Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi ile ilgili tartışmalarda çok önemli bir gerçeğe işaret etti.
“141-142-163 kalktı da ne oldu? Bu maddelere ilişkin suçlara yönelik cezalar yok mu oldu? Daha önemlisi şimdi 301 kalkınca, hákim başka bir maddeyi bulup oradan ceza vermeyecek mi? 301 kalkarsa bu kez 216’dan tutturur.” (TCK 216. madde, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ile aşağılamayı cezalandırıyor.)
301. maddeyle ilgili olarak yaşadığımız sorunların temeli bu konu zaten:
Yargıçlarımızın ve savcılarımızın, kanunları özgürleştirici değil, kısıtlayıcı ve cezalandırıcı olarak yorumlamaları.
Bugün 301. maddeden kaynaklanan “düşünceyi açıklamayı suç sayma” eleştirilerini geçersiz kılacak bir hüküm, zaten maddenin içinde mevcut, ancak yargı bu hükmü işletmiyor.
Demek ki iş yasa yapıcıya düşüyor.
Hükümetin bu konudaki tavrı, “herkes bir noktada anlaşsın, ondan sonra düzeltelim” şeklinde.
Şunu anlamakta zorlanıyorum: Hükümet, başka yasaları yaparken böyle bir “mutabakat” arıyor mu ki 301 için de böyle bir toplumsal uzlaşma gereksin?
Hürriyet, 3.2.2007
|