Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Kuşbakışı İstanbul

Fotoğraf san’atçıları Orhan ve Fatma Durgut çiftinin, Almanya’nın başşehri Berlin’de açtıkları İstanbul fotoğrafları sergisi büyük ilgi gördü. Orhan ve Fatma Durgut çifti, 1987 yılından bu yana birlikte çalışıyor. Çocukluğundan beri fotoğraf çekmeye meraklı olan Orhan Durgut, 1976 yılından beri mimari fotoğrafçı olarak profesyonel çalışıyor.

Fotoğraf san’atçıları Orhan ve Fatma Durgut çifti, Almanya’nın başşehri Berlin’de İstanbul fotoğrafları sergisi açtılar.

Türk Evi’ndeki açılışa Türkiye’nin Berlin Başkonsolosu Ahmet Nafiz Alpman ve çok sayıda san’atsever katıldı. Fotoğraf sanatçıları Orhan ve Fatma Durgut, İstanbul’un havadan görüntülenmiş 11 fotoğrafından oluşan serginin açılışına Türkiye’den gelerek katıldılar.

Serginin açılış konuşmasını yapan Türkiye’nin Berlin Başkonsolosu Ahmet Necip Alpman, serginin açılışını yapmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, “İstanbul doğu ile batıyı birleştiren bir köprüdür. Bizlere bu binbir masal kentini, havadan fotoğraflayarak, ayrı bir açıdan sunan san’atçılara teşekkür ederim. Orhan Durgut ve eşi Fatma hanımın, ikinci sergilerini açmak yine bana nasip oldu. İki sene önce, Köln’de görevliyken, tarihî zenginliklerimizi tanıtan o güzel fotoğraflardan oluşan serginin açılışını da ben yapmıştım” dedi. Berlin Türk Evin’de açılan sergi, 28 Şubat 2007 tarihine kadar açık kalacak.

Orhan ve Fatma Durgut çifti, 1987 yılından bu yana birlikte çalışıyor. Çocukluğundan beri fotoğraf çekmeye meraklı olan Orhan Durgut, 1976 yılından beri mimari fotoğrafçı olarak profesyonel çalışıyor. Türkiye’nin bir çok şehrini havadan görüntüleyen sanatçı çift, 20 yıldır hava fotoğrafçılığı ile ilgileniyor. Çift, Yunanistan ve Meksika başta olmak üzere 87 ülkede, toplam 3 bin saat helikopterle fotoğraf çekti.

11.12.2006


 

İshakpaşa’da yarım asırlık hata

Türkiye’nin taşınmaz kültür varlıkları arasında yer alan İshakpaşa Sarayı’ndaki restorasyon çalışmaları 48 yıldır sürüyor. Daha önce, çatısının saçla kapatılması sebebiyle gündeme gelen İshakpaşa Sarayı, bu kez yanlış restorasyon iddialarıyla gündemde.

Ağrı Valiliği, tarihi sarayın yeniden restore edilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvurdu. Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan oluşan 7 kişilik bir heyet, İshakpaşa Sarayı’nda inceleme yaptı. Uzmanlar, tarihi yapının yanlış restorasyon sebebiyle sarayın özgün halinin bozulduğunu belirledi.

Kültür ve Turizm Müdürü Muhsin Bulut, “Suçlu aramaya gerek yok. Günün şartlarında yapılmış çalışmalar. İhaleler yapılmasaydı, restorasyon yapılmasaydı saray ne halde olurdu, onu sorgulamak lâzım. Bazı yanlışlıklar yapılmış. 48 yıldır hiç doğru bir şey yapılmamış savını çıkarmak, yapılanlara haksızlık olur diye düşünüyorum” dedi.

‘ARTIK HATAYA YER YOK’

Kültür ve Turizm Müdürü Bulut, artık yapılacak restorasyon çalışmalarında hataya yer olmadığını söyledi.

Bulut, “Bundan böyle sarayda yapılacak olan çalışmalar, bilimsel bir heyet tarafından kontrol edilecek. Restorasyon çalışmaları da hem fotoğraf hem de kameralarla kayıt altına alınacak. İshakpaşa Sarayı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın prestij çalışmasıdır. Bu nedenle bir daha hataya yer yoktur” diye konuştu.

Restorasyon çalışmaları kapsamında saraydaki çelik güçlendiriciler de kaldırılacak.

1685 yılında yapımına başlanan İshakpaşa Sarayı, 7 bin 600 metrekarelik bir alan üzerine kurulu. Sarayın su tertibatı, kanalizasyon ve ısıtma sistemleri bulunuyor.

