Dünyanın neyi konuşması gerektiği ile neleri konuştuğu aynı şey değil. Dünyanın gündemini teşkil eden öncelikleri ve önem verdikleri şeyleri sıraya koymak mümkün değil. Ama insanların dikkatini çeken isteyerek veya istemeyerek gündemine giren şeyler belli olmuyor. Bir bombanın patlaması, deprem ve benzeri afetler, savaşlar, kitleleri etkileyen olaylar akla geliyor.
“Yerküresinin sesi ne zaman gündeme geliyor?”
“Örneğin tsunami gibi olaylarda. Büyük sel ve deprem gibi büyük afetlerde.”
Yerküre üzerinde yaşayan sayısı ve çeşidi belirsiz bitki örtüsünün her bahar yeniden doğması ve sonbahar yapraklarını dökmesi aslında olayı binler tsunami derecesinde ses getirecek öneme sahip.
Deniz altındaki harika hayat. Binler çeşit canlılar.
Karadaki hayat desen binlerce farklı âlemler. Sadece karınca yuvaları içinden çıkılacak gibi değil. Bitki örtüsü içinde yer alan her çiçek çok geniş dünyaları ihtiva ediyor.
Dünya üzerinde her zerreden, bitkiden, kelebekten, aslandan kaplana, serçeden kartala kadar daha milyonlar unsurların gündemi o kadar yoğun ki, çok büyük olaylar sırasında yer almalı.
İşlerini zamanında aksatmadan yürütüyorlar. Muazzam bir ahenkte konser veren bir koro halinde sesleniyor.
İnsanların tahribatı, kıymetini bilmeden kirlettiği ve yok ettiği yeryüzünde asıl vazifesini yapanların sesi duyulmuyor. Bombaların sesi arasında masumların cılız sesleri gibi zavallı çiçeklerle kelebeklerin mesajı nasıl duyulur?
Zekâ geliştiren sesler ve dünya
Zekâ kavramını tek kelime ile tanımlayacak olursan “Farkındalık” olarak ifade edebiliriz. Yani fark etmek. Olup bitenden haberdar olmak. Algılama kapasitemizdir farkındalık. Dolayısıyle zekâ için de söylenebilir. Farkında olmak ve gerekli mesajı değerlendirerek anlam yüklemek.
Nelerin farkında olmamız gereken şeylerin farkında olmak.
Dünya küresinden istifade eden insan kendi emrine verilmiş olan yeryüzündeki nimetlerin farkında olmak zekâ göstergesidir.
Yaratılmış olan kâinattaki san’atı, nizamı, sistemi mükemmelliği fark edip Yaratıcıyı tanıması zekâ göstergesidir.
İnsanın kâinattaki yerini, misyonunu, yaratılış gayesini anlaması, araştırması zekâyı doğru kullanmaktır.
Zekâ ölçüsü matematik ve fizik problemlerini çabuk çözmek değildir sadece. İnsanı ilgilendiren ve ilgilendirmesi gereken her uyarıyı değerlendirip doğru sonuçlar çıkarabilmektir. İnsanın emelleri ve arzularına erişebilecek, mutlak mutluluğu gerçekleştirebilecek yolun ve yöntemi, bulmak ve yaşamaktır zekâ.
Atom zerresinden, mikroptan, gergedana, yıldızlara ve gezegenlere varıncaya kadar mikro ve makro ölçekte, detayı ve bütünü birlikte algılayabilmektir zekâ.
Zaman nehrinin akıntısında bilinci açık, geçmiş ve geleceği birlikte yorumlayabilmektir zekâ.
Sonuçta zekâ sürekli olarak doğru soru sorup doğru sonuçlara ulaşabilecek yolu bilmektir.
|