|
|
|
İstiklâl Marşımız olmasaydı... |
Prof. Dr. Ramazan Kaplan: “Millî Marşımız olmasaydı bizi birleştirecek, iyi günde, kötü günde etrafında toplanacağımız bir metin olmazdı ve milletin birliğinden, düzeninden bahsedilemezdi.”
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (DTCF) öğretim üyesi Prof. Dr. Ramazan Kaplan, “Millî Marşımız olmasaydı bizi birleştirecek, iyi günde, kötü günde etrafında toplanacağımız bir metin olmazdı ve milletin birliğinden, düzeninden bahsedilemezdi” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca, Mehmet Akif Ersoy’un ölümünün 70’inci, İstiklâl Marşı’nın kabulünün 86’ıncı yıl dönümü dolayısıyla Adnan Ötüken Halk Kütüphanesi’nde “Mehmet Akif Ersoy’un Düşünce ve San’atında Gençlik ve Çalışma” konulu panel düzenlendi.
Prof. Dr. Ramazan Kaplan panelde yaptığı konuşmada, milletlerin, millî marşları ile kimlikleri ve yurtları arasında bir bağ bulunduğunu ve marşların milletleri ortak ses etrafında topladığını söyledi. Ersoy’un da İstiklâl Marşı’nı millî mücadele döneminde milletin gücünü ayakta tutmak için yazdığını ifade eden Kaplan, “İstiklâl Marşı’nın herkesin bir arada olmasını sağlayan ortak bir metin olduğunu” vurguladı. Kaplan, “Millî Marşımız olmasaydı, bizi birleştirecek, iyi günde, kötü günde etrafında toplanacağımız bir metin olmazdı ve milletin birliğinden, düzeninden bahsedilemezdi” dedi.
Ersoy’un gençlere, “Ey gençler, ey halkım, dünya dönerken siz nasıl boş durursunuz” diye seslendiğini belirten Kaplan, “İstiklal Marşı gibi bir marşa sahip milletin çocukları neyle karşılaşırsa karşılaşsın, umutsuzluğa düşmez” diye konuştu. Kaplan, öğrencilere Ersoy’un Safahat’ta belirttiği gibi çok çalışmayı, zamanı iyi kullanmayı ve okumayı öğütledi.
Ersoy’un kendini milletine adamış bir insan olduğuna işaret eden Kaplan, “Belki Akif’in şiirlerine benzer bir şiir yazmak mümkün, ama Akif gibi bir insan olmak çok zor. Özü, sözü bir, doğru insan olmak gerekiyor” dedi.
|
08.03.2007
|
|
|
12 Mart “İstiklâl Marşı Günü” ilân edilmeli |
Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı ve M. Akif Araştırmaları Merkezi’nin İstiklal Marşı’nın TBMM’de kabul edildiği 12 Mart gününün “İstiklal Marşı günü” olarak ilan edilmesi isteğine Memur-Sen’den destek geldi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Memur-Sen Genel Başkanı Dr. Ahmet Aksu, Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı ve Mehmet Akif Araştırmaları Merkezi’nin, İstiklal Marşı’nın TBMM’de kabul edilişinin 86. yıldönümünde 12 Mart’ın “İstiklâl Marşı Günü” olarak ilan edilmesini isteğini destekleyerek, “İstiklal Marşı milletinin gönlünde, kalbinde olan ve bir bağımsızlık mücadelesinin sembolüdür. Bu büyük esere ve yazıldığı mekâna sahip çıkmalıyız” dedi.
İstiklâl Marşı’nın, 10 Yıl Marşı ile kıyas kabul etmez bir anlamı olduğunu söyleyen Aksu, “İstiklâl Marşı’nın TBMM’de kabul edilişinin 86. yıl dönümünde, milli marşın bir sistem ve organizasyon çerçevesinde anma toplantılarının yapılması gerekmektedir. Batıda bu tür eserler ve eserlerin yazıldığı, eser sahiplerinin yaşadığı mekânlar koruma altına alınmakta, yeni nesillere bir kültür mirası olarak aktarılmaktadır. Bu mirasa sahip çıkılmalı, Taceddin Dergâhı etrafında kötü ruh halini yansıtan çirkinlikteki binalar yıkılmalıdır. O bölge tarihi Ankara evlerini de restore edecek bir biçimde kültür ve tarih mekânı haline getirilmelidir” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bölgedeki binaları satın alarak, 49 yıllığına restorasyon karşılığında STK’lara veya vakıflara verebileceğini söyleyen Aksu, Mehmet Akif’in Ankara’da İstiklal Marşı’nı yazdığı Taceddin Dergahı ve çevresinin, anlamına uygun bir şekilde kullanılması gerektiğini söyledi.
|
Ahmet TERZİ
/ ANKARA
08.03.2007
|
|
|
İşyerlerine Türkçe isim |
Odunpazarı Belediyesi, ruhsat verme işlemlerinde marka ve yabancı firmaların isimleri dışında yabancı kökenli isim sahibi iş yerlerine ruhsat vermeyecek.