11.12.2006


 

İklimler’e bir ödül de Tallinn’den

Cannes Film Festivali’nde FIPRESCI ödülünü kazanan Altın Portakallı ‘’İklimler’’ filmi ödüle doymuyor. Filmin yönetmeni Nuri Bilge Ceylan, Estonya’da, ‘’En İyi Yönetmen’’ ödülünü alırken, film ise Uluslararası Sinema Federasyonu’nun 2. mansiyonuna değer bulundu.

10. yılını kutlayan Tallinn Siyah Geceler (PÖFF) Film Festivali kapsamındaki Avrasya Film Yarışması’na (EurAsia Competition Programme) katılan Nuri Bilge Ceylan’ın ‘’İklimler’’ filmi, ‘’En İyi Yönetmen’’ ödülünü kazandı. Film ayrıca, Uluslararası Sinema Kulüpleri Federasyonu’nun (FİCC) 2. mansiyon ödülünü aldı. Ödülleri, festivalin Vene Theater’da düzenlenecek kapanış töreninde, ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan adına Türkiye’nin Tallinn Büyükelçisi Şule Soysal alacak.

11.12.2006


 

Filistin’deki Osmanlı karargâhı Türk Kültür Merkezi oldu

Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA), Filistin’in El Halil şehrinin en büyük yerleşim birimlerinden olan Dahriye bölgesindeki Osmanlı döneminden kalma bir karargâhı kültür merkezine dönüştürerek halkın hizmetine açtı.

Aslına uygun olarak restore edilen tarihî Osmanlı karargâhı (Fevzi Paşa Konağı), 89 yıl aradan sonra “Türk Kültür Merkezi” adı altında tekrar bölge halkına eğitim alanında hizmet verecek. TİKA Kudüs Program Koordinatörlüğü ve Dahriye Belediyesi’nin işbirliği ile gerçekleştirilen proje 50 bin dolara mal oldu. Proje kapsamında Türkiye’den mezun Dahriye Belediye Başkanı Sami Isneevir’in de gayretleriyle Fevzi Paşa Konağı (Alhoha) binası, gerçek mimarı ruhuna uygun olarak restore ettirildi. Fevzi Paşa Konağı, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti adına görev yapan 6. Alayın son komutanı olan Fevzi Paşa tarafından kullanılmıştı.

Açılışta konuşan Belediye Başkanı Sami Isnevier, TİKA’nin bölgede yapmış olduğu bu yatırımı, tarihin bir hatırlaması olarak değerlendirerek, bölgeye olan yatırımlarından dolayı Türkiye’ye müteşekkir olduklarını ifade etti. Belediye Başbakanı, bölgeye yatırımların devam etmesini istedi.

/ EL HALİL

11.12.2006


 

Halk kültürüne hizmet ödülü

Türk Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu, Muğla Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Sultan Tulu’ya, ‘’Türk Halk Kültürüne Hizmet Ödülü’’ verdi.

Doç. Dr. Tulu, yaptığı açıklamada, geçen ay Türk Halk Kültürü Araştırmalar Kurumunun gönderdiği yazıda, seçici kurulun teklifi doğrultusunda ve yönetim kurulunun onayıyla kurumun her yıl verdiği ‘’Türk Halk Kültürüne Hizmet Ödülü’’ne lâyık görüldüğünün belirtildiğini ve ödülü dâvet edildiği Ankara’da aldığını söyledi.

Bu ödülün 1981 yılından bu yana Türkiye ve Türkiye dışında Türk Halk Kültürü ile ilgili değerli ve kalıcı çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara verildiğini hatırlatan Tulu, şöyle konuştu:

‘’Eskiden Folklor Araştırmalar Kurumu olan bu kurumdan ödül alanlar belki de sadece halk bilimcilerin bu tür ödülleri almaları gerektiğini düşüneceklerdir. Ancak, kurum, yeni başlığıyla isabetli bir ad değişikliğine giderek, Türk kültürüne hizmet eden bütün kurum ve kişileri hedef almıştır. Bunun içinde elbette Türkologlar ve düşün adamları da bulunmaktadır.’’

Tulu, ‘’Bu tür ödüllerin, gerek filoloji gerekse halk bilimi alanındaki disiplinlerarası çalışmalara örnek oluşturacağını ve teşvik edici olacağını düşünmekteyim, zira filoloji ve halk bilimi bir bütündür ve birbirine yakın disiplini oluşturmaktadır’’ dedi.

