|
|
|
AKP hükümeti AB’den vaz mı geçti? |
Newsweek dergisi, ‘’Türk halkının AB üyeliğine verdiği desteğin düştüğü hızla düştüğüne” dikkat çekerken, AKP’nin iktidarının ilk yıllarında olduğu gibi, son bir senedir AB konusunda istekli davranmadığını yazdı. ABD’de yayımlanan Newsweek dergisinin son sayısında Owen Matthews tarafından kaleme alınan yazıda, Türkiye’de AB üyeliğine destekte büyük bir düşüş yaşandığı tesbiti aktarılarak sebepleri irdelendi.
Kıbrıs sorunu konusunda ‘Ulusal onurun yara alması birçok Türk’ün AB hayalini yerle bir etti’ görüşüne yer verilen dergideki makalede, asıl isteksizliğin ise AB müktesebatına (80 bin sayfayı aşan AB kuralları) uyumun neden olacağı ‘devasa faturalardan’ kaynaklandığına işaret edildi. Makalede, şöyle denildi:
“Avrupa bir zamanlar bir şeker dükkânı idi. Ve Türkiye yüzünü cama yapıştıran hevesli bir çocuktu. Sadece iki yıl önce Türklerin yüzde 70’inden fazlası AB üyeliğini zenginlik, sağlık ve özgürlük getireceği gerekçesiyle destekledi. Ancak müzakerelere henüz birkaç ay önce başlamışken AB’ye destek yüzde 43’lere düştü. Düşüş çok hızlı.” Kıbrıs konusunda Türklerin Brüksel tarafından daha fazla ödün verme yönünde sıkıştırıldıkları duygusu taşıdıkları ifade edildi. “Ancak çekişmeye neden olan asıl önemli nokta ekonomik konularda ortaya çıktı” tesbiti yapılan makalede, KOBİ’lerin sessizce AB’ye üyelik konusundaki heveslerini kaybettikleri ifade edildi.
AKP’nin 2002 yılında ülkeyi AB’ye taşıyacağına söz vererek iktidara geldiği ancak büyük ölçüde muhafazakar işadamlarından oluşan siyasî tabanının tavrındaki büyük değişimi sezerek AB sürecinden siyasi çıkar sağlanamayacağını kabul ettiği ifade edildi. Bunun yerine Başbakan Erdoğan’ın artan milliyetçi bir çizgi benimsediği kaydedildi.
|
/ WASHINGTON
15.08.2006
|
|
|
Milliyetçi kıskaç |
AB, 24 Ekim’de yayınlayacağı İlerleme Raporu öncesi Ankara’ya “Türkiye’nin AB politikası milliyetçiliğin kıskacında” uyarısında bulundu. AB’nin ‘ülkede demokratik değerlerin hâkim olması için Türkiye ile yakından ilgilendiği’ni belirten AB kaynakları, “Türkiye’de demokrasinin hâkimiyeti için devlet tabuları yıkmalı. Devlet tabularını yıkmadıkça Türkiye’de ilerleme mümkün değil” diyorlar. AB’ye göre bu tabular Kürt sorunu, başörtüsü, ifade özgürlüğü ve asker-sivil ilişkileri konularında yoğunlaşıyor.
Radikal’in haberine göre, Brüksel, Ankara’ya gönderdiği son bilgi notlarında Türkiye’ nin AB politikasının ‘milliyetçiliğin kıskacında’ olduğuna dikkat çekti, hükümetin ‘yeni bir iletişim stratejisiyle halka AB’nin gerçeklerini’ anlatmasını istedi. AB’nin ‘Türkiye’de demokratik değerlerin hâkim olması için Türkiye’yle yakından ilgilendiği’ni belirten AB’li kaynaklar, “Türkiye’de demokrasinin hâkimiyeti için devlet tabuları yıkmalı. Devlet tabularını yıkmadıkça Türkiye’de ilerleme mümkün değil” diyor. AB’ye göre bu tabular Kürt sorunu, başörtüsü, ifade özgürlüğü ve asker-sivil ilişkileri konularında yoğunlaşıyor. AB’nin bu konularda yönelttiği eleştiriler şöyle:
‘Türkiye’nin tabuları’
Kürtler: Türkiye’deki hiçbir Kürt, ülkeden kopup, bağımsız yaşamak istemiyor. Tek istedikleri kültürel haklarına saygı gösterilmesi. Bu doğrultuda hükümetin Kürtçe yayın uygulaması takdirle karşılandı, ancak bu yayınlar genişlemeli. Mevcut yayınlar sembolik nitelikte. Kürtlerin ortak hayat arzusuna, nedense devletin üst düzey yetkilileri şüpheyle bakıyor.
