|
Her zamanın düşünce gündemi, önem ve öncelikleri farklıdır. 1990’lı yıllar ve sonrası Bilişim Çağı, Bilgi Çağı kavramları daha fazla revaç buldu. Prof Dr. Roger Spery’e Nobel ödülü kazandıran beyin korteksini ikiye ayırması ile elde edilen, sağ ve sol lobların işlevlerinin keşfedilmesi çok önemli keşif ve açılımlara vesile olmuştur.
Beynin sırları açıldıkça kâinatın sırlarına da vakıf olunabileceği gerçeği ortaya çıkmıştır. Kâinatın küçük bir misali olan insanın merkezi de şüphesiz beyindir. Gerek maddî olarak, gerekse mânevî olarak insanı beyin fonksiyonları ile tanımak mümkün olabilmektedir.
Bütün organlar gibi, beyin de sonuçta bir organımız. Bütün organların kumanda edildiği, operatör, santral olan bir merkezdir beyin.
Madde ile mânâ, ruh ile bedenin iletişim yeri de beyindir. Beyin, hücrelerine kadar analiz ediliyor, bilgi, hafıza, düşünce nerededir bulunamıyor. Bu tesbit dünyanın otorite kabul ettiği ünlü beyin cerrahı Prof. Dr. Gazi Yaşargil’e ait. Beyindeki faaliyetler ve yansımaları tesbit edilebiliyor. Ancak bilgi ve hafıza olarak yer ve adreslere ulaşılamıyor.
Pozitif bilim, olaya materyalist mantıkla yaklaştığı için ruhun varlığı, mahiyeti, gelişimi konusuna girmiyor. Sorular muallakta kalıyor.
Asıl olan ruh. Ruhun mekânı ve enstrümanı ise bedendir. Bedende ruhun en iyi algılandığı yer ise beynimizdir.
Merhum Dr. Hâluk Nurbaki, “Kalp ve Ötesi” kitabında kalbin mânevî fonksiyonlarını izah ederken maddî kalb dışında mânevî bir kalbin tanımını yapmış.
Bir görüşe göre kalp mekanik bir pompa. Duyguların tezahür ettiği yer beyin. Duygu seviyelerine göre kalp atışlarının değişimi duyguların merkezi olarak kalp kabul edilmiştir. Kalp duyguların sembolüdür yeri ise beyindir. Bir öte aşaması ise ruhumuzdur. Duygu, hafıza, bilginin kayıt dosyaları ruhumuza kayıtlı. Hesap günü hesaba tabi olacak ruhumuzdur. Beden, beyin gibi kaynakları nasıl kullandığımızdan ruh hesap verecek. Beden araçtır.
Evet, beyin çok kıymetli, çok mükemmel bir araç. İşletimi, kullanımı ile hâlâ yeni yeni yollar ve yöntemler keşfediliyor. Çoklu zekâ keşfi, hafıza yöntemleri de bu keşiflerdendir. Sinir Programlama Dili olarak Türkçeye çevrilen NLP (Neuro Languistic Programming) de bir çeşit beyin işletim yöntemidir.
Duyuları, duyguları, bilinç, bilinçaltı özeliklerini keşfederek insanların hızlı kanaat değişimini sağlayan teknikler geliştirilmiştir. Bu alanda yayınlanan kitap sayısında da adeta patlama olmuştur.
Risâle-i Nur eserleri de insanlarda en hızlı değişimi sağlayan kaynaklardır. İnsan denilen meçhulün maddî ve mânevî en iyi tahlil ve analizleri vardır. İleri derecede psikoloji esasları ihtiva etmektedir. İki beyin etkili biçimde kullanıldığı görülmektedir. Özellikle Risale-i Nur’un etkili oluşunu bile bu iki beyin gerçeğine dayandırıldığı görülmektedir. “Akıl ve kalbin imtizacı”na vurgu yapılmaktadır.
Diğer taraftan bilinçaltının etkisi de dikkate alınmaktadır. “Elması elmas bildiği halde camı elmasa tercih etmek….” Bilinçaltının etkisidir. O halde bilinçaltından hareketle insanlarda yanlış davranışlar değiştirilebildiği izah edilmektedir.
Daha çok tespiti Risâle-i Nur’da görmek mümkündür. Bakmak ile görmek farklı kavramlar olduğu gibi, Risâle-i Nur’a muhatap olurken her zaman ilk defa okuyor gibi okumak gerektir.
Not: 15 Ekim 2006 Pazar (yarın) Risâle-i Nur Enstitüsü Ankara Şubesinde “Risâle-i Nur’la Zekâ Gelişimi” konulu seminerde bir çok tespiti katılımcılarla paylaşacağız inşaallah
| 
