Operasyonlar İslâm coğrafyasını kana buluyor. Amerikan istilâsı, geldiği her yere belâ, kan, gözyaşı getiriyor.
Topal ördek Bush.
Kongre’de çoğunluğu Demokratlara kaptırmış, Demokratların denetimi ensesinde bir Başkan...
Savaşıyor, savaşmaya devam edeceğini açıklıyor.
Irak politikasını açıkladığı konuşmasında 17 bin 500’ü Bağdat’ta, geriye kalanı Enbar’da görevlendirilmek üzere 21 bin 500 yeni asker gönderileceğini bildiriyor.
Savaşa devam. Batağa devam. Kaosa devam.
Demokratların muhalefetinin yanında halk muhalefeti daha büyük: USA Today /Gallup’un anketine göre halkın yüzde 61’i Irak’a ilave birlik gönderilmesine karşı. Ve Bush’un Irak politikasına destek sadece yüzde 26 seviyesinde... Tam bir iflas.
Üstelik Bush, Irak’ta görevde bulunan Maliki yönetimine güvenmiyor.
“Irak’ta yenildik” demek zor. Çünkü bu Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika ile ilgili hesapların çamura batması anlamına geliyor. Onun için savaşması lazım, savaşı göze alması lazım...
Savaşıyor.
Yeni savaş alanı Somali.
Ya da eski savaşın yenilendiği alan.
1992’de BM adına buraya gönderilen Amerikan askerlerinin cesetleri yerlerde sürüklenmiş ve bu dramatik görüntünün ortaya çıkardığı tepki ile işgal sona erdirilmişti. Şimdi yeniden, Etyopya işgal güçleriyle birlikte Somali’ye saldırılıyor.
İlk saldırılarda Irak’takine benzer olaylar yaşanıyor:
Sivil alan bombalanması ve sivillere yönelik katliam.
BBC muhabiri, bombalanan Ras Kamboni’de onlarca kişinin öldüğünü, ölenlerin çoğunluğunun hayvanlarıyla birlikte köylülerden oluştuğunu bildiriyor. Bölgeden dönen milletvekili Abdürraşid Muhammed de en az 50 sivilin öldüğünü bildirmiş.
Irak’ta düğün konvoyları bombalanmıştı, adı Hadise katliamı olmuştu... Somali’de benzeri cürüm işleniyor.
Somali bombardımanının en dramatik bir başka yönü, Amerikan birliklerine çağrının, içerden gelmesi.
1996’da Amerikan parmağı olduğu sanılan bir suikastla hayatını kaybeden General Muhammed Farah Aidid’in oğlu, Hüseyin Farah Aidid, “Gelin ve El Kaidelileri yakalayın” çağrısı yapıyor.
Oğul Aidid, 14 yaşından 30 yaşına kadar Amerika’da yaşamış ve deniz piyadesi olmuş. Bugün Geçici Federal Hükümet (GFH)’in Başbakan Yardımcısı. İşte bu sıfatla konuşuyor ve “İşgal ABD’nin hakkıdır” diyor. Bakın şu sözlerine:
“Etyopya destekli hükümet güçleri Kaide teröristlerini yakalamada yetersiz. Kalan teröristleri öldürme ya da yakalamamızın tek yolu ABD özel kuvvetlerinin karaya çıkması.”
Benzeri sözleri Irak’ta da duymuştuk değil mi, kimi Iraklılar tarafından...
Kaldı ki Aidid işgale alkış tutarken yalnız değil. Onun hemen yanında, Devlet Başkanı Abdullah Yusuf var. Abdullah Yusuf da “Amerikalılar dünyanın her yerinde Kaide teröristlerinin peşinde ve bu da onun bir parçası.”
İşte böyle...
İçerden kuklalar bul ve ülkeleri işgal et.
Ruslar Çekoslovakya’yı 1968’de böyle işgal etmişti ve kıyamet kopmuştu, şimdi kıyamet mıyamet yok.
Bodoslama giriliyor ülkelere ve ...
Irak’ta kaç kişi ölmüş? 650 bin kişi... Bunlar hep El Kaideli kişiler mi?
Amerikan gizli servisi CİA, dünyanın pek çok ülkesinde yaptığı gizli operasyonlarla, El Kaideli diye şüphelendiği insanları kaçırdı, sorguladı, bir kısmını Guantanamo’ya götürdü Sonunda ne oldu? Bunlardan 300 kadarı, 3 yıl kadar dayanılmaz işkenceler gördüler, ama sonunda El Kaide ile hiçbir bağlantıları olmadığı anlaşıldı ve serbest bırakıldılar.
Somali’de ne olacak acaba?
Bombardımanlar olacak, oluyor nitekim. Şehirlere, köylere bomba yağıyor.
1992’nin rövanşını alıyor Amerikan birlikleri...
Etyopya, komşusunun üzerine çullanıyor Amerikan desteği ile..
Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOKAP’)ın Afrika ayağı işliyor. .
Hep ölümlerle..
Ve hep, İslam dünyasının içinden “devşirilmiş” aktörlerle... .
Şu açık: Bu operasyonlar, İslam coğrafyasını kana buluyor. Amerikan istilası, geldiği her yere bela, kan, gözyaşı getiriyor. Evet, İslam dünyası tarümar ediliyor.
Peki bunun Amerika’ya bir getirisi olacak mı?
Belki bu soruyu İsrail için “Evet, çünkü tarümar edilmiş bir İslam dünyası, İsrail için güvenlik demek” şeklinde cevaplamak mümkün. Ama Amerika için belalı bir coğrafya olmaya devam edecek İslam coğrafyası... Amerika, girdiği her yerde diken üstünde kalmaya devam edecek. Afganistan’da da rahat olamaz Amerika, Irak’ta da, Somali’de de... Kaldı ki tüm İslam coğrafyasında imajı yerlerde sürünüyor Amerika’nın... Düşman, dünya barışını en çok tehdit eden ülke, belalı bir süper güç... Bunların hepsi Amkerika için söyleniyor bu coğrafyada... Nerede rahat edebilirsiniz?
Türkiye gibi, Amerika’dan bahsedilirken söze “Dost ve müttefik ülke” diye başlanan bir ülkede bile, Amerikan politikaları büyük kuşkulara yol açıyor. Bütün coğrafyada Amerika ile elele tutuşanlar işgalciye yataklık yapmakla suçlanıyor. Terörü onaylamayan İslam toplulukları, direnişleri kutluyor.
Bir yerde bana “Amerika bunu görmüyor mu? Bütün bir İslam dünyasında nefret uyandırmanın Amerika’ya bir şey kazandırmayacağının farkında değiller mi? Bunlar hiç olmazsa kendi çıkarları için istikrarlı bir coğrafya istemezler mi?” diye soruldu.
Ben de şöyle cevap verdim:
“Amerika’yı Amerika’nın çıkarını düşünenler yönetse söylediğiniz haklı olabilir, ama Amerika’yı neo-conlar yönettiğinde, Amerika’da İsrail çıkarlarını önceleyen kadrolar iktidarda bulunduğunda, Evangelistler, Armageddon’cular ağırlık taşıdığında başka hesapları dikkate almak lazım. Parçalanmış bir Irak, İsrail için en ideal sonuç olarak görülüyorsa ve İsrail’in bu hesabı Washington’da kolaylıkla yankı bulabiliyorsa ne yapacaksınız?”
Evet, ne yapacaksınız?
İslam dünyası mazlumiyeti aşacak noktaya gelmedikçe, dram yüklü yorumlarımız devam edecek ne yazık ki...
ahmetgetiren.com.tr, 13.1.2007
|