Türkiye’nin, AKP iktidarı döneminde yüksek reel faiz ile cezbedilen spekülatif sıcak para girişi ile büyüdüğünü söyleyen Ekonomist Mustafa Sönmez, yılda yüzde 6-7’leri bulan bu büyümeyi, istihdam sağlamayan, Türkiye’nin üretim gücünü düşük döviz kuru karşısında eriten, küçük sermayedarını ezen, tarımını çökerten ve ileriye büyük enkazlar taşıyan bir büyüme olarak değerlendirdi. Sönmez, “AKP iktidarı döneminde dış borç stoku yüzde 39 artmıştır... Elhak, kamunun dış borçlanma temposu düşmüştür, ama kamu niye borçlansın ki? Ne yatırım yapıyor, ne kamu hizmeti sunuyor. Yatırımlar askıya, hizmetler piyasaya” dedi.
Ekonomist Mustafa Sönmez, Türkiye’nin AKP iktidarı döneminde de yüksek reel faizle cezbedilen spekülatif sıcak para girişiyle büyüdüğünü belirterek, “Bedelini bugün yoğun bir işsizlik ve yoksullaşmayla ödüyor; gelecekte de ağır bedellerle yüz yüze gelecek” dedi.
Mustafa Sönmez, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, konuşmalarında, büyüme, IMF’ye borçların ödenmesi ve yabancı sermaye girişinin artmasıyla ilgili olarak tahrifat yaptığını söyledi.
Türkiye’nin dış borç stokunun 200 milyar doları aştığı durumda IMF’ye olan borcun yüzde 17’den yüzde 7’ye inmesinin bir anlamı olmadığını kaydeden Sönmez, kamunun yatırım ve hizmet yapmadığı için borçlanmadığını, borçlanmayı özel sektörün yaptığını ifade etti. Ancak, borcun Türkiye’nin dış borç hanesine yazıldığını kaydeden Sönmez, “AKP iktidarı döneminde dış borç stoku yüzde 39 artarak, 200 milyar doları aşmış bulunuyor. Çok ciddi bir kambur, çok ciddi bir risk, kırılganlık!” dedi.
Sönmez, 2005 ve 2006’da gelen yabancı sermaye girişinin ise yeni yatırım için girişi değil, özelleştirmeler ve banka satışlarından giren yabancı sermaye olduğunu dile getirdi. 2003’te 8 milyar dolar olan cari açığın, 2006 sonunda 31 milyar doları geçerek yüzde 287 arttığını vurgulayan Sönmez, AKP’nin cari açığı finanse etmek için sıcak para yöneldiğini iddia ederek, “Sıcak para stokuna baktığımızda AKP iktidarının ilk icraat yılı sonunda 16 milyar dolara yakın iken 2006 sonunda 65 milyar doları aşmış, yani yüzde 306 büyümüş.. Bu para girdikçe ekonomi çarkları dönmüş, girsin diye de Türkiye, bu spekülatif sermayeye dünyanın en cazip reel faizini vermekten geri duramamış ve bütçenin yüzde 30’lara yakını borç faizi olarak sıcak paracılara aktarılmış..” diye konuştu.
Sönmez açıklamasına şöyle devam etti; “Türkiye, AKP iktidarı döneminde de yüksek reel faiz ile cezbedilen spekülatif sıcak para girişi ile büyümüştür. Dünyada hızlı bir sermaye birikimi sürecinin yaşanması ve ‘likidite bolluğu’ yaşanan konjonktürün henüz sonuna gelinmemiş olmasının da etkisiyle, sıcak para girişi AKP’nin şansı olmuş, çarklar bu para ile dönmüştür.
Ama bu hiç de hayırlı bir süreç olmamıştır. Yılda yüzde 6-7’leri bulan bu dönemin büyümesi, istihdam oluşturmayan, Türkiye’nin üretim gücünü düşük döviz kuru karşısında eriten, küçük sermayedarını ezen, tarımını çökerten ve ileriyle büyük enkazlar taşıyan bir büyüme olmuştur. Doğrudan yabancı sermaye girişleri, başlangıçta emlak satışından başka bir şey değilken, son iki yılda özelleştirme ve banka satışlarının etkisiyle kabarık görünmektedir, ama izleyen yıllarda bunların bir atımlık barut olduğu anlaşılacaktır. Ne özelleştirme ne de varlıkların yabancılara satılması Türkiye için övünülecek ve yarar getirecek icraatlardır. Türkiye bunun bedelini bugün yoğun bir işsizlik ve yoksullaşma ile ödüyor; gelecekte de çok ağır bedellerle yüz yüze gelecektir.”
|