MAZLUMDER İstanbul Şubesi, 2002 yılında başlattığı bir faaliyet olan “İnsan Hakları Okulu”nun beşincisine hazırlanıyor. Okulun müdürü Avukat Tuğbay Öz, “İnsan hakları aktivistliği virüs gibi bir şey tabir-i caizse. Bu işlere ‘bulaşan’ bir daha bırakamıyor. Çünkü insanın içindeki vicdanı uyandırıyor” dedi.
“Kim olursa olsun zalime karşı, kim olursa olsun mazlumdan yana” şiarıyla on altı yıldır insan haklarıyla ilgili çalışmalar yapan MAZLUMDER, dört yıldan bu yana “İnsan Hakları Okulu”na imza atıyor. Her yaş ve meslekten, konunun ilgilisi olan tüm kişilerin katılımına açık olarak dört yıldır gerçekleştirilen bu etkinliğin merkezi, derneğin İstanbul Şubesi. Üç yıldır okulun müdürlüğünü yürüten Tuğbay Öz, “İstanbul farklı bir şehir olmuş her zaman. Her çeşit insan ve her şeyin talibi var burada. Bütün bunlar bir araya gelince buradan bir zenginlik, bereket doğuyor. Belki de bu bereket vesile oldu okulun İstanbul’da başlamasına” sözleriyle izah ediyor İnsan Hakları Okulu’nun ilk adımının İstanbul’da atılmış olmasını.
Ders verenler, konusuna hakim isimler
Okulda, insan hakları kavramı ve onunla ilişkili kavramların felsefî temellerinin, bugünkü algılanış biçimlerinin anlatıldığı teorik çerçeveden, insan hakları alanında çalışmalar yapan kurumların tanıtımına kadar geniş bir programın tatbik edildiğini söyleyen Öz, seminer veren akademisyenlerin ve aktivistlerin de alanlarında başarılı ve anlatacakları konuya hakim isimler olduklarını vurguluyor. Doçent Doktor Mustafa Şentop’un, Marmara Üniversitesi’nde görev yapan, Hukuk Tarihi ve İnsan Hakları Doktrini üzerine çalışan son derece yetkin bir akademisyen olduğunu ifade eden Öz, “Bir diğer temel seminerimizi verecek olan Doç. Dr. Recep Şentürk de, İSAM’da görevli bir akademisyen. İlahiyat kökenli, fakat doktorasını sosyoloji üzerine yapmış biri. Hukuk-sosyoloji ilişkisi üzerine yetkin çalışmaları var. Dolayısıyla, İnsan hakları gibi modern kavramlara da hakim. İlahiyatçı olması hasebiyle geleneği de çok iyi biliyor” sözleriyle anlattığı Şentürk’ün seminerinde de mukayeseli bir bakış açısı ortaya konulabildiğine dikkat çekiyor.
Pratiğin ürettiğinden çıkmış bir karar değil
Okulun programında insan hakları alanının teoriğine yoğunlaşılmış olmasının, “Acaba eylemlerden, gösterilerden sonuç alınamadığı için mi böyle bir çalışma yapmaya yönelindi?” sorusunu akıllara getirdiğini ilettiğimizde ise Avukat Öz bize, “Bu pratiğin ürettiği bir şeyden çıkmış bir karar değil. Sadece sonuçlar üzerinden birtakım mülahazalara girmek kötü bir şey. Verilere bağlı kalmak durumunda olursunuz. Esaslı hiçbirşey olmaz. Bizler, cari insan hakları söyleminin bir kısmını kullanıyoruz, yöntemlerinin bazılarını kullanıyoruz fakat bizler aynı zamanda bir medeniyet düşleyen insanlarız. Alternatif bir medeniyetin hayalini kuran ve bu hayalle burada bir şeyler yapmaya çalışan insanlarız. Bütün bunları aslında bu hayalin altında düşünmek lâzım” cevabını veriyor.
Üç çocuklu ev hanımı en aktif öğrencimizdi
Önceki yıllarda okula katılan arkadaşların içinde üniversite öğrencilerinin yanı sıra farklı mesleklerden kişiler olduğunu da anlatan Öz, “Üniversite okumamış muhtemelen okuyamayacak ama bir şeyler üretmek isteyen, kendini kuşatan ve atalete iten şartlardan rahatsız olan, hayata anlam taşıyan ve bir misyon üstlenen kişiler vardı” diyor ve en dikkatli aktif öğrencilerinden birinin de üç çocuklu bir ev hanımı olduğunu vurguluyor.
Adalete katkı mükellefiyetimiz
MAZLUMDER’le tanışıklığının öğrencilik yıllarına dayandığını anlatan Öz, “Öğrenciyken arkadaşlarla gelirdim. Günümüzde görmeye alışık olmadığımız fedakârlığı gösteren, sürekli veren insanlar gördüm burada. Sanırım bende de bir şeyler üretmeye inanmışlık vardı. Belki buna bir cevap olur diyerek devam ettim MAZLUMDER’le irtibatıma” diyor MAZLUMDER’li olma hikayesini sorduğumuzda cevap olarak.
Son başvuru 7 Kasım
Muhtevasının ve seminer verecek kişilerin MAZLUMDER İstanbul Şubesi Ar-Ge birimi tarafından belirlendiği İnsan Hakları Okulu’na bizzat derneğe giderek veya internetten doldurdukları formlarla başvuranlar önce üç kişilik bir kurulun ön seçimine tabi oluyor. Ön elemenin ardından okulun müdürü Tuğbay Öz bir mülâkatla öğrencileri tesbit ediyor. Her yıl otuz, otuz beş civarı öğrencinin katıldığı, dokümanların ücretsiz verildiği okula katılacak kişilere yüzde 80 devam şartı isteniyor. Aktif katılımın da istendiği altmış saatlik seminerlerden oluşan okulun bu yılki başvuru süresi ise 7 Kasım’a kadar sürüyor.
MAZLUMDER İstanbul Şubesi Müdürü Elif Girgin: “İnsan hakları alanında bir şeyler yapmak
steyenler gelmeli”
“Haksızlıklara tahammülü olmayan, bunların nasıl giderilebileceğini düşünen ve insan hakları alanında bir şeyler yapmak isteyenler İnsan Hakları Okulu’na mutlaka gelmeli kanaatimce. Hak nedir, haksızlık nedir, teorik anlamda bunların ayırımını öğrenmek isteyenlere de bu okul faydalı olur. Okulumuz, insan hakları kavramının teorik olarak ne olduğunu, nereden çıktığını, günümüzde neye tekabül ettiğini, yani insan hakları kavramını zihinsel olarak oturtacak bir okul. Pratik anlamda bu alanda bir şeyler yapmak isteyenler de bu okul vasıtasıyla nasıl bir yöntem kullanabileceğini kaba bir çerçeveyle belirleyebilir.”
Bilgi için : (0212) 526 24 40
|