|
|
|
Barış gücü değil, İsrail adına işgal gücü |
Güney Lübnan’a barış gücü yerleştirilmesini içsavaş kışkırtması olarak değerlendiren Doç. Dr. Haluk Gerger “Ama bu bir barış gücü olmaz. İsrail adına Lübnan’ı işgal gücü olur. Bu, İsrail adına Lübnan yurtseverleri ve Hizbullahla savaşma gücü olur” diye konuştu.
Gerger, bunun iç savaş çıkarma kışkırtması olduğunu kaydederek, “Bir kere güney Lübnan’ı boşaltmak demek. Lübnan halkını kendi topraklarından sürmek, Lübnan hükümetine, ‘Biz burayı güçle etnik temizliğe uğratalım, senin yurttaşlarını kıralım, sen gel buraya sahip ol’ demektir” dedi.
DEVAMI RÖPORTAJ SAYFASINDA
|
Hasan Hüseyin KEMAL
14.08.2006
|
|
|
Kim sakin olabilir? |
Lübnanlı Salim Daher, ülkesinde 1982, 1993, 1996 ve 2006 yıllarında meydana gelen iç çatışma ve savaşlarda sivil savunma görevlisi olarak çalıştığını anlatırken, “28 yılda yüzlerce yaralı kurtardım, yüzlerce ceset çıkardım” dedi. Kana’daki son iki katliamda bebek cesetleriyle karşılaşınca hissettiklerini, “Savaşlarda masum çocukların ölmesini hazmedemiyorum. Bebek cesetleriyle karşılaşınca kendimi kaybediyorum. Bir bebeğin ölmüş bedenini kucaklayan kim sakin kalabilir?” sözleriyle dile getirdi.
48 yaşındaki Daher, 28 yıldır Lübnan Sivil Savunma Teşkilâtında görev yaptığını belirtti. Kana’daki her iki olayda da önce sivil savunma ekiplerinin haberi olduğunu belirten Daher, şöyle dedi: “İlk Kana katliamında bebeğin başı yoktu. Çok kötüydü. İkincisindeyse toprağın altından çıkardığımız bebek cesedi ilki kadar ürpertici değildi. Ama ikinci katliamda bebeğin boynundaki mavi emzik herkes gibi beni de derinden yaraladı.
Savaşlarda masum çocukların ölmesini hazmedemiyorum. Bebek cesetleriyle karşılaşınca kendimi kaybediyorum. Bir sivil savunma görevlisi olarak sakin olmak zorundayım. Ama bir bebeğin ölmüş bedenini kucaklayan kim sakin kalabilir? Çocuklar özeldir, savunmasızdır, masumdur, silâhsızdır, onlar saflığı simgeler.
Bebeklerin cesetlerini havaya kaldırarak, isyanımı haykırıyorum belkide, bilemiyorum çünkü gerçekten o sırada ne yaptığımın farkında değilim. Ama bu çocukları, bu görüntülerle tüm dünya duydu. Bu çocuk fotoğrafları savaşı durdurmayabilir ama, insanların duygularını harekete geçirebilir. Dünyanın gözünü bu bölgeye çevirebilir diye düşündüm belki de. Dünyanın burada yaşananları bilmesi lazım. Bu düşünceyle böyle bir hareket yaptım belki de. Yine söylüyorum o an yaptıklarımın farkında değildim. Yaşadığım dehşeti, ancak olaydan sonra fotoğrafları ve görüntüleri izleyince fark edebiliyorum.”
|
/ SUR
14.08.2006
|
|
|
Yasağa ve vahşete protesto |
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 27. hafta basın açıklaması ve eyleminde, unutturulmaya çalışılan başörtüsü sorunu ve İsrail’in katliamlarına dikkat çekildi.
Basın açıklaması öncesinde Mazlumder Ankara Şube Başkan Yardımcısı Ali Dalaz yaptığı konuşmada, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan’ın, Türkiye de başörtüsü sorunun olmadığını, bu sorunun bittiğini ve üniversitelerdeki başörtüsü yasağının devam etmesi gerektiğini vurguladığını hatırlatarak, “Başörtüsü sorunu bitmemiştir. Unutturulmaya çalışılan bir yasak var ortada, bizler de bu yasağın ortadan kaldırılması için buradayız tam 27 haftadır” dedi.