Başörtüsü: Türkiye’nin yıllardır başörtüsü yasağının getirdiği sorunları çözememesi, bu konunun doğrudan siyasetçiler tarafından seçim malzemesi olarak kullanıldığını gösteriyor. AKP hükümeti de, bu sorunu çözmek için gerekli uzlaşı ortamını oluşturamadı. Yapılan tüm tartışmalar yapay bir zemine oturtuldu ve toplumda Kemalist-İslamist kutuplaşması doğurdu.
İfade özgürlüğü: Hükümetin ifade özgürlüğü önündeki yasal engelleri tümüyle kaldırmak istememesi, Türkiye’deki özgürlüklere şüpheli yaklaşımları beraberinde getiriyor. Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinin yürürlüğünün kaldırılmamasındaki ısrar anlaşılır gibi değil.
Asker-sivil ilişkisi: Bu ilişkilerin saydamlaştırılmasına hem askeri yönetimden hem hükümet kuruluşlarından direnç gösterildiği gözlemleniyor. Hemen her politik tartışmanın içine asker de giriyor. Halkta ‘Asker ne diyor’ merakı uyandırılıyor. Türkiye’de her olayda ‘Son sözü asker söyler’ anlayışı yaygınlığını koruyor.
|
/ ANKARA
15.08.2006
|
|
|
Resmî ideoloji toplumu çürüttü |
Doç. Dr. Haluk Gerger, Türkiye’de yaşanan sıkıntıların ardında resmî ideolojinin bulunduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’ye çürümüş ve çürütülmüş bir toplum olarak bakıyorum. Bir taraftan emperyalizmin kültürel tasallutu, öte yandan resmî ideolojinin büyük saldırısı sonucu sistematik bir şekilde Türk toplumu çürütülmüştür” dedi.
DEVAMI RÖPORTAJ SAYFASINDA
|
Hasan Hüseyin KEMAL
15.08.2006
|
|
|
Deprem şehitleri duâlarla anılacak |
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, 17 Ağustos depreminin yedinci yıldönümü sebebiyle bu yıl farklı bir anma programı düzenledi. Üç gün sürecek olan faaliyetler kapsamında depremde hayatlarını kaybedenler dua, ilâhî ve ezgilerle anılırken, yaşanan felâketten çıkarılan dersler de akademik ortamda masaya yatırılacak.
Program kapsamında, Zemin Deprem Etüt Şube Müdürlüğü, mimar, inşaat ve jeoloji odaları ile birlikte İzmit Yürüyüş Yolu’nda, Gebze, Kandıra ve Gölcük Belediyelerinde stantlar açacak. Büyükşehir Belediyesi ve meslek odalarının depreme yönelik çalışma ve faaliyetlerinin tanıtılacağı stantlarda vatandaşlara deprem tedbirleri teknik bilgiler kitapçığı ile deprem eğitim CD’si dağıtılacak. Yürüyüş Yolu’ndaki stantta ise Kızılay üç gün sürecek bir kan bağışı kampanyası gerçekleştirecek.
DEPREME AKADEMİK BAKIŞ
Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği faaliyetler çerçevesinde 16 Ağustos’ta Sanat Galerisi’nde arşivlerden derlenen deprem fotoğrafları ile bir sergi açılacak. Aynı gün, Büyükşehir Belediye Meclis Salonu’nda “17 Ağustos 1999 Depreminden Alınan Dersler” konulu bir panel düzenlenecek. Saat 14.00’te başlayacak panele Boğaziçi, Kocaeli ve İstanbul Üniversitesi’nin kendi dallarında uzman akademisyenleri katılarak görüşlerini bildirecek.
