Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Nisan 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Başörtülü eş kriter olamaz

Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Aslan da, Türkiye’de hassasiyetlerin bahane edilerek, bazı çevrelerin cephe kurup, demokrasiyi sekteye uğratmak istediklerini savundu. Türkiye’de daha şimdiden, cumhurbaşkanı olacak kişinin eşinin başörtülü olup olmamasının tartışıldığına dikkati çeken Aslan, ‘’Bizim için cumhurbaşkanının kim olacağı değil, nasıl bir cumhurbaşkanı olacağı önemli. Biz buna bakarız ve cumhurbaşkanının Meclis içinden seçilmesinden yanayız’’ dedi.

Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Aslan, ‘’Cumhurbaşkanlığı seçimleri bahane edilerek, Türkiye’nin gerilime sürüklenmesi kabul edilemez’’ dedi.

Aslan, Hizmet-İş Sendikası Adıyaman şubesi’nin 6. olağan genel kurulunda, Türkiye’de hassasiyetlerin bahane edilerek, bazı çevrelerin cephe kurarak, demokrasiyi sekteye uğratmak istediklerini savundu. Türkiye’de daha şimdiden, cumhurbaşkanı olacak kişinin eşinin başörtülü olup olmamasının tartışıldığına dikkati çeken Aslan, ‘’Bizim için cumhurbaşkanının kim olacağı değil, nasıl bir cumhurbaşkanı olacağı önemli. Biz buna bakarız ve cumhurbaşkanının Meclis içinden seçilmesinden yanayız’’ dedi.

Türkiye’de, halkın darbecilere prim vermediğini, her zaman tepki gösterdiğini ifade eden Aslan, şöyle konuştu:

‘’Son zamanlarda, bazı emekli generallerin de aralarında bulunduğu kimseler, cumhuriyete sahip çıkma adı altında, demokratik sürece zarar veriyor. Türkiye’de, maalesef demokratik sürece zarar vermek isteyen, demokrasinin sekteye uğramasını savunanlar var. Biz buna karşı durmalıyız. Bizim için cumhurbaşkanının kim olacağı değil, onun nasıl bir cumhurbaşkanı olacağı önemli. Bunu savunuyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimleri bahane edilerek, ülkenin gerilime sürüklenmesi kabul edilemez.’’

Aslan, ‘’(Nasıl bir Cumhurbaşkanı olmalı?) sorusunu tartışmak yerine, (Kim Cumhurbaşkanı olacak?) tartışması yaparsanız, Türkiye’yi gerersiniz ve Türkiye’yi kaosa sürüklersiniz. Üstelik bu tartışmaları da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan üzerinden, onun eşinin başörtüsü üzerinden ve onun değerleri üzerinden yapmaya kalkarsanız, işte orada biz karşı çıkarız’’ diye konuştu.

/ ADIYAMAN

02.04.2007


 

Uzlaşma parlamentoda olur

Emekli askerlerin başını çektiği Meclis dışı arayışlar tepki topluyor. SDP Genel Başkanı Filiz Koçali cumhurbaşkanı seçimleriyle ilgili olarak “Askerle uzlaşma tartışılıyor. Nereden çıktı bu? Meclisin seçeceği bir cumhurbaşkanında niçin askerle uzlaşılacakmış? Meclisin kendi arasında uzlaşması gerekiyor, AKP’nin başkasıyla uzlaşması gerekmiyor. Bu parlamento nasıl ki bunca kararı almış ve uygulamıştır ve yaklaşık beş yıldır ülkeyi yönetiyor, kendi cumhurbaşkanını da seçer” dedi.

Sosyalist Demokrasi Partisi Genel Başkanı Filiz Koçali “Bir sosyalist olarak AKP’yi konuşmaya değer buluyorum da, CHP’yi konuşmaya değer bile duymuyorum. CHP’nin üniformaları eksik. Onu da giyseler tam olacak. Şu anda Mecliste üniformalılar var. Gizli apoletliler dolaşıyor.

