“Sivil ve demokratik yeni bir anayasa” panelinin açılışında konuşan DYP lideri Ağar, “Türkiye’de özgürlüklerin önünü açacak yeni bir açılıma ihtiyaç vardır. Milletin katılımıyla yeni bir anayasa hazırlanmalı” dedi. Panelin konuşmacılarından Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süheyl Batum, 1982 Anayasasının antidemokratik usullerle hazırlanıp, aynı usullerle kabul edildiğini belirterek, “Halkın katılımının olmadığı anayasalar demokratik olmaz” ifadesini kullandı.
Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, “1982 Anayasası defolu bir anayasadır. 1982 anayasası tehditlere yönelik bir anayasadır. Askerlerin yaptığı bir anayasa olarak algılandığı için bu anayasanın en azından adı değiştirilmelidir” dedi.
DYP İstanbul İl Başkanlığı tarafından Dedeman Otel’de düzenlenen “Sivil ve Demokratik Yeni Bir Anayasa Paneli” başlıklı panele Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süheyl Batum ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mustafa Erdoğan konuşmacı olarak katıldı. Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un yönettiği panelin açılışında konuşan DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar sosyal hukuk devletini yerine oturtacak yeni bir anayasaya ihtiyaç bulunduğunu belirterek, “Türkiye’de özgürlüklerin önünü açacak yeni bir açılıma ihtiyaç vardır. Milletin katılımıyla yeni bir anayasa hazırlanmalı” dedi.
Hazırlanacak anayasanın daha sivil, daha demokratik, daha özgür bir Türkiye’nin inşaasına hizmet etmesi gerektiğini ifade eden Mehmet Ağar, seçimlerde yeni bir anayasanın Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu ile birlikte tartışılması gerektiğini kaydetti. Ağar, şeçimlerde tartışılması gereken diğer önemli konunuları da şöyle sıraladı:
“Türkiye’de şeffaflık ve hesap verebilirlilik, dokunulmazlıkların kaldırılması, siyasetin finansmanının bir çerçeveye oturtulması.”
YUNANİSTAN DARBELERDEN DERS ALDI
Ağar’dan sonra söz alan Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süheyl Batum, 1982 Anayasası’nın antidemokratik usullerle hazırlanıp, aynı usullerle kabul edildiğini söyledi. Avrupa ülkelerindeki anayasalara da değinen Batum, şunları kaydetti:
“İngiltere’nin anayasası yoktur. Fransa anayasası bugüne kadar çok değişiklik geçirmiştir. Bu ülke anayasasında Kişi güvenliği ile ilgili maddeler yoktur. Yunanistan anayasası ise yaşanan darbelerden sonra bireyin güvenliğine en uzun şekilde yer veren Avrupa ülkesi anayasasıdır. Anayasaların uzunluğu ve kısalığı o ülkenin kendi şartlarına göre değişir. Halkın katılımın olmadığı anayasalar demokratik olmaz.”
Süheyl Batum, bugüne kadar 1982 Anayasası’nda çok sayıda değişiklik yapılmasına rağmen darbecilerin yargılanmasını engelleyen geci 15. maddenin değiştirilemediğine dikkat çekerek, “Bu anayasada sadece siyasi katılımı genişleten değişiklikler yapabildik. Yaptığımız değişiklikleri de maalesef kendi iç dinamiklerimizle değil AB’nin istemeriyle yapabildik” diye konuştu.
TÜRKİYE’DE EN BÜYÜK SIKINTI UYGULAMA
“Birikimlerimizi göz ardı etmeden yeni bir anayasa yapalım” diyen Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Türkiye’nin en büyük sıkıntısının hukuki “uygulama” olduğu belirtti. Demokrasi kurumlarla işlediğini ifade eden Esin Kalaycıoğlu, “Türkiye 1924’ten buyana anayasa deneyiminin yanı sıra kurumlarını da oluşturturmuştur. Meşruluk sorunu olmayan yeni bir anayasa yapmalıyız” dedi.
Demokrasi için anayasanın şart olmadığını söyleyen Esin Kalaycıoğlu, şöyle konuştu: “İngiltere’nin yazılı bir Anayasası yoktur ama demokrasinin beşiğidir. Demokratik olmak için anayasa gerekmez. Amerika İngiltere’ye karşı yürütüğü bağımsızlık savaşı sonrasında temel hakları yazılı hale getirdiği anayasasını oluşturdu. Ama Amerikan anayasasıda defoludur. Zaman zaman Amerika’da krizler çıkabilmektedir. Ama düzenli ve işleyen bir demokrasi için yazılı bir anayasaya da ihtiyaç vardır. Anayasalarda temennilere yer vermemek gerekir. Yeni anayasada mülkiyet haklarına, bireysel temel özgürlüklere, ülkenin çekline yer verilmeli. Merkez ile yerel yönetimler arasında bir esneklik sağlanmalı.”
BU ANAYASA TOPLUMSAL
MUTABAKATI YANSITMIYOR
Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mustafa Erdoğan ise, 1982 Anayasasının toplumsal mutabakatı yansıtmadığını belirterek, “Uzlaşmacı değil dayatmacı bir anayasa. Anayasanın başlangıç maddeleri yeni anayasada mutlaka değiştirilmeli. Başlangıç maddeleri medini bir toplumla bağdaşmıyor” dedi.
Önümüzdeki seçimlerde anayasa değişikliği üzerinden siyaset yapılmasını teklif eden Mustafa Erdoğan, “Siyasiler yeni anayasada yapacakları değişikliklerle halkın huzuruna çıkmalı. Böylelikle bu meclis kurucu meclis niteliği taşıyabilir” şeklinde konuştu.
Erdoğan, yeni bir anayasa yapılırken askerlerin dışlanmasının yetmeyeceğini belirterek, sivil toplum kuruluşlarının da bu çalışmaya dahil edilmesi gerektiğini vurguladı. İnsiyatifin sadece askerlerin değil, devlet seçkinlerinin de elindende alınması gerektiğin söyleyen Erdoğan, kamu siyasetine karşı belirleyici kararların halk tarafından alınması gerektiğini kaydetti. Yapılacak anayasada sivil iradenin askerî iradenin üzerinde olması gerektiğini vurglayan Erdoğan, “TSK sivil iradenin altında olursa ancak sivil bir anayasa olur” dedi.
Partililerin ve basının yoğun ilgi gösterdiği panele daha önce DYP’de siyaset yapmış olan çok sayıda eski politikacı da katıldı. Konuşmaların ardından soru cevap bölümüne geçildi. Panel Ağar’ın yaptığı kapanış konuşmasıyla son buldu.
|