|
|
|
TV’ler şiddet ve tacizi körüklüyor |
Yapılan bir araştırma, Türkiye’de okullarda yaşanan şiddet ve taciz olaylarını televizyonların tetiklediğini ortaya çıkardı. Türkiye’nin 7 bölgesinde 7. ve 8. sınıflarda okuyan 1136 öğrenciyle yapılan anket sonucu, öğrencilerin yüzde 21’inin mafya, yüzde 12.7’sinin de aşk filmlerini seyrettiği belirlendi.
Bağımsız Eğitimciler Birliği Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Okullarda yaşanan şiddet, uyuşturucu kullanımı, sigara ve içki alışkanlığı gibi davranış ve tepki bozukluklarının altında zararlı televizyon programlarının etkisi görülmektedir” diye konuştu.
Avcı, sendikanın yönetim kurulu üyeleri ile birlikte gazetemizin Ankara Temsilcisi Mehmet Kara’yı ziyaretinde çocuklarda ve gençlerde artan şiddet olayları ile ilgili yapılması gerekenleri anlattı.
Son yıllarda toplumumuzun en önemli kanayan yarasının gençler arasında artan uyuşturucu kullanımı ve okullardaki şiddet olayları olduğuna dikkat çeken Avcı, bu konular ile mücadelede herkese büyük sorumluluklar düştüğünü söyledi. Geçen eğitim yılının son 1.5 ayı ile bu eğitim yılının ilk iki ayında 2 bin 474 şiddet olayına 9 bin 224 öğrencinin karıştığını, bu olayların dokuzunun ölümle sonuçlandığını, 40 öğretmen ve öğrencinin ise yaralandığını söyleyen Avcı, “Basına yansıyan uyuşturucu vak’aları ve şiddet olayları aysbergin yalnızca görünen kısmını oluşturmaktadır. Gerçekleşen birçok olay gerek ailenin ve çocuğun, gerekse okulun adının çıkmaması için üstü kapatılmaktadır” dedi.
Bu konuda en büyük görevin ailelere düştüğünü söyleyen Avcı, “Çocuklarımızı uyuşturucuya karşı önlemede en önemli kurum ailedir. Aileler evde sevgi ortamı oluşturmalı, çocuklarıyla yakından ilgilenmeli, onları zararlı alışkanlıklar hakkında bilgilendirmeli ve sorunlarını arkadaşça paylaşmalıdır. Çocuklarının arkadaşlarına ve çevresine dikkat etmelidirler. Okuldaki öğretmenleriyle sık sık görüşmeli, okul geliş gidiş saatlerini bilmeli ve kontrol etmelidirler” diye konuştu.
KAMERA VE POLİS, ÇÖZÜM DEĞİL
Acil çözüm teklifleri olarak, suç işlemeyi alışkanlık haline getiren öğrencilerin kayıtlarının açık liseye alınması tekliflerinin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen Avcı, “Saldırgan davranışlar göstermeyi alışkanlık haline getiren, eğitime ve arkadaşlarına zarar veren bu çocuklarımızın spor, bilgisayar, güzel san’atlar faaliyetleri, tüm rehberlik hizmetleri, sosyal çalışmalar gibi çeşitli alanlara yönelmeleriyle bu öğrencilerde sağlıklı davranışları geliştirmeye çalışılmalıdır” dedi. Okul içinde özel güvenlik birimleri veya polis bulundurarak veya okullara kamera yerleştirilerek şiddeti önlemeye çalışmanın çözüm olmadığını söyleyen Avcı, çocukların internete karşı korunması gerektiğini vurguladı.
|
Yeni Asya
/ ANKARA
16.01.2007
|
|
|
Risale-i Nur dikkatle okunacak |
Türkiye’de uzun yıllar “Sağcıdan entelektüel olur mu? İslâmcıdan asla olmaz” diyen tuhaf bir düşüncenin bulunduğunu belirten Görmüş, “Said Nursî’nin ne yazdığını görmeden ve bilmeden ‘Canım; ne yazmış olabilir ki?’ diyenler var” diye konuştu. Bunların yanlış olduğunu belirten Görmüş, “Kutuplaşma olmadan, bu topraklarda herkes birbirine saygı duyarak yaşayabilir denildiğinde, (Said Nursî’nin yazdığı) metinlerin çok daha dikkatle okunacağına inanıyorum” dedi.
Yıllar önce Münâzarat'ı okudum
Türkiye’de bir kesimin kendi içindeki değerle ilgilenmeyen veya onu düşman görüp imhaya çalışan anlayışı aşıldığında Risale-i Nur’un okunup tartışılacağını ve bunun yeni kültüre hizmet edeceğine inandığını ifade eden Görmüş, kendisinin yıllar önce Münâzarat’ı okuduğunu anlatırken, “Bu metinlerde ciddî bir entelektüel emek var. Oturup üstüne tartışma yapılabilecek ilginç metinler. Benim okuma planımın bir parçasını oluşturuyor. Böyle bir niyetim var” şeklinde konuştu.
