Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye’nin AB üyeliğinin gerçekleşmemesi halinde öngörülen göç düzeyinin, AB üyeliği ve serbest dolaşım alternatifine göre çok daha yüksek çıktığını kaydetti.
TÜSİAD’ın hazırladığı ‘’Türkiye-AB İlişkileri Bağlamında Uluslararası Göç Tartışmaları’’ konulu rapor, düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
Yalçındağ, toplantıda yaptığı konuşmada, AB’de Türkiye ile ilgili göç tartışmalarının önemli bir boyutunu serbest dolaşımla birlikte muhtemel bir göç dalgasının AB’de siyasal, ekonomik ve toplumsal uyum sorunları meydana getirmesi endişesinden oluştuğunu ifade etti.
Türkiye demografisinin ve muhtemel göç dalgalarının AB içindeki demografik küçülme süreci içinde tamamlayıcı bir rol oynayıp oynayamayacağının da tartışıldığını dile getiren Yalçındağ, ayrıca Türkiye’nin göç vermenin yanı sıra göç alan ve göçe geçiş alanı sağlayan ülke özelliği taşıması sebebiyle AB merkezli uluslar arası göç ve sığınma rejimlerine uyumlu politikaları uygulamada ne ölçüde başarılı olacağının da gündeme getirildiğini söyledi.
İş gücünün serbest dolaşımının sağlanması durumunda Türkiye’den AB’ye yönelecek göçün miktarı ve niteliğinin elbette bir tartışma konusu olduğunu belirten Yalçındağ, Türkiye’nin AB üyeliği gerçekleşmese dahi, halen AB ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin uyum sorunları, bu ülkelerin Türkiye’den olası göç dalgalarının gelecekte nasıl seyredeceği tartışmalarının da devam edeceğine işaret etti.
Yalçındağ, Avrupa’da yaşlı nüfus oranının arttığına ve iş gücünün yaşlandığına dikkat çekerek, bugün 227 milyon kişilik AB iş gücü piyasasının hiç göç almaması durumunda 2025’e kadar 26 milyon, 2050’ye kadar 67 milyon daralacağını kaydetti. Bu iş gücü kaybının telâfisi için tek başına iş gücüne katılım oranlarının artırılmasının veya emeklilik yaşının yükseltilmesinin yeterli olmayacağının görüldüğüne işaret eden Yalçındağ, bu çerçevede AB’nin iyi kurgulanmış bir göçmen politikasına ihtiyaç duyduğunun çok açık olduğunu aktardı. Yalçındağ ‘’Oysa AB’nin siyasî ve ideolojik nedenlerle bu konuda adım atmadığını, AB ülkelerinin her birinin kendi çözümünü üretmeye çalıştığını görüyoruz. Ayrıca AB’nin göçmen politikası tasarlamaktaki bu zafiyetinin AB içinde ırkçı veya aşırı sağ akımları beslediğini de düşünüyoruz’’ diye konuştu.
Arzuhan Doğan Yalçındağ, diğer yandan Türkiye’de 2000’de 42 milyon olan çalışma yaşındaki nüfusunun 2030’a kadar 60 milyona çıkacağının öngörüldüğünü, dolayısıyla bu büyümenin iş gücü arzının da yükselmesi anlamına geldiğini vurguladı.Türkiye’deki bu iş gücü arzının demografik bir fırsat penceresi ortaya çıkaracağını ifade eden Yalçındağ, bunun Türkiye’deki sosyo ekonomik göstergelerde gözlenen iyileşmelerle birlikte göç etme eğilimleri azaltıcı bir etkisi de olabileceğini belirtti.
|