AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, AB ve Türkiye kamuoyunun birbirini yeterince tanımadığını ve çok fazla karşılıklı yanlış anlamanın söz konusu olduğunu belirterek, ‘’Kıbrıs’la ilgili tıkanıklığa rağmen tren kazası yaşanmadı. Biraz daha yavaş hızda olsa da yolculuk kesintisiz sürüyor’’ dedi.
Rehn, AB Ekonomik ve Sosyal Komitesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin AB üyelik süreci konusunda son haftalarda medyada çok kötümser başlıkların atıldığına dikkat çekti.
AB’nin müzakere sürecini rayında tutmaya kararlı olduğunu vurgulayan Rehn, ‘’Nedenimiz basit. Dünyanın en istikrarsız bölgesinde istikrarın çapası olan bir Türkiye’ye ihtiyaç duyuyoruz. Daha geniş Orta Doğu için demokrasi göstergesi olarak ihtiyaç duyuyoruz. Eğer Türkiye reform sürecini tamamlarsa ve AB’ye katılım kriterlerini karşılarsa medeniyetler arasında daha güçlü bir köprü haline gelecek’’ şeklinde konuştu.
Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin ‘’sadece reformlar ve fasıllardan ibaret olmadığını’’ kaydeden Rehn, iletişim ve birbirini anlamanın önemine dikkat çekti. ‘’AB ve Türkiye kamuoylarında birbirleri hakkında çok fazla bilgisizlik ve yanlış anlama var. AB vatandaşları Türkiye’nin üyeliğinin etkilerinden endişeleniyor. Türk kamuoyu AB’nin gerçek niyetinden şüphe duyuyor’’ diyen Rehn, her iki tarafın birbirini daha iyi anlama ihtiyacının açık olduğuna işaret etti. AB Komisyonu’nun geçen yıl AB ve Türkiye arasındaki sivil toplum diyaloğu için 33 milyon avro ayırdığını hatırlatan Rehn, belediyelere, meslek örgütlerine, üniversitelere ve gençliğe ağırlık verildiğini dile getirdi.
Diğer bir amaçlarının Türkiye’deki odalarla AB’deki muhatapları arasındaki işbirliğini güçlendirmek olduğunu anlatan Rehn, 88 milyon avronun da Türkiye’nin Ömür Boyu Öğrenim, Gençler Eylemde ve Kültür 2007 gibi AB programlarına katılımı için ayrıldığını ifade etti.
|