RÖPORTAJ BÖLÜMÜNÜ TIKLAYINIZ
|
Hasan Hüseyin KEMAL
16.01.2007
|
|
|
Devletle milleti demokrat misyon barıştırır |
DYP Diyarbakır İl Başkanı Galip Ensarioğlu, Demokrat Parti (DP) geleneğinin rejim muhalifi bir çok insanı bünyesine alarak devletle milleti barıştırmak istediğini, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın düz ovada söyleminin de DP geleneğinden gelen bir anlayış olduğunu söyledi.
“Türkiye Barışını Arıyor” konferansı sonuç bildirgesi ile sonuçlanırken, konferansın ikinci gününde DYP Lideri Mehmet Ağar’ın “düz ovada siyaset” sözü tartışıldı. Konferansta Kürt sorununun çözümünün siyasetçilerde olduğu vurgulandı.
Ağar’ın sözünün geçmişine bakılarak değil mensubu olduğu misyon dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden DYP Diyarbakır İl Başkanı Ensarioğlu, DP geleneğinin rejim muhalifi bir çok insanı bünyesine alarak devletle milleti barıştırmak istediğini söyledi.
“AĞAR, DP MİSYONUNA SAHİP ÇIKTI”
Ensarioğlu şöyle konuştu: “Ağar’ın düz ovada söylemi yeni değil. DP geleneğinden gelen bir anlayıştır. 1956 yılında yapılan seçimlerde doğu ve güneydoğuda ne kadar rejim muhalifi varsa bugünkü iktidarların dahi cesaret edemeyeceği bir şekilde DP onları Meclis’e taşımıştır. Erzurum’da Şeyh Said’in torunu Abdülmelik Fırat, Muş’ta Gıyasettin Emre, Urfa’da Şeref Cevheri, Bitlis’te Selahattin İnan, Diyarbakır’da Mustafa Ekinci gibi isimler siyaset sahnesine taşınmıştır. Bunu 1960 ihtillinden sonra AP’de yapmıştır. Bu aslında demokrat anlayışın toplumsal mutabakat, yani devlet ile milleti barıştırma misyonunun bir devamıdır. Bugün Ağar bu misyona sahip çıkmışsa DP misyonuna sahip çıktığı anlamına gelmektedir. Ben de Ağar’ın seçilmesine karşıydım ancak şu andaki söylemi DP misyonuna sahip çıktığını göstermektedir. İnsanlar niyet tartışmasına göre anlamlandırma yapılmamalı. Düz ovada siyasetin önü açılmalı. Özellikle dağa çıkışın önü kesilmesi lâzım.”
SOL, İKİ YÜZLÜ,
KORKAK VE SALDIRGAN
SHP MYK üyesi Fehmi Işıklar da Kürt sorununda solun iki yüzlü olduğunu vurguladı. Işıklar konuşmasında “Sol bu konuda iki yüzlü, korkak ve saldırgan. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, SHP ile DEHAP’ın işbirliği sebebiyle en çok saldıran politikacı oldu. Bu hem vicdansızlık hem de saldıranlıktır. Bugün barışın önündeki en büyük engel solun bu zavallı durumdur, pozisyon değiştirmesidir. Kürt halkı çocuklarının ölmesini istemiyor. Ateşkes takiyye bile olsa bunu fırsat bilerek iyileştirme yapılmalı ve hayata geçirilmeli. Çok insan öldü. Öldürmeyle çözülemeyeceğini en iyi Mehmet Ağar bilir. Bu anlamda onu kutluyorum. Baykal’dan daha ileride.”
Ağar’ın “düz ovada siyaset” çıkışına karşı gelen Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ı isim vermeden eleştiren CHP eski milletvekili Ertuğrul Günay da, “Türkiye’de siyasetin alanına giren konularda devletin yerleşik kurumları, askeri, mülki, adli yüksek bürokrasi konuşuyor hatta karar veriyor. Bugün bir siyaset adamı bir çözüm öneriyorsa onun muhatabı askeri hiyerarşinin en başındaki kişi olmamalıdır. Askeri hiyerarşinin en tepesindeki kişinin en temel bir konuda çözüm öneren bir siyasetçiye ‘seni kınıyorum’ demeye hakkı yoktur. Ona karşı çıkması gereken de öteki siyasi partilerin yetkilileri olmalıdır” dedi.
SONUÇ BİLDİRGESİNDEN:
BARIŞ YİNE ISKALANMASIN
İki gün süren konferans sonunda oluşturulan bildirgede şu görüşlere yer verildi:
“Hep birlikte tartışarak diyalog ve uzlaşmaya giden yolda kurulacak ortak platformlarda çözüm üretecek fikir ve yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Bunun için aydınların ve sivil toplum örgütlerinin daha aktif bir rol üstlenmesi kaçınılmazdır.