Yasağı savunmanın bir hak ihlâli olduğunu, savunanlarının ise her zaman kamuoyu nezdinde tarihin çöplüğüne atıldığını söyleyen Dalaz,“Yine ÖSS sınav sonuçlarına göre üstün başarı elde eden İHL’li öğrenciler çok yüksek puan almalarına rağmen istedikleri okula yerleştirilemiyorlar ve diğer ülkelerdeki okullara gitmek istiyorlar. Onlar bu ülkenin evlâtları, bu sistemin eğitim programına göre eğitim görüyorlar. Tek farkları İmam Hatipte okumaları biz onlar için Eşitlik ve Adalet istiyoruz” diye konuştu.
İnanç Özgürlüğü Platformu adına basın açıklaması yapan İlkder Başkanı Özden Zehra Sönmez, “Türkiye’nin utancı başörtüsü yasağı”nın hâlâ devam ettiğini hatırlatan Sönmez, “Bizler İnanç Özgürlüğü Platformu olarak her türlü haksızlık, hukuksuzluk ve insan hakları ihlallerine karşı duruşumuzu sergilemeye devam edeceğiz. Haksızlıkların olmadığı, herkesin özgürce inancını yasayabileceği, birlik, hoşgörü ve huzur içinde bir ülke ve dünya temenni ediyoruz” dedi.
İsrail ordusunun vahşeti sınır tanımıyor
İlkder Başkanı Özden Zehra Sönmez de İsrail ordusunun vahşette sınır tanımadığını, Filistinli çocukların sapan taşlarına kimyasal bombalarla karşılık veren İsrail’in bütün dünyanın gözleri önünde dengesiz güç kullandığını belirterek, “Sürekli sivilleri ve çocukları hedef almakta, uyguladığı soykırımla devlet terörünün apaçık bir örneğini ortaya koymaktadır. Kendilerini sözde süper güç olarak gören A.B.D. ve işbirlikçi bir çok ülkenin de bu katliâma seyirci kalması bu zulme ortak olduklarını göstermektedir” dedi.
|
Fatih KARAGÖZ
/ ANKARA
14.08.2006
|
|
|
Arınç: Bağımsız adaya engel getirilmesin |
TBMM Başkanı Bülent Arınç, ‘’Demokraside korkularla kuşkularla hareket edemeyiz. Birisinin bağımsız olarak adaylığını koyup, parlamentoya girmesini önleyecek tedbirler almak, bence antidemokratik bir uygulama olur’’ dedi.
Tatilini geçirdiği Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı Güre beldesinde, Seçim Kanunu ve seçim barajı konusundaki tartışmaları değerlendiren Arınç, son 4 yıldır ‘’temsilde adalet’’in demokrasinin olmazsa olmaz şartı olduğunun altını çizdiğini söyledi. ‘’Maalesef son yıllarda temsilde adalet unsurunun gitgide göz ardı edildiğini görmekteyiz’’ diyen Arınç, şunları kaydetti:
‘’Benim şahsi düşüncem; ‘temsilde adalet’ çok önemli bir konudur ve bunun mutlaka temin edilmesi gerekir. Mademki Anayasamız gereğince, siyasi partiler demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır; bu siyasi partiler aldıkları oy nispetinde bir şekilde parlamentoda temsil edilmelidirler. Bir tanesi yüzde 10’luk barajdır. Dünyada, özellikle Avrupa ülkelerinin hemen hemen çok büyük bir kısmında yüzde 10’luk bir genel baraj söz konusu değildir. Dolayısıyla baraj ya düşük rakamlardadır, 2.5, 3, 4 gibi, en nihayet 5 gibi... Ama yüzde 5’in üstünde baraj hiçbir Avrupa ülkesinde söz konusu değildir.’’
“BAŞKA ARGÜMANLAR BULUNABİLİR’’
Arınç, ‘’Türkiye’de baraj oranının indirilmesinin, şu ya da bu şekilde mahsurlu olacağının’’ söylendiğine, ayrıca parlamentodaki siyasi partilerin hiçbirisinin barajın indirilmesine sıcak bakmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
‘O zaman barajı muhafaza etmek suretiyle nispi usulde, yine partilerin parlamentoda aldıkları oy nispetince temsil edilmesini sağlayacak başka argümanlar bulunabilir. Bu mesela, adına ‘Türkiye milletvekilliği’ diyebileceğimiz bir başka uygulamadır. 450 milletvekilinin genel seçim esasıyla parlamentoya girdiği, yüzde 10’luk barajın geçerli olduğu, ama 100 milletvekillik listenin ise o partinin aldığı oy kadar baraj olmaksızın parlamentoda temsil edilebileceği bir sistem kurulabilir.”