ANMA PROGRAMI 03:02’YE KADAR SÜRECEK
Felâketin yıldönümündeki en önemli organizasyonlarından biri ise fuarda gerçekleştirecek. 16 Ağustos akşamı saat 21.00’de başlayacak olan anma programı, depremin başlama saati olan 03.02’ye kadar sürecek. Güneş Sahnesi’nde düzenlenecek programı Deniz Feneri Programı’nın yapımcısı ve şair Uğur Aslan yönetecek. İlahiyatçı Nihat Hatipoğlu, Dursun Ali Erzincanlı, Erkan Mutlu ve Mesut Şimşek’in yer alacağı programda Kur’ân’ı Kerim’i en iyi okuma yarışmasında Kocaeli birincisi seçilen Ahmet Yıldıran da Kur’ân okuyacak. Ayrıca Konya Türk Tasavvuf Müziği korosu ilâhî ve semah gösterileri ile programa katılacak. Büyükşehir Belediyesi, program için otobüs servisleri tahsis edecek.
RUHSAL ETKİLERİ DE KONUŞULACAK
“Depremde İlk Yardım ve Ruhsal Etkileri” konulu panel ise 17 Ağustos günü saat 14.00’te Halk Eğitim Salonu’nda gerçekleştirilecek. Panelde Ankara GATA Ergen Psikiyatri, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ve Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanları ile yine aynı üniversiteden Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanları katılarak deprem sonrasında yaşanan ruhsal sorunları ele alacak.
FAALİYETLER MEVLİTLE SON BULACAK
Ayrıca Kocaeli Müftülüğü ve yine Büyükşehir Belediyesi’nin ortak organizasyonu ile 17 Ağustos günü saat 20.00’de Anıt Park’ta depremde hayatlarını kaybedenler için mevlid okutulacak. Mevlide Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan da katılarak halka hitap edecek. Mevlidin ardından halka helva dağıtılacak.
|
/ KOCAELİ
15.08.2006
|
|
|
Şehit polisler gözyaşlarıyla uğurlandı |
Tunceli’de devriye görevi yapan polis aracının mayına çarpması sonucu şehit olan polis memurları Abdulgafur Erkan ile Recep Tokur, memleketlerinde gözyaşları arasında toprağa verildi.
Abdulgafur Erkan’ın cenazesi, yakınları tarafından Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde Merkez Polis Karakol Amirliğine götürüllürken geçiş yaptığı güzergahlarda toplanan vatandaşlar, ellerindeki Türk bayraklarıyla terörü lanetleyen sloganlar attı. Bu sırada birçok işyeri ve apartmanın da camlarına Türk bayrakları astığı görüldü. Şehit polis memuru Abdulgafur Erkan’ın naaşının tören alanına getirilişinde annesi Sabiha, eşi Duriye ve 11 yaşındaki kızı Sabiha Nur, tabuta sarılarak ağladı. 11 yaşındaki Sabiha Nur Erkan, kendisini sakinleştirmeye çalışan yakınları ve polislere, ‘’Ne olur babamın tabutuna sarılmama izin verin’’ diyerek gözyaşı döktü. Törenin ardından şehit polis memurunun cenazesi omuzlara alınarak, Ulu Cami’ye getirildi. Burada kılınan namazın ardından Erkan’ın cenazesi, Karşıyaka Mahallesi’ndeki aile kabristanında toprağa verildi.
Tokur’un cenazesi, gece Samsun’a getirildikten sonra Bafra ilçesi Kolay beldesine götürüldü. Şehidin cenazesinin bulunduğu mahallede toplanan vatandaşlar, zaman zaman terörü lanetleyen sloganlar attı, çevrede bulunan çok sayıda eve de Türk bayrağı asıldığı görüldü. Şehit polis memuru Recep Tokur’un (33) naaşının tören alanına getirilişi sırasında annesi Ayşe, babası Yusuf, eşi Meryem (26) ve Ağrı’da polis olan kardeşi Serkan Tokur, tabuta sarılarak ağladı. Şehit polisin eşi, acısını 7 yaşındaki kızı Hilal’a sarılarak dindirmeye çalışırken, polis kardeşi ise Recep Tokur’un fotoğrafını uzun süre elinden indirmedi. Kılınan öğle namazından sonra Tokur’un cenazesi, Kolay Mezarlığındaki aile kabristanında toprağa verildi.
|
/ BİRECİK
15.08.2006
|
|
|
Vali Güler: İstanbul depreme hazır değil |
İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul’un mevcut yapı stoğunun depreme hazır olmadığını bildirdi.
