Orwell’in senaryolaştırdığı gelecek romanı ile John Naisbitt ve Patricia Aburdene’nin Megatrends 2000 çalışmaları geçtiğimiz son on yılı tasarlayarak 21. yy algılamalarımıza başlangıç niteliğindedir. Hâlâ tartışılan Medeniyetler Çatışması senaryosu ise gündeme uyduğu için biraz daha dikkat çekmektedir. Bu tezin tersine MEDENİYETLER BULUŞMASI olacağını düşünüyorum. Bunu ileriki aşamalarda tartışabiliriz.
1982’de Büyük Yönelimler adlı eseriyle 1980’li yılları şekillendirecek on büyük yönelim olarak; 1-Endüstri toplumundan bilgi toplumuna, 2-İşgücü ağırlıklı teknolojiden yüksek teknolojiye, 3-Ulusal ekonomiden dünya ekonomisine, 4-Kısa dönemden uzun döneme, 5-Merkezi yönetimden yerel yönetime, 6-Kurumsal yardımdan kendi kendine yardıma,7-Temsiliyetçi demokrasiden katılımcı demokrasiye, 8-Hiyerarşiden şebekelere, 9-Kuzeyden güneye, 10-Kısıtlı seçeneklerden çeşitli seçeneklere, geçileceği söylenmekteydi.
Bu yönelimlerin çoğu dünya bütünlüğü içinde yaşandı. Biz bu geçişleri yeterince yapamadığımız gibi bunu engelleyen ciddî devreler yaşadık. Yine de toplumsal dinamikler bizi bu yönelimlerin parçası yaptı.
1990’lı yıllarda ise, “Megatrends 2000 Değişen Dünyada 1990’ların On Yeni Hedefi çalışması” ile karşımıza çıkan ekip, Büyük Yönelimleri şöyle sıralamaktadır: 1-1990’lı yıllarda evrensel ekonomik patlama 2-Sanatta yeniden doğuş 3-Serbest piyasa sosyalizminin doğuşu 4-Evrensel hayat tarzları ve kültürel milliyetçilik 5-Refah devletinin özelleştirilmesi 6-Pasifik kuşağı’nın yükselişi 7-Kadın liderlerin on yılı 8-Biyoloji çağı 9-Üçüncü bin yıldaki dinsel yeniden doğuş 10- Bireyin zaferi
On yıllık zaman periyotları ile geleceği fotoğraflamaya çalışan bu seriler anlaşıldığı zaman üçüncü bin yılın tasarlanması daha sağlıklı parametrelere dayanmış olacak. Bizim bu iki aşamayı iç içe ve geçmişin ödenmeyen bakiyeleri ile beraber kapatmaya çalıştığımız dikkate alınırsa, yönelimlere yakın olduğumuz düşünülebilir.
Bütün mesele algılamada gecikmeyecek programların yapılabilmesi. 2000’lı yılların senaryoları da yazılmaya devam ediyor. Geçişlerdeki yoğunluk ve bilginin hızı ile dünyadaki yapısal değişimler göz önüne alındığında, bundan böyle; -Esnek dünyanın yumuşak geçişleri ve yeni değişimleri kendi içinde yaşayabilmesi için, gelecek senaryoları sürekli, ama kısa metrajlı olacak. -Her senaryo revizyona gerek duyacak. -Arzumuza paralel yaşanan gelişmeler, sonuçları itibariyle bizi doğrulamanın adı olamayabilir. Daha geniş perspektife ihtiyaç olacak. -Kontrol edilemeyen bir süreci yaşamaya başladık. Büyükleri tedirgin eden bu olumsuzluklar, karşılıklı ortak arayış ve çözümler ile ortak medeniyete dönüşecek. Zannedildiği gibi gelecek çatışma ve mutsuzluğun değil, uzlaşma ve birbirini anlama süreçlerini hızlandıracak.
[email protected]
|