Konu ile ilgili bir açıklama yapan Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı, Merhum Belediye Başkanı Aydın Arat zamanında da böyle bir karar alındığını ve Yunusemre gibi önemli bir şahsiyetin beldesi olan Eskişehir’in bu konuda daha duyarlı olması gerektiğini belirterek, “İş yeri sahiplerinin bu hususta gösterecekleri hassasiyet Türkçeye verdikleri değeri ortaya koyma bakımından son derece önemlidir” dedi.
Sakallı konuşmasında; “Bir milletin varlığının sürekliliği; kendisinin öz vasıflarını içerisinde barındıran öz lisanını iyi kullanmasına; sanat, edebiyat ve kültür alanında gizemli sırlarını sunmasına; medeniyetler kuşağında lisanının zengin donanımları ile ağırlığını hissettirmesine bağlıdır.
Medeniyetlerin temeli olan lisan, aynı zamanda bir toplumun hayat tarzının simgeleridir. Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler üzerinde ağırlığını hissettirmek için kendi dilinin, diğer milletlerin fertleri tarafından benimsenmesini, günlük hayatın her alanında kullanılmasını arzu eder.
Var olmak ya da varlığını devam ettirmek; kültür ve sanatıyla sesinin duyurmak isteyen milletler kendi öz dillerine sahip çıkmışlardır.
Bu nedenle, bu ülkenin birer ferdi olarak dilimize sahip çıkmak hem vatandaşlık, hem de tartışılmaz asli görevimizdir. Kültürel değerlerimizin nesilden nesile aktarılmasında köprü görevini yapacak olan en temel öğe dildir” dedi.
Sakallı, “Ayrıca Türk şiirinin kurucusu ve Türk halk şairlerinin tartışmasız öncüsü olan Yunus Emre, Türk dilinin tüm sadelik ve güzelliğini ortaya koyan, Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlayan bir gönül adamıdır. Onun yaşadığı ve öldüğü şehrimizde Türkçeyi koruma ve kullanma görevini layıkıyla yerine getirmeli, bu görevi ondan bize miras olarak görmeliyiz“ dedi.
|
08.03.2007
|
|
|
Engellilerden tiyatro oyunu |
Türkiye Sakatlar Derneği Anadolu Yakası Şubesi üyeleri, ‘’Üniversiteye Hazırlık’’ adlı tiyatro oyununu sahneledi.
Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezinde, toplumsal yaşamda karşılaştıkları problemleri konu alan tiyatro gösterisini sunan grup, özellikle üniversiteye hazırlanırken karşılaştıkları sıkıntıları tiyatro sahnesine taşıdı. Programda kısa bir müzik dinletisine de yer verildi. Tiyatro gösterisinin sonunda bilgi veren Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkanı Şükrü Boyraz, engellilerle ilgili çalışmaların yetersiz olduğunu ifade etti.
|
08.03.2007
|
|
|
Film almak daha kolay |
Avrupa’da çok yaygın olarak kullanılan “Film Matik” cihazı, Türkiye’de ilk kez İzmir’de hizmet vermeye başladı. Otomatik olarak çalışan makine sayesinde film tutkunları, gece yarısı bile makineden DVD ve CD kiralayarak film izleyebiliyor.
Yunan asıllı Lillian Petkopoulou isimli bayan tarafından açılan mağazada hizmet veren “Film Matik”, İzmirli film severlere 24 saat hizmet veriyor. İzmir Alsancak’ta açılan DVD ve CD kiralama mağazasına üye olan müşteriler, verilen manyetik kartla mağazaya girerek makineden istediği filmi seçerek alıyor. Müşteri, filmi kullandığı süre kadar ücret ödüyor. Müşteri kartına para yükleyerek, bu işlemi istediği kadar yapabiliyor. Sistem sayesinde gece evde canı sıkılan ve DVD ve CD kiralama imkânı bulamayan film tutkunları, istediği zaman film izleme imkânı buluyor.
|
08.03.2007
|
|
|
NEREDE NE VAR |
Tasavvuf: Doktrin ve kültür
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi
Saat: 18:30
Düzenleyen: Mahmut Erol Kılıç
Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurulu’nun, Mevlânâ’nın, 800. Doğum Yılı olan 2007’de üye ülkelerde anılması yönünde karar alması tüm dünyada Mevlânâ Hazretleri’nin adının ve düşüncesinin gündeme gelmesine vesile oldu. Bu noktadan ilhamla Mahmut Erol Kılıç, Ekim ayından itibaren tüm yıl boyunca Mevlânâ’nın eserlerine yansıttığı görüşlerini, hikmetli sözlerini, edep yolunu tasavvuf odağından değerlendirecek.
San’at tarihi seminerleri
Yer: Atatürk Kitaplığı
Saat: 18:30
Düzenleyen: Deniz Çalışır
Seminer kapsamında endüstri devrimi sonrası san’at ve tasarım dünyasında yaşanan krizin çözümlenmesinde Arts and Crafs Hareketi ve Art Nouveau akımının yeri sorgulanıyor. “San’at Tarihi Seminerleri” programında san’atın başlangıcından günümüze kadar gelen tarihî süreç içindeki serüveni sosyolojik, felsefi ve bilimsel bir bakış açısıyla sunuluyor, toplumun görsel dili olan san’at eserini görme, kavrama ve yorumlama çalışmaları gerçekleştiriliyor.
|
08.03.2007
|
|
|
|