|
|
|
BBC: İran’ın büyük pazarlığı masada kaldı |
BBC televizyonunda, İran’ın 2003’te, Irak’ın işgal edilmesinden kısa bir süre sonra ABD’ye, “Hamas ve Hizbullah’ı desteklememesi karşılığında, kendisine yönelik düşmanca tavrından ve uyguladığı yaptırımlardan vazgeçmesini” önerdiği belirtildi.
BBC televizyonunun haberinde, ABD tarafından reddedilen bu önerinin, İsviçre aracılığıyla Washington’a yazılı imzasız bir gizli mektup şeklinde iletildiği ve BBC’nin bu mektubun kopyasına ulaştığı belirtildi. Haberde, ABD Dışişleri Bakanlığının bu önerinin üst düzey İranlı yetkililerin onayıyla yapıldığını anladığı ve İran’ın bu mektupta, Hamas ve Hizbullah’a desteğini kesmeyi, Irak’ın istikrara kavuşması için nüfuzunu kullanmayı teklif ettiği ve nükleer programında tam bir şeffaflık sözü verdiği kaydedildi. Buna karşılık ise İran’ın ABD’den kendisine yönelik düşmanca tutumundan vazgeçmesini, Tahran’a yönelik bütün yaptırımlara son vermesini ve rejime muhalif Halkın Mücahitleri örgütünün üyelerinin yakalanması ve İran’a iade edilmesini istediği kaydedildi. Halkın Mücahitleri, 8 yıl süren İran-Irak savaşında, devrilen ve ardından asılan Irak’ın Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in yanında yer almış, o dönemde örgütün birçok üyesi de Irak’ta üslenmişti. BBC’nin haberinde, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın yardımcılarından Lawrence Wilkerson’ın, “ABD Dışişleri Bakanlığının aslında İran’dan gelen bu öneriyi olumlu bulduğunu” söylediği de belirtildi. Haberde, Wilkerson’ın, “Öneri Beyaz Saray’a gelince, Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin bürosu tarafından reddedildi. Cheney, ‘Şeytanla iş yapılmaz’ dedi” şeklindeki ifadesi de yer aldı. Wilkerson’ın, İranlıların 2001 sonunda ABD’nin Afganistan’a müdahalesinden sonra da ABD Dışişleri Bakanlığına, “El Kaide’nin üst düzey yetkililerinin Amerikalılara teslim edilmesine karşılık Halkın Mücahitlerinin izinin sürülmesinde yardım talep ettiğini” de açıkladığı belirtilen haberde, Powell ile Wilkinson’ın, teklifin İran hükümetinin hangi kademesinden geldiğini belirlemeyi başaramadığı ve teklife cevap vermediği de belirtiliyor.
|
/ LONDRA
19.01.2007
|
|
|
Maliki: ABD, 6 ay içinde asker çekebilir |
Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Amerikan ordusunun 6 aya kadar Irak’taki askerlerinin sayısını önemli ölçüde azaltabileceğini söyledi.
İngiliz Times gazetsine demeç veren Maliki, Irak’ın, savaştan zarar görmüş ordusuna gereken silâhları temin etmesi halinde ABD’nin, askerlerinin sayısını 3 ila 6 ay içinde önemli ölçüde azaltabileceğini belirterek, “Kuvvetlerimize teçhizat ve silâh teminini hızlandırmak konusunda bir anlaşmaya varılabilirse 3 ila 6 ay içinde Amerikan birliklerine daha az ihtiyacımız olacağını düşünüyorum.
