Uluslararası yazarlar örgütü İnternational PEN Yöneticisi Eugene Schoulgin, dünyada birçok ülke gezdiğini, ama Türkiye gibi halkından bu kadar korkan bir devlet görmediğini söyledi. Schoulgin, “İnsanlara hizmet eden bir devletten gelen biri olarak Türkiye’deki uygulamalar bana çok garip geliyor” dedi.
İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İnsan Hakları Merkezi’nin birlikte düzenlediği “İfade Özgürlüğü: İlkeler ve Türkiye” konulu uluslar arası konferansında konuşan Schoulgin, bir çok yazar ve gazetecinin yargılandığı TCK 301. maddeyi eleştirdi.
DEĞİŞTİRMEK SORUN ÇÖZMÜYOR
Türkiye’deki bazı uygulamalara bir anlama veremediğini ifade eden Schoulgin, “Siz herhalde çok tehlikeli insanlarsınız. Dünyanın bir çok yerini gezdim ama halkından bu kadar korkan bir devlet görmedim. Kanunlarda halkı sınırlayan çok madde var. Demek ki size güvenmiyorlar. İnsanlara hizmet eden bir devletten gelen biri olarak Türkiye’deki uygulamalar bana çok garip geliyor” dedi.
Schoulgin, TCK 301. madde ile ilgili açılan dâvâların yazar ve düşünürleri endişeye sevk ettiğine dikkati çekerek, “Yazarlar, düşünürler ‘acaba yazdıklarım benim başıma da belâ olur mu?’ düşüncesiyle kendi kendini sansürlüyor. Bu durum ortaya çıkacak pek çok güzel eseri yok ediyor” diye konuştu.
Schoulgin, kanunlarda yer alan tartışmalı maddelerin düzeltilmesinin yeterli olmadığını vurgulayarak, “Değiştirmek sorunu çözmüyor, kaldırmak gerekiyor. Lütfen kendi insanınıza, yazarınıza güvenin” dedi.
Türkiye ile AB arasındaki ilişkilere de değinen Eugene Schoulgin, AB’nin ABD ile karıştırılmaması gerektiğini AB’nin bir çok farklı ülke ve kültürün bir araya gelmesiyle meydana gelen bir birlik olduğunu söyledi.
TÜRKİYE İLE AB ARASINDA
AKIL KARIŞIKLIĞI VAR
Eugene Schoulgin konuşmasını şöyle sürdürdü: “AB, ABD değildir. Fransa’nın soykırımı inkâr yasasını kabul etmesi diğer Avrupa ülkelerinin de aynı düşündüğünü göstermez. Türkiye bu kararla ilgili ‘Avrupa şöyle yaptı’ diyor. ‘AB’nin çifte standart uyguladığını’ söylüyor. Aslında AB’de iki değil onlarca standart var. Avrupa farklı ülkelerin, kültürlerin bir araya gelmesiyle oluşan bir birliktir. Bir ülkenin içinde bile farklı görüşler var. Biz birbirlerimize garip gelen fikirlerimizle yaşamak zorundayız. Türkiye’de nasılki Avrupa’yı isteyen ve istemeyenler var. AB’de de Türkiye’yi destekleyen, üye olmasını isteyen bir çok Avrupalı var. Ama istemeyenler de var. Sadece olumsuz tarafını görmek ilişkilerin sağlıklı yürümesini engeller. Türkiye ile AB arasında akıl karışıklığı var. Bunu tamamen düzeltmek mümkün değil ama mümkün olduğunca bu karışıklığı minimum seviyeye indirmek gerekiyor. Türkiye AB’ye girmek istiyorsa geçmişindeki yanlış uygulamalarını kabul etmeli. AB’ye üye ülkeler de geçmişlerindeki yanlışları kabul ederek bir araya geldi.”
Mustafa Erdoğan: Yargı özgürlüğe engel
Aynı toplantıda konuşan Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Mustafa Erdoğan da, Türkiye’de ciddî ifade özgürlüğü sorunları bulunduğunu söyleyerek sorunun yargı kültüründen de kaynaklandığını açıkladı. Hukuk normlarının çıkarılış amaçlarının dışına çıkılmamasını isteyen Erdoğan, hukuk alanını bazen mahkemelerce de ihlâl edildiğini savunarak, “Benzer uyuşmazlıklar benzer kararlarla giderilmesi gerekirken, bu böyle olmuyor, zıt kararlar veriliyor” diyerek, bunda “yargıda devlet perspektifinin etkisi” olduğunu kaydetti.
|