RÖPORTAJ BÖLÜMÜNÜ TIKLAYIN

Hasan Hüseyin KEMAL

02.04.2007


 

Yabancı yatırımcı AB üyeliğimize sıcak

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, “Avrupa Birliği, Kıbrıs sorununun çözümünü güçleştiren adımı, Annan Planı iki toplumda referanduma sunulmadan önce Güney Kıbrıs’a üyelik garantisi vererek atmıştır. Ardından Kuzey Kıbrıs’ta izolasyonun kaldırılması sözünü vermiş ve tutmamıştır. Sonunda Kıbrıs’taki çözümsüzlükle yakından ilgisi olan limanlar sorununun arkasına gizlenen bir kaç AB ülkesinin, süreci yavaşlatma politikalarına teslim olmuştur. Bizim için önemli olan sürecin devam etmesidir’’ dedi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, ‘’AB’ye 2014 yılında üye olma doğrultusunda partiler üstü bir toplumsal uzlaşma sağlanmalıdır’’ dedi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yalçındağ, Bilkent Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Topluluğu tarafından, Abant Palace Otelde, 4.’sü düzenlenen ‘’MEC Business Semineri’’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ekonomik performansının geçmiş dönemlerle karşılaştırıldığında sıra dışı bir iyileşme göstermesine karşın, bunun diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla belirgin bir üstünlük sağlayamadığını kaydetti. Yalçındağ, güçlü ve hızlı gelişen bir ekonomi için, mevcut kazanımları mikro reformlarla derinleştirmeye, üretim süreçlerini yeniden yapılandırmaya, yani reformları bir başka düzlemde sürdürmeye ihtiyacın olduğunu söyledi. Avrupa Birliği’ne tam üyelik müzakerelerinde sekiz başlığın askıya alındığını ifade eden Yalçındağ, ‘’Bu kararla Avrupa Birliği adil olmayan bir yaklaşımda bulunmuştur. AB içinde bir grup ülke, verdikleri sözlerin arkasında durma iradesini göstermemiştir. Avrupa Birliği, Kıbrıs sorununun çözümünü güçleştiren adımı, Annan Planı iki toplumda referanduma sunulmadan önce Güney Kıbrıs’a üyelik garantisi vererek atmıştır. Ardından Kuzey Kıbrıs’ta izolasyonun kaldırılması sözünü vermiş ve tutmamıştır. Sonunda Kıbrıs’taki çözümsüzlükle yakından ilgisi olan limanlar sorununun arkasına gizlenen bir kaç AB ülkesinin, süreci yavaşlatma politikalarına teslim olmuştur. Bizim için önemli olan sürecin devam etmesidir’’ diye konuştu.

“AVRUPALI İŞ ADAMI TÜRKİYE’NİN

ÜYELİĞİNİ DESTEKLİYOR”

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

‘’(AB bizi istemiyorsa, neden ısrarla AB’ye girmeye çalışıyoruz) diyenlere, Bugün bazı Avrupalı politikacıların kısa vadeli çıkarları, özellikle Almanya-Fransa ekseninde bize karşı bir direnç yaratılıyor olabilir. Ama bu dönemsel direncin ötesinde şu gerçekleri AB’nin görmediğini sanmıyorum. Avrupa iş dünyasının Türkiye’de önemli yatırımları var ve bunlar her geçen gün artıyor. Avrupalı iş adamı Türkiye’nin genç, canlı, hızla yükselen ve jeostratejik pozisyonu olan bir pazar olduğunun farkında. Bu yüzden de Türkiye’nin AB üyeliğini güçlü biçimde destekliyor. Türkiye’nin hızla gelişen bir pazar olarak Gümrük Birliği içinde yer alması, Avrupa’nın büyük ekonomilerinde ciddi istihdam yaratmış durumda ve yaratmaya da devam edecek. AB’nin kendi iç güvenliğini sağlaya bilmek için, organize suç, yasa dışı göç ve terörizm konularında Türkiye’nin güçlü desteğine ihtiyacı var. Türkiye bu desteği şimdiden vermeye başlamış durumda.’’

