Dinî gün ve geceler yaşandıkça ve bu durum medyaya yansıdıkça, zaruri bir ihtiyaç her geçen gün kendini biraz daha hissettiriyor. Mesela hac haberlerine bakın; o kadar eksik bilgi ve yanlış yoruma rastlayacaksınız ki, medya kuruluşlarının dinî konularda uzman muhabir çalıştırma ihtiyacını çok derin bir şekilde bir daha hissedeceksiniz. Hac, çok önemli, çok bereketli bir ibadet. İnsanlar arasındaki renk, ırk ve sınıf farkının bir kenara itildiği, kefen bezine benzeyen bembeyaz ihramlara bürünerek bireylerin Allah’a yöneldiği bir ibadet, gerçek manasıyla anlaşılamadığı zaman saçma sapan konular haber haline getiriliyor. Ve aslında İslam’a karşı da Müslümanlara karşı da ayıp ediliyor.
Kurban da öyle! Basit bir hayvan boğazlamaktan bahsetmiyoruz. Meselenin Kur’an ve hadislere bakan yönü ve yeterli dinî referansları var. Toplum ruhunda uyarılacak yardımlaşma ve dayanışma cephesi üzerinde ayrıca durulması gerekiyor. Konuyu “kasaptan et alma” anlamsızlığına indirgediğinizde oryantalist bakış sizi kuşatır ve toplumun dışına iter. Bu tür problemlerin sona ermesi için medya, dinî konulara vâkıf uzman çalıştırmak zorunda; yoksa durduk yerde madara olmaya devam edecek. Halkla, onun inancıyla zıtlaşmanın ne gereği var?
Zaman, 1 Ocak 2007
|