|
|
|
Müslümanlar Avrupa’nın bir parçası |
Almanya Federal İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble, Müslümanların Avrupa’nın ve geleceklerinin bir parçası olduğunu söyledi. Schaeuble, düzenlenen İslâm Konferansı ile ilgili olarak, dün Federal Meclis’te düzenlenen oturumda yaptığı konuşmada, Almanya’da yaklaşık 3,5 milyon Müslümanın yaşadığına işaret ederek, ‘’Müslümanlar, Almanya, Avrupa ve geleceğimizin bir parçası’’ dedi.
Müslümanların ülkeyi ileriye götüreceklerini, ancak birlikte hayat için mevcut sorunların çözülmesi gerektiğini ifade eden Schaeuble, Alman halkının terörden dolayı endişe duyduğunu, Müslümanların da topluca zan altında tutuldukları gibi yanlış bir düşünceye sahip olduklarını söyledi.
Din dersi, başörtüsü ve imam eğitimi gibi konulara çözüm getirilmesi gerektiğini belirten Schaeuble, bu nedenle böyle bir konferansın açılışını yaptığını ve yaklaşık 2 yıl sürmesi beklenen konferans sonrası süreç içinde birlikte yaşamla ilgili sorunları, Müslümanlarla birlikte çözmek istediklerini söyledi. Müslümanların haklı olarak, Hristiyanlık ya da Yahudilik gibi yasal açıdan tanınmak istediklerini ifade eden Schaeuble, ‘’Müslümanlar ülkemizde artık yabancı değil, toplumumuzun bir parçası’’ diye konuştu. Schaeuble, Müslümanların dinî ve kültürel adetlerini korumaları, diğer yandan da demokratik anayasal düzene uymaları gerektiğini kaydederek, anayasanın tartışılamayacağını vurguladı. İslâm Konferansı’nda farklı görüşlerin dile getirildiğini, ancak katılımcılardan hiçbirinin anayasaya karşı olduğunu söylemediğini belirten Schaeuble, önlerinde zorlu bir yol olduğunu, ancak iyi bir başlangıç yaptıklarını söyledi. Schaeuble, konferansa katılan Müslüman kuruluşların, Almanya’da yaşayan Müslümanların en fazla 3’te 1’inin temsil ettiği için, kuruluş üyesi olmayan Müslümanları da toplantıya davet ettiğini kaydetti. İslam dersi için bir muhataba da ihtiyaçları olduğunu ifade eden Schaeuble, halkın endişeleri olduğu için, radikal dinci tehdidi de ele alacaklarını, radikal insanların dini istismar etmelerine izin veremeyeceklerini sözlerine ekledi. Birlik 90/Yeşiller Partisi Federal Meclis Grubu Eşbaşkanı Renate Künast da Schaeuble’yi, düzenlediği konferanstan dolayı tebrik etti ve şöyle konuştu: ‘’Müslümanların Avrupa’nın geçmişi ve geleceği olduğunu söylediniz. Birlik partili bir bakan bunları söyleyebiliyorsa toplumumuzda ilerleme sağlamışız demektir. Bu şu anlama da geliyor; geleceğimiz için Türkiye ile AB üyeliği konusunda müzakereler yapmamız da yanlış değil.’’ Künast ayrıca, Schaeuble’nin Müslümanlarla, yabancılar yasasında ve vatandaşlık yasasında yenilikler yapılması konusunda da görüşmesi gerektiğini kaydetti.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) Milletvekili Lale Akgün de Müslümanların topluma uyum sağlamadıkları şeklindeki görüşlere katılmadığını belirterek, Müslümanların büyük bölümünün Alman toplumuna çok iyi uyum sağladığını ve anayasaya bağlı olduğunu söyledi.
|
/ BERLİN
29.09.2006
|
|
|
ONLAR DA OKUYABİLMELİ |
Hollandalı Parlamenter Camiel Eurlings tarafından hazırlanan Türkiye raporuna AP Dışişleri Komisyonunda eklenen “Türk toplumunda son dönemde türban yasağına ilişkin yaşanan tartışmaları not ediyoruz. Bu konuda bir Avrupa normu bulunmuyor. Ancak türbanlı öğrencilerin de üniversite ve diğer okullarda eğitim görebilmelerine yönelik bir uzlaşma için umutluyuz” ifadeleri Avrupa Parlamentosu Genel Kurulunda da benimsendi.
