|
|
|
TSK'da radikal değişim hazırlığı |
TSK’da köklü değişim hazırlıkları sürüyor. cnnturk.com’daki habere göre, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları kapatılacak. Ordu sayısı ikiye inecek, Ege ve 3. Ordu tasfiye edilecek. Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin kara gücü, iki ana komutanlık haline getiriliyor. Kuvvet komutanlıkları Genelkurmay Başkan yardımcıları haline geliyor. Kuvvet komutanları yerine, birimlerden sorumlu yardımcılar olacak.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), tarihinin en büyük değişimine hazırlanıyor. Yeniden yapılandırma planına göre, iki ordu karargâhı lağvedilecek, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları, Genelkurmay çatısında birleşecek. TSK’nın kara gücü, iki ana komutanlık haline getiriliyor. Genelkurmay Başkanı Özkök’ün uzun zamandır üzerinde çalıştığı plana direnen bazı generaller de tasfiye edildi.
CNN Türk’ten Kemal Yurteri’nin haberine göre TSK’nın yapısını baştan sona değiştiriliyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün uzun zamandır üzerinde çalıştığı, Genelkurmay Başkanlğı nöbetini devralacak olan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın da imzasını taşıyan plana göre Genelkurmay Karargâhı ve kuvvet komutanlıkları tamamen değişiyor.
Kademeli olarak yaşama geçirilecek plan için bazı adımlar atıldı. Önümüzdeki yıllarda köklü değişiklikler yaşama geçirilecek. Plana göre 4 orduya sahip Kara Kuvvetleri Komutanlığında Ege Ordu ve 3. Ordu lağvedilecek, sadece birinci ve ikinci ordular kalacak.
Plan, karargahı İstanbul’da bulunan 1. Ordu ve karargahı Malatya’da bulunan 2.Orduyu “Doğu ve Batı Grup Komutanlıkları” haline getiriyor. Türkiye bu iki ordunun görev sahasına bölünecek.
Planda Genelkurmay Karargahının yapısı tamamen değişiyor, merkezi bir karargah kuruluyor. Yıllara yayılan plana göre Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları Genelkurmay Başkanlığının çatısına çekilecek. Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları, halen mevcut olan taktik birimlerlerde yeni değişikliklerle plana tamamen uyumlu hale getirilecek.
Kuvvet komutanlıkları kapatılıyor
Kuvvet komutanlıkları Genelkurmay Başkan yardımcıları haline geliyor. Kuvvet komutanları yerine, birimlerden sorumlu yardımcılar olacak. Plandaki önemli bir değişiklikte, bütün kuvvetlerde ayrı ayrı bulunan, lojistik, istihbarat, plan prensipler, eğitim gibi daire başkanlıkların da iptal edilmesi ve bu birimlerin Genelkurmay Karargahından, J Başkanlıkları tarafından tek merkezden yürütülür hale getirilmesi. Genelkurmay Plan Prensipler Başkanlığı, ikiye bölünecek. Genelkurmay’da mali işlerden sorumlu yeni bir J başkanlığı da kurulacak ve böylece mali yönetim de tek elde toplanacak.. Plan bu haliyle Amerikan ve İngiliz ordularının karma bir modeli olarak nitelendiriliyor.
Direniş tasfiye getirdi
Genelkurmay Başkanı Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevinde üzerinde çalıştığı planı Genelkurmay’a gelince hızlandırdı. Genelkurmay Harekât Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmalar sırasında plana hem kuvvetlerden hem de Genelkurmay’dan direniş geldi. Hatta Dönemin Harekat Başkanı emekli Korgeneral Köksal Karabay’ın bu nedenle pasif göreve atandığı ve erken emekliliğini istemek zorunda bırakıldığı belirtiliyor.
|
25.08.2006
|
|
|
Böyle bir madde kabul edilemez |
YÖK’ün yurtdışında denklik verdiği Tıp, Diş Hekimliği ve Eczacılık diplomalarında ‘tereddüte düşülenlere’ sınav yapacağını açıklaması tepkiyle karşılandı. Sağlık-Sen Genel Sekreteri ve denklik mağdurları için oluşturulan Beyaz Masa Koordinatörü Hüsnü Kaymaz, böyle bir maddenin kabul edilemez olduğunu belirterek, “Eğer YÖK bu kararını düzeltmezse olayı yargıya taşıyacağız” dedi.
YÖK’ün 18 Ağustos’ta yaptığı Genel Kurul toplantısında denklik konusunda yapılan değişikliklere tepkiler sürüyor. Özellikle, ‘tereddüt’ kelimesinin ne anlam ifade ettiğinin açık ve net bir şekilde ifade edilmesi gerektiğini dile getiren SağlıkSen Genel Sekreteri ve denklik mağdurları için oluşturulan Beyaz Masa Koordinatörü Hüsnü Kaymaz, böyle bir maddenin kabul edilemez olduğunu belirterek, konuyu yargıya taşıyabileckelerini söyledi.
Denklik konusundaki son adımı “YÖK’ün ayak oyunu” şeklinde nitelendiren Kaymaz, “YÖK bir yandan olumlu bazı düzenlemeler yapıyor diğer yandan ise tamamen karmaşıklığa zemin hazırlayacak bir mecraya sürüklüyor. Bu Anadolu tabiriyle sayıları onbinleri bulan gençlerimizin ağzına bir parmak bal sürmek anlamına gelmektedir ki, bizim bunu kabul etmemize imkân yoktur” dedi.
