|
“Risâle-i Nur’la Zekâ Gelişimi” konulu seminer veren Dursun Sivri, “Vicdanın Hakkı bulması, yani imandan sonra, iman ettiği yaratıcının isimlerinin tecellisini araştırıp öğrenmesi zihinsel zekâyı en etkili geliştiren bir yöntemdir” dedi.
Risâle-i Nur Enstitüsü Ankara Şubesi tarafından düzenlenen pazar seminerleri devam ediyor. “Risâle-i Nur’la Zekâ Gelişimi” konulu seminer veren Dursun Sivri, zekânın “farkındalık” ile açıklanabileceğini ifade etti. Dursun Sivri, farkındalık bilincini en etkili geliştiren eserlerin Risâle-i nurlar olduğunu söyledi.
Beyin ve Zekâ gelişimi konusundaki araştırmalardan elde edilen bulgulara dayalı olarak yazılan eserlerde son yıllarda âdeta bir patlama olduğuna dikkat çeken Sivri, beynin sağ ve sol tarafının farklı özellikler taşıdığını belirtti.
Sivri şunları söyledi:
“Sağ beyin hayal, müzik, resim, ritim, bütünlük, duygusallık fonksiyonlarının işlevi iken sol beyin matematik, mantık, ardışık düşünce, detay işlerini kontrol etmektedir” dedi. Dursun Sivri seminerde şu bilgileri verdi:
“Çoklu zeka yaklaşımları önce zihinsel zekâ (IQ) ve duygusal zekâ (EQ) olarak iki ana eksende tanımlanmıştır. Daha sonra bazı bilim adamları ise 4 temel zekâ kuramını ortaya attılar. Beyinin maksimim kapasite çalıştırılması ise iki beyni işin içine katmakla mümkün olduğu gerçeği bütün eğitim amaçlı kitaplarda yer almaktadır. Bu zamana kadar sadece matematik mantık ağırlıklı sol beyin işlevi beynin kapasitesinden asgari düzeyde faydalanmayı netice veriyor. Detayda boğulan reaktif, ruhsuz yaklaşım sağ beyni işe katmamaktan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Sağ beyin, hayal kurma, ileriyi görme, tasarım ve keşif, yenilikçi yeteneklerin ortaya çıkması demektir. Dört temel zekâ konusu, Ruhsal Zekâ, Zihinsel Zekâ, Fizikî (bedensel) zekâ ve Duygusal Zekâdır. Ruhsal zekâ, vicdanın merkezi, model arar, o model ise inançlar imândır. Zihinsel zekâ ise marifetullaha ulaştıran zekâdır. Bedensel zekâ zihnin bulduğu yolun ve yöntemin uygulayıcısıdır. Duygusal zekâ, zihin ve beden, düşünce ve davranışa olan tutkunun sevginin yansımasıdır.
Risâle-i Nur’da ise iki beyin gerçeğinin dikkate alındığı görülmektedir. Akıl ve kalbin imtizacı ile yaklaşımın Risâle-i Nur’un etkili oluş sebebi olarak izah edilir. Dört temel zekâ da Risâle-i Nur da “Vicdanın anasır-ı erbaası ve ruhun dört havassı olan irade, zihin, his, latife-i Rabbaniye, her birinin bir gayat-ül gayatı var: İradenin ibadetullahtır. Zihnin marifetullahtır. Hissin muhabbetullahtır. Latifenin müşahedetullahtır. Takva denilen ibadet-i kâmile, dördünü tazammun eder.
Vicdanın Hakkı bulması, yani imandan sonra, iman ettiği yaratıcının isimlerinin tecellisini araştırıp öğrenmesi zihinsel zekâyı en etkili geliştiren bir yöntemdir. Sınırsız isimlerin tecellilerini görmek zaten pozitif bilimin temelidir. Beden ise iman ettiği yaratıcıya zihin olarak öğrendiklerini davranış, irade, yani ibadet olarak ortaya koyacaktır. Kalp de,vicdan, zihin ve beden düşünce ve davranışlarını sevecek isteyecektir. Bu olumlu döngü de insanı kemalata eriştirecektir. Beyin geliştiren araçların başında kelime dağarcığı gelmektedir. Risâle-i Nur’da 153 bin farklı kelime var. Her farklı kavram zekâ kapasitesini artıran vesilelerdir.”
|
