DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Maltepe Üniversitesinde düzenlenen “Gençlik, Demokrasi ve Siyaset’’ konulu konferansta yaptığı konuşmada, konferansın başlığının aklına, İktidar Partisi Grup Başkan Vekilinin, Başbakan Erdoğan’a gruptaki milletvekillerinin “sadakat yeminini hediye olarak takdim etmesini’’ getirdiğini söyledi.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ‘’Başbakanlık, bir dönem için talip olunacak yerdir. Bizim de talip olduğumuz süre bu kadardır’’ dedi.
Ağar, Maltepe Üniversitesinde Genç Demokratlar Derneği ve üniversite işbirliğiyle düzenlenen ‘’Gençlik, Demokrasi ve Siyaset’’ konulu konferansta yaptığı konuşmada, konferansın başlığının aklına, İktidar Partisi Grup Başkan Vekili’nin, Başbakan Erdoğan’a Grup’taki milletvekillerinin ‘’sadakat yeminini hediye olarak takdim etmesini’’ getirdiğini söyledi.
Demokrasilerde böyle bir şeyin olmayacağını vurgulayan Ağar, şunları kaydetti:’’Demokrasilerde en önemli mesele bilimde çağdaş, düşüncede özgür olmak. Özgür düşüncenin olmadığı, eleştirinin olmadığı, katıksız bir sadakatin olduğu yerde demokrasiden söz edilemez. Demokrasinin temeli özgürlükten geçer. Demokrasi, hakları ve özgürlükleri kapsayan bir alandır. Demokrasi, bu olmaksızın olmayan ve kabulü mümkün olmayan bir büyük sistem. Türk siyasetindeki en önemli sıkıntının ne olduğu bu tablodan çıkıyor. Böylesine sadakat yeminlerini bir buket halinde getirip takdim ettiğiniz vakit... Orada sizin sadakatiniz, kişiye veya parti başkanına değil, millete ait bir sadakat.’’
Siyasette gücü milletten almanın önemini vurgulayan Ağar, ‘’Türkiye, gerçek anlamda halkı fukaralığa, çaresizliğe, güvensizliğe, huzursuzluğa mahkûm eden bu sistemi ciddî olarak sorgulayacak ve yeniden yapılanmayı mutlak surette gerçekleştirecek bir iktidar aramaktadır’’ dedi.
Türkiye’nin dışarıdan görünen gücünün içeriden iyi anlaşılamadığını ve iyi yönetilemediğini ifade eden Ağar, şöyle konuştu: “Türkiye’nin ihtiyacı olan şu; Kendi iç çatışma alanlarını ortadan kaldırmak suretiyle güçlü bir millî ekonomi, güçlü bir atış gücü yüksek millî orduyla beraber yeni, dinamik dış politika uygulamalarıyla iç alanlarını tanzim eden bir Türkiye. Bu tanzimle birlikte Türkiye Orta Doğu coğrafyası başta olmak üzere gelişen bütün olaylara karşı ön alabilen ve bu coğrafyadaki siyasi olayların gelişimine etkin olan bir Türkiye olmak zorundadır. Çünkü Türkiye’nin bu coğrafyadaki siyasi yapıların tamamıyla tarihten gelen ilişkileri vardır.’’
Türkiye’nin bütün sorunlarını aşabilmesi için kendi enerjisini topyekûn ülkenin geleceğine, refahına taşıyabilecek yönetim başarısını ve becerisini göstermesi gerektiğini, bunun da güvencesinin salonda oturan gençler olduğunu dile getiren Ağar, konuşmasını şöyle tamamladı: “Başbakanlık bir dönem için talip olunacak yerdir. Bizim de talip olduğumuz süre bu kadardır. Çünkü radikal dönüşüm reformlarını yapıp hiçbir noktada taviz vermeksizin Türkiye’nin aydınlık geleceğinin önünü açıp tarihte yerini almak üzere köşede oturmayı insanlar bildikçe her değişim yeni bir dinamizmi, arzuyu, heyecanı getirecektir. Biz ona inanıyoruz.’’
BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI SAVUNULAMAZ
Öğrencilerin sorularını da cevaplayan Ağar, başörtüsü konusundaki bir soru üzerine, kendisine sorulmadıkça bu konulara girmediğini, çünkü bu konunun ‘’kimisi yanında, kimisi de karşısında olan kişilerce istismar edildiğini’’ söyledi. Bu konuyu Batı demokrasilerinde olduğu gibi çözmek istediklerini ifade eden Ağar, üniversitelerde başörtüsü yasağını savunabilmelerinin mümkün olmadığını dile getirdi. Ağar, böyle bir yasağın kamu hizmeti alanlar için değil, ancak kamu hizmeti verenler için söz konusu olabileceğini kaydetti.
Bir gencin, ‘’Başörtüsünün Çankaya’ya gireceğini, bunun kendisine dokunduğunu’’ söylemesinin ardından salondakilerin uzun süre alkışlaması üzerine de Ağar, ‘’Aldığın alkışlardan takdir gördüğün anlaşıldı’’ dedi.
Ağar, bir dönem için başbakanlığa talip olduğunu tekrarlayarak, ‘’Bir dönem içinde ben bu kapıları size açacağım’’ dedi.
|