Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Lübnan’a gönderilmesi konusunda hükümete izin veren TBMM Genel Kurulu Kararı, Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararda, Lübnan’da 12 Temmuz 2006 tarihinde başlayan ve çok tehlikeli biçimde tırmanan çatışmaların, bu sorunlu bölgede barışın yeniden tesisi için sürdürülen uluslararası çabalar sonucu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 11 Ağustos 2006 günü oybirliği ile kabul ettiği 1701 (2006) sayılı Kararla durdurulduğu hatırlatıldı.
Bir aydan fazla süren Lübnan krizinin büyük can kaybına yol açtığı, Lübnan’ın nüfusunun dörtte birini oluşturan yaklaşık bir milyon kişinin yerlerinden edildiği ve sivil alt yapının büyük ölçüde tahrip olduğu belirtildi.TBMM kararında, tarafların, 14 Ağustos 2006 tarihi itibariyle uyacaklarını açıkladıkları çatışmaların durdurulmasını, kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını ve ihtilafa uzun dönemli bir çözüm bulunmasını amaçlayan 1701 (2006) sayılı BM kararına değinilerek, kararda öne çıkan noktalar şöyle sıralandı:‘’Çatışmaların tam olarak durdurulması, özellikle, Hizbullah’ın bütün saldırılarına ve İsrail’in bütün saldırı amaçlı askeri operasyonlarına derhal son vermesi,
-Lübnan ordusunun onbeşbin askerinin ve halihazırda ikibin kişi olan Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücünün (UNIFIL) onbeşbine kadar çıkartılacak birliklerinin Mavi Hat ile Litani Nehri arasında kalan ve yabancı silahlı unsurlardan arınmış tampon bölgeye konuşlandırılması, bu konuşlandırmanın başlamasıyla birlikte ve buna paralel olarak İsrail ordusunun güney Lübnan’dan çekilmesi,
-UNIFIL’in sayı ve teçhizat bakımından takviye edilmesi, görev yönergesi ve görev bölgesinin genişletilmesi ve görev süresinin 31 Ağustos 2007 tarihine kadar uzatılması.’’
UNIFIL’in görevleri
1701 (2006) sayılı Kararın tüm yönleriyle uygulanmasını sağlayacak olan UNIFIL’e mevcut görev yönergesine ek olarak şu görevlerin verildiği belirtildi:‘’
Çatışmaların durdurulmasını gözlemlemek.
İsrail Kuvvetleri Lübnan’dan çekilirken, Lübnan Silahlı Kuvvetlerinin Mavi Hat boyunca olan bölgeler dahil, bütün güney Lübnan’a konuşlanmasına nezaret etmek ve destek olmak.
Bu konudaki faaliyetlerini İsrail ve Lübnan hükümetleriyle koordine etmek.-Sivil halka insani yardım ulaştırılmasına ve yerlerinden olmuş kişilerin gönüllü ve güvenlik içinde geri dönüşlerine yardımcı olmak.-Tampon bölgenin oluşturulması için atılacak adımlarda Lübnan ordusuna yardımcı olmak.
Lübnan Hükümetinin talebi üzerine Lübnan’ın sınırlarının ve diğer giriş noktalarının silâh veya bağlantılı maddelerin girişine karşı güvenlikli hale getirilmesine yardımcı olmak.’
TÜRKİYE’NİN TUTUMU
TBMM kararında, Türkiye’nin, geniş bir bölgeye yayılma ve çok ciddi boyutlar kazanma istidadı gösteren Lübnan krizinin başlangıcından itibaren bu tehlikeli gidişatın önlenmesi amacıyla yoğun çaba harcadığı vurgulanarak, bunun yanı sıra Türkiye’nin, Lübnan’daki insani sorunların hafifletilmesi için gerekli katkılarda bulunduğu, Lübnan ve Filistin halkına acil insani yardımları sürdürdüğü ve Lübnan’dan iki bin vatandaşın Türkiye’ye dönüşünün yanı sıra on binden fazla üçüncü ülke vatandaşının Türkiye üzerinden tahliyesinin sağlandığı anlatıldı.Kararda, Lübnan’da çatışmaların durdurulmasından sonra Türkiye’nin bu fırsat penceresinin çok iyi değerlendirilmesini teminen, diplomatik çabalarını yoğun biçimde sürdürdüğü ve bu kapsamda BM Genel Sekreteri ve dost ve müttefik ülkelerin liderleriyle sürekli temas halinde olunduğu, Dışişleri Bakanı’nın Lübnan, İsrail, Filistin ve Suriye’yi ziyaret ederek üst düzey siyasi temaslarda bulunduğu; bunun yanı sıra, birçok ülkenin Dışişleri Bakanlarıyla da çeşitli vesilelerle görüşmeler yaptığı kaydedildi.
|