Türk Edebiyatı Vakfı tarihî bir toplantıya ev sahipliği yaptı. 10 Ocak günü yapılan Çarşamba Sohbetleri toplantısında bu defa konu “Türk Edebiyatı” dergisi idi.
Türk Edebiyatı’nın 400. sayıya ulaşmasının mutluluğu yaşanırken, derginin kuruluşundan bugünlere geliş hikâyesi Sultanahmet’teki vakıf merkezinde düzenlenen toplantıda konuşuldu. Toplantıda kalabalık bir konuşma grubu vardı. Türk Edebiyatı’nın eski yöneticileri programa dâvet edilmişti. Altan Deliorman, Ayla Ağabegüm, Beşir Ayvazoğlu, Belkıs İbrahimhakkıoğlu, Servet Kabaklı, Olcay Yazıcı, Turgut Güler, Mehdi Ergüzel, Muhterem Yüceyılmaz, Ömer Lütfi Mete. Bu arada derginin eski yöneticilerinden Sevinç Çokum ile İsa Kocakaplan mâzeretleri dolayısıyla programa katılamamışlardı.
Toplantıyı Belkıs İbrahimhakkıoğlu açtı. Türkiye şartlarında bir kültür dergisinin kesintisiz şekilde 400. sayıya ulaşmasının iftihar edilecek bir durum olduğunu vurgulayarak, Türk Edebiyatı’nın hikâyesine başlamak üzere derginin doğum sancılarına şahit olan Altan Deliorman’ı konuşmaya dâvet etti. Altan Deliorman, Ahmet Kabaklı’nın bazı çevrelerin umursamadığı kişilerin yer alacağı bir dergi çıkarmayı plânladığını söyleyerek, ilk başta kendisinin bu olaya umutsuz baktığını ifade etti. Fakat Kabaklı Hoca, zorluklar karşısında yılmayarak, dergiyi çıkartmıştır. Deliorman, ilk başlarda boynu bükük, garip bir dergi olan Türk Edebiyatı’nın zamanla ve özellikle Ahmet Kabaklı’nın emekleri neticesinde kültür hayatında kendi yerini bulduğunu belirtti.
Altan Deliorman, derginin kuruluşunda yer alan ünlü şahsiyetleri şöyle sıraladı: Mehmet Kaplan, Gültekin Samanoğlu, Mustafa Necati Karaer, Munis Faik Ozansoy, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Münevver Ayaşlı, Ârif Nihat Asya, Tahir Kutsi Makal.
İkinci konuşmayı Turgut Güler yaptı. Belkıs İbrahimhakkıoğlu, onu derginin ilk yazı işleri müdürü olarak tanıttı. Fakat, kendisi bu görevi derginin 14. sayısından itibaren yaptığını, bu sayıya kadar ise yazı işleriyle uğraştığını söyledi. Turgut Güler, Ahmet Kabaklı ile fakültede öğrenciyken tanıştığını bir süre sonra da aralarındaki samimiyetin baba-oğul sıcaklığına dönüştüğünü anlattı. Bu samimiyet, onun derginin çıktığı zamanları çok yakından takibine şahit ettirmiştir. Turgut Güler derginin ilk sayısının hazırlandığı yerin, zamanın Millî Eğitim Müdürlüğü’nde şube müdürü görevini yürüten İrfan Atagün’ün odası olduğunu, derginin 12. sayıya kadar Millî Eğitim Basımevi’nde basıldığını dinleyenlere aktardı ve Türk Edebiyatı”nın bininci sayıya kadar ulaşmasını temenni ederek, konuşmasını bitirdi.
|