“YÖK KARARI DÜZELTMEZSE YARGIYA GİDERİZ”
YÖK’ün bu kararı üzerine yazılı bir başvuruyla muğlak ifadelerin metinden çıkarılarak yerine daha bilimsel, açık ve net kelimelerin kullanılmasını talep ettiklerini söyleyen Kaymaz, “Yani bu tereddüt neye göre bir tereddüt bunun açıklanması gerekir. Aksi takdirde bu durum herkesi şüpheye düşürecektir. Eğer YÖK bu kararını düzeltmezse olayı yargıya taşıyacağız. Böyle bir ifadenin hiçbir bilimsel ve karar metinlerinde yer alamayacağını YÖK yetkilileri kendileri daha iyi bilirler. Umarız ki, bunun altında her hangi bir kasıt yoktur ve gerekli düzenlemeler yeniden yapılır” dedi.
Sağlık Bakanlığı rakamlarına göre Türkiye’de 50 binin üzerinde doktor açığının olduğunu bildiren Kaymaz, şu görüşlere yer verdi: “Bu gençlerimizi tecrit etmek yerine ülkemize hizmet etmelerini sağlamalıyız. Mecburi hizmet bölgelerine hekim göndermekte zorlanan hükümet buradaki öz kaynaklarımızı görmezden gelemez. YÖK, üniversitelerimizin tıp fakülteleri ve Sağlık Bakanlığı yetkilileri bir araya gelerek bu duruma bir çözüm bulmalıdırlar. Böylece hem kaynaklarımızın daha verimli kullanılması sağlanmış olur hem de ithal hekime ihtiyaç kalmamış olur.”
DENKLİK MAĞDURU DOKTOR
KAPICILIK YAPIYOR
Kendilerine müracaat eden denklik mağdurlarından bazılarının binaların kapıcı dairelerinde oturarak geçimlerini kapıcıkla sürdürdüklerini dile getiren Kaymaz, “Adana’dan arayan bir mağdur 6 yıllık yükseköğreniminin hiçbir işe yaramadığını söyledi.
Kaymaz; “Söz konusu bu kişi ailesi ve çevresinden kaçmak için Adana’nın Kozan İlçesi’ne bir ev yaptığını, ailesinin maddî durumunun iyi olmasına rağmen babasından para isteyemediğini ve yazları pamuk toplayarak geçimini sağladığını söylüyor. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Her nerede eğitimöğrenimini tamamlamış olursa olsun yetişmiş bu insanların öğrenim süresince gösterdikleri emeğe saygı gösterilmelidir. Aralarında öyle mağdurlar var ki, dünyanın tanınmış üniversitelerinden mezun olmuşlar ancak yine de denkliklerini alamamışlardır. Bu insanların durumları mutlaka gündeme getirilmeli ve mağduriyetleri giderilmelidir” dedi.
|
Recep GÖREN
/ ANKARA
25.08.2006
|
|
|
‘Türkiye oyuna gelmesin’ |
Lübnan’a asker gönderilmesi konusunu Yeni Asya’ya değerlendiren AKP’li Musa Uzunkaya, İsrail'in entrikalarından ciddî endişe duyduğunu belirterek, MOSSAD veya CIA'nın Türkiye'ye bölgede tuzağa çekebileceğini ileri sürdü. Uzunkaya, "Muhtelif oyunlarla kendi değerlerimizi, inançlarımızı paylaşan insanlarla karşı karşıya getirilebiliriz” dedi.
Lübnan’a asker gönderme tartışmalarının sürdüğü Ankara’da milletvekilleri de kararsız. AKP Samsun millitvekili Musa Uzunkaya tartışmaları Yeni Asya’ya değerlendirdi.
* Türkiye’nin Lübnan’a asker gönderme durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye olarak Ortadoğu’nun güvenliği, Lübnan’daki, Filistin’deki dindaşlarımızı, oradaki suçsuz günahsız insanların güvenliğinin korunması için bir şeyler yapmalıyız. Türkiye sadece bu dönemde değil geçmiş hükümetler döneminde de, 1968 yılından bu tarafa İsrail’in Kuds-ü Şerifi, Mescidi Aksa’yı çizmeleri altına aldığı günden beri hep duyarlı davrandı. Çözüm üretmek istedi.
* BM’nin kararı size güven veriyor mu?
Açık söylüyorum. Partim adına değil, şahsî kanaatim olarak söylüyorum. Ben Birleşmiş Milletler’in varlığının İsrail’in güvenliği için tesis edildiğini düşünüyorum. ABD böyle istiyor. Eğer bunun aksi olsaydı görürdük. BM’nin dört gözlemcisinin İsrail bombaları tarafından öldürülmesine karşılık BM, bir kınama dahi yayınlayamadı. Bu kadar yüreksiz ve tabansız bir yaklaşım BM’nin fotoğrafını da ortaya koyuyor. BM güven vermiyor.
* Bu güvensizlik içinde Türkiye’nin yer alması ne kadar doğru olur?
Burada kendine güvenilir, bu ülkenin güvenliğine bomba atılmasına engel olabilecek, tarihi misyonuna uygun bir ülke olmalı. Bölgede birilerinin ittifak ederek, orayı daha çok yangına, daha çok ateşe mahkum edecek yapılanmaya gitmesine dur diyebilecek bir ülke olması lâzım. Bu Türkiye’dir diye düşünüyorum. Ama koşulları, değerlendirmeleri, sorumlulukları, hududu iyi belirlenmelidir.
Türk askeri orada kesinlikle taraflara ateş açan, tahrik edilerek oradaki Hizbullah’la çatıştırılmak istenen bir konuma düşürülmemeli, bir İsrail faktörüyle de karşı karşıya getirilmemeli. Güvenlik için bir teminat olabilecekse Barış Gücünün içinde olmasının doğru olacağı kanaatindeyim. Hatta doğru olmasından öte elzem olması gerektiğini düşünüyorum.
* Dediğiniz şartlar sağlansa bile yine de endişe duyuyor musunuz?