Marmara depreminin 7. yıldönümü dolayısıyla gazetecilerin sorularını cevaplayan Güler, “O tarihten beri hiçbir şey yapmıyoruz” gibi bir yaklaşımın doğru olmadığını kaydetti.
Güler, İstanbul’un yapı stoğuyla, alt yapısıyla, insanların bilinçlendirilmiş olup olmamasıyla yasal, idari ve teknik altyapı boyutuyla bakıldığında, bütün bunları 1-2 yılda, 7 yılda, 17 veya 27 yılda tümüyle yapmanın çok zor bir iş olduğunu ama yapılması gereken de çok şeyler bulunduğunu anlattı. Yapılacak işlerin konsolide bütçeden ayrılacak pay veya vatandaşın katkılarıyla orantılı olduğunu bildiren Güler, “Devlete ait bir yapının sağlam olması yetmez. Sizin evinizin de, evinizin yanındaki evin ve tüm sokağın, mahallenin alt yapısıyla birlikte sağlam olması lâzım” dedi.
Güler, şu ana kadar kamu binalarının güçlendirilmesi çalışmalarında büyük yol alındığını, özellikle hastaneler ve eğitim binalarının buzdağının görünen yüzü olduğunu ifade etti.
İstanbul’daki kentsel yapı stoğunun tümünü değiştirecek bir yaklaşımın henüz daha yapılamadığı belirten Güler, şunları söyledi:
“İstanbul’un mevcut yapı stoğu depreme hazır değildir. Türkiye’nin yapı stoğu depreme hazır mıdır? Tabiî ki, tümüyle değildir. Ama yapı stoğunun değiştirilmesi lazım. İstanbul’da yapı stoğunu buna uygun hale getirmek için de kenti tümüyle düzenleyebileceğiniz bir yeniden yapılanma ve dönüşüm projesine ihtiyaç var. Kentsel dönüşüm anlamında, ada bazında, büyük mahalleler bazında çalışmalar yapmak lâzım. Bunu 1-2 senede yapmanız mümkün değil. Ama bir program var önümüzde. Ben İstanbul’un bir 10 senelik trendde bunu başarabileceğine inanıyorum.”
|
/ İSTANBUL
15.08.2006
|
|
|
Polise molotof ve taşlı saldırı: 9 gözaltı |
Ümraniye’de yollara barikat kurup polise molotofkokteyli ve taş atan gruptan 9 kişi gözaltına alındı. Mustafa Kemal Mahallesi 3001. caddede toplanan bir grup, yollara barikat kurup bazı maddeleri ateşe verdi.
Caddeye gelen panzer desteğindeki çevik kuvvet ekiplerince müdahale edilen grup, güvenlik kuvvetlerine de taş ve molotofkokteyli atarak ara sokaklara kaçtı. Bir süre sonra toplanarak polise direnmek isteyen gruba, çevik kuvvet ekiplerince göz yaşartıcı gaz kullanılarak yeniden müdahale edildi. Yaşanan arbede sonrası ara sokaklara dağılan gruptan 9 kişi gözaltına alındı.
|
/ İSTANBUL
15.08.2006
|
|
|
Asker sevkiyatında kaza: 11 yaralı |
Elazığ’da asker sevkıyatı yapan konvoyda otobüsün minibüsle çarpışması sonucu 11 asker yaralandı.
Alınan bilgiye göre, plakası ve sürücüsü henüz belirlenemeyen, askerleri taşıyan otobüs, Gezin beldesinde konvoyda bulunan minibüsle çarpıştı. Kazada biri ağır olmak üzere 11 asker yaralandı.
|
/ ELAZIĞ
15.08.2006
|
|
|
Danıştay’ı özel güvenlik koruyacak |
Silâhlı saldırının ardından güvenlik tedbirleri arttırılan Danıştayda, güvenliği özel şirket sağlayacak.