20. yüzyılın başında cumhuriyet kurulurken ıskalanan barışı yeni bir yüzyılın başında ıskalamayacağız. Kürt sorunu ‘şiddet ve terörizm sorunu’ olarak adlandırılmaktan vazgeçilmelidir. Sorun tüm Türkiye’nin sorunudur. Sorun, esas olarak sosyal barışın ve adaletin tesisi sorunudur. Bu sebeple her kesimin ortak bir vicdan muhasebesiyle, ortak aklın oluşturulmasıyla çözülebilecektir. Çatışmanın karşılıklı olarak acilen durdurulması, sivil çözümlerin üretilebilmesi için zaman kazandıracaktır. Ateşkesin kalıcılaşması, şiddetsizlik ortamının sürekli hale getirilmesi, barış çalışmalarının başarı kazanmasını mümkün kılacaktır. Ötekileştirici, yabancılaştırıcı ve düşmanlaştırıcı tüm söylemler terk edilmeli, siyasetin dili, şiddete yol açan ayrımcılıktan ve milliyetçilikten arındırılmalıdır.
Siyasette soy mensubiyetine dayandırılan milliyetçi söylem, yurttaşlar arasındaki güven ve birlik ortamının oluşmasına zarar vermektedir.
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
16.01.2007
|
|
|
Seçimden önce 301 değişmez |
İngiliz The Financial Times gazetesine konuşan Türkiye’nin Avrupa Birliği Daimî Temsilcisi Volkan Bozkır, TCK’nın tartışmalı 301. maddesinin seçimlerden önce değişmeyeceğini söyledi. Bozkır, yargının 301. maddeye ilişkin içtihad oluşturmasının yasayı değiştirmekten daha etkili olacağını savundu.
Bozkır, gazeteye yaptığı açıklamada, Türkiye ile müzakerelerin 8 başlıkta askıya alınmasına Ankara’nın “sakin ve profesyonel bir şekilde” karşıladığını ifade etti.
Ankara’nın Aralık’ta kısmen askıya alınan AB üyelik müzakerelerine hız vermek amacıyla reformların ritmini artıracağını bildiren Bozkır, bu tutumun Türkiye’nin AB ile ilişkileri muhafaza etme isteğinin tercümesi anlamına geldiğini kaydetti. Bozkır, ‘’Türkiye için AB’nin müzakereleri kısmen askıya alma kararına sert bir şekilde tepki göstermek, ilişkilerin bir bölümünü dondurmak veya bir çeşit gücenme tutumu benimsemek kolay olurdu’’ diye konuştu.
2013’e kadar yapılacak reformların bu ay sonuna doğru gündeme geleceğini ve önceliğin AB normlarıyla ilgili yasalara verileceğini ifade eden Bozkır, Türkiye’nin, iyi niyet işareti olarak, Almanya’nın AB dönem başkanlığı sırasında birçok konudaki müzakere dosyasının açılmasını umduğunu da kaydetti.
Bununla birlikte Brüksel-Ankara hattında soruna sebep olan TCK’nın 301. maddesinin seçimlere kadar değiştirilmeyeceğini ifade eden Bozkır, yargının 301. maddeye ilişkin içtihat oluşturmasının yasayı değiştirmekten daha etkili olacağını söyledi.
Daimi Temsilci Bozkır, Almanya’nın dönem başkanlığı sırasında pekçok konuda müzakere başlığının açılmasını beklediklerini kaydetti. Gazete, ayrıca Türkiye’nin yasalarını AB standartlarına çekmek için yaptığı girişime AB’nin memnuniyetle karşıladığını yazarken AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in, “Türkiye’nin reformları devam ettirme kararından memnunuz” açıklamısına da yer verdi.
|
/ LONDRA
16.01.2007
|
|
|
Doğu’da kış, Batı’da bahar |
Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusunda etkili kar yağışı bekleniyor. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Gümüşhane, Bayburt ve Artvin ile Erzurum, Kars, Ağrı ve Ardahan’da 2 gün boyunca etkili olması beklenen kar yağışının, ulaşımda olumsuzluklara, buzlanma ve don olaylarına sebep olabileceği bildirildi.
Çığ riskinin de bulunduğu vurgulanan açıklamada, bölgede halen 15-25 santimetre yüksekliğindeki kar kalınlığının daha da artacağı kaydedildi.