Yahudilerin entrikalarından ciddi endişe duyuyorum. Çünkü Mossad veya başka ajanlar bunu yapabilir. Malum Amerika’nın servisleri bunu yapabilir. Çünkü böyle bir sahaya bizi çekmek isteyebilirler. Muhtelif oyunlarla kendi değerlerimizi, inançlarımızı paylaşan insanlarla karşı karşıya getirilebiliriz. Ama tersine hiç ilgilenmememiz de orada bu batağın onların istediği şekilde çözümlenmesine zemin hazırlar ki bu bizim için de Ortadoğu için de hoş olmayan bir fotoğraf olur.
* Türkiye’nin sadece istihkam anlamında bir destek vermesi gerektiğini mi düşünüyorsunuz?
Evet. Şartları belirlenen, mutlak güvenliğin temin edileceği ve çatışmanın içerisine çekilmeyeceği, çektirilemeyeceği bir ortam olmalı. Yani biz bir oyuna getirilebiliriz endişesini taşıyorum kişisel olarak. Çünkü BM de yapısal olarak buna müsait. ABD de bu anlamda müsait. Çünkü 1.5 ay bu ateşin yanmasına sebep olan bizzat Amerika’nın kendisidir. ABD Dışişleri Bakanı Rice, “şu anda ateşkes doğru değil bu kan akmalıdır” diyebilecek kadar vahşete gözünü yummuştur. Bu onun şahsi görüşü değil ABD’nin görüşüdür. Aksi bir görüş ne ABD Başkanı tarafından ne de diğer yetkililer tarafından söylenmemiştir. Bir ABD görüşü olarak 1.5 ay akıtılan kana göz yummak şöyle dursun teşvik edilmiş ve çanak tutulmuştur.
* Türkiye bu işten en az zararla nasıl kurtulur?
Türkiye çok müteyakkız, çok duyarlı olmalı. Hassas bir zeminde kanaatini, siyasi yaklaşımını ve olaylara bakışını ortaya koymalıdır.
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
25.08.2006
|
|
|
Karayılan: ABD bizimle görüşüyor |
Türkiye’nin, ABD ve Irak yönetiminden yakalanmasını talep ettiği isimlerin başında yer alan PKK’nın üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan, İran sınırındaki Kandil Dağı’nda bir grup gazeteciyle görüştü. Karayılan, ABD yönetiminin kendileriyle direkt olarak resmî görüşme yapmadığını, dolaylı yollardan görüştüklerini belirtti.
PKK’nın üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan, İran sınırındaki Kandil Dağı’nda bir grup gazeteciyle görüştü. Haber7.com'da yer alan habere göre Karayılan “ABD, bizimle sürekli görüşüyor” dedi. Türkiye’nin ABD ve Irak yönetiminden yakalanmasını talep ettiği isimlerin başında yer alan PKK’nın üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan, İran sınırındaki Kandil Dağı’nda bir grup gazeteciyle görüştü. Basın toplantısında, ABD yönetiminin kendileriyle direkt olarak resmi görüşme yapmadığını, dolaylı yollardan görüştüklerini belirten Karayılan, “ABD, PKK’dan ateşkes yapmasını ve silah bırakmasını istiyor. Bu da demek oluyor ki, bizleri muhatap alıyor” dedi.
Türkiye’de son günlerde birçok yerde başlayan orman yangınlarıyla bir ilgilerinin olmadığını söyleyen Karayılan, yangınları çıkardığı öne sürülen, PKK’dan ayrılan bir grubun oluşturduğu Kürdistan Özgürlük Şahinleri’yle de (TAK) bir ilgilerinin bulunmadığını vurguladı.
Yabancı basın kuruluşlarının da izlediği toplantıya, Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) başkan yardımcıları Sozdar Avesta adını kullanan Nuriye Kespir ile Rüstem Cudi de katıldı. Kespir Hollanda’da bir süre önce örgütsel faaliyetlerinden dolayı yargılanmış ve Türkiye’ye iadesi kararlaştırılmıştı. Ancak Kespir’in bir üst mahkemeye yaptığı başvuru sonucu bu karar bozulmuştu. Kespir, Hollanda’da yargılanırken Kuzey Irak’a geçerek örgütün Kandil bölgesindeki kampında faaliyete başladı. KNK’nın PKK’nın denetiminde faaliyet gösterdiği belirtildi.
|
25.08.2006
|
|
|
AKP, retçi vekillerin peşinde |
Lübnan’a asker gönderme konusunda problem yaşamak istemeyen AKP, asker göndermeye muhalif milletvekillerini yakın takibe aldı. AKP yönetimi, muhalif milletvekillerini tek tek belirlemeye çalışıyor.
Lübnan’a Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında asker göndermek isteyen hükümet, AKP grubuna yönelik tezkere alarmı verdi. AKP yönetimi muhalif milletvekillerini, “Bu 1 Mart tezkeresinden çok farklı. Çatışma yok, insani amaçlı” diyerek ikna etmeyi planlıyor. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de bölgede yaptığı temasları milletvekillerine detaylı olarak anlatacak ve “Mutlaka gidilmeli” diyecek.
1 Mart tezkeresinin reddedilmesinden ders alan AKP yönetimi, Lübnan’a asker gönderilmesine karşı olan milletvekillerini tek tek belirlemeye çalışıyor. Retçilerin 25’i geçmeyeceğini tesbit eden yönetim, Irak ile Lübnan arasında önemli farklar olduğu tezini işleyerek bütün milletvekilerinden hükümetin asker gönderme kararına destek vermesini isteyecek.
AKP milletvekilleri Abdullah Çalışkan, Ertuğrul Yalçınbayır, Nurettin Aktaş asker gönderilmesine karşı sert çıkışlar yaparken Ersönmez Yarbay, Eyüp Sanay, Hüseyin Tanrıverdi, Ahmet Faruk Ünsal gibi milletvekilleri de mutlaka bazı şartların oluşması gerektiğini belirtiyor. Lübnan’a asker gönderilmesini istemeyen vekiller endişelerini dile getirdi.
|
25.08.2006
|
|
|
AKP’li Fırat: Muhalefet yürürken sakız çiğneyemez |
AKP Genel Başkanı Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Lübnan’a asker gönderecekleri için kendilerini eleştiren muhalefete sert çıktı.