Alınan bilgiye göre, Danıştay Başkanlığı, saldırının ardından güvenlik tedbirlerini artırmak amacıyla ihale açtı. İhaleyi kazanan özel şirket, yüksek mahkemenin güvenliğini sağlayacak. Şirket, başkanlık ile imzalanacak sözleşmenin ardından adli yılın açılışı olan 6 Eylülde göreve başlayacak. Özel güvenlik şirketi, binada 20-30 kişiyle hizmet verecek. Danıştay 2. Dairesine düzenlenen silâhlı saldırının ardından bina girişine x-Ray cihazı konulmuş, görevli polis sayısı da artırılmıştı.
|
/ ANKARA
15.08.2006
|
|
|
Gülle, yoğun bakımdan çıktı |
AKP Genel Başkan Yardımcısı Akif Gülle’nin yoğun bakım bölümünden normal hasta bölümüne alındığı bildirildi.
Alınan bilgiye göre, 16 Temmuzda Amasya’da geçirdiği trafik kazasının ardından Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alınan Gülle, sağlık durumundaki olumlu gelişmeler paralelinde dün yoğun bakım servisinden çıkarıldı. Hastane Başhekimi Prof. Dr. Nihat Tosun, Gülle’nin 1 aylık süre içinde yaklaşık 2 aylık gelişme kaydettiğini belirterek,‘’Çocuğunun üniversite tercihleriyle ilgilenecek kadar şuuru yerinde. Yemeğini yiyor, tekerlekli sandalyeyle gezdiriyoruz" dedi.
|
/ ANKARA
15.08.2006
|
|
|
Ağar: Tuzu kuruların değil, çaresizlerin iktidarı olacağız |
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ‘’Güç odaklarının değil milletin, baskı guruplarının değil ezilen insanların, tuzu kuraların değil çaresizlerin, gerçek millet iktidarını hep beraber kuracağız’’ dedi.
Ağar, Elazığ’ın PTT Meydanı’nda seçim otobüsünden halka hitap etti. Ağar, Elazığ’da, kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla çoluğuyla adım adım bir siyaset projesinin geliştiğini ifade etti. Mehmet Ağar, ‘’Güç odaklarının değil milletin, baskı guruplarının değil ezilen insanların, tuzu kuruların değil çaresizlerin, milletin imanlı inançlı gerçek millet iktidarını hep beraber kuracağız. Yeni bir Türkiye, güçlü bir Türkiye kuracağız’’ diye konuştu.
|
/ ELAZIĞ
15.08.2006
|
|
|
Lübnan’a asker yeni karara bağlı |
Başbakanlık’ta hükümet üyeleri ve askerî yetkililer Lübnan’daki son durum ve terörle mücadeleyi görüştü. Zirvede, Türk askerinin Lübnan’da görev yapacak uluslar arası barış gücünde görev alması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bu konuya açıklık getirecek yeni karar alması gerektiği görüşüne varıldı.
Başbakanlık Merkez binada, dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapılan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile sivil ve askerî yetkililerin katıldığı zirvenin ardından Başbakanlık Basın Merkezi tarafından yapılan açıklamada, toplantıda bölgedeki gelişmeler ve bu bağlamda Lübnan sorununun değerlendirildiği bildirildi.
“BM KARARI KALICI ÇÖZÜM İÇİN ÖNEMLİ”
Lübnan’da barışın yeniden tesisi için sürdürülen uluslar arası çabalar sonunda 11 Ağustos tarihinde kabul edilen 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının memnuniyetle karşılandığı belirtilen açıklamada, “Karar Lübnan’daki krizin daha ciddî boyutlara ulaşmadan çatışmaların durdurulması ve soruna kalıcı bir çözüm bulunması yönünde önemli bir adım oluşturmaktadır. Böylelikle, ülkede ihtiyaç duyulan acil insanî yardımın ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması için gerekli zemin de oluşturulmuş olmaktadır” denildi.
“ÇATIŞMALARIN DURMASI
ÜMİT VERİCİ BİR GELİŞME”
Çatışmaların dün sabah saat 08.00 itibariyle durdurulmasının, ilgili taraflarca kabul edilmiş olmasının da ümit verici bir gelişme olarak değerlendirilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bilindiği üzere, çatışmaların durdurulmasını takiben Lübnan kuvvetlerinin BM Geçiçi Görev Gücüyle (UNIFIL) birlikte güney Lübnan’a konuşlandırılmasına paralel olarak İsrail kuvvetlerinin bölgeden çekilmesi, UNIFIL’in görev yönergesi ve faaliyetlerinin kapsamı genişletilerek personel sayısının 15 bin askere kadar artırılması öngörülmektedir. Bütün bu hususlara önümüzdeki günlerde BM Güvenlik Konseyinde kabul edilecek yeni bir kararla daha fazla açıklık kazandırılması beklenmektedir.
