(...)Yeni bir 28 Şubat için düğmeye basıldığını gösteren tüm işaretler var.Cumhurbaşkanı konuşuyor. Genelkurmay Başkanı, komutanlar konuşuyor. Rektörlerin, akademisyenlerin bir bölümü cüppelerini giymiş askeri alkışlıyor. Yargının içindeki bazı odaklardan, tek tük de olsa medyanın bazı köşelerinden malûm askerci sesler yükseliyor.
28 Şubat tekrarlanabilir mi?
Çok zor.
Çünkü 28 Şubat’ta bir koalisyon hükümeti vardı. Koalisyonu oluşturan partilerden birinin Meclis grubu çözülünce, Erbakan Hoca hükümeti kolayca devrilmişti.
Bugün işler farklı.
Her şeyden önce iktidarda koalisyon değil, tek parti hükümeti var. Üstelik büyük bir çoğunluğa sahip parlamentoda. AKP Meclis grubunu 28 Şubatvari oyunlarla çözmek uzak ihtimal.
Bağırıp çağırmak, irtica tehditleri savurmak, tankla topla korkutmaya çalışmak belki de AKP milletvekillerini daha çok dayanışma içine sokar. Seçmen tabanında, seçim sandığında AKP’yi daha güçlü kılabilir.
Ve böyle bir askerci atmosfer, Çankaya konusunda AKP’lileri daha da biler ve AKP’yi “Madem öyle, işte böyle!” havasına sokabilir.
Bu ihtimal yabana atılmasın.
Bir başka deyişle:
Uç verecek bir inatlaşma sürecinde Erdoğan, başlangıçta Çankaya uzlaşması gibi bir düşünceye sahip olsa bile, hodri meydan diyebilir. Kasımpaşalı yapısına da ters düşmeyecek bir tarzda cepheden meydan okuyabilir, kendisine Çankaya yolunu kapatmak isteyenlere...
Kısacası:
Yeni bir 28 Şubat’ın AKP Meclis grubunu bölmesi veya Tayyip Erdoğan’ı uzlaşma yoluna çekmesi öyle yakın bir ihtimal değil.
Bu durumda sormak lazım:
Darbe mi yapacaksınız?
Milliyet, 6 Ekim 2006
|