“TEMSİLİ ADALETİ SAĞLAMAYA MECBURUZ’’
‘’Türkiye’de temsili adaleti veya temsili demokrasiyi sağlayabilecek bir sistem bulmaya mecburuz’’ diyen Arınç, şöyle konuştu:
‘’Yoksa 3.5 milyon oy almış bir partinin parlamentoda tek bir milletvekili bile olmaz, bugün olduğu gibi. DYP yüzde 9.5 oy almasına rağmen, parlamentoda 1 milletvekiliyle bile temsil edilememişti, 2002 sonuçlarına göre söylüyorum. Ama, mesela bir şehirden 5 bin oyla milletvekili çıkabiliyor, ister bağımsız olsun, ister bir partiden. Dolayısıyla temsilde adaleti sağlayacak organizasyonları bulmak zorundayız. Bu Türkiye milletvekilliği mi olur, partilerin bir listede aynı ad veya farklı isimlerle bir blok oluşturarak seçimlere girmesi mi olur, bunları özgür biçimde tartışıp, gerekirse Anayasa değişikliği yapmak suretiyle bunu temin etmeliyiz. Mesela siyasi partilerin TBMM’de grup kurması, bugünkü Anayasa ile 20 milletvekiliyle mümkün olmaktadır.’’
|
/ EDREMİT
14.08.2006
|
|
|
Devlet gayrimenkul zengini |
Devlet, 115,7 milyar metrekareye ulaşan taşınmazları ile gayrimenkul zengini durumunda bulunuyor. Hazine gayrimenkulleri, Türkiye’nin yüzde 14,82’sini kaplıyor.
Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nden edinilen bilgiye göre, Haziran ayı sonu itibarıyla, yurdun değişik bölgelerinde, Hazineye ait tescilli 2 milyon 97 bin 620 adet taşınmaz yer alıyor. Bunların 94 bin 666 adedi binalardan, 327 bin 330 adedi arsalardan, 338 bin 252 adedi de arazilerden meydana geliyor. Hazine üzerine kayıtlı tarla sayısı 931 bin 432, orman sayısı da 220 bin 600, bağ-bahçe sayısı 107 bin 795 olarak tespit edilirken, geri kalan taşınmazların 60 bin 223’ünü mera, meydan gibi orta mallar, 12 bin 505’ünü su ve su ürünü alanları, 881’ini maden ve ocak alanları, 636’sını deniz dolgu alanları oluşturuyor. Hazineye ait tarihi ve kültürel sahaların sayısı da, 3 bin 300 olarak belirleniyor. Böylece, Hazine taşınmazlarının yüzde 44,40’ü kayıtlarda tarla, yüzde 16,13’ü arazi, yüzde 15,60’ı arsa, yüzde 10,52’si orman, yüzde 5,14’ü bağ-bahçe, yüzde 4,51’i bina, yüzde 2,87’si de orta malı olarak görülüyor. Diğer varlıkların, toplam taşınmazlar içindeki payı ise yüzde 1’in altında kalıyor.
2 MİLYON 97 BİN TAŞINMAZ VAR
Kayıtlara göre, Hazineye ait 2 milyon 97 bin 620 taşınmaz, 115 milyar 746 milyon 790 bin 379,4 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Devlet adına tescilli taşınmazların yüzde 69,92’lik bölümünü de ormanlar oluşturuyor. 220 bin 600 ormanın yüzölçümü, 80 milyar 931 milyon 235 bin 362 metrekareye ulaşırken, büyüklük bakımından ormanları tarlalar ve araziler takip ediyor. Hazine adına kayıtlı taşınmazların yüzde 13,72’sini meydana getiren tarlaların toplam büyüklüğü 15 milyar 889 milyon 533 bin 102 metrekare, arazilerin de 14 milyar 9 milyon 87 bin 49 metre kare olarak belirleniyor. Bu şekilde araziler de yüzde 12,10’luk bir alanı kaplıyor. Orta mallarının 1 milyar 866 bin 303 bin 728 metrekare olduğu ülkemizde, Hazineye ait binalar, 593 milyon 87 bin 782 metrekarelik bir büyüklüğe sahip bulunuyor. Bağ-bahçelerin kapladığı alan, 649 milyon 354 bin 439 metrekare, su ve su ürünü alanlarının 388 milyon 245 bin 124 metrekare, maden ve ocak alanlarının 95 milyon 699 bin 796 metrekare, deniz dolgu alanlarının da 50 milyon 545 bin 481 metrekare olarak ölçülüyor.
