TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Fransa karanlık çağa doğru gidiyor, ama güneş tekrar bizim üzerimize doğru doğma dönemine geliyor. Biz bunun farkına varalım, önümüzdeki dönemde bizim yıldızımızın parlaması için önümüzde daha çok çukurlar açılacak. O yüzden bizim akıl yoluyla hareket ediyor olmamız lâzım. Eğer akıl yolunu bırakıp hissî noktaya dönersek kaybeden biz oluruz” dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin önünde yıldızının parladığı bir dönemde olduğuna işaret ederken, ''Türkiye'nin yıldızının parlamaması için, önümüze daha çok çukurlar açılacak'' dedi.
Hisarcıklıoğlu, bu yüzden Türkiye'nin herhangi bir sorunla karşılaştığında da, hislerinin aksine akıl yoluyla hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
CNN Türk'te bir programa katılan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Fransa Meclisinde sözde Ermeni Soykırımının inkarını suç sayan yasa teklifinin kabul edilmesine ilişkin soruları yanıtladı.
Fransa'nın geçmişte bütün dünyaya demokrasi, insan hakları, fikir özgürlüğü konusunda öncülük yapmış bir ülke olduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu, ''ancak bu anlamda 12 Ekim, Fransa için aydınlıktan karanlığa geçiş oldu'' dedi.
1991 SONRASI DEĞİŞEN DURUM
Fransa'nın kararına dönük Türkiye'nin yapması gerekenlerden önce, ülkenin iki önemli devrimin farkında olması gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
''Biz 1991'den sonra dünyada ne değiştiğinin farkında değiliz. Dünyada iki şey değişti; bir dünyada duvarlar yıkıldı. Bütün propaganda alanı bütün küresel dünya artık. Bizim için Ankara İstanbul değil...İkincisi, bilgi paylaşımında internet kullanımı başladı, sesimizi duyurmak için internet kullanmasını bilmiyoruz. Türkiye bu iki hadisenin dünyada ne müthiş devrim yarattığının farkında değil.''
EKONOMİK BOYKOT SEÇENEĞİ
Fransa'ya uygulanacak ekonomik anlamda bir boykotun sorunu çözmede etkili olup olmayacağının sorulması üzerine Hisarcıklıoğlu, bu tip hareketlerin etkin olması için, ancak o ülkeyle çok yüksek ticaret hacminin olması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin Fransa'dan ithalatının 6 milyar dolar civarında olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, ''zaten ekonomik ilişkiler çok yukarıdaysa o zaman siyasi problem de olmaz, ticaret barışı da geliştirir. Etrafımızda güvenlik halkası oluşturmak istiyorsunuz ve karşınızda bir dost, bir müttefik oluşturmak istiyorsanız, bütün dünyada geçerli nokta ekonomi ve ticarettir'' diye konuştu.
''İTHALAT ANLAMINDA
BOYKOTUN ZARARI OLABİLİR''
Fransa'dan ithalatı önlemek için girişimlerde bulunulabileceğini, ancak bunun Türkiye'ye de zararı olabileceğini belirten Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
''Yanlız dikkat etmek lâzım. Elma ile armut da karıştırılabilir, öyle bir zararı da olabilir. Çünkü, yerli sermaye haline dönüşmüş Fransız şirketleri var. Türkiye'de yaklaşık 400 tane Fransız şirketi var, bunlar burada yatırım yapmışlar artık Türk sermayesi haline gelmişler, yaklaşık 65 bin kişi çalıştırıyorlar. Protesto veya boykot diye ilan ettiğiniz zaman bu aslında kendi insanınıza yaptığınız zarar olabilir.''
Türkiye'de ''Frankofon'' eğitim yapan epey bir çok kuruluş olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, ''Fransa'nın kendi kültürlerinin devamı açısından bu kurumlara hassasiyet gösterdiklerini, bir şey yapılacaksa, Milli Eğitim Bakanlığı'nın buna dikkat edebileceğini söyledi.
Önümüzdeki dönemde Fransız şirketlerinin nükleer santralle ilişkin çalışmaları olduğuna dikkati çeken TOBB Başkanı, savunma ihaleleri, yapı yol çalışmaları, metro çalışmaları gibi Fransız şirketlerinin ilgi duyduğu alanlara dönük çalışmalar yapılabileceğini kaydetti.
AB İLİŞKİLERİNE NASIL YANSIYACAK?
Fransa'nın aldığı kararın AB ilişkilerine nasıl yansıyacağına dönük soruyu da Hisarcıklıoğlu, ''bunlar birbirinden çok farklı. Birisi futbol maçı, diğeri basket maçı'' benzetmesi yaparak cevapladı.
İki sürecin birbirinden çok ayrı olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Fransa karanlık çağa doğru gidiyor ama güneş tekrara bizim üzerimize doğru doğma dönemine geliyor. Biz bunun farkına varalım, önümüzdeki dönemde bizim yıldızımızın parlaması için önümüzde daha çok çukurlar açılacak. O yüzden bizim akıl yoluyla hareket ediyor olmamız lazım. Eğer akıl yolunu bırakıp hissel noktaya dönersek kaybeden biz oluruz.''
Bu arada Fransa'ya tepki anlamında sivil toplum örgütlerinin tek güç olmada zayıf kaldığına işaret eden Hisarcıklıoğlu, dünya düzeyinde katılımcı demokrasinin, ancak tüm tarafların katılımıyla gerçekleşeceğini vurguladı.
Hisarcıklıoğlu, Orhan Pamuk'un Nobel ödülü kazandığının hatırlatılarak, ''ifade özgürlüğü ile çok mu daha dış dünyaya açılırız'' şeklindeki soru üzerine, fikirlere, insanın düşündüğüne ''kelepçe vurmanın'', o ülkeyi Fransa gibi geri noktaya düşürdüğünü göstereceğini savundu.
Hisarcıklıoğlu, ''insan düşünebildiğini ifade edemezse, o ülkelerde gelişme olmaz'' dedi.
|