|
|
|
Alevîliği Risâle-i Nur’dan öğrendim |
Risâle-i Nur Enstitüsü Ankara Şubesi tarafından düzenlenen “Risâle-i Nur Işığında Alevî-Sünnî kardeşliği” konulu seminerde konuşan Prof. Dr. Mustafa Kılınç, Aleviliğin yanlış gösterildiğini, asıl Aleviliğin Peygamberimizin (asm) sünnetine uymak olduğunu söyledi.
Kendisinin Alevî kökenli olduğunu ancak Alevîliği Risâle-i Nur’ları okuduktan sonra öğrendiğini ifade eden Kılınç seminerde şunları söyledi:
“Alevîlik, Sünnîlik gibi kavramlar alt kimliktir. Üst kimlik Müslümanlıktır. Eğer bir kişi ben Alevîyim diyorsa Hz. Ali’ye benzemek zorundadır, ehl-i sünnet olmak mecburiyetindedir. Alevîlikte ölçü Hz. Ali’dir. Onun da üstadı, mürşid-i küll olan Hz. Muhammed’dir. Madem ölçü odur (asm), o zaman ona (asm) benzemek gerekir.
“Sünnetin kaynağı Hz. Muhammed’dir (asm). O Kur’ân’ı en iyi tefsir edendir. Hz Peygamber olmadan Kur’ân’ın anlaşılması mümkün değildir. Peygamberimiz hadis-i şerifinde ‘Size iki şey bırakıyorum: Biri, kitabullah; diğeri Ehl-i Beyt’ buyurmaktadır. Bediüzzaman da bunun üzerinde duruyor.
“Alevîliği yanlış gösterenlere kızıyorum. Alevîliği dinsizliğe âlet edenler var. Bunlar kendi ideolojilerine taraftar bulmak için Alevîliği kullanmaktadır. Medya da, Alevîliği hep menfî gösterenleri ekrana çıkarıyor.
“Şimdi Müslüman deyince akıllara Usame bin Ladin, Hizbullah örnekleri geliyor. Halbuki bunların tarzı İslâmiyetle uyuşmaz. Müslümanlık deyince akıllara Hz. Peygamber (asm), dört halife, sahabeler gelmeli. Hz. Ali savaş sırasında yere yatırdığı düşmanına tam kılıcı batıracakken yüzüne tükürülmesi sebebiyle vazgeçer. Nefsinin karıştığını söyler. Ladin ve Hizbullah’ın yaptığı Hz. Ali’nin hareketine ne kadar uyuyor?
“Alevîlikle ilgili en güzel tesbitler Bediüzzaman’a aittir. Her şeyin ifrat ve tefritinin iyi olmadığını, istikametin orta yol olduğunu, Ehl-i Sünnet ve Cemaatin onu tercih ettiğini ifade eder. Ehl-i Sünnet ve Cemaat perdesi altına Vehhâbîlik ve Haricîlik fikrinin kısmen girdiğine işaret eden Bediüzzaman, siyaset meftunları ve bir kısım mülhidlerin Hazret-i Ali’yi (r.a.) tenkit ettiğini bu yüzden Alevîlerin Ehl-i Sünnete karşı küstüğünü ifade eder.
“Bediüzzaman, Ehl-i Sünnetin, Alevîlerden fazla Hazret-i Ali’nin taraftarı olduğunu, bütün hutbelerde, duâlarda Hazret-i Ali’ye duâ ettiklerini ve Şâh-ı Velâyet bildiklerini hatırlatır.”
|
Cemil YÜZER
/ ANKARA
18.03.2007
|
|
|
TAHKİKÎ İMAN EKSİK |
Bağdat Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmed Nuri El-Naimî, Irak’ta çıkarılmak istenen Sünnî-Şiî ayrılıkçılığının arkasında Yahudi parmağı olduğunu, Irak Müslümanlarının bu tür oyunlara gelmemek için Bediüzzaman’ın çağın anlayışına uygun metodunu kullanmaları gerektiğini söyledi. Irak’ta yaşanan ayrılıkçı söylemlerin Bediüzzaman’ın eser ve metodlarıyla engellenebileceğine dikkat çeken El-Naimî, “Tahkikî iman eksikliğinin yaşandığı Irak’ın doğru İslâma ihtiyaç var” dedi.