Bu ise ancak gerçek çabaların sarf edilmesiyle mümkün olabilir” dedi. ABD, milis ya da direnişçilerin eline geçebileceği endişesiyle Irak’a büyük miktarlarda silâh temin edilmesini kısıtlıyor. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı sözcüsü de bu serzenişlerde gerçeklik payı bulunduğunu ifade ederek, “Eğitim ve teçhizata ilişkin programımızı gözden geçirmeliyiz” diyor. Öte yandan Maliki, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Kongredeki bir konuşmasında sarf ettiği, “Irak hükümeti gecikmede” şeklindeki sözlerini reddederek, “Rice, sadece kendi görüşlerini ifade etmiştir. Gecikmede olduğumuzu düşünmüyorum” dedi. Bu tür mesajların teröristlere cesaret vereceğini belirten Maliki, “Teröristlere yeniden güven kazandırmamak ve kazanabileceklerini düşünmemeleri için ABD’den güçlü bir destek mesajı almak isterdim. Bu türden açıklamalar, teröristlere bir moral gücü vermekte, çabalarını ikiye katlamaya yönlendirmekte ve Amerikan yönetimini yendiklerine inanmalarını sağlamaktadır. Size, onların Irak hükümetini yenmediklerini söyleyebilirim” ifadesini kullandı. Irak’ın ABD tarafından devrilen devlet başkanı Saddam Hüseyin’in Duceyl dâvâsında aldığı idam cezasının ardından 30 Aralıkta asılarak idam edilmesiyle ilgili bir soru üzerine de Maliki, hükümetinin “hatalar” yaptığı kabul etti, ancak bütün sorumluluğu üstlenmeyi reddetti. Demecin sonunda ise Maliki, hükümetin Şiî milislere yönelik olarak fazla hoşgörülü bir tutum izlediği yönündeki suçlamaları da reddederek, son günlerde Mehdi Ordusuna mensup 400 kadar kişinin yakalandığını belirtti.
|
/ LONDRA
19.01.2007
|
|
|
İran’dan, BM Genel Sekreterine suçlama |
İran, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’u, nükleer programı konusunda taraflı tutum takınmakla suçladı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Muhammed Ali Hüseyni, yaptığı açıklamada, Genel Sekreter Ban’a, İran’ın nükleer programına ilişkin yaptığı “yanlı açıklamalar nedeniyle tepki gösterdi. Ülkesinin nükleer çalışmalarının Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) çerçevesinde ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) denetiminde yapıldığını ifade eden Hüseyni, “UAEK üyesi ülkelerin haklarını göz ardı etmek, NPT’ye aykırıdır” dedi. Ban’ın, kendi tutumunu açıklarken tarafsız bir tavır sergilemediğini söyleyen Hüseyni, “Sayın genel sekreterden, tek taraflı görüşlerden kaçınmasını, BM kuralları ve kendi sorumlulukları çerçevesinde hareket etmesini bekliyoruz” ifadesini kullandı. İsrail’in nükleer silaha sahip olduğu konusuna da değinen ve “bütün Orta Doğu ülkelerinin İsrail’in nükleer silâhlarından kaygı duyduğunu” ifade eden Hüseyni, “Bölgeyi ciddi bir şekilde tehdit eden İsrail’in kendi itirafları doğrultusunda Orta Doğu’nun bütün ülkelerini tehdit eden konumu da genel sekreter tarafından göz önüne alınmalı” diye konuştu. İran basınındaki haberlere göre, BM Genel Sekreteri Ban, yaptığı bir açıklamada, İran’ın nükleer faaliyetlerini uluslararası barış ve güvene tehdit olarak nitelendirdi ve uluslararası camiadan, İran’ın nükleer teknoloji geliştirmesine engel olmasını istedi.
|
/ TAHRAN
19.01.2007
|
|
|
Schwarzenegger: Amerikan askerleri çekilsin |
ABD’nin Kaliforniya eyaletinin Cumhuriyetçi Valisi ünlü aktör Arnold Schwarzenegger, Irak’taki ABD askerlerinin bu yıl sonunda geri çekilmesi gerektiğini söyledi.
Arnold Schwarzenegger, medya mensuplarına verdiği yıllık yemekte yaptığı konuşmada, “Ne zaman çekileceğimiz konusunda bir nihai gün ve bir takvim belirlemeliyiz’’ dedi. Ilımlı bir Cumhuriyetçi olarak görülen Schwarzenegger, daha önce de ABD’nin bir çekilme tarihi açıklaması gerektiğini söylemiş, ancak bu denli açık bir tarih telâffuz etmemişti. Schwarzenegger, dünkü konuşmasında, “Irak hükümetinin açıkça orada sonuna dek kalmayacağımızı, bu yıl sonunda kendi kendilerine güvenmek zorunda olduklarını ve en kısa zamanda kendi başlarının çaresine bakabilecekleri bir ordu yetiştirme zorunda olduklarını açıkça anlamalarını sağlamalıyız’’ diye konuştu.
|
/ SACRAMENTO
19.01.2007
|
|
|
Avustralya’da cihad polemiği |
Avustralya’nın Sydney şehrindeki Global Youth Center’ın başındaki Molla Feiz Muhammed, çocukların hayatlarını “cihada adama” çağrısı yapınca, Avustralya hükümetinin tepkisini çekti.
