Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 29 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

Ağar: Asker gibi düşünmüyoruz

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Türkiye’nin terör meselesini aşabilmesi için tüm imkânların bugün mevcut olduğunu belirterek, ‘’Asker gibi, ‘Biz sonuna kadar öldüreceğiz, kimseyi bırakmayacağız’ diyen bir siyaseti benim anlayabilmem mümkün değil’’ dedi.

Ağar, Ege Anadolu Sivil Toplum Birliği’nin düzenlediği ‘’Orta Doğu ve Türkiye’’ konulu toplantıda yaptığı konuşmada, çok konuşulan ‘’dağda silâhla gezeceğine düz ovada siyaset yap’’ sözüne ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin, Ortadoğu’da yaşanan sorunlar karşısında, dünya siyaset platformunda etkin bir güç olarak yer alabilmesinin, ancak kendi içindeki meseleleri aşabilmesine bağlı olduğunu belirten Ağar, ‘’Türkiye’nin 1979 yılından bu yana terör belâsıyla mücadele ettiğini ve artık bu meseleyi çözmesinin zamanının geldiğini’’ söyledi. Terör sorununun çözümü için bugün artık çok ciddî bir platformun oluştuğunu ifade eden Ağar, bu platformun, ‘’artık kan dökülmesini istemeyen bölge insanı ve Türk halkının onca tahrike rağmen bir arada yaşama iradesini sürdürmesi’’ olduğunu belirtti. Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde geçmişte de bölgede benzer silâhlı ayaklanmaların var olduğunu, ancak Cumhuriyet’i kimsenin silâhla yenemediğini ve yenemeyeceğini dile getiren Ağar, ‘’Böyle bir gerçek ortadadır. Cumhuriyet, bu meselenin üstesinden gelerek kendisinin var olduğu bu coğrafyada gücünü artırarak, dünya siyaset dünyasında daha güçlü bir etkinliği nasıl sağlayacağı cevabını kendi kendisine verecektir’’ diye konuştu.

Bu sorunun cevabının, ip uçlarının, Türk siyasî, devlet ve toplumsal hayatında gizli olduğunu ifade eden Ağar, Celal Bayar’ın Demokrat Parti Genel Başkanlığı yaptığı dönemde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün karşı görüşüne rağmen, doğu ve güneydoğuda parti teşkilâtlanmasına giderek, demokrasiyle cumhuriyeti milletin malı haline getirdiğini bildirdi.

‘’ÇÖZÜM İRADESİ GÖSTERİLEMEDİ’’

Terör hareketinin en yoğun olduğu 1992-93 döneminden sonra kendisinin de içinde yer aldığı mücadeleyle belirli bir durgunluğun sağlandığını ifade eden Ağar, şunları kaydetti:

‘’Bunu başardıktan sonra ortaya çıkan tablo, meselenin ertelenmesi şekline dönüştürülmüştür. Mücadeleden nasip almayan siyasî tablonun, onu takip eden dönemler içerisinde ortaya koydukları yaklaşım tarzı, meseleyi nihayete erdirecek seviyeye gelmesine yardımcı olmamıştır. Ben siyasete hizmet eden hiç kimsenin kötü niyetli olduğunu düşünmem, ancak iyi niyetle, netice almak başka başka işlerdir. Bu tür meselelerde netice almanın temelinde, olayı canlı yaşamak, içinde var olmak ve meseleyle çözüm tekniklerinizin sürekli olarak gündemde olması ve uygulanabilir olması lâzım.’’

Tarihi itibariyle bakıldığında, Türkiye’nin, düşmanlık üreten bir milliyetçiliğin sahibi olmadığını ve olmayacağını söyleyen Ağar, şöyle devam etti:

‘’Türkiye husûmet üreten bir siyasetin sahibi olamaz. Türkiye, küçük siyasi çıkarlar için ülkenin birikimlerle dolu tarihsel çizgisine, ülkenin imparatorluk vizyonuna ters siyasî söylemlere sahip olamaz. Bunların örnekleri 1980 öncesinde görüldü. Bunlar, Türkiye’nin binlerce evladının can kaybına yol açan iç çatışmalarla sonuçlandı ve bunu o süreçten gelişen bir yapı, etnik milliyetçilik temelinde PKK gibi bir terör belâsı, Türkiye’yi 31.senesinde hâlâ uğraştırmaya devam etmektedir.’’