“YARDIMLAR, ARTARAK SÜRECEK”
Türkiye, krizin başlangıcından bu yana bir yandan bölgedeki olumsuz gidişatın durdurulması için diplomatik çaba gösterirken bir yandan da Filistin ve Lübnan halkına başta gıda, ilaç ve çadır olmak üzere acil insani yardımlarını sürdürmüştür. Bu yardımlar, önümüzdeki süreçte de artarak sürecektir. Türkiye, sorunu kalıcı bir çözüme kavuşturmaya yönelik muhtemel katkılarını gelişmeler ışığında değerlendirmeye devam edecektir.’’
|
Recep GÖREN
/ ANKARA
15.08.2006
|
|
|
Selvi: Irak batağına sokamayanların yeni oyunu |
CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, “Lübnan’a asker göndermenin, daha önce Irak bataklığına Türkiye’yi sokamayanların, bu vesile ile dolaylı yoldan sokma gayreti olduğu son derece açık ve nettir’’ dedi.
Selvi, KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul ve beraberindekileri, kabulü sırasında gazetecilerin Lübnan’da yaşanan gelişmeler ve asker gönderilmesi ile ilgili bir soru üzerine “Lübnan’a asker göndermenin, daha önce Irak bataklığına Türkiye’yi sokamayanların, bu vesile ile dolaylı yoldan sokma gayreti olduğu son derece açık ve nettir’’ diye konuştu. Selvi, sözlerini şöyle sürdürdü:“İktidarın başlangıcından beri dış politikadaki başarısızlığı, Irak ve diğer konularda önceden söz verip sonradan başaramayışı, hem Türkiye’de hem dünyada Türkiye’nin itibarını sarsmıştır. Bu da onlardan biridir. Meclis bu konuda bilgi sahibi değildir. Bırakın muhalefeti, iktidar milletvekillerinin, bakanların bir kısmı da bu gelişmelerden haberdar değildir. Zapsu ve benzeri kişiler daha çok haberdardır.’’
|
/ ANKARA
15.08.2006
|
|
|
STK’lardan Ortadoğu’da barış için mektup |
Ortadoğu’da barış istemiyle bir araya gelen bazı sivil toplum kuruluşları yöneticileri, akademisyen ve yazarların imzasını taşıyan “Yurtta Barış Dünyada Barış” içerikli açık mektup, kamuoyuna açıklandı.
Taksim Hill Otelinde düzenlenen basın toplantısında okunan ve Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakan’a da gönderilecek açık mektupta, şu görüşlere yer verildi:
“Yurtta barış dünyada barış istiyoruz. Lübnan’da, Filistin’de bütün dünyanın gözleri önünde işlenen cinayetler karşısında susmanın bile suça katılmak sayılacağı şu günlerde, sadece insanların değil, insanlığın katledildiği ve sözün bittiği yerde, Ortadoğu’da katliama varan şiddetin uygulayıcısı İsrail’in, azmettirici ABD’nin ve dayanılmaz vahşet karşısında yaptırımsız ve suskun kalan ülkelerin işlediği tarihsel suça katılmadığımızı, suskun kalarak suçu paylaşmak istemediğimizi bildiriyoruz.”
İsrail ve ABD halklarına seslenilen mektupta, “Bölgedeki bütün halkların, kendi yurtlarında barış ve özgürlük içinde yaşama hakkı vardır. Tarihin ve insanlığın lânetle anacağı halklardan olmayın. Karşı durun. Sesinizi, insanlığın sesi ile birleştirin” denildi. Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, TBMM ve tüm yetkili kurumlara seslenilen mektupta şöyle denildi:
“İnsanî ve tıbbi yardımı artırın, hızlandırın. Bölgeye asker gönderilmesi ve benzeri taleplerle Türkiye’yi Orta Doğu’da oluşturulan batağa çekmeye çalışan saldırgan güçlerden ve müdahalelerden uzak durun. Hangi gerekçeyle olursa olsun suça katılmayın.”
|
/ İSTANBUL
15.08.2006
|
|
|
İncirlik’ten İsrail’e silâh sevkiyatı iddiası Meclis gündeminde |
CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, İncirlik Üssünün ABD tarafından İsrail’e acil silah yardımı amacıyla kullanıldığına ilişkin iddiaları TBMM gündemine taşıdı.