Bağdat Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmed Nuri El-Naimi, Irak’ta çıkarılmak istenen Sünnî-Şiî ırkçılığının arkasında Yahudi parmağının olduğunu, Irak Müslümanlarının bu tür oyunlara gelmemek için Bediüzzaman’ın çağın anlayışına uygun metodunu kullanmaları gerektiğini söyledi.
Yeni Asya’ya konuşan Naimi, Irak’taki Sünnî-Şiî ayrımının Amerika işgalinin başladığı 20 Mart 2003’ten önce olmadığını söyledi. Naimî, “Bizler bu Şiî’dir, bu Sünnî’dir diye düşünmezdik. Böyle bir şey yoktu. Bu tür ayrımlar işgalden sonra başladı. Kürtler ayrı bir yerde. Onlar da Müslüman. İslâm parça parça olmaz. Şiî-İslâm, Sünnî-İslâm ayrımı yanlış. İslâm birdir. Bu fikir müsteşriklerindir” dedi.
IRAK KÜLTÜRÜ YOK EDİLİYOR
Mezhepleri tahrik etmek için camilerin hedef seçildiğine dikkat çeken Naimi, “İşgalden evvel Şiî-Sünnî beraber aynı camide namaz kılardık. Şimdi, Şiileri öldürüyorlar, ‘Sünniler yaptı’ diyorlar. Sünnileri öldürüyorlar ‘Şiiler yaptı’ diyorlar. Bütün bunlar Sünnî-Şiî savaşını çıkarmaya dönüktür. Bu olayların arkasında İsrail ve Amerika var” diye konuştu.
Naimî, İşgal sonrası her geçen gün işlerin kötüye gittiğini ve işgal güçlerinin Irak’ın kültürünü de yerle bir ettiğini vurgulayarak şöyle devam etti:
“10 gün evvel Bağdat’ın büyük caddelerinden Mütenevvi Caddesi’nde yer alan kütüphane bombalandı. Şairler, edebiyat adamları, kütüphanenin çayhanesinde bir araya gelirlerdi. Kütüphanede binlerce kitap var. Cuma günü bombalandı. 65 kültür insanı öldü. Kütüphane yandı. Bunu kim yaptı? Kim yapar? Ne Sünnî, ne de Şiî böyle bir şey yapar. Milletin özünü, kültürünü yok etmeye başladılar.
“Medeniyetler Çatışması’nın yazarı Samuel Hungtington 1993’te ‘Biz her 50 yılda yeni bir düşman isteriz’ demişti. ABD’nin 1991’e kadar düşmanı Sovyetler Birliği idi. Şimdi Müslümanlar. Müslümanlara terörist diyorlar. Amerika şimdi en az 50 yıl Müslümanlarla uğraşacak. Bunun altında da yine Yahudi parmağı var.”
IRAK’IN DA DOĞRU İSLÂMA İHTİYACI VAR
Irak’ta yaşanan ayrılıkçı söylemlerin “kalbî dostum” dediği Bediüzzaman’ın eser ve metodlarıyla engellenebileceğine dikkat çeken Prof. Ahmed Nuri El-Naimi, “Geçmişte yapılan yanlış uygulamalar ve fikirler, Irak’ta fikir bakımından büyük bir boşluk meydana getirdi. Halkta fikrî şuurlanma yok. Bediüzzaman’ın ortaya koyduğu tahkiki iman eksikliği var. Irak’ın doğru İslâma ihtiyacı var” dedi.