Bir İngiliz televizyonunda, Avustralya doğumlu Muhmamed’in DVD’den yaptığı açıklamaların bazı bölümleri yayımlandı. İngiltere ve Avustralya’da satılan DVD’lerde Muhammed şunları söylüyor: “Çocuklar istiyoruz ve onları İslam’ı savunacak askerler haline getirmek istiyoruz. Onlara şunu öğretin: Bana göre, mücahit olarak ölmekten daha değerli bir şey yoktur.”
|
/ SYDNEY
19.01.2007
|
|
|
Şalit, HAMAS’ın elinde |
İsrail askeri Gilad Şalit’i 25 Haziranda kaçıran Filistinli üç gruptan “İslam Ordusu”, Şalit’in sadece Hamas’ın elinde tutulduğunu bildirdi.
Grup tarafından Gazze’de dağıtılan bildirilerde, bugüne kadar yapılan, “Şalit’in üç grupça tutulduğunu” yolundaki açıklamaların aksine, İsrail askerinin sadece Hamas’ın elinde bulunduğu belirtildi. İslâm Ordusu adlı grubun liderliğini, Gazze’deki belli başlı ailelerden biri olan Durmuş ailesinin mensubu Mümtaz Durmuş yapıyor. Aile, geçen günlerde iki üyesinin Hamas militanları tarafından öldürülmesi üzerine Hamas’la anlaşmazlığa düşmüş ve zaman zaman aile ile Hamas üyeleri arasında şiddetli çatışmalar çıkmıştı. Dağıtılan bildirilerde Hamas, Gilad Şalit’i, İsrail cezaevlerindeki Filistinli tutukluların hemen serbest bırakılmasını sağlamak için kullanmak yerine “siyasî malzeme” yapmakla da suçlandı.
|
/ KUDÜS
19.01.2007
|
|
|
Bush’ta Senato telâşı |
ABD Başkanı George W. Bush’un Irak’a ilâve 20 binden fazla asker gönderilmesi kararına karşı çıkan bir tasarı, Kongre'nin üst kanadı Senato’ya sunuldu.
Tasarıya karşı Cumhuriyetçi Partinin daha şimdiden iki fire vermesi, Beyaz Saray’ı kaygılandırdı. Tasarının terör örgütü el Kaide’nin işine yarayacağını iddiaa eden Beyaz Saray Sözcüsü Tony Snow, “Kongre’nin vermek istediği mesaj ne ve hangi izleyiciyi hedef alıyor? Sadece Başkan’ı mı, Amerikan seçmenini mi, yoksa aynı zamanda el Kaide’yi mi?” diye konuştu.
|
19.01.2007
|
|
|
İstifa sırası Olmert’te |
Hizbullah’ın İsrail ordusunda görev yapan iki askeri kaçırması ile başlayan İsrail-Lübnan Savaşının İsrail tarafındaki başarısızlığı, Genelkurmay Başkanı Dan Halutz'a kesildi.
Şimdi ülkedeki en önemli soru, Başbakan Ehud Olmert'in de istifa edip etmeyeceği. İsrailli köşe yazarlarına ve siyasî gözlemcilere göre İsrail’de her an erken seçime gidilebilir.
|
19.01.2007
|
|
|
Gazze’de işgal bitmedi |
İsrail, Gazze’den bir yılı aşkın bir süre önce çekilmiş olmasına rağmen, burada yaşayan Filistin halkını çekilmeden öncesine oranla daha sıkı kontrol ettiği belirtiliyor.
İsrailli insan hakları örgütü Geisha tarafından hazırlanan bir raporda, İsrail’in Gazze’yi hâlâ “görünmeyen bir elle kontrol ettiği” kaydedildi.
|
19.01.2007
|
|
|
Hedefleri İran |
İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, uluslararası toplumu ‘tüm Ortadoğu için tehdit’ olarak nitelendirdiği İran’a karşı harekete geçmeye çağırdı.
ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice da, İran’ın uluslararası ilişkilerde sorun oluşturduğunu savundu.
|
19.01.2007
|
|
|
Yolculuk kesintisiz sürüyor |
AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, AB ve Türkiye kamuoyunun birbirini yeterince tanımadığını ve çok fazla karşılıklı yanlış anlamanın söz konusu olduğunu belirterek, ‘’Kıbrıs’la ilgili tıkanıklığa rağmen tren kazası yaşanmadı. Biraz daha yavaş hızda olsa da yolculuk kesintisiz sürüyor’’ dedi.