Fırat, “Halen şunu söylüyorlar. Lübnan’a biz niye ilgi gösteriyormuşuz. Biz başka meselelerle uğraşıyormuşuz. Çünkü maalesef karşımızdakiler 2 işi bir arada yapamayan, yani yürürken sakız çiğneyemeyen tiplerdir. 2 işi birarada düşünemezler. Akılları, mantıkları bunu almaz” dedi.Mersin’in Tarsus ilçesinde AKP binasında partililere hitap eden Fırat, Türkiye’in büyük bir devlet olduğunu ve masum insanların ölümüne kesinlikle seyirci kalamayacağını vurguladı.
Muhalefeti mantıksız olmakla suçlayan Fırat, şöyle devam etti: “Türkiye Cumhuriyeti’nin tabiki problemleri vardır. O problemleriyle ilgilenecektir, onun gereğini yapacaktır. Ama bir dünya devleti olarak da etrafındaki olaylara kayıtsız kalmayacaktır. Siz eğer kendinizi bir dünya devleti olarak, etkinliği olan bir devlet olarak kabul ediyorsanız ve dünyanın üçüncü, dördüncü büyük ordusuna sahip bir silahlı gücünüz varsa, mutlaka bunun gereğini yerine getirmek durumundasınız. Eğer Lübnan’da, Filistin’de masum insanlar öldürülüyorsa ve sınırsız bir güç kullanılıyorsa Türkiye ‘Bana ne, ben bunu görmezlikten geleyim’ gibi bir lüksün içinde olamaz.”
|
/ MERSİN
25.08.2006
|
|
|
PKK’ya ‘sınır ötesi’ operasyon |
Kuzey Irakta’ki PKK kamplarına yönelik TSK’nın başlattığı operasyon sürüyor... Diyarbakır’dan kalkan F-16’ların da katıldığı operasyonlarda PKK kamplarına büyük zarar verildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Kuzey Irak’ta yuvalanan terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonlarını sürdürüyor. Kuzey Irak’ın Kanimasi bölgesine yapılan hava saldırısına Diyarbakır İkinci Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Sekizinci Ana Jet Üst Komutanlığı’ndan kalkan F-16 savaş uçakları katıldı.
Edinilen bilgiye göre, Diyarbakır İkinci Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Sekizinci Ana Jet Üst Komutanlığı’ndan kalkan uçaklar Kuzey Irak’taki Kanimasi, Snaht bölgelerini bombaladı. Özellikle gece kalkan F-16 savaş uçakları PKK inlerine büyük zayiat verdi. Hakkari’de Yüsekova 21. Sınır Jandarma Tugay Komutanlığı da sınırdaki rutin operasyonlarını sürdürüyor. Ayrıca Uludere ve Beytüşşebap ilçeleri arasında yer alan ve Kuzey Irak sınırına sıfır noktada bulunan Andaç bölgesindeki Kokpittepe bölgesini de zaman zaman top ateşine tutulduğu belirtiliyor.
Öte yandan Siirt’in Eruh ilçesi kırsalında devam eden askeri operasyon nedeniyle bölgeye askerî sevkıyat yapılıyor. Eruh’un yüksek dağlık kesimlerinde bir süre önce başlatılan operasyon devam ediyor. Operasyonlara korucuların da katıldığı belirtiliyor. Dağlık bölgelerin bombalandığı operasyona Kobra helikopterleri de havadan destek veriyor.
Yine Şırnak’ın Silopi ilçesinde de Habur Sınır Kapısı ile Uludere İlçesi arasında bulunan dağlık alanda güvenlik güçlerinin PKK’lı teröristlere yönelik başlattığı operasyon sürüyor. Güneydoğu’nun iç kesimlerindeki dağlık bölgelerinde de operasyonlar devam ediyor. Bingöl, Tunceli ve Diyarbakır’ın kırsal kesimlerinde PKK’ya yönelik operasyonlar devam ediyor. Diyarbakır’ın Silvan, Lice ve Kulp ilçelerinin kırsalındaki rutin operasyonların da sürdüğü öğrenildi.
|
25.08.2006
|
|
|
SHP’de ‘bölücü’ temasa tepki |
SHP Genel Başkan Yardımcısı Mersin Milletvekili Ersoy Bulut, parti yönetiminin, ‘’Bundan böyle bölücü düşüncede olan parti ve kişilerle işbirliği, temas ve diyalog dahi yapılmayacağını kamuoyuna acilen deklare etmesini’’istedi.
Ersoy Bulut, yaptığı yazılı açıklamada, geçtiğimiz günlerde SHP’den istifa eden Hakkı Akalın ve Mustafa Sayarile birlikte, Haziran ayında yaptıkları yazılı açıklamayı hatırlattı. Bulut bu açıklamada, ‘’Türkiye’de Kürt sorunu olmadığını ve terör sorunu bulunduğunu, ülkenin bölünmez bütünlüğüne yönelik bir kalkışma ve saldırı olduğunu ifade ettiklerini’’ kaydederek, bugün de aynı düşünceyi koruduğunu vurguladı.