Tarihî ve kültürel alanların toplam büyüklüğü de 46 milyon 98 bin 79 metrekareye ulaşıyor.
HAZİNEYE 849,5 MİLYON YTL KAZANDIRDILAR
Bu arada, devlete ait taşınmazlar, geçen yıl Hazineye 849,5 milyon YTL kazandırdı. Bunun 676,1 milyon YTL’si Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün gerçekleştirdiği satış, kira, irtifak hakkı tesisi ve ecrimisil işlemleri sonucunda elde edildi. Belediyeler ve il özel idarelerine de, taşınmaz gelirlerinden 155,3 milyon YTL aktarıldı. Yatırımların ve istihdamın teşvikine ilişkin Yasa uyarınca 3,1 milyon metreküp büyüklüğe sahip 163 taşınmaz, yatırımcılara bedelsiz olarak devredilirken, bu araziler üzerinde yapılacak 481,5 milyon YTL’lik yatırım ile 6 bin 88 kişiye iş imkanı yaratılacağı bildirildi.
TOKİ’YE KONUT ARSASI
Çarpık şehirleşme ve konut sorununun çözümü için de, piyasa değeri 279,9 milyon YTL olan, 20,7 milyon metrekare büyüklüğündeki, 511 arsa ve arazi, konut yapımı için bedelsiz olarak TOKİ’ye verildi. Yine 1,1 milyon YTL değerinde, 1,1 milyon metrekare yüzölçümlü, 56 taşınmazın TOKİ’ye devri de, harca esas değer üzerinden gerçekleştirildi.
Aynı şekilde üzerinde izinsiz yapılaşma bulunan, 4,6 milyon metrekare yüzölçümlü, 7 bin 206 adet taşınmaz, bedelsiz olarak belediyelere verilirken, park, yeşil alan, otopark, terminal gibi kamu hizmetleri için yerel yönetimlere bedelsiz verilen 4,7 milyon YTL değerindeki taşınmazların toplam büyüklüğü de, 1,2 milyon metrekare olarak belirlendi.
|
/ ANKARA
14.08.2006
|
|
|
Ağar: AB vizyonundaki Türkiye’yi birlikte var edeceğiz |
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Türkiye’nin bulunduğu noktadan daha iyi bir yere gelmesi için, var güçleriyle çalıştıklarını belirterek, ‘’Avrupa Birliği vizyonu içinde yürekli ve inançlı bir Türkiye’yi hep birlikte var edeceğiz’’ dedi.
Ağar, Kırklareli’nin Vize ilçesinde düzenlenen 1. Vize Tarihi ve Kültür Festivali kapsamında, Namık Kemal Mahallesi’ndeki içme suyu temel atma töreninde, ‘’Elimiz yakasındadır sandık yaklaştı, yol göründü. İktidar olduğumuzda Vize Belediye Başkanının yaptıkları gibi Türkiye’nin her tarafında büyük yatırımlar yapacağız’’ diye konuştu.
Ağar, vatandaşlarının huzurlu olacağı, gözyaşı akıtmayacağı, terörün at koşturmayacağı, çiftçi, memur, emekli ve esnafın yüzünün güleceği bir Türkiye istediklerini kaydetti.
Türkiye’nin bulunduğu noktadan daha iyi bir yere gelmesi için, var güçleriyle çalıştıklarını belirten Ağar, ‘’Avrupa Birliği vizyonu içinde yürekli ve inançlı bir Türkiye’yi hep birlikte var edeceğiz’’ şeklinde konuştu. Vize Belediyesi tarafından yaptırılması planlanan iş merkezi projesinin tanıtım toplantısına da katılan Ağar, burada yaptığı konuşmada, şunları söyledi: ‘’Bizim işimiz kardeş olmaktır. Bu topraklara huzursuzluk, ayrılık, gayrılık olmaz. Yüce değerlerin etrafında, inanç, iman gibi manevi değerlerin kuşatmasında, muhafazasında bu topraklarda bütünlüğümüzü muhafaza edelim. Bu toprakların bir zerresinin bile kaybına tahammülümüz yoktur. Hoşgörü ve inanç içinde, yolumuza devam ediyoruz.’’
|
/ VİZE
14.08.2006
|
|
|
Aksu: AB standarlarında 39 bin polis ihtiyacı var |
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, AB standartlarına göre şu anda ülke genelinde 39 bin polise ihtiyaç olduğunu söyledi.