CHP'LİLER KULİS YAPMIŞTI
Türkiye raporunun komisyonda kabulünü takiben Brüksel’e giden TBMM heyetinin CHP’li üyeleri, başörtüsüyle ilgili maddeden duydukları rahatsızlığı Avrupalı parlamenterlere iletirken, “Türkiye’ye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyma çağrısı yapılan bir raporda AİHM’in onayladığı türban yasağının kaldırılmasını istemek çelişkidir” iddiasını öne sürerek, bu maddenin metinden çıkarılması talebiyle kulis yapmışlardı.
|
29.09.2006
|
|
|
Rakı reklamları durduruldu |
Reklâm Kurulu, son dönemlerde tüketimi hızla artan kefir içeceğinin ‘’ilâç gibi tanıtıldığı’’ gerekçesi ile Eker ve Altınkılıç firmalarının internet sitelerinde yer alan reklamlarını durdurdu.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığının internet sitesindeki duyuruya göre, Kurul 12 Eylülde yaptığı toplantıda, Eker ve Altınkılıç firmalarının internet sitelerinde yayımlanan kefir ile ilgili reklâmlar da değerlendirildi.
Kurul, ’’Efe’’ve “Çilingir’’ marka rakılar ile “Mercan’’ marka rakıya ilişkin ürün etiketlerinde yer alan ibarelerin de Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun ‘’Reklam ve Tanıtım’’ başlıklı bölümüne, Gıdaların Üretimi Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Yönetmelikin ‘’Reklâm Yayınlama İlkeleri’’ başlıklı bölümüne ve Türk Gıda Kodeksi Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Kuralları Tebliğine uygun olmadığı belirlendi. Bu sebeple söz konusu ürünlerin reklâmı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığından alınan görüş doğrultusunda durduruldu.
|
/ ANKARA
29.09.2006
|
|
|
Psikolojik harekât yetersiz |
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, terör örgütüyle mücadelede, terör eylemlerini asgari seviyeye indirerek, terör örgütünü etkisiz hale getirmenin esas olduğunu belirterek, “Bu nedenle güvenlik güçleri, terör örgütünün bulunduğu bütün bölgelerde terör örgütü etkisiz hale getirilinceye kadar operasyonlara devam edecektir. Bunun dışında öne sürülebilecek ve düşünülebileceklerin anlamı teröre taviz vermektir” dedi.
Orgeneral Başbuğ, aylık olarak yayınlanan Barem Dergisi’nin Ekim sayısında yer alan yazısında, terör örgütü PKK’ya taviz verilmeden operasyonların süreceğini belirtti. Orgeneral Başbuğ, bunun dışında öne sürülecek ve düşünülebilecekleri teröre taviz vermek olarak niteledi. Terör örgütü tarafından yapılan propagandaların, terör örgütüne katılımda en önemli etken olduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, “Örgüte katılımda terör örgütünün yaptığı propagandanın önemli rol oynayışı, devletin yürüttüğü psikolojik harekatın yetersizliğini göstermektedir. Terörle mücadele eden ülkelerde bu konu önceliklidir, hayatidir” dedi. Terörle mücadelede bölge halkının desteğinin kazanılmasının başarının ön şartı olduğuna işaret eden Orgeneral Başbuğ, bunun için teröristle bölge halkının ayırt edilmesi ve mücadelenin hukuk düzeni içerisinde yürütülmesinin zorunluluğuna işaret etti.
|
/ ANKARA
29.09.2006
|
|
|
Asker özgürlükler için de eylem yapsın |
Emekli askeri hakim Kardaş, çöp eylemi için “Türkiye’de askerler ‘sivil itaatsizlik’ eğilimlerini özgürlükler için, 301’in kalkması için kullansalar seviniriz” dedi.
Hakkari Belediyesi, ise “Temizlik kampanyasına başladık, eylem yaptılar” diye açıklama yaptı. Ümit Kardaş, Hakkari’de Dağ Komando Tugayı’nın çöp eylemi yapmasıyla ilgili “Türkiye’de siviller ‘sivil itaatsizlik’ eylemi yapamıyor, askerler yapıyor. Bu eğilimlerini özgürlüklerin genişletilmesi konusunda, örneğin Ceza Yasası’nın (TCK) 301. maddesinin kaldırılması için kullansalar çok seviniriz” dedi.