Türk kültürüyle ilgili yurt dışında yaptığı çalışmalardan ötürü bu ödüle layık görülen Tulu, İran’da Türk folkloruyla ilgili yaptığı çalışmalarda, bu ülkede haberleşme ve eğitimdeki modernleşmeyle birlikte birçok Türk lehçe ve ağızlarının yok olduğuna tanıklık ettiklerini söyledi.

İran’ın tek resmi dilinin Farsça olması nedeniyle eğitim ve haberleşmenin, Farsçalaşmayı da beraberinde getirdiğini vurgulayan Tulu, şöyle konuştu:

‘’Dolayısıyla gelecekte Türk kültürünün sözlü ve yazılı ürünlerinin yitme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bu yüzden son zamanlarda yapılan dil ve folklor derlemeleri bizim için bilimsel açıdan büyük önem taşımaktadır. Türk dünyasının kültür ve ruh hazinesini, ancak onun folkloru ve dilinde bulmak ve tanımak mümkündür.’’

Yakın zamana kadar bu kültür hazinesinden bilim adamlarının siyasal engeller yüzünden çok kısıtlı faydalanabildiğine dikkati çeken Tulu, sözlerini şöyle tamamladı: ‘’Günümüzde ise eski Sovyetlerdeki Türk Cumhuriyetlerinin dünyaya açılması, orada yazılmış eserlere biraz daha rahat ulaşmamızı sağlamıştır.

Türk halk hikâyeleri kültür hazinemizin en değerli ürünlerindendir. Bütün Türk dünyasında yaygın olan bu hikayeler Anadolu dışında da tanınmaktadır. Öyle ki, bunların değişik biçimlerine Çin’e dek rastlamaktayız. Bu tür hikâyelere Köroğlu, Emrah, Aslı-Kerem, Karacaoğlan gibi hikâyeleri örnek gösterebiliriz.’’

/ MUĞLA

11.12.2006


 

Bursa Devlet Korosundan Mevlevî merasimi

Bursa Devlet Korosu, Hazreti Mevlânâ’nın 733. vuslat yılı münasebetiyle Mevlevî merasimi gerçekleştirdi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Bursa Devlet Korosu, Mevlânâ Haftası münasebetiyle Tayyare Kültür Merkezi’nde Mevlevî ayini ve sema töreni düzenledi. 40 kişilik ekiple yapılan ayini çok sayıda kişi takip etti. Ayinde, Nayi Osman Dede’nin Hicaz Mevlevî’si icra edildi.

Bursa Devlet Korosu Şefi Kudsi Sezgin, Aralık aylarında 3 yıldır gerçekleştirdikleri ayin ve sema gösterisini bu yıl da sürdürmekten mutluluk duyduklarını söyledi. Mevlevî törenlerinin yanlış, eksik ve ticarî hedefler için bilgisiz kişilerce yapılmasından yakınan Sezgin, törenin doğru şeklini de anlattı. Sezgin, “Mevlevî törenleri yanlış, eksik ve ticari hedefler için maalesef bilgisiz kişilerce yapılmaya başlandı. Oysa Mevlevî ayininin, müzik ve sema kısımlarıyla eskiden gelen bir şekli vardır. Başta Itri’nin Naat-ı Mevlânâ’sı okunur. Sonra neyzen başı baş taksim yapar. Sonra ayinin peşrevi çalınmaya başlar. Arkasından ayin okunur. 4 selâm, ayin okunduktan sonra son peşrev, son yürük seması ve son taksim, arkasından da Kur’ân-ı Kerim tilâvetiyle ayin biter. En son post duâsı yapılır” dedi.

11.12.2006


 

‘Karikatürlerle İnsan Hakları’

“Karikatürlerle İnsan Hakları’’ sergisi, başşehirde sanatseverlerle buluştu.

Karikatür Vakfı Galerisi’ndeki serginin açılışında konuşan vakıf kurucusu Nezih Danyal, vakfın 13. yılını doldurduğunu ve bu süre içinde pek çok sergi açtığını söyledi.

Karikatürist Tan Oral da ‘’Sergiyi gezenlerde moral tazelenmesi’’ olacağını belirterek, ‘’İnsan haklarını gaspedenler yine insanlardan başkası değil. Bunu göz önüne almak lazım’’ dedi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı Ünsal Toker de baroların insan haklarını korumadaki önemine dikkati çekerek, 10 Aralık İnsan Hakları günü dolayısıyla serginin özel bir anlam taşıdığını kaydetti.

Daha sonra Nezih Danyal, Ünsal Toker ve Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’ndan Yasemin Gazioğlu’na sergiye katkılarından dolayı plaket verdi.

Sergi, 22 Aralık Cuma gününe kadar açık kalacak.

11.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004