“TAM ÜYELİK İÇİN TARİH

HEDEGİ BELİRLENMELİ”

AB ile ilişkilerin gelmiş olduğu noktada artık tam üyelik için bir tarih hedefinin belirlenmesi gerektiğini ifade eden Arzuhan Doğan Yalçındağ, şunları kaydetti:

‘’Bu tarihin, AB’nin yeni bütçe dönemi ve Avrupa Parlamentosu seçimleri göz önüne alındığında 1 Ocak 2014 olması uygun gözükmektedir. 2014’e kadar geçecek 7 yıllık sürecin somut hedefler doğrultusunda daha iyi tamamlanması gerekmektedir. Bunun için, AB’ye 2014 yılında üye olma doğrultusunda partiler üstü bir toplumsal uzlaşma sağlanmalıdır.

Bu konuda duygusal, toplumu yanlış bilgilendirici, küresel gerçeklerden kopuk ve ulusal duyarlılık sahibi gibi gözükürken bazı yaklaşımlar, Türkiye’nin aleyhine vahim sonuçlar doğurabilir. Avrupa’da ve Dünyada Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsızlık duyanların tüm güçleri ile Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini engellemeye çalıştığını unutmayalım. Hedefimiz AB’nin yeni bütçe dönemi olan 2014 yılına kadar istikrarlı ve reformcu bir Türkiye yaratmak olmalı.’’

/ BOLU

02.04.2007


 

Emekli Başsavcıdan üçüncü dünya özlemi

Yargıtay eski Başsavcısı Vural Savaş, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı çıkarken, üçüncü dünya ülkesi olmayı istedi. Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan “Kitap Günleri Fuarı” çerçevesine düzenlenen Avrupa Birliği konulu toplantıda konuşan Savaş, AB’yi savunan partilerin “emperyalist uşaklar” olduğunu ileri sürdü.

“TÜSİAD’IN AKLI YOK”

Mustafa Kemal’in “Türkiye’nin ayakta kalabilmesi için üç şeye dikkat edeceksiniz” dediğini hatırlatan Savaş, bunları şöyle sıraladı: “Araba bulaşmayacaksın, Sovyetler Birliğini tahrik etmeyeceksin, emperyalist devletlere mesafeli olacaksın.”

“Türkiye’nin AB’ye gireceğine inananların artist olacağı bahanesiyle kandırılmış kızlara benzediğini” anlatan Vural Savaş, “Keşke üçüncü dünya ülkesi olsak” dedi.

Savaş, konuşmasında çeşitli çevreleri şu şekilde eleştirdi:

“TÜSİAD Japon yönetim gurusunu iş adamlarına akıl vermesi için konferansa çağırıyor. Adam TÜSİAD üyelerine akıl vermiş ama TÜSİAD’ta bunu değerlendirecek akıl yok.

MHP Türkeş’in çizgisini değiştirmiştir. Türkeş açıkça AB’ye karşıydı. Öyle bir propaganda yapılıyorki MHP şimdi açıkça AB’ye karşıyız diyemiyor.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye Çiller’in başbakanlığında Gümrük Birliği’ne girdiği zaman ‘Türk çiftçisi, esnafı, sanatkarı bundan böyle sadece Türkiye için değil 400 milyonluk Avrupa Birliği nüfusu için de üretim yapacağını’ söyledi. Baykal’a hadi oradan sen de diyorum. Ve AB’nin canı cehenneme diyorum.”

“BİZLER VE KARŞIMIZDAKİLER”

Aynı organizasyonda gerçekleştirilen farklı bir konferansta konuşan Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Mustafa Balbay ise Atatürkçü Düşünce Derneği’nin 14 Nisan’da Anıtkabir’de düzenleyeceği cumhurbaşkanlığı mitingine katılımın fazla olmasını istedi.