Kardaş, tugaya bağlı askerlerin çöplerle ilgili eylem yapmasının askeri bir cezai kovuşturmaya zemin oluşturmadığını söyledi. Kardaş, Tugay Komutanı Tuğgeneral Azmi Utfan Cinek’in de eylemde yer almasıyla ilgili “Komutan da eylemin içinde olduğuna göre, bunu tasvip ediyor demektir. Askerlikte bir emir komuta vardır; bu eylem komutanın inisiyatifiyle gerçekleşmiş olabilir.”
|
/ HAKKARİ
29.09.2006
|
|
|
Kutsal emanetler bugün ziyarete açılıyor |
Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesinde bulunan Peygamberimiz Hazreti Muhammed’e (asm) ait ‘’sakal-ı şerif, saç-ı şerif’’in de yer aldığı kutsal emanetler bölümü Ramazan sebebiyle bugün ziyarete açılacak. İstanbul Vakıflar Bölge Müdür Vekili Adnan Ertem yaptığı yazılı açıklamada, müdürlüğe bağlı İstanbul Bayezit Meydanı’ndaki 2. Bayezit Medresesi’nde yer alan dünyanın ve Türkiye’nin tek ‘’Hat Müzesi’’ olan Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesindeki kutsal emanetler bölümünün bugün ziyarete açılacağını bildirdi.
Ertem, Ramazan nedeniyle açılacak bölümde, Hazreti Muhammed’e ait ‘’Sakal-ı Şerif, Saç-ı Şerif, kabir toprakları, Zıbın-ı saadet ve Kuşağı saadet’’in yanı sıra, ‘’Kabe kapısı örtüsü, Kabe iç örtüsü, Makam-ı İbrahim Örtüsü, Mekke, Medine, Mina, Müzdefile konulu minyatürler ve yağlı boya resim, Sultan 3. Ahmet ve Sultan 2. Mahmut ile Sami efendinin ve İbrahim Nesefe’nin hat yazıları ile Laleli Camisi’nin şamdanlarının da yer aldığını kaydetti.
Kutsal Emanetler Bölümünün ziyarete 1955 yılı Ramazan ayında başlandığını ifade eden Ertem, yerli ziyaretçilerin pazartesi günleri dışında 09.30-16.30 saatleri arasında bu bölümü ücretsiz gezebilecekleri bildirildi.
|
/ İSTANBUL
29.09.2006
|
|
|
Ağar: İktidar verdiği sözlerin altında kaldı |
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ‘’En küçük eleştiriye tahammül edemeyen Başbakanları bu topraklar yaşatmaz’’ dedi.
Samsun’da partisince Büyük Samsun Oteli’nde düzenlenen iftar yemeğine katılan Ağar, yemek sonrası yaptığı konuşmada, ‘’DYP bitti’’ diyenlerin, ‘’Artık ayağa kalkamaz’’ diyenlerin bugün büyük bir inançla, milletin talebiyle DYP’nin iktidara koştuğunu gördüklerini söyledi. Son 4 yılda Türk milletinin bir büyük kriz üzerine ortaya çıkan şartlar sonucunda oluşan bir seçimde ortaya koyduğu iradeyle iktidar yaptığı Hükümet’in neler yapabileceğini görmeye çalıştığını kaydeden Ağar, şöyle konuştu: “Geçen 4 yıllık zaman herkesin iktidarın neler yapacağını ya da yapamayacağını görmesi için yeterli oldu. Millet de görmüştür. Türkiye tarihinin en aciz iktidarını görmüştür. En çekingen, en korkak, verdiği sözlerin altında kalan bu iktidardan kurtulmanın yolunu bulacaktır. Bu iktidar artık iktidarda kalma şansını kaybetmiştir. İçerdeki ve dışardaki güç odaklarının desteği ile iktidarını sürdürmek istemektedir. Bir takım güç odaklarının sayesinde yola devam edebilmek çabasındadır ve yola devam edeceklerini zannetmektedirler. Ancak güç odağı Van’da, Trabzon’da, Adana’da yani millettedir.’’
‘’Hükümet susan bir Türkiye istemektedirler’’ diyen Ağar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kendilerini eleştirenlere tahammülleri yok. Kendilerini eleştiren sivil toplum temsilcilerine, oda başkanlarına dahi tahammülleri kalmamıştır. Meydanlarda (yasaklarla mücadele edeceğiz. Türkiye’de hukuk devletinin önünü açacağız) diyen, en küçük tenkit karşısında dinlemeyen, tehdit savuran, esip savuran ancak en küçük eleştiriye tahammül edemeyen Başbakanları bu topraklar yaşatmaz. Ömrünüz kısacık olur kaybolup gidersiniz. Geldiğiniz gibi gidersiniz. Bu topraklarda Başbakanlık makamına gelen insanların her şeyden evvel bir başka bakış açısı vardır. Türkiye yönetiminin dibi sevgidir, şefkattir.’’