“DEMOKRASİ VE HUKUK İÇERİSİNDE AŞILACAK”

Ağar, terör sorunun çözümünün, bugün ‘’Türkiye, ABD ve Irak’’ arasında kurulan 3’lü yapı ile dış güçlerin inisiyatifine bırakıldığını ileri sürerek, hükümeti eleştirdi. Türkiye’nin bu meseleyi kendisinin aşması gerektiğini vurgulayan Ağar, şunları kaydetti:

‘’Türkiye, kendi Güneydoğu Bölgesi’ndeki meselesini kendi aşacaktır. Ne Amerika, ne Irak, ne şu, ne bu. Türkiye bunu, demokrasi ve hukuk içerisinde aşacaktır. Bu niye bu kadar uzun sürüyor, 31 senedir bir türlü bitmiyor? Burada terörist üreten bir mekanizma var. Bu mekanizmayı Türkiye’nin ortadan kaldırması lâzım. Dağlara devamlı aşağıdan adam geçiyor, devamlı yukarı çıkıyor. Oradaki hayat ortalama 7-8 sene. 17-18 yaşında çıkan 25-26 yaşında bir türlü hayattan uzaklaşıyor. Geri kalan merkez komite yöneticileri, onlar 55 yaşını geçti hepsi. Onlar hiçbir şeyin içinde değiller. Diyarbakır’a inip bakıyorsun, nüfusun yüzde 47’si 15 yaşın altında. Bunun 200-300 bini erkek çocuğu ve 5 sene sonra 150 bin civarında 19 yaşında, dinamit gibi insanlar sokaklarda olacaklar, bir yerlerde olacaklar.’’

“YAŞANANLARDAN SİYASET DERS ÇIKARMALI’’

Terör sorununun sonlandırılması yönündeki iradenin hiç bir siyaset tarafından görmezlikten gelinemeyeceğini söyleyen Ağar, şöyle devam etti:

‘’Bu iradeyi hiçbir siyaset görmezlikten gelemez. Asker gibi, ‘Biz, sonuna kadar öldüreceğiz, kimseyi bırakmayacağız’ diyen bir siyaseti benim anlayabilmem mümkün değil. Elinden silâh bırakmayanın, bomba bırakmayanın tabi muhatabı askerdir. Bunu söylememe gerek var mı? Demokratik bir ülkede suçun karşılığında ceza vardır, hüküm vardır. Bunların hepsi yerli yerinde olacaktır. Ama bir alan açılmıştır ve bu alan, artık Türkiye’de terör, şiddet olmasın arzusu içindeyse, Türkiye siyaseti bunu değerlendirmek zorundadır.’’

Siyasetçinin dilinde ölüm olmaz

Mehmet Ağar, Türkiye’de siyaset yapanların, ülke yönetiminde bulunanların ve sağduyu sahibi herkesin, terörün en yoğun yaşandığı dönemlerde yakalanan başarıda güvenlik güçlerinin arkasında yer alan bölge insanının bulunduğunu ve ülkenin diğer bölgelerinde yaşayan insanların da birlikte yaşama iradesini hiç bir zaman kaybetmediği gerçeğini unutmaması gerektiğini söyledi. Tüm bunların çözüm için büyük önem taşıdığını ifade eden Ağar, şöyle konuştu:

‘’Şimdi bütün bu tarihsel gerçeklerden eğer siyaset kendisine bir ders çıkarmıyor da, elbette bir güvenlik gücü üst düzey yöneticisinin, bir emniyet genel müdürünün, bir emniyet müdürünün, bir valinin söyleyeceği ve bir askeri komutanın söyleyeceği gibi ‘Son terörist ölünceye kadar mücadeleye devam edeceğiz’ lafını siyasetçi söylüyorsa, bunda siyaset diye bir şey yoktur. Siyasetçinin dilinde ölüm olmaz. Siyasetçinin dilinde yaşam olur, yaşatma olur, huzur olur, kardeşlik olur, insanlık olur.’’

/ İZMİR

29.11.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Çiçek: 301 kalksın diyenler azalıyor

  Kin ve nefret yakışmaz

  Marovitch: Ziyaret barışa vesile olsun

  Ağar: Asker gibi düşünmüyoruz

  Cumhuriyet savcısı intihar etti

  Çakıcı’ya 19 yıl

  YAŞ yarın taplanıyor

  Pakistan’dan teşekkür ziyareti

  Kürtçe yazılıma soruşturma başlatıldı

  Yüce Divan bilirkişi raporunu bekliyor

  Deprem uzmanları ortak açıklama kararı aldı

  13 üniversitenin rektörü belli oldu

  Sınırda bayram hazırlığı

  Londra’da Kur’ân ziyafeti

  Öğretmenler bakan olsaydı

  Dağlar, lâle soğanı dağıttı


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004