SHP’ye katılırken, daha önce yapılan seçim ittifakının partiye zarar verdiği ve bu ittifakın izlerinin silinmesi gerektiği görüşünü dile getirdiğini kaydeden Bulut, şöyle devam etti: “Yanlışlığı kabul etmek ve ondan dönmek, düzeltmek erdemdir, toplum katında kişilere ve kurumlara prestij ve puan kazandırır. Partiye katıldığım günden bugüne, gerek Mersin’de gerekse diğer seçim çevrelerinde bu ittifakın iyi olduğunu onaylayan bir seçmen ve partiliye rastlamadım’’
Bulut, yaptığı açıklamada bir süre bekleyeceğini ve daha sonra partiden istifa konusunda bir karar vereceğini söyledi.
|
/ ANKARA
25.08.2006
|
|
|
Köşk önündeki eyleme dâvâ |
Çankaya Köşkü’nün demirlerine kendilerini zincirlemek isteyen 5 öğrenci hakkında 3’er yıldan 5’er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Alınan bilgiye göre, Cumhuriyet Savcısı Kürşat Kayral, konuya ilişkin yaptığı soruşturmayı tamamladı. Davanın iddianamesinde, 2’si hukuk fakültesinde okuyan 5 öğrencinin, Çankaya Köşkü’nün 3 ve 4 nolu nizamiye kapılarının demir parmaklıklarına, “Üniversite işgale ortak olmayacak. Öğrenci Kolektifi’ yazılı pankart asarak, Lübnan’a asker gönderilmesine ilişkin alınabilecek kararı sloganlarla protesto ettikleri belirtildi.
Çankaya Köşkü’nün demir parmaklıklarına kendilerini zincirleyerek eylemlerine devam eden öğrencilerin, güvenlik güçlerinin, dağılmaları için yaptığı uyarılara uymayarak, direndikleri ve eylemlerini sürdürdükleri anlatılan iddianamede, öğrencilerin eylemlerinin 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 32/3. maddesine aykırı olduğu ifade edildi. İddianamede, eylemciler hakkında 3’er yıldan 5’er yıla kadar hapis cezası talep edildi.
|
/ ANKARA
25.08.2006
|
|
|
Hazırlık ödeneğine eğitimci tepkisi |
Öğretmenlerin yeni eğitim-öğretim yılında alacakları 425 YTL’lik hazırlık ödeneği konusunda görüşlerini açıklayan Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, ödenecek paranın çok az olduğunu belirterek, bu ödenekten okullarda görevli bütün personelin yararlanması gerektiğini söyledi.
Yaptığı yazılı açıklamada, yüzde 6 zamlanarak 400’den 425 YTL’ye çıkartılan hazırlık ödeneğinin ödenmesi konusunda adaletsiz davranıldığını ileri süren Avcı, “Eğitim hizmetlerinin halka sunumunda büyük katkı ve emekleri geçen hizmetli, şoför, bekçi, hademe, teknisyen, memur v.b. kadrolarındaki eğitim çalışanları kendilerini ‘üvey evlât’ olarak görmektedir. Hizmetliler, şefler gibi memur arkadaşlarımız da eğitim kurumlarında hizmet veriyorlar. Zaten yılda bir ve devede kulak gibi ödenen bu paradan, okullarda görevli bütün personelin yararlanması gerekir” dedi.
|
Ahmet TERZİ
/ ANKARA
25.08.2006
|
|
|
Babacan: Masadan kalkan taraf olmayacağız |
Devlet Bakanı Ali Babacan, hükümet’in Kıbrıs politikasının çok açık olduğunu belirterek, “Biz çözüm için her zaman bir adım önde olacağız. Asla masadan kalkan taraf olmayacağız” dedi.
Babacan, Rize’de düzenlenen “Türkiye Ekonomisindeki Güncel Gelişmeler ve AB Süreci’’ konulu konferansta, AB ile ilgili müzakerelerin Türkiye’nin azamî çıkarını sağlayacak şekilde yürütüldüğünü belirtti.
Babacan, şöyle konuştu: “Limanlarımızın Kıbrıs Rum Kesimi’ne açılması konusunda tek taraflı kesinlikle bir şey yapmayacağımızı söyledik. Ancak KKTC üzerindeki ambargoların kaldırılması sonucunda bir şey yapabiliriz. Bu, müzakerelerin gidişatını etkilememesi gereken bir konu. Ancak biz Kıbrıs sorunu konusunda kalıcı, nihai ve kapsamlı bir çözümü çok arzu ediyoruz. Annan planının olması için uğraştık, ama olmadı. Ama bu ‘çözümden vazgeçtik’ demek değil. Kıbrıs gibi 30 yılı aşkın süredir süren bir sorunun bizim yeni başlayan müzakere sürecinin önüne getirilmesini de adil bulmuyoruz.’’
|
/ RİZE
25.08.2006
|
|
|
Özkök'ten Arınç'a veda |
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün veda ziyareti sırasında, kendisine, ‘’Türkiye’nin geçirdiği zor ve kritik zamanlarda Genelkurmay Başkanı olarak büyük bir sorumluluk ve sağduyu ile bu dönemlerde ülkeye çok faydalı hizmetlerde bulundunuz’’ dedi.
Arınç, yaklaşık yarım saat süren ziyaret sırasında, Özkök’e, çok başarılı bir çalışma dönemi geçirdiğini söyledi. 30 Ağustosta görevini devredecek olan Orgeneral Hilmi Özkök ise ‘’görevini sorun olmadan tamamlamanın mutluluğunu ve gururunu yaşadığını’’ ifade etti. Orgeneral Özkök, görevini onurla sürdürdüğünü belirterek, ‘’Ülkemizin demokratikleşmesi, güçlenmesi ve büyümesi için Silahlı Kuvvetler olarak elimizden gelen her türlü gayreti gösterdik. Zor ve sıkıntılı zamanlarımız oldu ama bunların üstesinden gelmeyi, ülkenin bütün kurumlarıyla birlikte başardık. Bundan sonra bilgi ve tecrübelerimi, yine ülkemiz için kullanmaya devam edeceğim’’ şeklinde konuştu.
|
/ ANKARA
25.08.2006
|
|
|
Kaş’taki orman yangını büyüyor |
Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Kemer köyü yakınlarında 19 Ağustos tarihinde çıkan orman yangını altıncı gününde genişleyerek devam ediyor. Söndürme çalışmalarını yöneten Orman Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kurtulmuşlu, yangının bir hafta daha sürebileceğini söyledi.