Kendi iktidarlarında Türkiye’nin Türkiye gibi yönetileceğini kaydeden Ağar ‘’Türkiye tarihindeki ihtişama lâyık yol almaya devam edecektir. Türkiye’ye kimse bugünkü gibi dayatmalara cesaret edemeyecektir. Kendi politikalarını kendi belirleyecektir, bunu hür düşünceyle yapacaktır. Bu hükümeti var etmek bizim vicdan borcumuzdur’’ dedi.
Ağar, milletin Türkiye’yi geleceğe taşıyacak iktidarın DYP iktidarı olduğunu gördüğünü ifade ederek, ‘’DYP’nin kökü, Türkiye’yi daha güçlü, konuşan, hakkını arayan bir Türkiye yapmak için yola çıkan bir misyondur’’ diye konuştu.
|
/ SAMSUN
29.09.2006
|
|
|
Dokunulmazlıklar kaldırılsın |
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili de ‘’derhal kaldırılmasını istiyoruz’’ dedi.
Deniz Baykal, Kanal D’de canlı yayınlanan, Abbas Güçlü’nün yönettiği ‘’Genç Bakış’’ adlı programa katılmak için geldiği İzmit’te, Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Kampüsünde Rektör Prof. Dr. Baki Komsuoğlu tarafından karşılandı. Karşılamada, CHP Kocaeli Milletvekilleri Sefa Sirmen, İzzet Çetin, Salih Gün ve İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen de bulundu. Komsuoğlu’nun makamında bir süre dinlenen Baykal, daha sonra Üniversitenin Kültür Merkezi’nden canlı yayınlanan ‘’Genç Bakış’’ programına katıldı.
Dokunulmazlık, yolsuzlukların
güvencesi haline getirilmiştir
Dokunulmazlıkların kaldırılmasını ülkenin ve siyasi hayatın içine Cumhuriyet Halk Partisinin taşıdığını anlatan Baykal, şöyle devam etti:
‘’Dokunulmazlıklar, yolsuzlukların da bir anlamda güvencesi haline getirilmiştir. Bunun kaldırılması lâzım. Anayasayı değiştirmeden, Mecliste, herhangi bir dokunulmazlık dosyasıyla ilgili olarak ‘bunun dokunulmazlığını kaldırıyoruz, gitsin yargılansın’ demek mümkün.
Parlamentoda 300’e yakın dokunulmazlıkla ilgili dosya var. Benimle ilgili dokunulmazlık dosyası da var. Benim dokunulmazlığımın kaldırılmasını ve hakkımdaki dosyanın gereğinin yerine getirilmesini istiyorum, talep ediyorum. Benim partili arkadaşlarım dokunulmazlığımın kaldırılması için oy kullandı. Ama, AKP’liler, ‘hayır senin dokunulmazlığını kaldırmayacağız’ dediler ve kaldırmadılar. Yol olur diye korkuyorlar.’’
Abbas Güçlü’nün yönettiği programda bir öğrencinin Baykal’a, ‘’Sizin gibiler yüzünden Türkiye bu hale geldi, çekip gidin’’ demesi üzerine öğrenciler ile partililer arasında sözlü tartışma yaşandı.
