Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Ağustos 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

Sıcak paranın faydası yok

MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat, sıcak para girişlerinin kontrol edilmesini isteyerek, “Döviz kurunun 1,30’lara düşmesinin Türkiye ekonomisine bir faydası olmaz. Sıcak paranın Türkiye’ye bir faydası yok. Sıcak para girişlerinin kontrolü önemli” dedi.

Bolat, Mayıs-Haziran aylarındaki dalgalanma ya da türbülansın sürpriz olmadığını, uzun süredir devam eden aşırı değerli YTL, düşük kur ve yüksek faiz uygulamasının, dış ticaret açığı ve cari açıkta alarm zillerini çaldırdığını kaydetti.

Uluslar arası piyasalardaki hareketlenme ve fonların gelişmiş ülkelere doğru kaymasının Türkiye’de dövize bir talep meydana getirmesi sebebiyle kurda bir çıkış olduğunu ifade eden Bolat, şunları kaydetti: ‘’MÜSİAD olarak dövizdeki bu çıkıştan endişe etmedik. Tam tersine kontrollü olması kaydıyla bu çıkışın imalat sanayi ve ihracata bağlı sektörler için daha faydalı olacağını düşünmüştük. Çünkü o dönemde birçok sektör boğuluyordu. 1958, 1970, 24 ocak 1980, 5 Nisan 1994 ve 2001 ekonomik bunalımları hep ödemeler dengesizliği, döviz ihtiyacından kaynaklanan durumlardı. Bu anlamda fay hattında biriken enerjinin bir kısmı boşalmış oldu ve Merkez Bankasının ağır bir operasyonuyla dövizdeki çıkış kontrol altına alındı.’’

“SICAK PARACILAR SPEKÜLATİF AMAÇLI

ŞEYLER YAPABİLİRLER’’

Dövizdeki bu ani çıkış ve faizlerdeki artışın getirdiği faturanın boşa gitmemesi için kurun düşmemesi gerektiğini vurgulayan Bolat, şöyle devam etti:

‘’Döviz kurunun gerilemesini isteyenler sıcak paracılardır. Bunlar hem faizlerin yüzde 14’ten yüzde 22-23’lere çıkmasından (bugün yüzde 19’a) ciddi bir rant elde ettiler hem de şimdi tekrar dövizin düşmesiyle reel getirilerini katlamaya çalışıyorlar. Bu anlamda Merkez Bankası, kurun düşmemesi açısından mutlaka aktif ve müdahil olmalı, kurun düşmesini engellemeli. Önemli olan denge kurudur.’’

MÜSİAD Başkanı Bolat, dolar kurunun 1,40-1,30 YTL’ye düşmesinin iyi bir durum olmayacağını belirterek, kurun ani çıkışının da, ani inişinin de ekonomi için iyi olmadığını, insanların bu nedenle fiyat tutturma ve önünü görmekte zorluk çektiğini ifade etti. Bolat, dalgalanmanın ardından döviz kurunun kısa sürede düştüğüne dikkat çekerek, şunları kaydetti: ‘’Bu noktada sıcak paracılar spekülatif amaçlı şeyler yapabilirler, yoğun

döviz girişi yapıp bunun için çaba sarf edebilirler. Bu anlamda Merkez Bankası’nın döviz satın alması, faiz indirmesi gibi yöntemlerle aktif müdahil

konumda olmasını bekleyebiliriz. Döviz kurunun 1,30’lara düşmesinin Türkiye ekonomisine bir faydası olmaz. Sıcak paranın Türkiye’ye bir faydası yok. Sıcak para girişlerinin kontrolü önemli.’’

25.08.2006


 

Şener: Mortgage 2007’de

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Türkiye ekonomisinin kırılgan dönemleri aştığını belirterek, Meclis gündeminin ilk sıralarında olan Mortgage Kanunu’nun ekim ayında çıkarılacağını ve piyasaların 2007 yılında yeni sistemle buluşacağını söyledi.