Rehn, AB Ekonomik ve Sosyal Komitesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin AB üyelik süreci konusunda son haftalarda medyada çok kötümser başlıkların atıldığına dikkat çekti.
AB’nin müzakere sürecini rayında tutmaya kararlı olduğunu vurgulayan Rehn, ‘’Nedenimiz basit. Dünyanın en istikrarsız bölgesinde istikrarın çapası olan bir Türkiye’ye ihtiyaç duyuyoruz. Daha geniş Orta Doğu için demokrasi göstergesi olarak ihtiyaç duyuyoruz. Eğer Türkiye reform sürecini tamamlarsa ve AB’ye katılım kriterlerini karşılarsa medeniyetler arasında daha güçlü bir köprü haline gelecek’’ şeklinde konuştu.
Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin ‘’sadece reformlar ve fasıllardan ibaret olmadığını’’ kaydeden Rehn, iletişim ve birbirini anlamanın önemine dikkat çekti. ‘’AB ve Türkiye kamuoylarında birbirleri hakkında çok fazla bilgisizlik ve yanlış anlama var. AB vatandaşları Türkiye’nin üyeliğinin etkilerinden endişeleniyor. Türk kamuoyu AB’nin gerçek niyetinden şüphe duyuyor’’ diyen Rehn, her iki tarafın birbirini daha iyi anlama ihtiyacının açık olduğuna işaret etti. AB Komisyonu’nun geçen yıl AB ve Türkiye arasındaki sivil toplum diyaloğu için 33 milyon avro ayırdığını hatırlatan Rehn, belediyelere, meslek örgütlerine, üniversitelere ve gençliğe ağırlık verildiğini dile getirdi.
Diğer bir amaçlarının Türkiye’deki odalarla AB’deki muhatapları arasındaki işbirliğini güçlendirmek olduğunu anlatan Rehn, 88 milyon avronun da Türkiye’nin Ömür Boyu Öğrenim, Gençler Eylemde ve Kültür 2007 gibi AB programlarına katılımı için ayrıldığını ifade etti.
|
/ BRÜKSEL
19.01.2007
|
|
|
Adalet Divanından PKK'ya yeşil ışık |
Avrupa Adalet Divanı, terör örgütü PKK’nın AB terör örgütleri listesine alınmasına adli itiraz yolunu açtı ve örgüt yandaşlarının AB terör örgütleri listesinden çıkarılma talebinde bulunmaya hakkı olduğu görüşünü açıkladı.
Terörist Osman Öcalan, ‘’PKK’nin şefi’’ sıfatını kullanarak, Lüksemburg’da bulunan Adalet Divanına avukatları aracılığıyla yaptığı başvuruda, örgütün 2002 yılında dahil edildiği AB terör örgütleri listesinden çıkarılmasını talep etmişti. Bu girişime, KNK (Kürdistan Ulusal Kongresi) adına da Şerif Vanlı katılmıştı.
Adalet Divanı, 15 Şubat 2005 tarihinde, AB Konseyinin PKK’yı AB terör örgütleri listesine alan kararına yönelik bu itirazları reddetmiş, Osman Öcalan’ın ‘’artık var olmayan’’ söz konusu örgütü temsil etme yetkisi bulunmadığını belirtmişti. Temyiz üzerine, dünkü kararında Adalet Divanı, terörist Öcalan’ın adli başvuru hakkı olduğu görüşünü onaylayarak, teröristlerin taleplerinin tekrar incelenmesine yeşil ışık yaktı.
|
/ BRÜKSEL
19.01.2007
|
|
|
İlim adamları evanjelistlere danışacak |
ABD’de, dünyayı tehdit eden küresel ısınmayla mücadele için kamuoyunu harekete geçirmek amacıyla etkin dinî liderler ve bilim insanları güçbirliği yaptılar.
İçlerinde Nobel ödüllü Dr. Eric Chivian ve NASA’nın önde gelen iklimbilimcisi James Hansen’in de bulunduğu bilim insanları, ülkede şimdiye dek benzeri görülmemiş bir girişimi başlatmak için Evanjelist liderlere katıldılar.