Doğu Anadolu Bölgesi’nin 4 ilinde 88 köy yolunun ulaşıma kapalı olduğu bildirildi. Artvin’de il genelinde etkili olan kar yağışı sebebiyle Ardanuç ve Şavşat ilçe merkezi ve köylerinde, Yusufeli ilçesinin ise köylerinde eğitime bugün ara verildi. Alınan bilgiye göre, bölgede zaman zaman etkili olan kar yağışı ve tipi nedeniyle Ardahan’da 53, Bingöl’de 15, Erzurum’da 11, Muş’ta 9 olmak üzere toplam 88 köy yolu ulaşıma kapalı bulunuyor. Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, gece ölçülen en düşük hava sıcaklıkları sıfırın altında olmak üzere Ardahan’da 25, Kars’ta 17, Iğdır’da 16, Ağrı’da 15, Erzurum’da 6, Erzincan’da da 2 derece oldu. Bölge illerindeki kar kalınlıkları da, Ağrı’da 26, Erzurum’da 16, Ardahan’da 15, Iğdır’da 13, Kars’ta 11, Palandöken Dağı’nda ise 40 santimetre olarak ölçüldü.
İstanbul Meteoroloji Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, şehirde bu hafta yağış beklenmediğini bildirdi. Yıldırım, yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul’da bu hafta boyunca yağış beklenmediğini, havanın parçalı ve az bulutlu olacağını, gece ve sabah saatlerinde sis oluşacağını kaydetti. Mustafa Yıldırım, hava sıcaklığının da hafta boyunca mevsim normallerinin üzerinden seyredeceğini belirtti.
GÖKOVA’DA GÜNEŞ KEYFİ
Hava sıcaklığının 17 derece olarak ölçüldüğü Gökova’da tatilciler, güneşli havanın keyfini çıkarıyor. Yurdun doğu kesimlerinde kar yağışı ve soğuk hava etkili olurken, Gökova’da hava, bahar mevsimini anımsatıyor. Güzel havayı fırsat bilen yerli ve yabancı turistler, doğal güzellikleriyle ünlü Gökova’da gün batımında Körfez’deki manzaranın tadını çıkarıyor. Havaların sıcak gitmesi nedeniyle Bodrum, Marmaris ve Fethiye’de yaz sezonunu kapatan bazı otel ve kafeler yeniden açıldı. Muğla Meteoroloji İstasyon Müdürlüğü yetkilileri, önümüzdeki 3 gün boyunca Muğla, Bodrum, Marmaris ve Fethiye’de hava sıcaklığının 16 derecenin altına düşmeyeceğini ifade ettiler.
|
ANKARA
16.01.2007
|
|
|
Yağmur duasına devam |
Mersin’in Silifke ilçesinde, yaklaşık 2 aydır yağış olmaması sebebiyle endişelenen çiftçiler, kuraklık tehlikesini atlatabilmek isteğiyle kurban kesip, duâ ettiler.
Atayurt beldesindeki Akarca Deresi yakınında gerçekleştirilen yağmur duâsına çok sayıda çiftçi katıldı.
Atayurt Belediye Başkanı Kadir Ural, yöre halkının, ‘’mezarı dere kenarında bulunan bir çobanın, hayvanlarını asasını toprağa bastırıp su çıkararak suladığına inandıkları’’nı ifade ederek, ‘’Umarım duamız kabul olur ve topraklarımız yağmurla buluşur’’ dedi.
Yağmur yağmaması sebebiyle özellikle buğday ekili alanların bazı bölümlerinde çimlenme gerçekleşebildiği, ancak, bunların kuruma riski olduğunu belirten Ural, kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını söyledi.
|
/ SİLİFKE
16.01.2007
|
|
|
Dereler dondu, su sıkıntısı başladı |
Muş’ta aşırı soğuk hava sebebiyle hayvanların su ihtiyacının karşılandığı dereler donunca besiciler sıkıntı yaşamaya başladı.
Alınan bilgiye göre, hava sıcaklığının sıfırın altında 25 dereceye kadar düştüğü Muş’ta köylerdeki dereler dondu. Bu sebeple hayvanların su ihtiyacını karşılamakta sıkıntı yaşayan besiciler, her gün sabah erken saatlerde derelerde hayvanların su içebileceği genişlikteki bir alanda buz kalıplarını temizlemek zorunda kalıyorlar.
Varto ilçesine bağlı Tepe köyü sakinlerinden Tacettin Kaya, köylerinden geçen Varto Çayı’nın tamamen buzla kaplandığını söyledi.
Donan Varto Çayı’nın hayvanların içme suyunun karşılandığı tek kaynak olduğunu belirten Kaya, bu sebeple zor günler geçirdiklerini söyledi.
|
/ MUŞ
16.01.2007
|
|
|
Ercan: Çiftçinin yüzü gülmüyor |
DYP Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Ercan, “çiftçinin yüzünün gülmediğini” söyledi. Ercan, üç gündür Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay’da ilçe, belde ve köy ziyaretleri yaptıklarını, özellikle çiftçilerin yüzünün gülmediğini gördüklerini, ürünün tarlada kaldığından yakınan çitçilerin hükümetin tarım politikalarından şikâyetçi olduklarını belirtti.