Talabani, hepimizi çok derinden yaraladı
Kocaeli Üniversitesi öğrencilerinin Türkiye’nin güncel sorunlarına yönelik sorularını cevaplayan Baykal, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin Türkiye’yi ve bölge ülkelerini hedef alan sözlerine ve ‘’PKK’yı, çatışmaları durdurması yönünde ikna ettik. PKK, birkaç gün içinde resmî ateşkes ilân edecek’’ şeklindeki açıklamasını eleştirerek, ‘’Talabani’nin yaptığı açıklamalar hepimizi çok derinden yaraladı’’ dedi. Talabani’nin bu açıklamaları karşısında Türkiye’deki güvenlik güçlerinin temsilcilerinin takındığı tavrın ‘’saygın’’ bir tavır olduğunu ifade eden Baykal şunları kaydetti: “Terör örgütü ile güvenlik güçleri arasında bir ateşkesten söz etmek mümkün mü? Talabani bunu söylerken hangi sıfatla söylemekte? Cumhurbaşkanı olarak mı, yoksa Kuzey Irak’taki oluşumun sözcüsü olarak mı yapmaktadır? Irak Cumhurbaşkanlığı kimliğini unutup, bir cumhurbaşkanına hiç de uygun düşmeyecek, böyle bir terör örgütünün sözcüsü konumunda ‘biz onları ikna ettik’ demek, hiç de doğru değil. Demek ki senin onlarla temasın var. Demek ki sen onlarla müzakere içindesin. Sen onlar adına konuşuyorsun. ‘Biz onları ikna ettik’ derken ne karşılığı ikna ettin? Ne isteyeceksin? Bunlar çok üzüntü verici olaylar.’’
|
/ KOCAELİ
29.09.2006
|
|
|
Sağlık karnesi yerine kimlik |
Belirli il veya bölgelerde muayene ve tedavi başvurusunda, sağlık karnesi yerine Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası bulunan nüfus cüzdanlarının ibraz edilmesi yeterli kabul edilebilecek. Sosyal Sigortalar Kurumu Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde değişiklik yapıldı.
Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan değişikliğe göre, sağlık karneleri, sigortalıların ibraz edecekleri vizite kâğıdı ve kendisi ile eş, çocuk, ana ve babalarına ait nüfus cüzdanlarına istinaden kurumca düzenlenerek imza karşılığında sigortalıya teslim edilecek.
Sigortalının geçindirmekle yükümlü olduğu 18 yaşını doldurmuş erkek çocuğuna verilen sağlık karnesinin geçerlilik süresi, öğrenim durumu ile sınırlı olacak ve öğrenim durumuna ait belgenin kuruma verilmemesi halinde sağlık yardımı yapılmayacak. Kurumdan sürekli iş göremezlik geliri, malullük veya yaşlılık aylığı alanların çocukları da aynı düzenlemeye tabi olacak.
Daha önceki düzenlemede, 18 yaşını doldurmuş erkek çocuklara verilen sağlık karnesine öğrenim durumu okul idaresince kaydedilip tasdikleniyordu. Kurum; sigortalılar, sürekli iş göremezlik geliri, malullük veya yaşlılık aylığı alanlarla, bunların geçindirmekle yükümlü oldukları eş, çocuk, ana ve babaları ile hak sahibi olarak gelir veya aylık alan eş, çocuk, ana ve babaların tamamı ya da bunların bir kısmı için belirli il veya bölgelerde muayene ve tedavi başvurusunda, sağlık karnesi yerine Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası bulunan nüfus cüzdanlarının ibraz edilmesini yeterli kabul edebilecek.
|
/ ANKARA
29.09.2006
|
|
|
Olli Rehn Ankara’ya geliyor |
AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, bazı toplantılara katılmak ve temaslarda bulunmak üzere gelecek hafta başında Ankara’ya geliyor.
Alınan bilgiye göre, 2 Ekim Pazartesi günü Türk-İş’in davetlisi olarak Ankara’ya gelecek olan Rehn, Salı günü Türk-İş tarafından düzenlenecek “AB Müzakere Sürecinde Avrupa Sosyal Modeli ve Sendikal Haklar” başlıklı toplantıya katılacak. Olli Rehn’in ziyareti çerçevesinde 4 Ekim Çarşamba günü de Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ve diğer üst düzey yetkililerle bir araya gelmesi bekleniyor.
|
/ ANKARA
29.09.2006
|
|
|
Babacan, AB ülkeleri turunda |
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB ülkeleri turu çerçevesinde geldiği İtalya’nın başkenti Roma’da, İtalya Meclisi Başkan Yardımcısı Giulio Tremonti ile görüştü.
Ali Babacan, bu görüşmenin ardından Morgan Stanley Konferansı’nın akşam yemeğine katıldı. Babacan’ın her iki programı da basına kapalı yapıldı.
|
/ ROMA
29.09.2006
|
|
|
Her eve internet ve bilgisayar müjdesi |
Türk Telekomünikasyon AŞ’nin bazı yazılım ve donanım firmalarının desteğiyle düzenlediği ve farklı gelir gruplarının bilgisayar sahibi olması imkanı getiren ‘’Her eve internet her eve bilgisayar’’ kampanyası tanıtıldı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Sheraton Otelinde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, projenin her eve son sürat internet ve bilgisayar sağlayacağını söyledi.