ABD’deki bilim cemaatinin 28 yetkilisi ile 30 milyondan fazla üyesi bulunan Evanjelist hareketinin yöneticilerini biraraya getiren girişim, insan faaliyetlerinin gezegenin ve insanlığın geleceği için oluşturduğu tehditlere karşı acil harekete geçilmesi çağrısı yaptı.
Ortak girişim tarafından yayımlanan bildiri, ayrıca ABD Başkanı George W. Bush, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ile diğer siyasal, bilimsel ve dinsel yetkililere gönderildi.
Bildiride, ‘’Ülkemizdeki dinsel, bilimsel, ekonomik, siyasal ve eğitim sektörlerindeki tüm yetkililerin, çok geç olmadan önce, giderek çevre sorunlarının ciddî bir tehlike halini almasına cevap vermek için, değerlerin, hayat biçiminin ve politikaların temelden değiştirilmesi amacıyla beklemeksizin birlikte çalışmaları gerektiğini kamuoyuna duyururuz’’ dendi.
Koalisyonun en temel hedeflerinden birisi, bu konuda ABD’de kamuoyunda diyaloğu başlatmak ve politika üzerinde etkili olmak.
|
/ WASHINGTON
19.01.2007
|
|
|
Bilim adamları uyardı: Kıyamete 5 var |
Bilim insanları, ‘’Nükleer Armageddon’’u simgeleyen ‘’Kıyamet Saati’’ni 2 dakika ileri alarak, dünyanın sonunun yaklaştığı uyarısında bulundular.
Washington ve Londra’da eşzamanlı yapılan eylemle, atom bombası geliştirilmesine katılmış bilim insanlarının 1945’te Chicago’da kurduğu Nükleer Bilim İnsanları Bülteni adlı grubun projesi olan sembolik kıyamet saati, ‘’11.53’’ten ‘’11.55’’e ilerleyerek gece yarısına yaklaşmış oldu.
ABD’nin Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atmasından 2 yıl sonra, 1947’de kurulup çalıştırılan ‘’Kıyamet Saati’’nin yeniden ayarlanması sebebiyle yapılan toplantıda konuşan bilim insanları, dünyanın ikinci bir nükleer çağın eşiğinde olduğunu belirterek, Kuzey Kore’nin son nükleer silâh denemesine, İran’ın nükleer hırslarına, ABD’de 26 bin nükleer silâhın varlığını sürdürmesine ve Rusya’nın dünyayı en mahvedici teknolojinin ortaya koyduğu sorunları çözmedeki yetersizlik belirtilerine dikkati çektiler.
Yeryüzünü tehdit eden bir başka tehlikeli unsura işaret eden ünlü fizikçi Stephen Hawking de konuşmasında, ‘’Eğer hükümetler ve bilim insanları, nükleer silâhların ortadan kaldırılması ve küresel ısınmanın önlenmesi için şimdi çare bulamazlarsa, büyük bir tehlike olduğunu görüyoruz. Saat şimdi gece yarısına 5 var’’ dedi. Yayın kurulu ve sponsorları arasında şu anda 17 Nobel ödüllü kişi bulunan bülten tarafından bugüne dek 17 kez ileri-geri alınan saat, son olarak 2002’de ABD’nin anti-balistik füze anlaşmasından çekilmesi ve teröristlerin kitle imha silâhı ele geçirmeye çalıştığı haberleri üzerine 2 dakika ileri alınmıştı. Böylece 11.53 olan saat, Soğuk Savaş’ın bitiminden beri en tehlikeli konuma ulaşmıştı.
Silâhsızlanma anlaşmaları gibi gelişmeler kaydedildiğinde ise saat geri alınıyor.
SAATTEKİ DEĞİŞİKLİKLER
1998’de Hindistan ile Pakistan’ın nükleer deneme yapması üzerine saat gece yarısına 14 dakikadan 9 dakika kalaya alınmıştı.
1984’te Soğuk Savaş silahlanması doruktayken saat gece yarısına 3 dakika kalayı gösteriyordu.
1949’da eski SSCB ilk atom bombası denemesi yaptığında da gece yarısına 3 dakika kalaya ilerletilen saat,
1953’te ABD ile eski SSCB’nin hidrojen bombası denemeleri yapması üzerine 2 dakika kalaya getirilmişti.
|
/ LONDRA
19.01.2007
|
|
|
|