DYP Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Ercan, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin’i makamında ziyaret etti. Ercan, burada yaptığı konuşmada, 3 gündür, Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay’da ilçe, belde ve köy ziyaretleri yaptıklarını, özellikle çiftçilerin yüzünün gülmediğini belirlediklerini, ürününün tarlada kaldığından yakındıklarını ve hükümetin tarım politikalarından şikayetçi olduklarını belirtti. Hatay’da tarımsal faaliyetlerin önemine dikkati çeken ve teşvik kapsamına alınmamasının gerçekçi gerekçesinin bulunmadığını ifade eden Ercan, şöyle devam etti:
‘’Gezdiğimiz belde ve köylerde vatandaşları karamsar gördüm. Tarım kesiminde çok büyük sıkıntılar var. Çiftçi borç batağına saplanmış. Gübre, ilaç, mazot alamaz duruma gelmiş. Ayrıca, Hatay açısından en büyük yanlışlık, komşu iller teşvik kapsamına alınmasına rağmen, dışlanmış olmasıdır. Bölgesel bazda da teşvik uygulanmalıdır. Hatay’ın dericilik, mobilya ve ayakkabı sektöründe önemli bir yeri var. İlçede bile olsa katma değer sağlıyorsa, yatırım-kar-zarar bilançosuna göre özel teşvik sağlanmalıdır. Haksız teşvik uygulamasının diğer sektörleri de olumsuz etkilediğine tanık olduk.’’
Özelleştirmede uygulamaların yanlış yapıldığını savunan Ercan, ‘’Telekom, 1994 yılında, 11 milyon abone ve bir uydusuyla 40 milyar dolara satılacaktı. Ancak, 20 milyon aboneye ulaşan ve 2 uydusu olan Telekom, 6.5 milyar dolara satıldı. Biz buna karşıyız’’ dedi. Halk Bankası’nın özelleştirilmesinin gündemde olduğuna dikkati çeken Ercan, ‘’Şayet, banka yüklendiği misyon gereği, esnafı, sanatkarı ve KOBİ’leri destekleyecekse, özelleştirmeye destek veririz’’ diye konuştu.
|
/ HATAY
16.01.2007
|
|
|
Barrosa ve Prodi'den, Türkiye'ye destek |
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Durao Barroso ve İtalya Başbakanı Romano Prodi, Türkiye ile AB arasında tam üyelik müzakerelerinin devam etmesine destek verdiler.
İtalya’nın başşehri Roma’da temaslarda bulunan Barroso, Prodi ile kahvaltı yaptıktan sonra düzenlenen ortak basın toplantısında, Komisyonun ‘’özellikle Türkiye ile, bu genişleme müzakerelerinin devamına bağlı kaldığını’’, ancak sürecin “uzun ve karmaşık’’ olacağını söyledi. Barroso, Türkiye’nin üyelik için AB tarafından getirilen “bütün koşullara ve kritere’’ uyması gerektiğini yineledi. İtalya Başbakanı Prodi de, ülkesinin konuyla ilgili tutumunun Komisyonunki ile ‘’benzer’’ olduğunu vurguladı.
|
/ ROMA
16.01.2007
|
|
|
Türkiye köprü olabilir |
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Türkiye ve Rusya’nın gelecekte Avrupa’da çok önemli 2 ülke olacağını belirtti.
Steinmeier, Allianz adlı kültür vakfı tarafından Münih kentinde düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, AB’nin Türkiye ve Rusya’yla işbirliğini geliştirmesi gerektiğini belirterek, ‘’Türkiye, Arap ülkelerine köprü oluşturabilir’’ dedi. Rusya’yla ilişkilerin de ekonomik açıdan çok önemli olduğunu ifade eden Steinmeier, Türkiye ve Rusya’nın gelecekte Avrupa için ‘’kilit rol’’ oynayacağını kaydetti.
|
/ BERLİN
16.01.2007
|
|
|
Çiçek: Terör politik enstrüman olarak kullanılıyor |
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, dünyada terörün hala ‘’politik enstrüman’’ olarak kullanıldığını söyledi.
