmanın sonuçları, büyük şehirlerde yaşayanların hırsızlık, terör ve sağlık problemleriyle karşı karşıya kaldığı için uykusuz geceler geçirdiğini ortaya koydu.
Büyük şehirlerde modern hayat sürdüren bireylerin ayrıca iklim değişikliği ve giderek artan ev fiyatları yüzünden strese girdikleri, 5 yıl öncesine göre çok daha stresli oldukları belirtildi.
Bir seyahat firmasının 1700 kişiyle yaptığı araştırmaya göre de yetişkinlerin sadece yüzde 3’ü, gerektiği kadar uyuyabiliyor. Uykusuzluğun kaynağını ise stres oluşturuyor.
Ankete katılanların yarısından fazlası, stres ve uykusuzluk yüzünden kendisini çok yorgun hissettiğini, konsantrasyon bozukluğu yaşadığını bildirdi.
Nöropsikolog David Lewis, insanların özellikle kontrolleri dışında gelişebilecek olaylar yüzünden büyük stres yaşadıklarını belirterek, modern toplumun anksiyeteye teslim olduğunun görüldüğünü söyledi. Bireyin pek çok durumda kendini ‘’çaresiz’’ hissettiğini kaydeden Lewis, son 5 yılda stresin arttığını, bu artışın da büyük ihtimalle süreceğini ifade etti.
|
/ LONDRA
13.04.2007
|
|
|
Sağlık raporu almak kolaylaştırılıyor |
ANKARA - Kurul raporu yerine, sadece sağlık raporu istenerek, vatandaşlara kolaylık sağlanacak. Böylece, resmî ya da özel sağlık raporu ayrımına da son verilecek.
Sağlık kurulu ile resmî sağlık kurulu raporlarının sağlık raporuna dönüştürülmesini öngören kanun tasarısı, TBMM Başkanlığına sunuldu.
Bazı Kanunların Sağlık Kurulu Raporlarına İlişkin Hükümlerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına göre, Devlet Memurları Kanunu, Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu, Sosyal Sigortalar Kanunu, Emekli Sandığı Kanunu ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda yer alan ‘’sağlık kurulu raporu’’ ile ‘’resmî sağlık kurulu raporu’’ ibareleri, ‘’sağlık raporu’’ olarak değiştiriliyor.
Tasarının gerekçesinde, kamu kurum ve kuruluşlarının, vatandaşlardan ve çalışan personelden istediği sağlık kurulu raporlarının, sağlık kuruluşlarının iş yükünü artırması; kırtasiyeciliğe ve bürokrasiye sebep olması ve vatandaşa ek malî yük getirmesi sebebiyle mevzuatta bu yönde var olan düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerektiği ifade edildi.
|
/ ANKARA
13.04.2007
|
|
|
Velilere tebligat |
Erzurum Millî Eğitim Müdürlüğü, okula gönderilmeyen 2 bin 126’sı kız, 3 bin 413 çocuğun velisine, çocukların eğitime devamının sağlanması için için tebligat gönderdi.
Edinilen bilgiye göre, eğitim çağındaki çocukların okula devam etmeleri için çalışmalar sürdürülüyor. Bu çalışmalar kapsamında, çocuklarını okula göndermeyen veliler hakkında yasal işlem de yapılıyor. İl genelinde, okula devam etmediği belirlenen 2 bin 126 kız ile bin 287 erkek öğrencinin velisine, çocukların eğitime devam ettirilmesi için tebligat gönderildi. Bu uyarıyı göz ardı eden veliler hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi. Okula devam etmeyen çocukların büyük bölümünün ise 6 ve daha üst sınıf öğrencileri olduğu belirlendi.
|
/ ERZURUM
13.04.2007
|
|
|
|