Konuşmasında “bizler ve karşımızdakiler” ayrımını sık sık kullanan Balbay, “Hep kahrolarak değil, mutlu olarak da düşünmeliyiz. 14 Nisan’da buluşalım. Ne olur oklarımız birbirine dönük olmasın. Önümüzdeki seçimlerde karşımızdakiler blok olacak” dedi.

02.04.2007


 

Bardakoğlu: Dünya kavga etmeye değmez

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, ‘’Dünya, kavga etmeye değmeyecek kadar önemsiz, ama resulleri sevmeye değecek kadar önemli’’ dedi.

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayında, Türk Kadınları Kültür Derneği, Cenan Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı, Altay Kültür ve Sanat Eğitim Vakfı ile Ailem Derneği tarafından, Hz. Muhammed’in doğumunun 1436. yılı sebebiyle gece düzenlendi.

Gecede konuşan Bardakoğlu, Hz. Muhammed’in dünyaya gelişinin yeni bir yıl dönümünün anıldığını belirterek, ‘’O’nu sevmeyi insanlara öğretmeye çalışıyoruz. Gerçekten buna ihtiyacımız var’’ dedi. Dünyanın giderek daha acımasız, insanların birbirini dinlemediği, anlamadığı, hatta barbarca mücadelelerin yaşandığı bir yer haline geldiğini ifade eden Bardakoğlu, ‘’Dünya, kavga etmeye değmeyecek kadar önemsiz, ama resulleri sevmeye değecek kadar önemli’’ şeklinde konuştu.

Gecede, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç, ‘’Mirac’’ başlıklı bir konuşma yaptı. Bu yıl ikincisi verilen ‘’Dost Ödülleri’’ (2007 İslam’a Hizmet Ödülleri), ‘’İslam Peygamberi’’ kitabının yazarı Muhammed Hamidullah ve ‘’Rahmet Peygamberine İlahiler’’ kitabının yazarı Yusuf Ömürlü’ye değer görüldü. Muhammed Hamidullah’ın ödülünü, yeğeni Sadida Ahmet aldı. Programa, Vatikan Büyükelçiliği İstanbul Temsilcisi George Marovich, Fener Rum Patriği Bartholomeos ve Süryani Ortodoks Cemaati ruhani lideri Yusuf Çetin de katıldı.

/ İSTANBUL

02.04.2007


 

Kutlu Doğum Avrupa’da da kutlanacak

Avusturya’da faaliyet gösteren bazı Türk dernekleri, Hz. Muhammed’in (asm) doğumunun 1436. yıl dönümünü ortaklaşa kutlama kararı aldı.

Avusturya-Türk İslâm Birliği (ATİB) öncülüğünde oluşturulan “Kutlu Doğum Haftası Ortak Platformuna”, 10 dernek katılıyor. Platform üyelerinin düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan ATİB Genel Başkanı ve Viyana Din Hizmetleri Müşaviri Harun Özdemirci, “Allah Resulü’nün ‘Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır’ mesajını kendilerine rehber edindiklerini” belirtti.

Geçen yıl başşehir Viyana’daki spor sergi sarayında yapılan ve 12 bin kişinin katıldığı Kutlu Doğum şöleninin, Avrupa’daki Türk toplumu tarafından model olarak kabul edildiğini belirten Özdemirci, “Bu yılki Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin Avusturya’nın değişik eyaletlerinde yapılmasını kararlaştırdıklarını” söyledi.

Özdemirci, derneklerin talebi üzerine, Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin 11-28 Nisan arasında ülkenin değişik bölgelerinde yapılacağını bildirdi. Etkinliklere, 11 Nisan’da Viyana’da düzenlenen tanıtım resepsiyonuyla başlayacaklarını belirten Özdemirci, 13 Nisanda 20. Viyana Rıdvan Camisi, 14 Nisan’da IFM Sollenau Camisi, 15 Nisanda ATİB 10. Viyana Eğitim ve Kültür Merkezi Camisi, 21 Nisan’da Salzburg’taki Avrupa Salonu (Europa Saal), 22 Nisanda Vorarlberg eyaletindeki Dornbirn Fuar Merkezinde (Messehalle) ve son olarak da 28 Nisan’da Tirol eyaletindeki İnnsbruck Olimpiyat Salonunda (Olympiahalle) birer şölen yapılacağını kaydetti.