Almanya’nın Dresden kentinde düzenlenen AB ülkeleri Adalet ve İçişleri Bakanları gayri resmi toplantısına katılan Çiçek, toplantı arasında Türk gazetecilerine yaptığı açıklamada, ‘’Her zaman toplantılarda söylüyoruz. Terör konusunda maalesef çok hızlı işleyen bir mekanizma yok. Doğrusu biz istediğimiz hususları da gerek AB, gerekse başka ülkelerde yeteri kadar elde edebilmiş değiliz. Hala dünyada terör politik enstrüman olarak kullanılıyor’’ dedi. Terörün başka bir ülkeden beklentileri elde edebilmek, kendi politikalarını uygulayabilmek için bir yöntem olarak kullanıldığını ifade eden Çiçek, ‘’Bunu bölgemizdeki gelişmelerden de açık bir şekilde görüyoruz. Teorik olarak herkes işbirliğine var olarak görünüyor. Ancak somut adımlar söz konusu olduğunda bu konuda yeterli işbirliğinin olmadığını görüyoruz. Biz bu konuyu diğer toplantılarda da hep söylemeye çalıştık. İşbirliği, daha sonra operasyonel işbirliği, bunun yanında parasal kaynakların ortadan kaldırılması, destek anlamına gelebilecek her türlü faaliyet konusunda işbirliği lazım’’ diye konuştu. Bunun tipik örneğinin Roj TV olduğunu ifade eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘’AB ülkelerinde birçok terör örgütüne destek sağlayan birçok dernek ve örgüt var. Bunların faaliyetleri devam ediyor. Bunlar ortadayken işbirliği lafları da biraz havada kalıyor.”
|
/ DRESDEN
16.01.2007
|
|
|
Sınır ötesi operasyon talebi |
Anavatan Partisi Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan, Türkiye’nin Kuzey Irak’ta yuvalanmış bölücü terör örgütü mensuplarına karşı sınır ötesi askerî harekat başlatmasını istedi.
TBMM’de bir basın toplantısı düzenleyen İbrahim Özdoğan, ABD’nin Irak’a yaptığı müdahalenin ardından Türkiye’nin tarihsel bir dönemece geldiğini belirterek, Türkiye’nin sınırlarının ötesinde coğrafyanın yeniden şekillendiğini söyledi. Terör örgütü PKK’nın, Kuzey Irak’taki durumdan yararlanarak saldırılarını sürdürdüğünü dile getiren Özdoğan, bununla birlikte PKK’nın Türkiye’deki siyasi sözcülüğüne soyunmuş kesimlerin, devletin üniter yapısını bozmaya çalıştıklarını kaydetti. Özdoğan, terör örgütünün tasfiyesine ilişkin ABD ile sürdürülen görüşmelerin ve özel koordinatörlük sisteminin anlam taşımadığını ve sonuç vermediğini öne sürdü. İbrahim Özdoğan, Kerkük ve Musul’un, Misak-ı Milli sınırları içinde olmaları gibi tarihsel nedenlerle Türkiye’nin ilgi alanında olduğunu söyledi. Türkiye’nin, hem kendine hem de içinde bulunduğu bölgenin istikrar ve güvenliğine karşı sorumlulukları bulunduğunu vurgulayan Özdoğan, “Türkiye, Kuzey Irak’ta yuvalanmış terör örgütü odaklarına karşı askerî bir harekâtı vakit geçirmeksizin başlatmalıdır. Kuzey Irak’taki terör yuvaları önce havadan bombalanmalı, ardından da kara harekatı yoluyla tasfiye edilmelidir” dedi. Özdoğan, uluslararası anlaşmaların, Türkiye’ye kendi güvenliğini tehdit eden unsurlara karşı sınır ötesi operasyon yapma hakkını tanıdığını ifade etti.
|
/ ANKARA
16.01.2007
|
|
|
3 terörist ölü ele geçirildi |
Diyarbakır ve Bingöl’de gerçekleştirilen operasyonlarda, 3 terörist ölü olarak ele geçirildi.
Edinilen bilgiye göre, güvenlik kuvvetlerince Diyarbakır’ın Lice ilçesi kırsal kesiminde sürdürülen operasyon sırasında çıkan çatışmada, 2 terörist ölü olarak silahlarıyla birlikte ele geçirildi.
Bingöl Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada ise, Genç ilçesi Sağgöze köyü kırsalında sürdürülen operasyonda güvenlik güçleriyle, terör örgütü üyeleri arasında çıkan çatışmada bir teröristtin ölü ele geçirildiği bildirildi. Bölgede operasyon sürdürülürken, önceki gün aynı bölgede çıkan çatışmada da 1 terörist ölü ele geçirilmiş, 1 asker yaralanmıştı.
|
/ DİYARBAKIR
16.01.2007
|
|
|
Kerkük’ün geleceği uzlaşmaya bağlı |
Kerkük’ün statüsü ve geleceği, Global Strateji Enstitüsü tarafından, Irak’taki siyasi, dini ve etnik grupların temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen “Kerkük 2007” panelinde ele alındı.
Hilton Otelinde düzenlenen panelin sabah oturumunda konuşan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Danışmanı Hüseyin Avni, birlik içinde yaşayacakları bir Irak’ı hedeflediklerini ifade ederken, Kerkük’ün bütün Iraklıların şehiri olduğunu kaydetti. Mezhep ayrımlarının öne çıkartılmasıyla bir sonuca ulaşılamayacağını ifade eden Avni, “Kerkük’te yaşayanlar Kerkük’ün sahipleridir” dedi.