Kaş’a yaklaşık 30 kilometre mesafedeki Kemer köyü Kıbrıs Deresi mevkiindeki orman yangını kontrol altına alınamadı. Rüzgârın yön değiştirmesiyle güney ve kuzey yönünde ilerlemeye devam eden yangında şu ana kadar can ve mal kaybı olmazken, yangında zarar gören ormanlık alanın 350 hektarı geçtiği öğrenildi.
Yangının üçüncü gününden itibaren söndürme çalışmalarını yöneten Orman Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kurtulmuşlu, yangının bugüne kadar nadir rastlanan bir yangın olduğunu bildirdi.
Yangının kanyon dışına çıkmaması için büyük çaba sarfettiğini ve bölgeki tehlikenin devam ettiğini belirten Kurtulmuşlu, “Buradaki yangın, eşi benzerine az rastlanan bir kanyon yangınıdır. Bu yangında alan ifade etmek, bu yangının sönüşüyle ilgili tahminde bulunmak yerine, bu yangının en kısa zamanda önünü kesmenin gayretini veriyoruz. Biz, can kaybı olmadan, yangını bu kanyonun dışına taşırmadan, daha geniş alanlara, köylere yayılmadan, can ve mal güvenliğini tehlikeye atmadan söndürmeye çalışıyoruz. Şu anda yangının bulunduğu kanyonun üzerindeki iki sırt boyunca 20 kilometreye yakın 30 metre genişliğinde hat açtık. Bir bu kadar daha hat açmaya ihtiyacımız var. Bu kanyonun iki ucunun kapanması lâzım. Yani yangının kontrol altına alınması için dört tarafının çevrilmesi lâzım. Yangının güneyini ve kuzeyini çeviremiyoruz, önüne hat açamıyoruz. Çünkü sarp kayalıklardan inemiyoruz. Kanyona inecek yer alıyoruz. Ancak ne güneyde, ne kuzeyde yangına inecek yer bulamadık.’’
‘Lojistik destek gerekiyor’
Yangında görev yapan personelin 6 gündür gece gündüz çalıştığını da belirten Kurtulmuşlu, şöyle devam etti: “Bu yangın benim tahminime göre bir hafta daha sürebilir. Yangın zaman zaman duraklıyor ama sönmüyor. Çünkü ucu açık. Yangının kanyondan dışarıya çıkmaması için şu an burada 14 dozer, 50 arazöz, söndürme 7 helikopteri ve çok sayıda ekip çalışıyor. Bize lojistik destek gerekiyor. Yorulan işçilerin değiştirilmesi lâzım. Arkadaşlarımız 6 gündür hiç yatmadan çalışıyor. Bizim amacımız, bu yangını korkulu hale getirmemek. Ama tehlike geçmiş değil, devam ediyor’’ diye konuştu. Öte yandan, Kaş Kaymakamı Hikmet Aydın ise şu ana kadar köy boşaltma çalışmalarının bulunmadığını bildirdi.
|
/ KAŞ
25.08.2006
|
|
|
Bize neler oluyor? |
Asker uğurlamalarında, düğünlerde, maçlarda öfkelerine hakim olamayan insanlar ölümle ve yaralanmayla neticelenen kavgalara girişirken, ülke genelinde şiddetin bu kadar artması “Bize neler oluyor?” sorusunu akıllara getiriyor.
Gün geçmiyor ki gazetelerde, televizyonlarda, maganda kurşununa hedef olan, asker uğurlamalarında, düğünlerde çıkan kavgalarda ölen, yaralanan insanlarla ilgili haberlere şahit olmayalım. Hemen her ilimizde görülen ve neşeleri acıya dönüştüren kavgalar, şiddet olayları, insanların neden bu kadar öfkeli olduklarını düşünmeye iterken, toplumun geleceğinden endişe duymamıza sebep oluyor. Bu üzücü olaylardan dün ve önceki gün ajansların haber listelerinde sıralananlardan bazıları şöyle:
GENÇ KIZ, MAGANDA KURBANI
Zonguldak şehir merkezinde bir genç kız, evlerinin önünde oturduğu sırada kolundan tabanca mermisiyle yaralandı. Site mevkii Manolya Sokak’taki evlerinin önünde komşuları ile oturmakta olan F. Aydın’ın (16) koluna nereden ve kim tarafından ateş edildiği belirlenemeyen bir tabanca mermisi isabet etti.
EVDEN ÇIKMAYAN KİRACI CANINDAN OLDU
Fatih’te çıkan silahlı kavgada bir kişi öldü, beş kişi yaralandı. Beyceğiz Mahallesi Müezzin Bilal Sokak’ta, ev sahibi ile tartışan Abdülbaki Karaköse (32), silahların karıştığı olayda ağır yaralandı ve kaldırıldığı Medical Park Hospital’da hayatını kaybetti. Remzi Uğur, Mehmet Uğur, İsmail Olgun ve Celal Özdemir’in yaralandığı kavgada, olay sırasında sokakta dondurma yiyen 14 yaşındaki Leyla Işıldar da seken kurşunla ayağından vuruldu.
KADIKÖY’DE TARAFTAR KAVGASI...
Önceki akşam Fenerbahçe-Dinamo Kiev arasında gerçekleştirilen maçın bitiminde taraftarlar arasında kavga çıktı. Olayda, iki kişi seken kurşunlarla, bir kişi de darp edilerek yaralandı.
KINA GECESİ YASA DÖNÜŞTÜ
İzmir’in Buca ilçesinde, kına gecesinde çıkan tartışmada iki kişi bıçaklanarak öldürüldü, dört kişi de yaralandı.