Özdemirci, bu yılki Kutlu Doğum Haftası şölenlerine de geçen yıl olduğu gibi Türkiye’den tasavvuf müziği ve sema gösterileri ekiplerinin dâvet edildiğini belirtti.

/ VİYANA

02.04.2007


 

Meclis, Nisan’a yoğun gündemle girdi

Meclis, Nisan ayına yoğun bir gündemle giriyor. TBMM Genel Kurulunun bu haftaki gündeminde, önemli tasarı ve teklifler bulunuyor.

Geçen hafta görüşülmeye başlanan, AKP Grup Başkanvekili Faruk Çelik’in İmar Kanununda değişiklik yapan yasa teklifinin görüşmelerine devam edilecek. Tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanan teklifle, çarpık yapılaşmanın önlenmesi ve imar kirliliğiyle mücadele konusunda mevcut düzenlemelerin daha etkin hale getirilmesi amaçlanıyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in geri gönderdiği Türk Petrol Kanununun da bu hafta ele alınması bekleniyor. Komisyonda, Sezer’in iade gerekçeleri doğrultusunda, petrolün çıktığı illere yüzde 50 devlet payı aktarılmasını öngören hükmü değiştirilen kanuna göre, araştırma izni, arama ruhsatnamesi ve işletme ruhsatnamesi alınmadan; arama, üretim ile yurtiçinde üretilen petrolün satılması gibi konularda hiç bir petrol işlemi yapılamayacak. Kanun, devlet hissesinin, üretim miktarlarına, üretimin cinsine, kara ve deniz sahalarına ve su derinliğine, gravitesine ve üretim metoduna göre kademeli ve indirimli olarak düzenlenmesini öngörüyor.

Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Yasa Tasarısı da bu hafta görüşülecek. Tasarı, velayet hakkı ihlâl edilerek bir ülkeden başka bir ülkeye götürülen ve alıkonulan çocuğun, meskeninin bulunduğu ülkeye iadesine veya şahsi ilişki kurma hakkının kullanılmasına dair hükümler içeriyor. Genel Kurulun; yarın, Çarşamba ve Perşembe günü saat 21.00’e kadar çalışması planlanıyor.

/ ANKARA

02.04.2007


 

Emekliler fark istiyor

Tüm İşçi Emeklileri Derneği yöneticileri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdikleri mektupla, 2006 yılı enflasyon farkının işçi ve Bağ-Kur emeklilerine eksik ödendiğini iddia ederek, bu konudaki mağduriyetin giderilmesini istediler.

Alınan bilgiye göre, mektup, Tüm İşçi Emeklileri Derneği Genel Başkanı Satılmış Çalışkan ve Genel Mali Sekreteri Ercüment Aldemir imzasıyla Başbakan Erdoğan’a gönderildi. Mektupta, bu yılın Ocak ayında memur ve memur emeklileri için maaş artışları ve 2006 yılı enflasyon farkları konusunda bir kararname yayımlandığı hatırlatılarak, işçi ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarına yapılacak artış konusunda ise halen kararname çıkarılmadığı ifade edildi. Mektupta şunlar kaydedildi: ‘’Yasalarda bu durum açıkça belirtilmişken işçi ve Bağ-Kur emeklisine 2006 enflasyon farkı yüzde 1,33 uygulandı, kararnamesi halen çıkartılmadı. Memur emeklisine 2006 enflasyon farkı yüzde 4,43 olarak 11533 sayılı kararname ile verildi. 2006 enflasyonu yüzde 9,65 olarak gerçekleştiği halde verilen artışlarla işçi ve Bağ-Kur emeklisinin aylıklarına yüzde 7,33 zam yapılmış oldu. Memur emeklisine ise yüzde 9,43 artış yapılmıştır. Bugüne kadar çıkarılmayan, yasanın öngördüğü Bakanlar Kurulu kararnamesinin çıkarılması, zaten yüzde 90 ‘ı açlık sınırının altında aylık ödenen emeklilerimizin 2006 enflasyon farklarının gerçekleşen enflasyona göre verilmesi için gereğini emir müsaadelerinize arz ederiz.’’