Gazalcı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cevaplandırması talebiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, Adana İncirlik Üssünün, ABD tarafından İsrail’e acil silah yardımı amacıyla kullanıldığı, sevk edilen silah malzemelerinin arasında F-16 uçaklarının bombaları, top mermileri, M-1 piyade silahı mermileri bulunduğuna ilişkin haberler yayınlandığını belirtti. Bu konuda ABD ile Hükümet arasında bir anlaşma yapılıp yapılmadığının açıklanmasını isteyen Gazalcı, önergesinde şu sorulara yer verdi:
‘’Üssün kullanılmasına izin verilmiş midir? Eğer bu izin verilmişse; sizin Ortadoğu’da, İsrail saldırısını durdurulması için kamuoyunda yaptığınız, barış çağrısıyla çelişmiş olmuyor musunuz? İncirlik Üssünün savaş amacıyla ABD tarafından kullanılması, ülkemizinkomşularıyla ve dünya ülkeleriyle izlediği barış politikasını bozmaz mı? Bu durumun ortadan kaldırılması için ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz?’’
|
/ ANKARA
15.08.2006
|
|
|
Pakistan bağımsızlığını kutluyor |
Pakistan, bağımsızlık gününü çeşitli faaliyetlerle kutluyor. Ankara’da yaşayan Pakistanlılar ve büyükelçilik mensuplarının katılımıyla Pakistan Büyükelçiliğinde bayrak töreni gerçekleştirildi.
Pakistan Büyükelçisi emekli Gen. Syed Iftikhar Hussain Shah, Pakistan’ın oluşumu sırasında yaptıkları fedakârlıklardan bahsederken, tüm Pakistan halkının ellerindeki enerjiyi gelişen ve refah bir vatan için kullanmaları gerektiğinin altını çizdi. Büyükelçi hükümetin son altı yıl içerisinde Pakistan’ı modern, sürekli gelişen, tolerans sahibi ve aydınlanmış bir ülkeye çevirmekte gösterdiği başarıları hakkında kısaca bilgi verdi. Büyükelçi her Pakistanlının göğsü dik ve kendinden emin bir şekilde durması gerektiğini ve Pakistan’ın milletler topluluğundaki önemli rolünden dolayı gurur duyması gerektiğini söyledi. Büyükelçi Shah Pakistan’ın gençlerinin ülkenin geleceğinde çok önemli rol oynayacaklarını belirtti. Büyükelçi Pakistanlıların millet olarak saydamlık, uyum ve birliktelik içerisinde hal ve hareketlerini belirlemeleri gerektiğini ve aşırılık kültüründen ve terörizmden uzak durması gerektiğini ifade etti.
Pakistan ve Türkiye’nin, tarihimizde derin kökleri bulunan çok yakın kardeşlik ilişkilerinin olduğunun altına çizen Büyükelçi, 08 Ekim 2005 tarihinde yaşanan deprem sırasında, Türk halkının sağladığı eşsiz manevî ve malî yardımın, Pakistan halkının aklında silinmez bir iz bıraktığını belirtirken, Pakistan halkının, her türlü zor durumlarında kendilerine destek veren Türk halkı gibi bir dosta sahip olmasından dolayı şanslı olduğunu belirtti.
|
Fatih KARAGÖZ
/ ANKARA
15.08.2006
|
|
|
Kendi derelerini kendileri ıslâh etti |
Zonguldak’ın Alaplı ilçesine bağlı Çay köylüleri, devletten yeteri kadar yardım göremeyince kendi imkânlarıyla köylerinin içinden geçen dereyi ıslah etti.
