Kültür-Sanat

Çocuklarımıza sahip çıkalım

Can Kardeş Kreş ve Gündüz Bakımevi çalışanlarının tanışma yemeğinde konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Yılmaz, “Ailemizi korumak için, ortak değerler etrafında birleşerek, çocuklarımızı millî ve manevî değerlerine bağlı bireyler olarak yetiştirmeliyiz” dedi.

Can Kardeş Kreş ve Gündüz Bakımevi çalışanlarının, velilerinin ve çocuklarının da katıldığı tanışma amaçlı yemekte bir araya geldiler.

Geçtiğimiz gün, BESOB Eğitim Merkezinde yapılan yemekli tanışma toplantısına, Esnaf ve Sanatkârlar odası başkanı Arif Tak,

Lokantacılar Odası Başkanı Abidin Usta ve veliler ile Can Kardeş Yönetim Kurul üyeleri katıldı.

Programın açılış konuşmasını yapan Can Kardeş Kreş ve Gündüz Bakımevi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Yılmaz, “Yeni Asya Vakfı Bursa Şubesi adına yaptığımız davete icabet ederek bizleri mutlu ettiniz. Sevmeye, sevilmeye, sevgi köprüleri kurmaya hoş gediniz, şeref verdiniz. Sevgi ile düşmanlığın kıyasıya mücadele ettiği bir gezegende yaşıyoruz. Bugün, burada en verimli sevgi kaynağımız olan çocuklarımız vesilesiyle toplanmış bulunuyoruz” dedi.

“Kökü aileye dayanan bir problemi hiçbir kanun çözemez”

diye bir söz bilirim” şeklinde konuşmasına devam eden Yılmaz, “Aileden ya da ailesizlikten kaynaklanan problemler dünyayı karıştırırken, diğer medeniyetlerden farkımız olan aile müessesesinin mukaddesatları da maalesef hedef tahtası durumundadır. Böyle bir durumda ailemizi korumak için, ortak değerler etrafında birleşerek, çocuklarımızı millî ve manevî değerlerine bağlı bireyler olarak yetiştirmeliyiz. Bu noktada ciddî bir rol üstlenen Can Kardeş, Kreş ve Gündüz Bakım Evlerinin önemli bir boşluğu doldurduğu kanaatindeyiz” dedi.

Daha sonra bir sinevizyon gösterisi sunuldu

Ayrıca Çocukların gösterisinde, Mercanlar Grubunun okuyacağı “Kırk Yaşındasın” Şiiri, Kardelenler Grubundan İngilizce şarkı, Yıldızlar grubunun “Öğretin Bana” adlı şiirler okundu. Fasıl şenliğinde yemekte Tasavvuf musikisi sanatçısı Mesut Yavaş okuduğu ilahilerle program son buldu.

Hüseyin HİÇDURMAZ / BURSA

27.01.2007

Unutulmasınlar diye

Teknolojinin gelişmesi ile birlikte unutulmaya yüz tutmuş el san'atları Anadolu’nun en ücra köşelerindeki mirasçıları ile gelecek nesillere aktarılıyor.

Mersin’in Silifke ilçesi Hüseyinler köyünde ikamet etmekte olan Ali Karaca, bu mesleklerden biri olan tahta kaşık yapımını gelecek nesillere aktarabilmek için çabalıyor.

Bu işte hiçbir maddî beklentisinin olmadığını dile getiren Karaca, “Bu mesleği çocukluktan beri bir hobi olarak yapıyorum. Bu işi yapmamdaki tek sebep bu mesleğin gelecek nesillere aktarılması” dedi.

Bu tür mesleklerin gün geçtikçe azaldığına dikkat çeken Karaca, “Bu değerlerimizin unutulmaması için yetkililer bu tür işlerle uğraşanları bir çatı altında toplayarak bu değerlerimizi gelecek nesillere aktarmalı” diye konuştu.

Kaşığın yanısıra ağaçtan üretilen küçük el san'atlarının hepsini yapabildiğine değinen Ali Karaca, bu işi yaparken sadece oygu, keser ve bıçak kullandığını ifade etti.

27.01.2007

Rusya, Kur’ân’ı altın harflerle yazdı

İslam Dünyası ile iyi ilişkiler kurmaya çalışan Rusya, muhteşem bir projeyle bir ilke imza atarak, bu amacına ulaşmakta kararlı olduğunu ortaya koydu. Moskova Darphanesi tarafından 999.9 ayar altın levhalara çok yüksek kalite ile yazılan Kur’ân-ı Kerim sayfaları, Moskova’da ilk kez basına tanıtıldı.

“Osman Kur’ân’ı” olarak adlandırılan projenin tanıtımı için Itar Tass Ajansı’nda düzenlenen basın toplantısına projenin teşebbüskarı WT şirketi Başkanı Vladimir Prusakov, Moskova Darphanesi Başkan Yardımcısı Diana Yampolskaya, Prof. Dmitriy Frolov ve Şarkiyat Enstitüsü Başkan Yardımcısı Vladimir İsayev katıldı. Yerli ve yabancı basın tarafından büyük ilgi gören toplantının açılış konuşmasını yapan Dmitriy Frolov, Kur’ân ve İncil’in çağdaş yaşamı en fazla etkileyen iki kitap olduğuna dikkat çekerek, “Yaşamakta olduğumuz dünya bu iki kitabın eseridir” dedi. Kur’ân-ı Kerim’in de İncil gibi kitap haline gelmesi için çok uzun yılları kapsayan bir süreç yaşadığını belirten Frolov, özellikle Hz. Osman döneminde Kur’ân-ı Kerim’in tek kitap haline getirildiğini söyledi. En eski Kur’ân-ı Kerim yazılarının dünyada çok ender sayıda olduğunu vurgulayan Frolov, böyle yazılardan biri sayılan Petersburg’daki Şarkiyat Enstitüsü’ndeki 8. yüzyıla ait Kur’ân elyazmasının en önemli özelliğinin ise kutsal kitabın büyük bir kısmını kapsaması olduğunu ifade etti. Sözkonusu eserin Osman Kur’ân-ı projesinin de temeli olduğunu belirten Frolov, “Kutsal yazılar, en harika malzeme kullanılmış levhalara aktarıldı. İslam Dünyası liderlerine, ulusal müzelere sunulacak bu kıymetli eserin, aynı zamanda kuyumculuk sanatının en şahane eserlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz” dedi. Kur’ân-ı Kerim’in en eski örneklerinden birisinin Rusya’da bulunduğunu öğrendiğinde, bunun İslam ve Hıristiyan dünyasının yakınlaşmasına çok önemli bir katkıda bulunacağını düşündüğünü kaydeden Vladimir Pursakov ise, “İşte bu düşünce ile böyle bir projeye başlamaya karar verdik. Biz kesinlikle siyasete karışmıyoruz. Tek amacımız iki farklı medeniyetin yakınlaşmasını sağlamaktır” dedi.

27.01.2007

Bütün haberler