/ ANKARA

02.04.2007


 

Millî Eğitimde disiplin affından 665 personel yararlandı

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkındaki Kanundan, 665 personelin yararlandığını bildirdi.

CHP Sinop Milletvekili Engin Altay’ın soru önergesini cevaplayan Çelik, geçen yıl temmuz ayında çıkan Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkındaki Kanun ile Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığının ‘’Disiplin Cezalarının Affı Genelgesi’’ doğrultusunda, memur ve kamu görevlilerinin, 23 Nisan 1999 tarihinden 14 Şubat 2005 tarihine kadar işlenmiş fiillerden dolayı aldıkları disiplin cezalarının bütün sonuçlarıyla birlikte affedildiğini hatırlattı. Çelik, şunları kaydetti: “İl millî eğitim müdürlüklerinde oluşturulan disiplin affı ile ilgili komisyonlar tarafından incelenerek uygun bulunan teklifler, Bakanlığımıza gönderilmiştir. Yapılan değerlendirme sonucu ilgili kanundaki affedilmeyen suçlar hariç, 34 kişinin disiplin affı kapsamında tekrar görevine dönmeleri sağlanmıştır. Eğitim ve öğretim sınıfı hizmetlerinden ise 675 kişi disiplin affından yararlanmak için başvurmuş, bunlardan 631’i görevlerine dönmüştür.’’

/ ANKARA

02.04.2007


 

Hac için 625 bin kişi başvuru yaptı

Hac kayıtlarında rekor kırıldı. 2000 yılından bu yana ön kayıt sayısı ortalama 90 bin ila 120 bin arasında değişirken bu yıl hacca gitmek için 625 bin kişi başvuruda bulundu.

2007 yılı hac organizasyonu için 12 Mart’ta başlayan ön kayıt süresi önceki gün sona erdi. 18 günlük başvuru süresi sonunda bir rekor kırılarak 625 bin ön kayıta ulaşıldı. Bu sayıya 2005 yılında kayıt yaptıran ve şimdi kayıt yenileten 41 bin hacı adayının da dahil olduğu bildirildi. 2000 yılından bu yana ön kayıt sayısının ortalama 90 bin ila 120 bin arasında değiştiğini, 2005 yılında ise 300 bine çıktığını belirten Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Fikret Karaman, “2006 yılında kayıt almadık. Bu yılki kayıt sayısı için rekor denilebilir” diye konuştu.

Vatandaşın Hac ibadetini yerine getirme arzusu içinde olduğunu kaydeden Karaman, rekorda ayrıca hizmet kalitesinin yükselmesi, ulaşımın kolaylaşması, ılıman aylara denk gelmesi ve gelir seviyesinin yüksek olmasının etkili olabileceğini belirtti. Kayıt yaptıranların illere göre dağılımında ilk sırayı 99 bin başvuru ile İstanbul aldı. Onu 50 bin kayıt ile Ankara ve 28 bin kayıt ile Konya izledi. Diğer illere bakıldığında ise Bursa’dan 24 bin, İzmir’den 16 bin, Gaziantep’den 15 bin, Kayseri’den 15 bin, Antalya’dan 14 bin ve Samsun’dan 13 bin başvuru yapıldığı görüldü.

2005 yılında kayıt yaptıran ve kaydını yenileten 41 bin kişi kuraya tâbi tutulmayacağını bildiren Karaman, öngördükleri 70 bin kontenjanı 81 ile dağıtacaklarını ifade etti. İlk defa kadın hacı adaylarının sayısı erkekleri geçerek 323 bin kadın, 301 bin erkek hacı adayı kayıt yaptırdı.