Zonguldak İl Devlet Su İşleri Müdürlüğü’ne derenin temizlenmesi ve istinat duvarlarının yapılması noktasında müracaat ettiklerini belirten Köy Muhtarı Hüseyin Civan, gelen görevlilerin belli bir yere kadar derenin ıslâhını ve istinat duvarını yaparak gittiklerini, gerekli yardımı göremediklerinden esnaf ve halkın yardımıyla iş makinesi kiralayarak dereyi temizlediklerini anlattı. Temizlik işinin on gün sürdüğünü ve 3 bin 500 YTL’ye mal olduğunu belirten Civan, dereye başta çöp ve katı atıklar atılmaması için köy halkına uyarılarda bulunacaklarını da ifade etti.
|
/ ZONGULDAK
15.08.2006
|
|
|
Danyal Peygamber Türbesi ziyarete açılacak |
Mersin’in Tarsus ilçesinde, ibadete açık olan Makam Camii’nde, 6 ay önce başlatılan kazı çalışmaları sonucu ulaşılan Danyal Peygamberin mezar ve türbesinin turizme kazandırılacağı belirtildi.
Tarsus Müze Müdürü Abdulbari Yılmaz, cami zemininden 8.5 metre derinlikte Danyal Peygamberin mezarının muhafazası olan Horasan mozaiğine ulaşıldığını, çevresinde düzenleme yapıldığını ve bu haliyle korumaya alındığını belirtti.
Makam Camii’nde de düzenlemeye gidileceğini ifade eden Yılmaz, ‘’Buraya iki ayrı giriş yapacağız. Türbe ile mezarı, yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine uygun hale getireceğiz’’ dedi.
Mezara, hayırsever bir vatandaş tarafından Makam Camii’nde yaptırılan abdest alma bölümünün inşaatı sırasında kemerli bir yapının bulunmasıyla başlatılan kazı çalışmaları sonucu ulaşılmıştı.
|
/ TARSUS
15.08.2006
|
|
|
İsrail’e “kalemli” protesto |
Ankaralı bir grup yazar, İsrail’in saldırılarını, bu ülkenin Ankara Büyükelçiliğine kalem fırlatarak protesto etti.
İsrail Büyükelçiliğine gelen grup, beraberlerinde getirdikleri kalem ve mürekkebi, büyükelçiliğin önüne bırakmak istedi.
Büyükelçilik önünde önlem alan çevik kuvvetin buna izin vermemesi üzerine ellerindeki kalemleri Büyükelçiliğe doğru fırlatan grup, mürekkebi de yere döktü.
Grup adına açıklama yapan Şair Ahmet Telli, bu kalemlerin öldürülen Lübnanlı ve Filistinli çocukların kullanamadıkları kalemleri temsil ettiğini söyledi.
Ateşkes sürecinin takipçisi olacaklarını, ancak bu ateşkesin nelere mal olduğunu unutmayacaklarını ifade eden Telli, ‘’İsrail vicdanını kaybetti. İsrail yöneticileri Lübnan’dan, Filistin’den, bütün dünyadan yükselen çığlıkları duyamaz oldu’’ dedi.
‘’Yazarlar, kalem ve mürekkebin’’ tarihin ruhu, soluğu ve belleği olduğunu dile getiren Telli, ‘’Umarız ki İsrailliler belleğin çığlığını duyarlar’’ diye konuştu.
|
/ ANKARA
15.08.2006
|
|
|
Kaçak sigara yüklü minibüs faciası |
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde kaçak sigara yüklü minibüs ile bir otomobilin çarpışması sonucu 5’i aynı aileden 6 kişi hayatını yitirdi.
Edinilen bilgiye göre, Siverek’ten Şanlıurfa’ya giden Musa Sarıkınalı’nın kullandığı 63 VT 113 plakalı sigara yüklü kamyon, karşıdan gelen Cevdet Tilve idaresindeki 06 FLK 64 plakalı otomobil ile Siverek-Şanlıurfa yolunun 13’üncü kilometresinde çarpıştı.
Kazaya minibüsün patlayan tekerinin sebep olduğu sanılıyor. Kazada, otomobil sürücü Cevdet Tilve ile aynı araçta bulunan Neriman, Canan, Safiye ve Sefa Tilve ile kamyon sürücüsü Musa Sarıkınalı olay yerinde hayatını yitirdi.
Otomobil içerisinde sıkışan cesetler, itfaiye ve 112 Acil Servis ekiplerinin yaklaşık 2 saatlik çalışması sonucu bulundukları yerden çıkarıldı.
|
/ ŞANLIURFA
15.08.2006
|
|
|
|