Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın konuşması sonrasında, TESEV raporunda makaleleri yayınlanan Polis Akademisi Öğretim Üyelerine soruşturma başlatılması tepkiyle karşılandı. Akademide ders veren akademisyenlerin daha önceki yayınları için izin almadıklarını ve bu sebeple de soruşturma geçirmediklerini belirten gazeteci-yazar Taha Akyol “Bizde ordunun bir sözüyle yapılan olağandışı işlemler, soruşturmalar, dâvâlar, değişen içtihatlar az değildir. Artık otoriter ve aşırı şüpheci eski alışkanlıkları bırakmak gerekmiyor mu?” diye yazdı.
Yazısı Basından Seçmelerde
CESARET KIRICI BİR GELİŞME
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, “Türkiye: Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim” almanağında yazıları bulunan 5 Polis Akademisi öğretim üyesi hakkında inceleme ve soruşturma başlatmasını tepkiyle karşılandı. Emekli askeri hakim Ümit Kardaş, “Büyükanıt’ın sözlerinden vazife çıkardılar. Akademisyenler harekete geçmeli” derken Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’ndan (TESEV) Volkan Aytar, soruşturmayı “Akademik özgürlüğe müdahale” olarak değerlendirdi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın hafta başında Harp Akademileri’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada TESEV’in yayınladığı “Türkiye: Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim” almanağına tepki göstermesinin ardından Emniyet Genel Müdürlüğü, almanakta yazıları yer alan Polis Akademisi öğretim üyeleri, Doç Dr. Zühtü Arslan, Dr. Önder Aytaç, Dr. Ertan Beşe, Doç. Dr. İbrahim Cerrah ve Doç. Dr. Mesut Bedri Eryılmaz hakkında soruşturma başlatıldığını duyurmuştu.
Volkan Aytar, almanakta yer alan yazıların akademisyenlerin kişisel katkısı olduğunun gayet açık olduğunu, Büyükanıt’ın konuşmasında verdiği yanlış bilgiden sonra, bu yazıların Polis Akademisi’nin kurumsal görüşü gibi algılandığını söyledi. Aytar, “Polis Akademisi’nin bu çalışmaya hiçbir resmi katkısı olmadı. Söz konusu öğretim üyeleri, Polis Akademisi’nde bilim insanı hüviyetiyle çalışıyorlar. Bu çalışmaya da herhangi başka bir akademik çalışmaya olduğu gibi, kişisel düzeyde katkı verdiler” diye konuştu.
“Bunda ne gariplik var?” diye soran Aytar, “Kendi konularında önde gelen akademisyenler yazdı bu yazıları” dedi. Aytar, almanaka tepkilerin nedenini ise şöyle yorumluyor:
“Çünkü konu yeni. Sivillerin, hele bir sivil toplum örgütünün (STK) bu konuda bilimsel temelli bilgi üretmesi yadırganıyor. Böyle inceleme, soruşturmalarla bilim insanlarının cesareti kırılmamalı; sivil toplumun katkısı da yadırganmamalı.”
Aytar, almanakın bilimsel bir çalışma olarak yurtdışından birçok bilim ve siyaset insanın katıldığı bir hakemlik sürecinden geçtiğini de vurgulayarak “Avrupalılar ‘Almanak Türkiye’nin demokratik olgunluğuna dair bir güvenoyudur’ diyerek diğer Avrupa Birliği’ne üye adayı ülkelere de örnek olması gerektiğini söylüyor. Almanakla övünülecekken, şimdiden engellenmeye çalışılıyor” değerlendirmesinde bulundu.
“EMNİYET DURUMUNDAN VAZİFE ÇIKARDI”
Almanaktaki “Askeri Yargı” bölümünün yazarı Emekli askeri hakim Ümit Kardaş da, “Bu soruşturmadan, incelemeden hukuki bir sonuç çıkacağını sanmıyorum” diyerek asıl mutemel sonuçtan söz ediyor: “Bu konuda psikolojik baskı kurarak, akademisyenlerin böyle çalışmalar yapmasını önleyerek ibretlik bir durum yaratmaya çalışıyorlar.ki bu tür çalışmaların önü kesilsin. Büyükanıt’ın sözlerinden vazife çıkardılar. Polis Akademisi’ndeki öğretim üyesi kendini akademisyen olarak görmesin, polis olarak görsün, kendine sansür uygulasın istiyorlar.”
“TSK TARTIŞILMAK İSTEMİYOR”
Büyükanıt’ın deyişiyle “yıpratılmak” tepkisinin bir refleks olduğu görüşünü dile getiren Kardaş, “Yasal olarak silahlı kuvvetler yürütmeye bağlıdır. Ama bizde tepede olan silahlı kuvvetler. Almanak’ın sözünü ettiği, özel güvenlikten güvenlik medyasına kadar bütün güvenlik sektörünün halk tarafından gözetimi bu yüzden esas. Silahlı kuvvetler buna alışık değil, tüylerini diken diken ediyor” dedi. “Ben düzeni koruyorum, rejim, devlet benden sorulur” diyen bir kurum olarak TSK’nın iktidarının tartışılır hale gelmesini istemediğini söyleyen Ümit Kardaş, şöyle konuştu: “Çünkü bu iktidar alanı bütün yaşamımızı, değerlerimizi, demokratik haklarımızı etkiliyor; malî sonuçları vergi mükellefini etkiliyor. Tepkiler demokratik gözetimin kendisine değil; daha o aşamada değiliz. Bunun sözünün edilmesini engellemeye çalışıyorlar. Tartışılmayı kabul etmiyorlar.”
“ALMANAK DURUMUN FOTOĞRAFINI ÇEKER”
Kardaş, Almanak’la ilgili bir bilgisizlik olduğuna da işaret edere, “Almanak başka, rapor başka şeydir. Almanak yıllık olarak hazırlanıyor ve durumu ortaya koyar, fotoğraf çeker. Yorum yapmaz, yorum yapacak olanlara bir altyapı sağlar.”
|