Naimî, Bediüzzaman ve Risâle-i Nur hareketi ile ilgili bir çok makalesinin bulunduğunu hatırlatarak, “Bediüzzaman Kürt olmasına rağmen talebelerinin çoğu Türklerdendi. Bunu çok güzel bir şekilde gerçekleştirdi. Çünkü Bediüzzaman’ın günümüz insanının en rahat bir şekilde anlayacağı metodu, ırkçılık üzerine değil, İslâm kardeşliği üzerineydi. Türkiye’de Türk-Kürt düşmanlığı olmuyorsa bu metod sayesindedir. Şiî-Sünnî ihtilâfı da ancak böyle önlenebilir. Irak halkının ve âlimlerinin Bediüzzaman’ın bu metoduna şiddetle ihtiyacı var” şeklinde konuştu.
Üniversitede Risâle-i Nur üzerinde tezler hazırlandığını hatırlatan Naimî, Türkiye-Irak Dostluk Derneği’nin genel kuruluna katılmak için Türkiye’de bulunuyor.
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
18.03.2007
|
|
|
Lütfi Kırdar’da buluşalım |
“Bediüzzaman Haftası” çerçevesinde, Risâle-i Nur Enstitüsü tarafından düzenlenen “Sevgi ve Muhabbet” konulu panel bugün saat 13.30’da İstanbul Harbiye’deki Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında gerçekleştirilecek.
|
18.03.2007
|
|
|
Bizim Radyo’dan canlı yayın |
Av. Kadir Akbaş’ın yöneteceği panel, İstanbul’da 104.4 frekansından yayın yapan “Bizim Radyo”dan canlı olarak yayınlanacak. Panel ayrıca, www.yeniasya.com.trinternet sitemizden de dinlenebilecek.
|
18.03.2007
|
|
|
Afyon’da muhabbet rüzgârı |
Edebiyatçı yazar İslâm Yaşar, sevgi ve muhabbeti kendine meslek edinen Bediüzzaman Said Nursî’nin, her türlü eza, cefa ve işkenceye rağmen iman ile sevgiyi mezc ederek insanlara sunduğunu söyledi.
Bediüzzaman Said Nursî Haftası faaliyetleri çerçevesinde Afyon’da Bediüzzaman’a göre, “Muhabbet ve Kardeşlik” konulu panel düzenlendi.
Aşr-ı Şerif kıraatiyle başlayan panelin açılışında konuşan, Kale Yurdu müdürü emekli din görevlisi İbrahim Yüncü, Bediüzzaman Said Nursî’nin Risâle-i Nur’ları hangi şartlar ve zorluklar altında yazdığını anlattı. Sonra kürsüye gelen yazar İslâm Yaşar, Bediüzzaman’ın muhabbeti, kâinatın yaratılış sebebi olarak gördüğünü belirtti. Bediüzzaman’ın sevgi ve muhabbeti kendine meslek edindiğini her türlü eza, cefa ve işkenceye rağmen iman ile sevginin mezcini insanlara sunduğunu kaydeden Yaşar, “Muhabbeti ve sevgiyi zindana tıkmaya çalıştılar. Bir kış boyunca Afyon zindanlarında sevgiyi öldürmeye çalıştılar, ancak başarılı olamadılar. Bu sonuç sevgi ve muhabbetin öldürülemeyeceğini gösteriyor” dedi.
Muhabbet fedaisi olan Bediüzzaman’ın yalnız kendisini değil talebelerini de muhabbet fedaisi olarak yetiştirdiğini belirterek, muhabbetin merkezi olan Risâle-i Nur’un Said Nursî ve Talebelerinden sonra da muhabbet fedaisi yetiştirmeye devam ettiğini kaydetti. Yaşar, Said Nursî ve talebelerinin asıl görevinin Muhabbet-i Muhammediyeyi yaşatmak ve Ya Vedud’un tecellisine mazhar olmak olduğunu ifade etti.
Eğitimci Gazeteci Bedrettin Ergül de konuşmasında, Bediüzzaman’ın herkesi merhameti ve sevgisiyle nasıl kucakladığını anlattı.