/ ANKARA

02.04.2007


 

Yağışlar sevindirdi

Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’da yağışın etkili olduğu bildirildi. Edirne Meteoroloji Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, son 24 saatte ilde metrekareye 11.9 kilogram yağış düştü.

Şehirde hava sıcaklığının 9 derece olduğunu ifade eden yetkililer, hava sıcaklığının bugünden itibaren 5-3 derece kadar yükseleceğini bildirdiler. Kırklareli Meteoroloji Müdürlüğü yetkilileri sıcaklığın 10 derece olduğu şehirde, son 24 saatte 2.8 kilogram yağış düştüğünü belirttiler. Tekirdağ Meteoroloji Müdürlüğü ise şehirde sağanak yağışın etkili olduğunu belirttiler. Tekirdağ’da son 24 saatte metrekareye 5.8 kilogram yağış düştüğünü ifade eden yetkililer, hava sıcaklığının 3 derece yükseleceğini bildirdiler. Bu arada, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Edirne ve Kırklareli çevrelerinde etkili yağış sebebiyle, vatandaşları tedbirli olmaları konusunda uyardı.

/ EDİRNE

02.04.2007


 

İstanbul’da 5 bin 545 yabancı öğrenci var

İstanbul’da faaliyet gösteren 7’si devlet, 16’sı vakıf olmak üzere toplam 23 üniversitede 2006-2007 eğitim-öğretim yılında 5 bin 545 yabancı uyruklu öğrenci eğitim görüyor.

Şehirde, İstanbul, Marmara, Mimar Sinan Güzel Sanatlar, İstanbul Teknik, Yıldız Teknik, Boğaziçi, Galatasaray, Sabancı, İstanbul Bilgi, İstanbul Bilim, İstanbul Ticaret, İstanbul Kültür, Okan, Maltepe, Fatih, Işık, Koç, Bahçeşehir, Kadir Has, Doğuş, Beykent, Yeditepe ve Haliç üniversitelerinde toplam 5 bin 545 yabancı uyruklu öğrenci, ön lisans, lisans ve yüksek lisans (doktora hariç) öğrenimi görüyor. Üniversitelerde eğitim gören yabancı öğrencilerin büyük kısmını, Azerbaycan, Türkmenistan ve Kırgızistan’dan gelen öğrenciler oluşturuyor. Üniversitelerde eğitim gören yabancı uyruklu öğrencilerin cinsiyet dağılımına bakıldığında ise 5 bin 545 öğrencinin 1604’ünün kız, 3 bin 941’inin erkek olduğu görülüyor.

/ İSTANBUL

02.04.2007


 

Engelliye bakış değişmeli

Türkiye Sakatlar Derneği (TSD) Genel Başkanı Şükrü Boyraz, insanların engellilere acıyarak baktığını, onları zavallı gördüğünü ya da rahatsız olduğunu söyledi.

Boyraz, Türkiye’de sakat bireyleri olan ailelerin, kültür seviyesi ne olursa olsun, engelli çocuklarını toplumdan saklamaya çalıştığını, engelli çocuklarını okula göndermediğini belirtti. Eğitim alarak belirli bir meslek edinen kişilere bile toplumun, ‘’baksana şu haliyle nerelere gelmiş’’ gibi sözlerle küçümseyebildiğini dile getiren Boyraz, şöyle devam etti: ‘’Bu sorunların başlıca çözümü engellilerin de toplumla entegre olmasını sağlamaktır. Toplumda engellilerin çalışabileceği, yönetici olabileceği evlenebileceği ve anne baba olabileceği bilincinin yerleştirilmesi gerekiyor. Bu bilinci yerleştirecek kurumların başında devlet ve aile geliyor. Devlet, tüm eğitim alanlarını, hiçbir ayrım yapmadan, engellilerin de eğitim görmesini sağlayacak hatta onları teşvik edecek hale getirmeli. Engelliler devletin her kurumunda istihdam edilebilmeli. Toplumda engellilerle ilgili bilinç düzeyi arttırılmalı.’’