Bursa’da AKP Grup Başkanvekili Faruk Çelik’in misafiri olan Abdüllatif Şener, yüzde 5 olan yıl sonu enflasyon hedefinin tutmayacağının anlaşıldığını kaydetti. Şener, dünyadaki dünyadaki petrol ve hammadde fiyatlarındaki yükseliş sebebiyle enflasyon baskısının sadece Türkiye’de değil, tüm ülkelerde oluştuğunu vurguladı.

Ekonomik dalgalanmalar sırasında konut kredilerinin aylık yüzde 2’nin üzerine çıktığını, ancak yeniden düşmeye başladığına işaret eden Bakan Şener, “Şu anda yüzde 1.5 civarında. Şu anda piyasadaki konut kredileri Mortgage değil. Bu kanun henüz geçmedi. Ancak Meclis açıldıktan sonra ilk haftalarda ele alınıp, yasalaşması mümkün olacaktır. Ekim ayında çıkabileceğini söyleyebiliriz. Ekimde çıkarsa 2007 yılında Mortgage kredileri piyasayla bulaşacaktır” şeklinde konuştu.

/ BURSA

25.08.2006


 

Sıcak paraya tedbir alınmalı

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, çalkantılı dönemlerde spekülatif hareketlerin engellenmesi için devletin tedbir alması gerektiğini söyledi.

CNBC'nin sorularını cevaplayan Ersin Özince dalgalanma sürecinde Merkez Bankası yönetiminin başarılı olduğunu kaydetti. Özince, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dalgalı kuru savunanlardanım. Sıcak paranın oluşturduğu olumsuzluklara karşı tedbir alınmalı. Ulusal göstergelerde çok az değişiklik varken, çalkantı dönemlerinde spekülasyonla çok büyük hareketler oluyor. Spekülatif hareketlerde en az hasarı alacak tedbirleri almak almak devlete düşer”

/ İSTANBUL

25.08.2006


 

Konya Ovası verimini kaybediyor

Konya Ticaret Borsası (KTB) Toprak Analiz Laboratuvarında yapılan toprak analizleri sonucunda; bilinçsiz sulama ve gübre kullanımı yüzünden Konya Ovası’nın yüzde 70’inde kireç miktarı yüksekliği, yüzde 65’inde ise mikroelement noksanlığı görüldüğü belirlendi.

Laboratuvar sonuçlarını değerlendiren Konya merkez ilçe Meram Ziraat Odası Başkanı Mustafa Hepokur, kireç, pH, organik madde ve elementlerin bitki beslenmesinde ve verimde önemli rol oynadığını dile getirerek, şunları kaydetti; ‘’Aslında genel olarak Konya arazilerinde en çok görülen problemler; yüksek pH, yüksek kireç, organik madde fakirliğidir. Ancak bu sorun giderek büyüyor ve verimiyle bilinen Konya Ovası eski özelliğini kaybediyor. Kısacası Konya Ovası, giderek verimsizleşiyor. Bilinçsiz gübre ve su kullanımı nedeniyle son 20 yılda Konya Ovası’ndaki hububat verimi ciddi oranlarda düştü. Önceden dekar başına 500 kilograma yakın hububatın alındığı ovada şimdi bu verim 225 kilograma kadar geriledi.’’

Bu düşüşün halen sürdüğünü ifade ederek, acil tedbirlerin alınmaması durumunda Konya Ovası’nda tarım arazilerindeki toprağın kullanılamaz hale gelebileceğini savunan Hepokur, “Verilen destekler, damla ve yağmurlama sulama desteği şeklinde çiftçiye verilirse Konya Ovası’nı kurtarabiliriz” diye konuştu.

/ KONYA

25.08.2006


 

Üretim izni almayan fırınlar kapatılacak

Trabzon’da 237 fırın üretim izni olmadığı için kapatılacak. Trabzon Tarım il Müdürlüğü kontrol servisindeki memurların AB’ye uyum yasaları çerçevesinde, il genelindeki 297 fırında yaptığı denetimlerde sadece 60 fırının üretim izninin olduğu, 237 fırının ise üretim izninin bulunmadığı bildirildi.