Konuşmaların ardından, “Kâinatın Mayası: Muhabbet” konulu sinevizyon gösterisi ve Said Nursî’nin talebelerinden toplumsal mesajlar içeren gösteriyle program sona erdi. Panele ilgi yoğun olurken, Afyonluların yanı sıra Uşak, Kütahya, Eskişehir gibi komşu illerden de pek çok izleyici katıldı.
|
Ömer Said ERFİDAN
/ AFYON
18.03.2007
|
|
|
Özgürlük için 100. hafta |
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından yapılan “Başörtüsüne Özgürlük” eyleminde 100. hafta geride kaldı. Türkiye’de yaşanan başörtüsü yasaklarının sona ermesi için başlatılan eylemin 100’cüsü dün İzmit’te yapıldı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi önündeki İnsan Hakları Parkı’nda yapılan eyleme Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Av. Mustafa Ercan ile Sakarya Başörtüsü Platformu’ndan Ömer Sevim ve Hüseyin Bozkurt katıldı. “Direniş 100 yaşında”, “Baş benim örtü de”, “Kamusal alan lastiği nereye uzatılsa uzanır” şekilde pankatların açıldığı eylemde, “Direniş adalet özgürlük”, “Başörtüye uzanan eller kırılsın” şeklinde sloganlar da atıldı. Ayrıca seçimlerden önce başörtüsü sorununu çözeceğini vadeden hükümet ve yasağın devam etmesini isteyen yasakçı zihniyeti eleştiren bir tiyatral gösteri de yapıldı.
Mazlumder Kocaeli Şube Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, yaptığı konuşmada eylemin yapıldığı 100 haftalık sürede başörtü yasaklarında artış yaşandığına dikkat çekti. Danıştay başörtüsü yasağını sokağa da taşıyan kararlarını hatırlatan Gergerlioğlu, “100 hafta önce bu eyleme başlamamızın ne kadar haklı bir adım olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Bu dönemde başörtülü bayanlar toplantılardan çıkarıldı, üniversitelerde yine başörtüsü yasakları devam etti” dedi.
100 hafta önce başörtüsü eylemlerinin başlamasıyla birlikte Sakarya, Ankara, Van ve Akyazı’da da başörtüsü eylemlerinin başladığını hatırlatan Gergerlioğlu, Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu’nun başlattığı başörtüsü eylemlerinin bu anlamda amacına ulaştığını kaydetti. Sorun çözülünceye kadar da eylemlerinin devam edeceğini ifade eden Gergerlioğlu, bıkıp usanmadan 100 hafta boyunca eylemlere destek veren herkese teşekkür etti.
ERCAN: HUKUKSUZLUK DEVAM EDİYOR
Türkiye’de hukuksuzluğun devam ettiğinin altını çizen Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Av. Mustafa Ercan da, “Keşke sorunlar çözülse de bu platformlarda kardeşlik ve dostluğu konuşsak” dedi.
Platform adına basın açıklaması yapan Mazlumder Kocaeli Şube Başkanı Yardımcısı Nigar Gümrükçüoğlu geçen 100 haftalık süre içerisinde başörtüsü sorununu değişik açılardan ele aldıklarını vurguladı. Başörtüsü yasağının siyaseten istismar edildiğine dikkat çeken Gümrükçüoğlu şunları söyledi: “Laiklik kavramının istismarıyla dinin ve vicdanın yaşam alanlarından soyutlanmasını devlet eliyle yapan bu zihniyet on yıllarlardır halk üzerindeki baskı ve dayatmasını sürdürmektedir. Dini sosyal hayatta Laiklik için tehdit gören anlayış diyaneti bile gözetim altında tutmuştur. Türkiye de başörtüsü yasağını da ötekinin berikinin yasağını da üreten tek tip yaşam ve düşünce dayatmaya çalışan faşizan bir yaklaşım sorunu vardır. Bu hukuksuzluk çığırından çıkmış insanın varlığını hedef alır hale gelmiştir. Bu yasakla insanlar işinden aşından ekmeğinden olmuş ve bu uğurda bedel ödemişlerdir.”
HAK TALEBİNE BASKI DEVAM EDİYOR
Sakarya Başörtüsü Platformu’nun 79. eyleminde, başörtüsü yasağı protesto edildi. Platform adına Özgür-Der üyesi Ali Arıcı tarafından okunan basın açıklamasında, iktidarlarını korumak isteyen egemenlerin, oluşturmaya çalıştıkları darbe ortamıyla halkın hak ve taleplerini baskı altına almaya çalıştıkları ama tüm bu baskılara karşı, Kocaeli’nden başlayan ve tüm Türkiye’ye yayılan onurlu bir direnişi hakim kılma mücadelesinin de devam ettiği vurgulandı.