/ GAZİANTEP

02.04.2007


 

Silivri doğalgaz deposu tamamlandı

İthal gazla birlikte bölgede üretilen doğal gazın depolanması amacı ile projelendirilen Türkiye’nin ilk ve tek yer altı doğal gaz depolama tesisi olan İstanbul-Silivri doğal gaz tesisleri hizmete hazır durumda.

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Genel Müdürlüğünce belirlenen programa göre yapım çalışmaları tamamlanan Silivri açıklarında 1,6 milyar metreküp depolama kapasitesine sahip tesisler, bu ay yapılacak törenle fiilen hizmete alınacak.

/ ANKARA

02.04.2007


 

11 yıllık devr-i âlem Türkiye'de bitti

Hollanda’dan 11 yıl önce, 12 metrelik teknesiyle yola çıkarak, dünya turuna başlayan 59 yaşındaki Alman doktor Hans Dıeter Sauer, seyahatini Antalya’nın Finike ilçesinde sonlandırdı.

‘Tomcat’ adlı teknesiyle dünya turuna çıkan ve okyanusları aşan Sauer, önce Akdeniz’e indiğini, oradan Cebelitarık Boğazı’nı geçerek Kanarya Adaları’na ulaştığını anlattı. Daha sonra Atlantik Okyanusu’nu geçerek Barbados ve Karayip Adaları’na geldiğini, buradan Amerika’ya ve oradan da doğu ülkelerine gittiğini kaydeden Sauer, denizci olmak istediğini, dünyayı dolaşarak, çocukluk hayalini gerçekleştirdiğini söyledi.

/ FİNİKE

02.04.2007


 

Küresel ısınma en çok yoksulları vuracak

Uzmanlar, küresel ısınmanın ölüm oranında artışa yol açacağı ve bundan en çok yoksulların zarar göreceği uyarısında bulunuyor. Dördüncü raporlarının ikinci bölümünü ortaya koymak üzere 2-4 Nisan 2007’de Brüksel’de bir araya gelecek uzmanlar, sıtma ve deng humması gibi tropikal hastalıkların yayılacağını, ishal, kötü beslenme, polen alerjisi, sıcak dalgaları, fırtınalar, kuraklık ve sellerin bedelini insanların ödeyeceğine dikkati çekiyor.

Uzmanlar, Avrupa’da 2003 yazındaki aşırı sıcakların 16 ülkede 70 binden fazla kişinin ölümüne yol açtığını da hatırlatıyor. Şubat ayındaki raporda 2100’e kadar dünyanın ortalama 1,8 ila 4 derece ısınacağını söyleyen Hükümetler arası İklim Değişikliği Uzmanlar Grubu, 6 Nisan’da küresel ısınmanın etkilerinin bölgelere göre sonuçlarını Brüksel’de açıklayacak.

İklim uzmanları, küresel ısınmanın etkilerinin herkes için aynı olmayacağı uyarısında da bulunuyor. Örneğin en çok etkilenecek bölgelerin başında Arktik geliyor çünkü iklim değişikliği özellikle bu bölgeyi vuracak. İklim değişikliğinden fazla etkilenecek olan bir başka bölgeyse Afrika. Uzmanlar, kıtada sağlık sorunları, salgın hastalıklar, su sıkıntısının yanı sıra kıyı bölgelerinde okyanus seviyesinin yükseleceğini ve buna bağlı sıkıntıları dile getiriyor.

Yoksul ülkelerdeyse küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin daha belirgin olacağı belirtiliyor. Uzmanlar sıcaklığa, deng, kolera, sıtmaya bağlı ölümlerde artış görüleceğini ve mevsimin uzamasının da Afrika’da hastalıkların yayılmasına yol açacağını söylüyor.

/ PARİS

02.04.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004