Uygulamanın 05.06.2004 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 5179 sayılı kanunun 4. maddesi (Gıda maddeleri ve gıda ile temas eden madde ve malzemeleri üreten işyerleri, bu konuda Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikte öngörülen asgarî teknik ve hijyenik şartlara uyarak gıda işyeri çalışma izni ve sicil numarasını almak zorundadır. ...Türk Gıda Kodeksinde tanımlanmamış gıdaları üreten işyerleri, üretime geçmeden önce izin almak ve diğer tescil işlemlerini yaptırmak zorundadır.) ve 29. maddenin a fıkrasına (4’üncü maddede belirtilen izin ve tescil işlemlerini yaptırmadan üretime geçen ve/veya bu ürünleri mübadele konusu yapan gerçek veya tüzel kişiler ; üretimden men edilir, üretilen ürünlere el konulur ve bir milyar lira idarî para cezası ile cezalandırılır. Bu işletmelerin, tescil ve izin işlemleri yapıldıktan sonra üretim yapmalarına izin verilir.) göre yapıldığı belirtildi.

Konu hakkında açıklama yapan fırıncılar, denetime gelen memurların kendilerine bazı bilgiler verdiklerini söylediler. Ancak işin kapatmaya kadar geleceğini beklemediklerini ve memurların da bu konuda uyarmadıklarını vurgulayan fırıncılar, yıllardan beri üretim yaptıkları için meseleye fazla önem vermediklerini de itiraf ettiler.

Yetkililer, fırıncıların en kısa zamanda üretim izni alabilmeleri için Belediye’den aldıkları veya alacakları Gıda Sicil Numarası ile beraber Tarım İl Müdürlüğü’ne başvurulması gerektiğini kaydetti.

Kahraman ALPAK / TRABZON

25.08.2006


 

TEİS’ten yanıltıcı reklâmlara itiraz

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS), televizyonlarda yayınlanan ve vatandaşları ‘şifalı olduğu’ öne sürülerek kandıran yiyecek reklâmlarına karşı savaş başlattı. TEİS, Tarım Bakanlığı’nın ‘konuyu takip etmesi’, RTÜK’ü ise ‘yanıltıcı reklâmların durdurulması’ için uyardı.

TEİS Başkanı Ecz. Nurten Saydan, doktor kontrolünde kullanılması gereken ürünlerin yalan yanlış bilgilerle halka tanıtılmasının son derece tehlikeli olduğunu söyledi. Saydan, gıda satın alırken tüketicilerin yanlış yönlendirilmesini ve yanıltılmasını önlemek amacıyla çıkarılan, Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Kuralları Tebliği’ne riayet edilmediğini kaydetti. Saydan, gıdanın sahip olmadığı etki ve özelliklere atıfta bulunulacağını, özellikleri açısından benzer olan gıdalara üstün olduğunu beyan edecek biçimde olmaması gerektiğini hatırlattı. Yine talimat uyarınca, özel beslenme amaçlı gıdalar dahil herhangi bir gıda maddesinin etiketinde, o gıda maddesinin hastalıkları önleme, iyileştirme ve tedâvi etme özelliği olduğunu bildiren veya ima eden ifadelerin yer alamayacağını anlatan Saydan, bu hususların gıda maddesinin tanıtımı ve reklâmı için de geçerli olduğunu altını çizdi.

Son günlerde basın kuruluşlarında stanol/sterol ihtiva eden gıdaların ‘kolesterol seviyesini düşürdüğü ve kontrol altına aldığı’ ifadelerini ihtiva eden reklâmların sıkça yer aldığını hatırlatan Ecz. Saydan, “Stanol/sterol ihtiva eden gıdaların kolesterol hastaları açısından ilâç gibi hatta ilâçtan daha yararlıymış gibi algılanmasına yönelik olan bu reklâmlar gerçeğe aykırı ve yanıltıcıdır. Kolesterol hastalarının büyük bir çoğunluğunun aynı zamanda kalp tansiyon ve diyabet hastaları da olduğu göz önünde bulundurulursa, yapılan reklâm yayınının çok yüksek ihtimalle ciddî sağlık problemlerine yol açma ve halk sağlığını olumsuz etkileme riski vardır” şeklinde konuştu.

