Boşanma sonucunda çocuklarda kliniksel, sosyal, yaşamsal ve ekonomik açıdan sıkıntılar baş gösterdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Köylü, “Olumlu kimlik özellikleri ile vicdan geliştirmede, davranışlarını kontrol etmede çocuk babaya büyük ihtiyaç duymakta. Babanın olmadığı yerde çocuk, saldırganlaşabiliyor” dedi.
Eşler arasındaki geçimsizlik, kavga ve boşanma olayının çocuk ile gençler üzerindeki etkilerini araştıran Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Köylü, boşanmanın çocukların, toplumun hatta ülkenin geleceğini olumsuz yönde etkilediğini vurguladı.
Türkiye’de eğitim seviyesi yüksek olan bölgelerde boşanmaların daha fazla olduğunu belirten Prof. Dr. Köylü, çocukların uyuşturucu, alkol, sigara gibi kötü alışkanlıklar ile intihar, saldırganlık, depresyon, stres gibi psikolojik olaylarının görülmesinde boşanmanın etkisinin tahminden fazla olduğunu söyledi.
“Olumlu kimlik özellikleri ile vicdan geliştirmede, davranışlarını kontrol etmede ve akademik açıdan başarıya ulaşmada çocuk babaya büyük ihtiyaç duymakta. Babanın olmadığı yerde çocuk, saldırganlaşabiliyor. Temel gelişimsel görevleri yapmaktan ve kendi akranları arasına karışmaktan kaçınıp depresyona giriyor” diyen Köylü, boşanmadan sonra çocuklar veya gençlerin, depresyona girip intihara teşebbüs edebildiğini ifade etti. Köylü, anne babanın boşanmasının etkisiyle çocuklarda tıbbi müdahale gerektiren sağlık sorunları da ortaya çıkabildiğini aktararak, “Huzurlu ve sevgi dolu bir aile ortamı çocuk için önemli” dedi.
Boşanma olayının hangi yaş grupları arasındaki çocukları ne oranda etkilediği konusunda bilgi veren Psikolog Selin Öztürk ise, “3 yaşındaki çocuklar genellikle böyle bir olay karşısında kızgınlık, ağlamada artış, korku, ayrılık kaygısı, uyku ve mide sorunları, saldırganlık ve gelişimsel sorunlar yaşıyor. 4-5 yaşındaki çocuklar, anne ve babalarının ayrılmalarından genellikle kendilerini suçlayarak, çevreye karşı saldırganlıklarını artırıyor. Ergenlik çağındaki gençler ise düşük bir benlik tasarımı ve olgunlaşmamış otonomi geliştiriyor” şeklinde konuştu.
|