Açıklamada, “İLKAV’a gelince aslan kesilenler söz konusu Şener Eruygur, Özden Örnek, Kemal Yavuz olunca kaçacak delik arıyorlar. Bizzat Başbakan tarafından başlatılan ‘derin devlet’ tartışmaları Başbakanı da içine alacak şekilde bir girdaba dönüştürülüp yok sayılıyor. Yeni Asya Gazetesi yazı İşleri Müdürü Faruk Çazır askerle irtibatlı bir yazı yazdığı için mahkum ediliyor” denildi Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu’nun 58. eyleminde yapılan açıklamada ise Çanakkale Savaşı, Filistin, Irak işgali, Halepçe Katliamı, 12 Mart Muhtırası sorununa değinildi. Mart ayının bu haftasında toplanan bu önemli yıl dönümleri, inanç özgürlüğü adına ve bu mazlum coğrafyada yaşanan zulümlerin sadece bir demeti olduğ belirtilen açıklamada, Türkiye’deki başörtüsü sorununun, Halepçe’den, Çanakkale Savaşından, Filistin’den, Irak İşgali’nden bağımsız düşünelemeyeceği belirtildi.
|
/ KOCAELİ
18.03.2007
|
|
|
4 yılda 235 bin konut yapıldı |
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, 20 yılda 43 bin konut yapılırken, son 4 yılda 235 bin konuta ulaşıldığını bildirerek, ‘’işte aramızdaki fark bu’’ dedi.
Bakan Güler, Denizli Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezindeki düzenlenen Toplu Konut İdaresinin (TOKİ) anahtar dağıtım törenine katıldı. Türk halkı için ‘’dünyada mekan ahirette iman’’ sözünün çok önemli olduğunu belirten Güler, ‘’Bu bakımdan konut bizim için çok önemli. TOKİ bu anlamda çok güzel hizmetler yapıyor. Erdoğan Bayraktar ile İstanbul’da beraber çalıştık. İstanbul’u gayet güzel evlere kavuşturdu’’ dedi.
TOKİ’nin konut ihtiyacının karşılanması için evler yaptığını ifade eden Güler, ‘’Siz ne kadar rahat olursanız, yüzünüz gülerse biz de o kadar memnun oluruz. Düşünün biz göreve gelmeden önce 20 yılda 43 bin konut yapılmış. 4 yılda da Erdoğan Bey, Sayın Başbakanımızın başkanlığındaki ekip olarak 235 bine ulaştı. 20 yılda 43 bin, 4 yılda 235 bin konut yapılmış. İşte aramızdaki fark bu’’ diye konuştu.
|
/ DENİZLİ
18.03.2007
|
|
|
İmarzedeye örnek dâvâ |
Mersin’de bir İmarzede, BDDK ve SPK hakkında “kanunun kendisine yüklemiş olduğu görevleri tam anlamıyla yapmamış olması ve vatandaşı zarara uğrattığı” gerekçesiyle açtığı dâvâyı kazandı.
Kazanılan davada, İmarzedenin 21 bin 950 YTL tutarındaki Devlet İç Borçlanma Senedi bedelinin gecikme faiziyle birlikte ödenmesine karar verildiği bildirildi. Davacı Mustafa Koç’un avukatı Hasan Ahi, “İmarzede” vatandaşların haklarını alabilmek için İmar Bankası aleyhine dava açma yerine BDDK ve SPK hakkında “kendi görevlerini ihmal etmiş olmaları” düşüncesi ile hareket edip “hizmet kusuru” işledikleri iddiasıyla Ankara 7. İdare Mahkemesine dâvâ açtıklarını söyledi. Ahi, 30 Aralık 2003 tarihinde başlayan dâvâ serüveninde yılmadıklarını, haklılıklarına inanarak ve adaletin tecelli edeceğine güvenerek hareket ettiklerini; dâvânın 20 Temmuz 2006 tarihinde sonuçlandığını ve kendilerine yeni tebliğ edildiğini kaydetti. Müvekkili olan emekli öğretmen Mustafa Koç gibi diğer İmarzedelerin de haklarını alabilmeleri için BDDK ve SPK hakkında dava açmalarını teklif eden Ahi, kararın Türkiye’de bir ilk olduğunu ve bütün İmarzedelere emsal teşkil edeceğini bildirdi.