“Kerkük’ün geleceği millî uzlaşıya bağlıdır” diyen Avni, sorunun mevcut anayasada belirtilen madde kapsamında çözümünün mümkün olamayacağını söyledi. Avni, çoğunluğun kabul edeceği bir çözümün önemini vurgularken, Kerkük sorununun bu şehirde oturanların tesbitleriyle çözülemeyeceğini belirtti.
Irak Diyalog Cephesi Başkan Yardımcısı Hamit El Mutlak da konuşmasına, Kerkük’ün bir Irak şehri olduğunu ve bütün Iraklılara ait olduğunu belirterek, “Kerkük için Irak halkının karar vermesi gerektiğini, sadece Kerkük’te yaşayanların değil tüm Iraklıların oy kullanması gerektiğini” söyledi.
“Kerkük’ün bir karış toprağından taviz vermeyeceklerini” kaydeden Mutlak, ülkesinin her karış toprağının Irak’a ait olduğunu söyledi. Mutlak, “Türkiye’nin bu kaygan zemine girmesini istemediklerini” de kaydetti. Irak Fazilet Partisi Milletvekili Kerim Muhsin El Yakubi de, Kerkük’teki sorunun kaynağının bölgedeki petrol kaynakları olduğunu belirterek “Bu kaynaklar Iraklılarındır. Türkmenlerin hakkına da sahip çıkılmalıdır” diye konuştu. Panelde konuşan, Irak İslam Partisi Dış İlişkiler Sorumlusu Halid Osman da, Kerkük sorununun çözümü için hiçbir tarafın dışlanmaması gerektiğini vurguladı.
|
/ ANKARA
16.01.2007
|
|
|
AKP hafta sonu kampa girecek |
AKP, hafta sonu milletvekillerini Kızılcahamam’da kampa alacak. Kamp öncesi Bakanlar Kurulu’nun 19 Ocak Cuma günü bu hafta ikinci kez toplanması bekleniyor.
AKP’nin yılda iki kez gerçekleştirdiği istişare toplantıları çerçevesinde milletvekilleri, parti kurucuları ve MKYK üyeleri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında 19-21 Ocak 2007 tarihleri arasında Kızılcahamam’da kampa girecek. AKP Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK) alınan karara göre, kamp Kızılcahamam’daki Asya Termal Tesisleri’nde yapılacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kampta milletvekillerinin iç ve dış politik gelişmelere ilişkin görüş ve tekliflerini alacak. Toplantıda ayrıca, Başbakan Erdoğan’ın, ‘’final yılı’’ olarak nitelendirdiği 2007 yılında yapılacak cumhurbaşkanı seçimi ve genel seçimlere ilişkin görüş alışverişinde bulunulacak.
Bu arada, kamp öncesi Bakanlar Kurulu’nun 19 Ocak Cuma günü bu hafta ikinci kez toplanması bekleniyor. Toplantıda, bakanların 2006 yılı faaliyetleri ile 2007 yılı hedeflerine ilişkin verileri Erdoğan’a sunacakları belirtildi.
|
/ ANKARA
16.01.2007
|
|
|
‘Ankara politikacıları’ |
AKP, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi meydanlarda ‘Erciyes’ ve ‘Sosyalist Zirve’ örnekleriyle vurmaya hazırlanıyor.
Seçim sürecinde ‘Daha çalışkan lider yok’ sloganıyla oy toplamayı planlayan AKP, Baykal’ı ve Bahçeli’yi ‘Ankara politikacıları’ olmakla suçlayacak. AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Ergün de Baykal ve Bahçeli’nin senede sadece bir kez önemli siyasi faaliyete katıldıklarını seçim sürecinde halka anlatacaklarını belirterek, “Baykal’ın en büyük siyasi faaliyeti haftalık grup toplantısı ve yılda bir kez gittiği Sosyalist Enternasyonel Zirvesi. Bahçeli’nin de Genel Merkez’de oturmaktan ve senede bir Erciyes’e çıkmaktan başka önemli bir siyasi faaliyeti yok” dedi.
|
/ ANKARA
16.01.2007
|
|
|
CHP önünde ‘karşılıksız çek’ eylemi |
CHP Denizli Milletvekili Veli Haşim Oral’a sattığı araçların karşılığında aldığı çeklerin karşılıksız çıktığını iddia eden bir kişi, CHP Genel Merkezi önünde açlık grevine başladı.