Bilgi teknolojilerinin hızla geliştiğine işaret eden Yıldırım, 1996 yılında dünya nüfusunun sadece 16 milyonu internete erişebilirken bugün bu sayının 1.5 milyarı aşarak dünya nüfusunun yüzde 16’sına ulaştığını söyledi. Bazı ülkelerin nüfusunun yüzde 80’i internete ulaşılırken bazı ülkelerde bu oranın yüzde 1’lerde kaldığını ifade eden Yıldırım, teknoloji hızla gelişirken bilgiye erişimdeki sayısal uçurumun insanlık için en büyük tehlike olduğunu vurguladı.
Yıldırım, Türkiye’de de 1998 yılında 30 bin internet kullanıcısı bulunduğunu bugün 16 milyon kişinin internet erişimine sahip olduğunu böylece nüfusun yüzde 24’ünün internete erişebildiğini bildirdi.
Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Paul Doany de Türkçe olarak yaptığı konuşmada, internet erişim kapasitesinin artırmak için yapılan çalışmalar kapsamında yıl sonuna kadar 3 milyon, 2007 yılı sonunda ise 5 milyon ADSL abonesine ulaşmayı hedeflediklerini, ayrıca geniş bant erişim imkanlarını artırırken fiyatlarında indirimlere devam edeceklerini söyledi.
Kampanyanın tanıtım törenine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra Milli Eğitim Hüseyin Çelik, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun ve Türk Telekom’un yüzde 55 oranındaki hissesini satın alan ÖGER Telekom’un sahibi Muhammed Hariri ile çok sayıda davetli katıldı. Kampanya, 1 Ekim- 31 Aralık 2006 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Kampanyayla farklı gelir gruplarına yönelik tasarlanan bilgisayarların satışı ile hızlı internet bağlantısı bu paket içerisinde yer alacak.
Kampanyada Türk Telekom’un şirketi TT Net proje lideri ve ADSL tedarikçisi, Microsoft yazılım tedarikçisi, Intel donanım tedarikçisi, Vestel ve Casper bilgisayar tedarikçisi olarak yer alacak. Kampanyada, vatandaşlara KDV hariç 371 ve 481 dolarlık iki bilgisayar seçeneği sunulacak.
|
/ ANKARA
29.09.2006
|
|
|
Eğitime destek sürüyor |
Bağcılar Belediyesi her yıl olduğu gibi bu yıl da eğitime verdiği desteği sürdürüyor.
Okul müdürlüklerinin tesbit ettiği yardıma muhtaç öğrencilere destek amacıyla hazırlanan 6 bin kırtasiye seti öğrencilere ulaştı. Önlük, çanta, defter çeşitleri, kalem, cetvel ve boya setlerinden oluşan kırtasiye setleri, dün Atatürk İlköğretim Okulu’nda düzenlenen törenle ihtiyaç sahibi öğrencilere dağıtıldı.
|
Canan KARAKAŞ
/ İSTANBUL
29.09.2006
|
|
|
Ramazan fırsatları |
Mübarek Ramazan ayı başlayalı beri sağlıkla, bilhassa sigarayla ilgili konuları dikkat nazarlarına sunmaya çalışıyoruz. Faydasına kesinkes inanarak ve müsbet sinyalleri de alarak devam ettiriyoruz, bu tür yazıları.
Sigara illeti, özellikle Türkiye'de artık hemen her sahada büyük bir bela, bir felaket halini almış durumda. Sağlıktan ekonomiye, eğitimden çevre temizliğine kadar, hayatı hemen her yönüyle kuşatmış bulunuyor.
Bu umumi illete karşı, herhalde pes edecek halimiz yok. Her halükârda mücadeleye devam etmek durumundayız.
Bu amansız illete karşı amansız bir mücadeleyi gerektiren sebepleri ana başlıklar halinde sıralayacak olursak;
1) Türkiye'de sigara tüketimi, dünya ortalamasının çok üzerinde, hatta liste başlarında yer alıyor.
2) İstatistikî bilgilere göre, yetişkin nüfusun yüzde 44'ü sigara tüketiyor.
3) 23–25 arası gençlerde bu oran yüzde 60'lara çıkıyor.
4) Sigara içme seviyesi 10 yaşa kadar inmiş durumda.