|
/ MERSİN
18.03.2007
|
|
|
Susuzluk tehlikesi kapıda |
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, yazın su sıkıntısı çekileceğini söyledi.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda yapılan İSU Genel Kurulu’nda konuşan Başkan Karaosmanoğlu, “Bu yılın yaz aylarında bütün illeri susuzluk tehlikesi bekliyor. Onun için kaynakları çok iyi kullanmalıyız. Su kaçakları çok fazla, israf yapılıyor. İstanbul ve Bursa, su boru hatlarını yeniledikleri için su kaçak oranı yüzde 30’un altına düşmüştür. Kocaeli’de 3 yıl öncesine kadar bu oran yüzde 68 civarındaydı. Büyük bir çalışma yaptık. Bugün su kaçağımız yüzde 48 civarındadır. Hedefimiz yıl sonuna kadar bunu yüzde 40’lara kadar düşürmektir. 2009 yılına kadar bu rakamı yüzde 30’un altına çekmek istiyoruz” dedi.
|
/ KOCAELİ
18.03.2007
|
|
|
Köksal: Polis elindeki imkânlara göre başarılı |
Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, ‘’Polis teşkilatı, yaptığı işe, elindeki imkanlara baktığınızda başarılıdır. Bizim amacımız, daha başarılı olmalarını sağlamaktır’’ dedi.
Köksal, Polisevi’nde düzenlenen toplantıda, basın-yayın kuruluşlarının emniyet muhabirleriyle bir araya geldi. Eşi Olcay Köksal ile girişte basın mensuplarını karşılayan Köksal, tek tek tokalaştığı gazetecilerin hatırlarını sordu. Gazetecileri tanımak ve kendisi hakkında bilgi vermek için böyle bir organizasyonu gerçekleştirdiğini dile getiren Köksal, olaylarda başarılı olabilmenin özünde sorumlu kuruluşlara destek verilmesinin önemine işaret etti. Polis teşkilatının moral ve motivasyona ihtiyacı olduğunu belirten Köksal, basın mensuplarından polise destek vermelerini istedi. Polisin her olaya severek koşmasını istediğini ifade eden Köksal, temel hak ve özgürlükleri koruyan emniyet teşkilatının, en ulvi görevi yürüten kurumlardan biri olduğunu ve desteklendikleri takdirde daha da şevkle hizmet edeceklerini kaydetti. Köksal, olayları önleminin bir yolunun da kamuoyunun desteğinin sağlanmasından geçtiğini vurgulayarak, ‘’Burada basın mensuplarına çok iş düşüyor’’ dedi.
“Toplum destekli polis’’ projesi hakkında da bilgi veren Köksal, amaçlarının, ‘’polis amca, polis abi, polis abla’’ imajını yaygınlaştırmak olduğunu söyledi.
Köksal, il emniyet müdürleri ile gerçekleştirdiği toplantıda, sorun ve çözüm önerilerini dinlediğini belirterek, ‘’Mükemmele giden yolda vizyonumuzu biz belirleyeceğiz. Polis teşkilatı yaptığı işe, elindeki imkanlara baktığınızda başarılıdır. Bizim amacımız, daha başarılı olmalarını sağlamaktır’’
|
/ ANKARA
18.03.2007
|
|
|
İstanbul da ‘Savaşa Hayır’ dedi |
Irak işgalinin yıldönümü olan dün dünyanın birçok yerinde olduğu gibi İstanbul’da da kalabalık bir grup ‘Savaşa hayır’ dedi. Osman Kavala, Nuray Mert, Gençay Gürsoy, Nail Güreli, Mustafa Alabora, Ömer Madra gibi isimlerin de katıldığı protesto gösterisinde “George Bush teröristtir” sloganları yankılandı.
