|
Ümraniye Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Küreselleşmenin Siyasi Boyutu’ isimli panele katılan gazeteci-yazar Akif Emre, ‘İslâm medeniyeti, farklılıkların bir arada yaşayabileceği ortamlar sundu” dedi.
Ümraniye Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Küreselleşmenin Siyasi Boyutu’ isimli panele konuşmacı olarak katılan gazeteci-yazar Akif Emre, günümüz dünyasında küreselleşme süreci ve bu sürecin sebep olduğu siyasi ve sosyal sorunlar üzerinde durdu. İslâm ve Batı medeniyetlerinin bir arada yaşama konusundaki tutumlarına değinen Emre, şunları söyledi:
“Antisemitizm Batı medeniyetinin bir kavramıdır. Çünkü bu kavramın ortaya çıkmasına neden olan gelişmeler yaşanmıştır. Ancak İslâm medeniyetinde böyle bir şey söz konusu olmamıştır. Çünkü İslâm medeniyeti, farklı dil ve ırklara, farklı inançlara hep bir arada yaşayabilme ortamı vermiştir. Ermeniler, Yahudiler, Rumlar ve diğer inanç mensupları aynı coğrafyada yüzyıllar boyunca bir arada yaşayabilmiştir. İslâm medeniyeti, Batı medeniyetindeki gibi inançların savaştığı, çatıştığı bir zemin olmamıştır.”
“DÜNYA ÇOK KUTUPLULUĞA DOĞRU GİDİYOR”
Gazeteci Akif Emre, bazı ülkelerin güç dengeleri ile ilgili politikalarına da değinerek, dünyanın çok kutuplu bir sisteme doğru gittiğini hatırlattı. Emre, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün dünya çok kutuplu bir sürece doğru gidiyor. Çin, Rusya, Japonya gibi ülkeler ABD’nin dünya üzerindeki gücünü dengelemeye başlıyor. ABD bu sürece karşı dünyadaki gücünü korumaya çalışıyor. Çeşitli enerji kaynaklarına yönelik politikalar geliştiriyor. Aynı şekilde İngiltere’de bu süreçte ABD’nin yanında yer aldı. Dünyanın güç dengeleri enerji kaynakları üzerinde yoğunlaşıyor. Süper güçlerin bu güç mücadeleleri diğer dünya halklarının hayatlarında çok büyük olumsuzluklar doğurdu. İngiltere’de işgal ve enerji kaynaklarına yönelik politika, halkın büyük protestolarına neden oldu. Ama kısa bir süre sonra bu politikayla ülkeyi yöneten idareciler yeniden seçildi. Bu demek oluyor ki, politikalardan elde edilen kazanımlar hayata yansıyınca halklar da bir süre sonra durumdan şikâyetsiz hale geliyor. Yani yanlış politikaları içlerine sindirmeye başlıyorlar. Çünkü başka halklardan alınan haksız kazançlar, onların hayatını kolaylaştırmaya başlayınca, protestoların ve karşı çıkmaların da bir anlamı kalmıyor.”
|