CHP Genel Merkezi’ne sabah saatlerinde gelen Ömer Çetin isimli kişi, CHP Denizli Milletvekili Veli Haşim Oral’a 5 ay önce Denizli’de bir cip ve otomobil sattığını, ancak Oral’dan aldığı çeklerin karşılıksız çıktığını iddia etti. Denizli’de bir hukuk bürosunda çalıştığını ve araba alıp sattığını ifade eden Çetin, 78 bin 600 YTL değerindeki alacağını tahsil edemediği için aile düzeninin bozulduğunu ve evine icra geldiğini öne sürdü. Oral’a ulaşmak için 3 kere girişimde bulunduğunu ancak sadece telefonla görüşebildiğini iddia eden Çetin, yetkililerle görüşene kadar CHP Genel Merkezi’nden ayrılmayacağını ve açlık grevine başladığını söyledi.
Konuyla ilgili sorularını cevaplayan Oral ise milletvekili olmadan önce ticaretle uğraştığı için piyasaya bir miktar borcu olduğunu belirterek, ancak Ömer Çetin adında birini tanımadığını ve kendisinden iddia edildiği gibi otomobil almadığını kaydetti.
|
/ ANKARA
16.01.2007
|
|
|
Köye kuduz karantinası |
Bingöl’ün Karlıova ilçesine bağlı Kantarkaya köyünde sokak köpeğinin ısırdığı iki çocuğa kuduz teşhisi konuldu.
Alınan bilgiye göre, Karlıova ilçesine bağlı Kantarkaya köyünde sokak köpeği tarafından ısırılan Merve Coşkun (2) ve Özge Yıldırım’a (6) kuduz teşhisi konularak, Karlıova Devlet Hastahanesinde tedavi altına alındı. Elazığ Veteriner Araştırma Merkezine gönderilen köpeğin de kuduz mikrobu taşıdığı belirlendi. Kuduz vak’ası sebebiyle Kantarkaya köyü karantinaya alınırken, köydeki başıboş köpeklerin itlaf edileceği öğrenildi.
|
/ BİNGÖL
16.01.2007
|
|
|
Basın mensupları, en iyi başkanları seçti |
“Şehir ve Başkan” dergisinin geleneksel “Akdeniz Bölgesi Kent Ödülleri” sahiplerini buldu. Akdeniz Bölgesi’nde “yılın belediye başkanları” oylamasında 1661 gazeteci oy kullandı.
“Kent Ödülleri”, Antalya Kültür Sanat Vakfı bünyesindeki Perge Salonu’nda düzenlenen törenle ödüle lâyık görülen Belediye Başkanlarına verildi. Törene bütün Akdeniz ve Ege bölgesinin kıyı şeridindeki belediyelerin yetkilileri ile kalabalık bir halk topluluğu iştirak etti. Törenin açılış konuşmasının yapan, Şehir ve Başkan dergisi imtiyaz sahibi Atilla Sertel, derginin yedi yıllık bir mazisi olduğunu, belediye başkanlarından da büyük destek gördüklerini belirtti. Kent Ödüllerinin bu yıl beşinci kez, bölgesel anlamda ise ilk kez verildiğini belirten Sertel, Türkiye’de verilen her ödülün eleştirildiğini, ama bu konuda kendilerinin de eleştirilmesine rağmen ödüle lâyık görülen belediye başkanlarının tamamen mahalli basın mensupları tarafından seçildiğine dikkat çekti.
İlçe belediye başkanları dalında “Yılın İlçe Başkanlığı” ödülüne lâyık görülen, Hatay ili, İskenderun ilçesi Belediye Başkanı Mete Aslan adına törene katılan İskenderun Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürü Yusuf Unutkan’a ödülünü gazetemiz Ege Bölge temsilcisi Nejat Eren verdi.
|
Müşerref AKSOY
/ ANTALYA
16.01.2007
|
|
|
80’lik hayırsever nine |
Kütahya’nın Simav İlçesi’nde, hayatını hayır işlerine adayan 79 yaşındaki Şefika Edav, fakir öğrencilere yardım etmek için 2 kitap yazdı.
Simav Kadınları Kültür ve Dayanışma Derneği’nde son 15 yıldır görev yaparak, 69 köy ve 21 beldenin tamamını gezerek ev ve camilerden topladığı bağışlarla ilçeye huzurevi ve 35 kişilik kız öğrenci yurdu kazandırılmasında önemli rol oynayan Şefika Edav, bununla da yetinmeyerek son 10 yılda kaleme aldığı 2 kitabını bastırarak satışa sundu. ‘Ata sözlerimiz’ isimli ilk kitabı ile ‘Acı-tatlı hayatımdan parçalar’ isimli ikinci kitabını evinde satarak elde ettiği geliri üniversitede okuyan Simavlı öksüz ve yardıma muhtaç öğrencilere veren hayırsever Şefika nine, “Hayır işlerini seviyorum. Hayır işleri yapamadığım gün rahat edemiyorum” dedi.
|
/ KÜTAHYA
16.01.2007
|
|
|
|