Amerika’nın Irak’ı işgalinin dördüncü yılı dolayısıyla dün Amerika, İngitere başta olmak üzere çok sayıda ülkede protestolar gerçekleştirildi. İstanbullu savaş karşıtları da Kadıköy Meydanı’nda biraraya geldi. Her yaş ve kesimden insanlar Kadıköy Meydanı’nda davullar, düdükler ve alkışlarla savaşa karşı ses çıkardı. Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Küresel BAK’ın düzenlediği “Irak’ta Savaşa ve İşgale Son, Hepimiz Iraklıyız Mitingi”ne ayrıca Filistinli tutsak vekillerden Ahmet Saadet’in eşi Abla Saadet ve bazı sendika temsilcileri birer konuşmayla katıldı.
|
Naciye KAYNAK
/ İSTANBUL
18.03.2007
|
|
|
Vali Okutan, görevine başladı |
AGOS Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından gelişen olaylar sonucu görevinden alınan Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir’in yerine atanan Nuri Okutan, şehre gelerek görevine başladı.
THY’nin tarifeli uçağıyla önceki gün Trabzon’a gelen Nuri Okutan ve ailesi havalimanında Vali Vekili Vural Demirtaş, Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu, Alay Komutanı Albay Ali Öz, Emniyet Müdür Vekili Arif Akkale ile sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar tarafından karşılandı. Trabzonspor Basın Sözcüsü Zeyyat Kafkas karşılama sırasında Nuri Okutan’a bordo - mavili kaşkol taktı.
Buradan Valilik binasına geçen Okutan için resmi karşılama töreni düzenlendi. Kaymakamlarla ve çalışma arkadaşları bir araya gelen Vali Okutan, daha sonra makamına geçti. Okutan, kamuoyuna şehrin güzel yüzünü göstermeye çalışacaklarını vurgulayarak, “Elimde büyülü değnek yok. Trabzonlular’ın bana destek olması lâzım” dedi.
|
Kahraman ALPAK
/ TRABZON
18.03.2007
|
|
|
Tunceli’de 2 DTP’li tutuklandı |
Tunceli Emniyet Müdürlüğünce DTP il ve ilçe başkanlıkları ile bazı evlerde yapılan kontrollerde gözaltına alınan 6 kişiden 2’si tutuklandı.
Emniyet ekipleri, 14 Martta Esentepe, Alibaba, Yenimahalle, Moğoltay ve Atatürk mahallelerinde eş zamanlı yapılan kontrollerin ardından 1 kişiyi patlayıcı madde, 5 kişiyi yasak yayın bulundurdukları iddiasıyla gözaltına almıştı. Tunceli Adliyesine sevk edilen zanlılardan E.T. patlayıcı madde, C.K. ise yasak yayın bulundurduğu gerekçesiyle çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
|
/ TUNCELİ
18.03.2007
|
|
|
Öğrenciler interneti sohbet ve oyun için kullanıyor |
Kocaeli Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından lise öğrencilerine yönelik internetle ilgili ankette çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı.
Kocaeli Endüstri Meslek Lisesi, İzmit Lisesi ve İnkılap Lisesinde 500 öğrenciye internet ile ilgili 11 soru yöneltildi. Anketin sonuçlarına göre, öğrencilerin yüzde 2’sinin internetin ne olduğunu bilmediği ortaya çıktı. ‘’İnterneti nerede kullanıyorsunuz?’’ sorusuna öğrencilerin yüzde 89’u ‘’internet kafelerde’’, yüzde 10’u ‘’evde’’, yüzde 1’i ise ‘’okulda’’ şeklinde cevap verdiği ankette, öğrenciler arasında internetin yüzde 45 sohbet, yüzde 40 oyun, yüzde 10 araştırma, yüzde 5 ‘’sörf’’ amacıyla kullanıldığı belirlendi.