/ ANKARA

25.08.2006


 

Turizme yaz gelmedi

Almanya’da yapılan Dünya Kupası’nın sona ermesi ve Temmuz ayının sıcağı da bu yıl olumsuz bir sezon yaşayan Türk turizmini kurtaramadı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’ye giriş yapan turist sayısı Temmuz’da yüzde 2.2 azalarak 3 milyon 109 bin kişiye geriledi. Bu rakam geçen yılın aynı döneminde 3 milyon 180 bin kişi düzeyindeydi. TÜİK’e göre, yılın yedi aylık döneminde ise turist sayısı yüzde 6.4 gerileyerek 10.9 milyon kişi düzeyinde gerçekleşti. Geçen yılın aynı döneminde Türkiye 11 milyon 738.8 bin yabancı ziyaretçi ağılamıştı.

/ ANKARA

25.08.2006


 

Sütaş, Aksaray’da fabrika kuracak

Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Süleyman Baydilli, Sütaş’ın Aksaray’da 40 milyon YTL’lik yatırımla 90 dekar üzerine fabrika kuracağını söyledi.

Baydilli, Türkiye’nin en büyük süt ürünleri fabrikasının SÜTAŞ tarafından Aksaray’da kurulacağını bildirdi.

SÜTAŞ yetkilileri ile sürekli temas halinde olduklarını ifade eden Baydilli,’’Sütaş, Ankara, Kayseri ve Konya’dan topladığı sütleri Bursa’daki fabrikasına götürüyordu. Firma, Aksaray’da 40 milyon YTL’lik yatırımla 90 dekar alan üzerine fabrika kuracak’’ dedi.

/ AKSARAY

25.08.2006


 

Kömürün KDV'si de yüzde 8'e insin

Genç Maden İşletmeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Ökten, kömür satışlarından alınan yüzde 18 KDV oranının yüzde 8’e düşürülmesi gerektiğni bildirdi.

Ökten, yaptığı yazılı açıklamada, sınırlı gelire sahip vatandaşların çoğu için ısınma giderlerinin en az sağlık ve gıda giderleri kadar önemli olduğunu belirterek, bu sebeble kömür satışlarından alınan yüzde 18 KDV oranının gıda, sağlık ve eğitim giderlerindeki yaklaşıma paralel olarak yüzde 8’e düşürülmesi gerektiğini ifade etti.

/ ANKARA

25.08.2006


 

Coşkun’dan konut alanlara uyarı

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, kampanyalı satış yapan firmaların bakanlıktan izin belgesi olmaları gerektiğini belirterek, vatandaşları bu tür satışlar konusunda uyardı.

Konut satışı yapan firmaların Bakanlıktan aldığı ‘’Satış İzin Belgesi’’nin ne olduğuna açıklık getirdiği açıklamasında, konut ve tatil amaçlı taşınmazlar için, satış yapan firmanın bakanlıktan kampanyalı satış izin belgesi almasının zorunlu olduğunu hatırlatan Coşkun, Bakanlığın verdiği bu izin belgesinin teminat veya garanti anlamı taşımadığını, sadece kampanya düzenleyen firmalara ait bilgilerin kayıt altına alınması mahiyetinde olduğunu ifade etti.

Konutların yapılacağı arsalarla ilgili mülkiyet işlemlerinin firma tarafından tamamlanmış olması, satınalma işlemlerinin tapu sicil müdürlüklerinde yapılması ve resmi senede bağlanarak tapu kaydına şerh düşülmesi gerektiğini anlatan Coşkun, imzaladıkları sözleşmelerde taksitlerin sabit olup olmadığı, ara ödeme ve konutun tesliminde ödeme olup olmadığının araştırmasını tavsiye etti.

Coşkun, konut kampanyalarında malın teslim süresinin, sözleşmenin düzenlendiği tarihten itibaren hiçbir şekilde 30 ayı geçemeyeceğini de işaret etti.

/ ANKARA

25.08.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004