5) Yıllık sigara harcaması 9 milyar dolar. Yıllık ilâç harcaması ise, 8 milyar dolar. İlâç için yapılan harcamanın yarısına yakınını yine sigaraya yüklemek gerekiyor. Zira, hastalıkların pekçoğu ya doğrudan, ya da dolaylı olarak sigarayla bağlantılı.
6) Sigaranın içinde 4 bine yakın zararlı madde bulunuyor. Liste başında ise kanserojen ile kalp ve damar hastalığına yol açan maddeler geliyor.
7) Dev firmalar, sigaranın içine bağımlılık meydana getiren haram maddeler katıyor. Tüketiciyi 'israf artı alkol' gibi katmerli bir harama sürükletiyor.
8) Sigaradan dolayı ölümlü hastalıkların pençesine yakalananlar var ve bunlar adım adım ölüme gittiğini bile bile içiyor. Böyle bir durum, kendi kendini intihara sürüklemek gibi dehşetli bir günahkârlıktır.
İstisnaları ve haram dairesine girmeyenleri tenzih ederiz. Onlar lütfen alınmasınlar, alınganlık yapmasınlar.
Ama ne yazık ki, nüfusun yarısını ektkisi altına alan bu dehşetli illet, yer yer artık baştan aşmış durumda.
Dileğimiz şudur ki: Oruç tuttuğu için günboyu sigara içmeyenler, iftardan sonra ve bilhassa Ramazandan sonra da "sigara orucu"nu devam ettirsinler.
Ramazan, bu açıdan da cidden büyük bir fırsattır. Yemek, içmek, uyumak alışkanlıklarımızı yeniden düzenlemek için önemli bir fırsat olan oruç ayı, sigara gibi zararlı alışkanlıklardan kurtulmak için de harikulâde bir fırsattır.
Ne mutlu bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirenlere.
HABER
Hastalıkların anası, anaların sigarası
Avustralyalı bilim adamları, anneleri hamilelikte sigara içen 60 bebekle anneleri sigara içmeyen veya bırakmış olan 62 bebeği karşılaştırdılar.
Bilim adamları, sigaranın, bebeğin bağışıklık sistemindeki bakterileri tanıyan ve bunlarla mücadele eden alıcı sinirlerde değişiklik meydana getirdiğini tesbit ettiler.
Bulguları "E. R. Journal"da yayınlayan bilim adamları, ceninin sigaraya maruz kalmasının, doğuştan gelen bağışıklık sistemini zayıflattığını ve sonradan kazanılan bağışıklık sisteminin gelişmesini yavaşlattığını da belirlediklerini açıkladılar. (AA)
Günün Tarihi
İtalyan Harbi, yahut Trablusgarp Savaşı
29 Eylül 1911: İtalya, Libya'yı işgal maksadıyla Osmanlı Devletine savaş ilân etti.
Bu savaşın ismi Osmanlı kaynaklarında "İtalyan Harbi" veya "Trablusgarp Harbi" şeklinde zikredilir.
Fransa ve İngiltere gibi diğer sömürgeci devletlere özenen İtalya, kendi ülkesinin tam karşı sahiline düşen Kuzey Afrikadaki toprakları işgal etmek için yıllardır fırsat kolluyordu. Bunun için de, Osmanlı'nın bölgedeki gücünü kaybetmesini bekliyordu.
Kendince en uygun zamanı buldu ve harekete geçti. Osmanlı hükümetine önce nota, ardından ültimatom ve hemen ardından da harp ilan etti.
Bugün Libya olarak bilinen Trablusgarp ve Bingazi sahillerini topa tutan İtalyan kuvvetleri, karaya da peyderpey asker çıkartarak buradaki toprakları işgale başladı.
Bölgeye donanma ile yardım gönderen Osmanlı hükümeti ise, mukabil kuvvetin yanında hem geç kaldı, hem de zayıf düştü.
O sıcak çöllerde aylar süren muharebeler neticesinde, Osmanlı kuvvetleri mağlup düşerek bölgeden çekilmeye başladı. Libya topraklarını işgal edip sömürgeleştiren İtalya, bir süre sonra Ege'deki adalar üzerinde de hakimiyet kurmaya başladı.
Bu hakimiyetini Yunan lehinde kullanan İtalya, neticede 12 adanın elimizden çıkmasına da sebebiyet vermiş oldu.
|
M. Latif SALİHOĞLU
29.09.2006
|
|
|
|