Öğrencilerin yüzde 65’inin internet kafelerden hoşlandığını belirttiği ankette, ailelerin yüzde 95’inin internetle ilgisi olmadığı, yüzde 25’inin ise çocuklarını internet kafeye göndermediği anlaşıldı.
Konuyla ilgili bir değerlendime yapan Kocaeli Milli Eğitim Müdürü Hayrettin Gürsoy, interneti eğlence amaçlı kullananların internetin sunduğu ekonomik, eğitimsel, toplumsal ve politik seçeneklere ilgisiz kaldığını söyledi.
|
/ KOCAELİ
18.03.2007
|
|
|
Elazığ ‘okuyor’ kampanyası |
Elazığ Valiliği, gençlere kitap okuma alışkanlığını kazandırmak ve yaygınlaştırmak amacıyla “Elazığ Okuyor“ adıyla bir kampanyası başlattı. Elazığ’daki 120 bin öğrenci başta olmak üzere, toplumun her kesimine okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla hayata geçirilen kampanya, Fırat Üniversitesi’nde düzenlenen bir panelle başladı.
Gazeteci ve yazarların da katıldığı panelde konuşan Vali Muammer Muşmal, “Elazığ Okuyor” kampanyası ile uzun soluklu bir kitap okuma kültürünün temellerini atarak, önce çok okuyan insana, sonra da çok okuyan topluma ulaşabilmeyi hedeflediklerini açıkladı.
Okuyan insanın, yaşayan insan olduğunu ifade eden Muşmal, “Biz tarihimizi ve dilimizi iyi öğrenmez ve öğretemezsek, bu konudaki kitapları araştırıp okumaz ve okutmazsak, kendimizi bölücülere ve Türkiye‘yi yalan yanlış bilgilerle suçlamaya kalkanlara karşı nasıl savunacağız? Kılıcın kazandığı zaferi bir başka kılıç yok edebilir. Fakat kalemle yapılan fetihler yok edilemez, tarihe mal olur“dedi.
|
/ ELAZIĞ
18.03.2007
|
|
|
MEB öğretmen alacak |
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, spor liseleri ile her türdeki Anadolu liselerine seçme sınavı ile öğretmen alacak. Sınav, 5 Mayıs Cumartesi günü 81 il merkezinde yapılacak. Adaylar, kadrolu olarak görev yaptıkları ilde sınava girecek.
Sınava başvuracak adaylarda, aylıksız izinler hariç 5 Mayıs 2007 tarihine göre 3 yıl hizmeti olması, alanı veya öğrenim durumunun atanacağı eğitim kurumuna uygun olması, alanında en az lisans düzeyinde öğrenim görmüş olması, Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarında en az 3 yıl öğretmenlik yapmış olmak ile son üç yıllık sicil notu ortalamasının en az iyi derece olması şartları aranıyor.
|
/ ANKARA
18.03.2007
|
|
|
Öğretmenler kültürlü, mühendisler yetenekli |
2006 Kamu Personeli Seçme Sınavında (KPSS), her adayın cevaplandırmakla zorunlu olduğu ‘’Genel Kültür’’ testinde üniversitelerin yükseköğretim programları içinde başarı sıralamasında öğretmenler, ‘’Genel Yetenek’’ testinde ise mühendisler ilk sırada yer alıyor.
ÖSYM hazırlanan ‘’Yükseköğretim Programlarına Göre 2006 KPSS/1 Sonuçları Kitabı’’nda KPSS’ye başvuran aday sayılarına, yükseköğretim programlarının başarı sıralamasına yer verildi. Buna göre, 2006 KPSS’ye başvurarak herkesin cevaplamakla zorunlu olduğu ‘’Genel Yetenek’’ testinde 291 yükseköğretim programı arasından ‘’mühendislik’’ branşı başarı sıralamasında ilk sıralarda yer alıyor. ‘’Genel Kültür’’ testinde ise yükseköğretim programları içinde ‘’öğretmenlik’’ branşı sıralamada en başarılı branşlar içinde yer alıyor.
|
/ ANKARA
18.03.2007
|
|
|
|