Zeki Çokbaşarıcı’nın, kızı Birsen için Buca Sokak’taki evinin önünde düzenlediği kına gecesinde bilinmeyen bir sebeple çıkan kavgada yaralanalardan emekli polis Süleyman Göktepe ile market sahibi Osman Nuri Akdeniz, kurtarılamayarak hayatlarını kaybetti.
|
/ İSTANBUL
25.08.2006
|
|
|
Çöpten burs sağlıyorlar |
Mersin’in Silifke ilçesindeki Göksu Vakfı yöneticileri, kendi imkânlarıyla ilçe merkezi ve tatil sitelerinden geri dönüşümü mümkün atık kâğıtları toplayarak üniversite öğrencilerine burs sağlıyor.
İhtiyaç sahibi üniversite öğrencilerine maddi katkı sağlamak üzere on yıl önce bu işe başladıklarını anlatan Vakıf Başkan Vekili Yüksel Bütün, atık toplama işlemiyle, genç nüfusun eğitim düzeyini artırmak ve sorumluluk duygusu yüksek vatansever bireyler oluşmasına katkı sağlanmayı hedeflediklerini söyledi.
İlçenin, yüzde 98’e ulaşan okuma-yazma oranıyla Türkiye ortalamasının üzerinde yer aldığına değinen Bütün, mevcut ölçüyü daha üst seviyelere çıkarmanın gayretinde olduklarını belirtti.
“Vakıf yönetim kurulu üyesi Yaşar Öztürk ile kendi otomobillerimizi kullanarak on yıldır haftanın yedi günü, öğrenciler için hizmet ediyoruz. Her yıl yaklaşık 30 öğrenciye burs veriyoruz. Bu rakam geçen yıl aylık öğrenci başına 50 YTL idi. Bu yıl 60 YTL’ye çıkacak. Burstan yararlanmak isteyen öğrenci sayısı da artıyor. Bu yıl başvuru 500’ü buldu” şeklinde konuşan Bütün, herkese burs verebilecek durumda olmadıkları için anne ve babası olmayan öğrencilere öncelik tanıdıklarını ifade etti.
|
/ MERSİN
25.08.2006
|
|
|
Başımız ağrıyor |
Türkiye’nin ilk bilimsel ağrı haritası çıkarıldı. Buna göre 48 milyon kişi ağrı çekiyor, en çok baş ağrısı görülüyor. Bu sorundan mustarip olanlar ortalama üç doktor değiştiriyor.
Klinik Farmakoloji Derneği, Türkiye Baş Ağrısıyla Savaş Derneği ve Türkiye Baş Ağrısı Derneği, ağrı üzerine bir yıl süren bir araştırma yaptı ve Türkiye’nin ağrı haritasını çıkardı. Buna göre Türkiye’de 48 milyon kişi ağrı çekiyor. En sık görülen ağrı türü baş ağrısı, bunu bel ile bacak izliyor.
Ağrıya, en çok yüzde 84’lük oranla Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayanlar katlanıyor. Ağrı sebebiyle toplumun yüzde 61’i uyuyamıyor.
Klinik Farmakoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cankat Tulunay, doktorlar başta olmak üzere Türk halkının ağrı konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını, yanlış politikalar ve tedaviler sonucu gereksiz ilâç kullanıldığını, bu durumun da ciddî sağlık sorunlarına ve ekonomik kayıplara sebep olduğunu söyledi.
KADINLARDA DAHA SIK RASTLANIYOR
Türkiye’nin 7 bölgesinde 4036 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmaya göre, Türkiye’de en çok baş ağrısı yaşanıyor, bundan da en fazla kadınlar mustarip. Sadece kadınlardaki baş ağrısı sebebiyle oluşan ekonomik kayıp, yılda 500 milyon doları buluyor. Ağrı, sosyo ekonomik düzeyi düşük olan kişilerde ve bölgelerde daha çok görülüyor. En çok ağrı çeken bölgeler arasında Güneydoğu Anadolu yüzde 78 ile ikinci sırada yer alırken Marmara yüzde 56.2 ile ağrının en az yaşandığı bölge.
RAKAMLARLA AĞRI
Araştırmanın önemli bir sonucu da Türkiye’de kadınların erkeklere göre daha çok ağrı çekmeleri. Buna göre,
Türk kadınları ömürlerinin 5 yıl 2 ayını, erkekler ise 5 yılını ağrı ile geçiriyor.
Kadınların yüzde 61’i, erkeklerin ise yüzde 58’i akut ağrı çekiyor.
Kadınların ağrıları giderek kronikleşiyor, öyle ki kadınların yüzde 13’ü erkeklerin ise yüzde 5.8’i kronik ağrı çekiyor.
Yaşlandıkça kronik ağrılar artıyor. Genç bir nüfusa sahip olan Türkiye’nin kronik ağrı görülme sıralamasında diğer Avrupa ülkelerinden geride olmasının en önemli sebebi de bu.
Ağrı konusunda Avrupalıların ilâca bağımlı hale gelmekten daha çok endişe etmesi ve daha kontrollü ilâç kullanmaları da araştırmanın sonuçları arasında yer alıyor.
|
/ İSTANBUL
25.08.2006
|
|
|
Obez bebek ve çocuk sayısı artıyor |
ABD’de de yapılan bir araştırma, ülkede obez bebek ve çocuk sayısının günden güne arttığını gösterdi.
Harvard Üniversitesi tarafından yapılan, 22 yıl süren araştırmanın sonuçlarına göre, 1980-2001 yılları arasında ülkede 0-6 yaş arasındaki kilolu çocuk sayısı yüzde 59 artarken asıl şaşırtıcı sonuç bebeklerde ortaya çıktı. Aynı dönemde, 0-6 aylık bebeklerde şişmanlık oranı yüzde 74’lük rekor bir artış gösterdi. Yine aynı araştırmaya göre 0-6 yaş arası çocuklarda şişmanlama riski ise yüzde 30’a yükseldi.
