Ey derdine derman arayan hasta
İki kısımdır hastalık
Bir kısmı vehmî, bir kısmı da hakikî
Hakikî kısmı için
Şafî-i Hakim;
Küre-i arz olan eczanesinde
Her derde bir devâ istif etmiş
Madem devâ vermiş
O devâlar dert ister
Bunun içindir
Allah her dertte bir devâyı halk etmiş…
Meşrudur tedavi için ilâçlara müracaat
Fakat tesiri ve şifayı
Cenâb-ı Hakk’tan bilmek gerektir
Dermanı o verdiği gibi
Şifayı da o veriyor demektir
Hazık ve mütedeyyin hekimlerin
tavsiyelerini tutmak
Ehemmiyetli bir ilâç
Tabibleri dinlemek, güzel olan vesileye
müraat
Teşekkür ise :
asıl şifayı Şafî-i Hakikî’nin verdiğini
unutmamaktır
Hastalıkların ekseri
ya su-i istimalattan, ya israftan,
Ya sefahetten geliyor
Mütedeyyin hekimler
Elbette meşrû bir nasihat verip
Teselli verir hastaya
Su-i istimalattan, israftan men eder
İtimat edip, uymalıdır o vesayaya her hasta
Hastalığı hafifleşir
Sıkıntısı gider bulur bir ferah devâ
Amma vehmî hastalık kısmı ise,
Ehemmiyet vermemektir onun en
müessir ilâcı
Büyür, şişer ehemmiyet verdikçe
Ehemmiyet vermezsen küçülür, gider
Nasıl iliştikçe arılar
İnsanın başına üşüşürler
Aldırmazsan onlar da dağılır gider
Hem gecede
Gözüne sallanan bir ipten
Gelen bir hayale ehemmiyet verdikçe
Büyür o ip, hatta insan korkar ve ürker
Vermezse ehemmiyet
Adi bir ip olduğunu anlar onun
Başındaki yılan zannettiği vehmine,
Kendisi güler
Vehmî hastalık devam etse zarardır
Vehham ve asabî insanlarda fena bir
hastalıktır
Habbeyi kubbe yapar, kırılır kuvve-i
maneviyesi
Bir de insafsız bir doktora rast gelse
Tahrik eder hastalığı
Zengin ise şifa uğruna malı gider
Aklı gider, sıhhati gider
Yoksa beş kuruş malı...
[email protected]
|