11 Eylül saldırılarından sonra dünyada Müslümanlara karşı mevcut olan önyargılı yaklaşımın daha da sertleştiği bir gerçek. Gerek karikatür krizinde İslâm dünyasının verdiği görüntü, gerekse yükselen radikal akımlar bu önyargıyı katılaştırdı. Ülkemizde ise, devletin dine karşı olumsuz tavrı, 28 Şubat ile beraber yeni bir ivme kazandı. Medyanın da kışkırtmasıyla, din kavramı hep olumsuzluklarla birlikte anılır oldu. Dindarların kimi olaylar karşısındaki tavırları ise işe tuz biber ekti.
Tüm bu gelişmelere bakarak, “Nerede yanlış yapıyoruz?” diye sorma gereği duyan aylık gençlik dergisi Genç Yaklaşım, Ekim sayısını “müsbet hareket” prensibine ayırmış ve şu sorulara cevap aramış:
- Müsbet hareket nedir? Nerede başlar, nerede biter? Bir hakikatin ifadesi midir, yoksa bir imaj çalışması mı?
- Bediüzzaman’ın davranışlarındaki “müsbet hareket” örnekleri nelerdir? Rus kumandanının karşısında ayağa kalkmayıp, Türkiye’de bir askere boyun eğmesinin anlamı nedir? Bu çerçevede, “Dahilde kılıç çekilmez” sözü nasıl yorumlanmalıdır?
- “Haksızlıklar karşısında susmamak” ilkesini “müsbet hareket” prensibi içerisinde nasıl değerlendirebiliriz?
- Peygamberimizin hayatından “müsbet hareket” örnekleri nelerdir?
- Dünyada vahşet, kan ve gözyaşı sürüp giderken, müsbet hareketin İslâm dünyasına ne gibi katkıları olabilir?
Kadir Aytar, müsbet hareketi tanımlayıp çerçevesini çizdikten sonra, yapılması gerekenleri, “Bir Müslüman her şeyden önce taşıdığı misyonun bilincinde olmalıdır. İslâmı temsil ettiğini hiçbir zaman unutmamalıdır. Kur’ân’ı bir bütün olarak öğrenmeli, hissî ve kendi başına hareket etmekten kaçınmalıdır. Yapacağı her bir hareketin sonunun nereye varacağını iyi hesap etmelidir” cümleleriyle özetliyor.
Veli Sırım, Bediüzzaman’ın hayatından üç örnekle konuya farklı bir boyut katıyor.
Bu sayıda, Muhammed Bozdağ ve san'atçı Nuray Hafiftaş ile yapılmış söyleşilere de yer verilmiş.
Şule Kulu’nun Türkçeye çevirdiği ihtida öyküsü de ilgiyle okunuyor.
Ayrıca, Mikdat Çelik ülkemizdeki madenlerle ilgili tartışmaları, Mahmut Şaylıkay masonların gizli dünyasını, Ayşe Çağlayan “imajlar dünyası”nı masaya yatırıyor.
|