Araştırmanın sonuçlarıyla ilgili New York Post gazetesine konuşan uzmanlar, doğumdan sonraki birkaç ay içinde bebeklerin kilosunda görülen hızlı artışın, daha sonraki yıllarda çocuğun obez olma ihtimalini son derece yükselttiğini belirttiler.
Amerikalı doktorlar, bunun önüne geçmenin en iyi yolunun hamile kadınların, sigaradan ve aşırı kilo almaktan uzak durması olduğunu söylüyorlar. Ayrıca annenin bebeği emzirmesinin de çocukları sağlıksız kilo artışından koruduğunu belirtiyorlar.
|
/ NEW YORK
25.08.2006
|
|
|
Yaz kursları ödüllerle bitti |
Türkiye genelinde her ilde düzenlenen yaz Kur’ân Kursları, veda programlarıyla nihayete erdi. Çocukların yaz tatillerini değerlendirmesine ve bilgilerini arttırmasına vesile olan programların bitişlerinde yarışmalar düzenlenirken, kurslara katılan çocuklar çeşitli hediyelerle ödüllendirildi.
KAYSERİ’DE FUTBOL TURNUVALI FİNAL
Kayseri Melikgazi İlçe Müftülüğü izni ile Gültepe Fatih Cami imamı ve müezzini, altı camide yaz kursuna giden öğrenciler arasında futbol turnuvası düzenledi. Turnuva ile bir yandan spor yapma imkânı bulan çocuklar, bir yandan da yaz kursu programı çerçevesinde Kur’ân okumayı öğrendiler. Futbol turnuvasında şampiyon olan Gültepe Fatih Cami futbol takımı kupalarını alırken, yaz kursunda öğrendikleri bilgilerden oluşun test sınavında da dereceye girenlere ödüller verildi. Erkek öğrencilere bisiklet, kız öğrencilere küçük altın, diğer öğrencilere de Kur’ân-ı Kerim, kırtasiye paketleri, futbol topları, çeşitli kitaplar hediye edildi. Zonguldak’ta Asma Camisi’nde düzenlenen yaz dönemi Kur’ân kursuna katılan öğrenciler de çeşitli hediyelerle ödüllendirildi. Zonguldak’ta faaliyet gösteren esnaf, yaz aylarını Kur’ân öğrenerek değerlendiren gençlere, çalışma masası, okul kıyafeti, tişört gibi hediyeler sundu.
SİİRT’Lİ KUR’ÂN TALEBELERİ YARIŞTI
Siirt Merkez Çarşı Camii’nde yaz Kur’ân kursuna devam eden öğrenciler de birbirleriyle yarıştı. Siyer, ahlâk, fıkıh ve hadis konulu bilgi yarışmasına beş caminin Kur’ân kursu öğrencileri katıldı. Bilgi yarışmasında Şeyh Tayyar Camii birinci, Hz. Ebubekir Camii ikinci ve Bağlar Camii üçüncü oldu. Birinci olan öğrenciye çeyrek altın, ikinci ve üçüncü olan öğrencilere saat ve gömlek hediye edildi.
|
/ NEVŞEHİR
25.08.2006
|
|
|
THY’nin 100. uçak sevinci |
Türk Hava Yolları (THY), gençleşen ve modernleşen filosuna 100. uçağını kattı.
THY teknik hangarında düzenlenen törene, THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin, THY Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil ve Boeing satış Direktörü Aldo ile çok sayıda davetli katıldı.
Törende bir konuşma yapan THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin, kurumun önüne büyük, ama ulaşılabilir hedefler koyduğunu ifade ederek, bir dünya şirketi olma yolunda emin adımlarla ilerlediklerini söyledi. THY Genel Müdürü Temel Kotil de, iç ve dış hatlarda mevcut personel ve uçaklarla kapasiteyi doldurmakla yetinmek yerine Avrupa’nın ve dünyanın önde gelen şirketleriyle rekabet edebilecek bir kurum olmayı kendilerine hedef olarak seçtiklerini belirterek, THY’nin yerinin dünya arenası olduğunu, Türkiye’ye ve THY’ye de bunun yakışacağını söyledi.
|
/ İSTANBUL
25.08.2006
|
|
|
Marmara motorbotlarla gözaltında |
Türkiye’nin son yıllarda artan dış ticaret hacmine paralel olarak Gümrük Muhafaza teşkilâtı yeni nesil araçlar ile ihtiyaca cevap vermeye çalışıyor. 2003 yılından itibaren kullanılmaya başlanan ve “Motorbot” olarak adlandırılan deniz araçları, kaçakçılıkla mücadele gümrük teşkilatının yüz akı olmuş durumda.
Motorbotların kullanılmasıyla birlikte Marmara Denizi’ndeki kaçakçılık olaylarının yüzde 90 oranında azaldığını belirten yetkililer, filoya eklenecek yeni araçlarla teşkilatın kaçakçılarla mücadelede çok daha etkin hale geleceğini belirtiyor.
“Cumhuriyet” motorbotunun ardından geçtiğimiz günlerde hizmete giren “GMR FATİH” isimli motorbot ile güç takviyesi yapan İstanbul Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğü, Marmara Denizi’ndeki her türlü kaçakçılık olayında tam donanımla görev yapıyor.
|
/ İSTANBUL
25.08.2006
|
|
|
Bingöl'de ertelenen kongre 9 Eylül'de |
30 Haziran’da yapılması planlanan ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yoğun programı nedeniyle ertelenen AKP 2. Olağan kongresi 9 Eylül 2006 Cumartesi günü yapılacak.
İl binasında bir basın toplantısı düzenleyen AKP Bingöl İl Başkanı Yusuf Coşkun, kararı açıkladı. Toplantıya, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İdare Amiri AKP Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek de katıldı.
|
/ BİNGÖL
25.08.2006
|
|
|
|