Aksu, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Sinop’ta polisevinin açılışına katıldı. Aksu, burada yaptığı konuşmada, hükümet olarak iç güvenlik bakımından polislerin hem sayı bakımından, hem eğitim seviyesi bakımından yükseltilmesi için büyük bir gayret içinde olduklarını belirtti. Göreve geldikleri yılda, ülkede 20 tane polis meslek yüksekokulu olduğunu ifade eden Aksu, bu okullardan her yıl 4 bin 500 mezun verildiğini, bu rakamın ise emekli olan polis sayısını karşılamadığını vurguladı. Aksu, ülkedeki polis sayısını artırmak için yapmaya karar verdikleri ilk işin polis okullarının sayısını artırmak olduğunu anlatarak, daha önce 20 olan polis okulları sayısını 27’ye çıkardıklarını kaydetti. Bunun da ihtiyacı karşılamadığını gördüklerini söyleyen Aksu, şunları kaydetti:
‘’Hemen çıkardığımız bir yasa ile 4 yıllık fakülte ve yüksekokul mezunlarına polis olabilme imkanı getirdik. AB standartlarına göre şu anda bizim polis ihtiyacımız ülke genelinde 39 bin. İşte bu yıl açılan okullarla 4 bin 500’den 11 bin 500’e çıkarmış oluyoruz. İnşallah 2007 yılında bu sayı daha da artacaktır.’’
Polis sayısını artırırken eğitim kalitesine de son derece önem verdiklerine işaret eden Aksu, 9 aylık polis okullarını 2 yıllık meslek yüksekokullarına dönüştürüldüğüne ve halen meslekte olan görevi başında olan lise mezunu polislere de yüksekokul mezunu olabilme imkanı getirdiklerini kaydetti.
|
/ SİNOP
14.08.2006
|
|
|
Çelik: Türkiye’de en az 150 üniversite olmalı |
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türkiye’de en az 150 üniversite olması gerektiğini söyledi.
Bakan Çelik, trafik kazasında hayatını kaybeden Van Milli Eğitim Müdürü Yahya Yıldız’ın ağabeyi Bahattin Yıldız’ın Kozluk ilçesi Yedibölük köyündeki taziye evine giderek, yakınlarına başsağlığı diledi. Daha sonra AKP Batman Milletvekili M. Nezir Nasıroğlu’nun evinde gazetecilere açıklamalarda bulunan Çelik, 10 ile daha üniversite kurulması için çalışma başlattıklarını söyledi. Türkiye’de 40 ilde 73 üniversite bulunduğunu ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
‘’Her yıl 1.5-2 milyon öğrenci üniversite kapılarına yığılıyor. 73 milyon nüfusun çoğunluğunu gençler oluşturuyor. Türkiye’de en az 150 üniversite olmalı. Ama takdir edersiniz ki tabela ile 4 duvar dikerek üniversite olmaz. Üniversitelerin üniversite olması için fiziki mekanların, öğretim görevlisi kadrolarının, öğrencilerin ve donanım dokümantasyonların olması lazım. Bu 4 faktör olduğunda üniversite olur.’’
15 yeni üniversite kurmak için kanun çıkardıklarını kaydeden Çelik, şöyle devam etti: ‘’Ancak, henüz rektör ataması yapılmadı. Bu da Anayasa Mahkemesindeki süreçten dolayı gecikti. O da sonuçlandı. Gereği yapılacak. Türkiye’nin her ilinde bir üniversite hayalimiz var. Üniversitesiz kalan il sayımız 26 tanedir. 10 tane daha kurarsak 16 ilimiz kalacak. İnşallah bir sonraki iktidar döneminde de bu 16 ilimize de üniversite kurarız. Meclise üniversite ile ilgili kanun sevk ederken, çeşitli kriterleri göz önüne alıyoruz. Üniversite kurarken fiziki mekan, yurt potansiyeli, fakülte, yüksekokul itibariyle hangi il öndeyse ona öncelik tanıyacağız.’’
|
/ BATMAN
14.08.2006
|
|
|
Devletin zirvesine barış mektubu |
Sivil toplum kuruluşları yöneticileri, akademisyen ve yazarların da aralarında bulunduğu bir grup, Ortadoğu’da barış için bir araya geldi.
‘’İmzacılar’’ adına yapılan yazılı açıklamada, hazırlanan ‘’Yurtta Barış Dünyada Barış’’ içerikli mektuba ilişkin bilgi verildi. Açıklamada, aralarında akademisyen ve yazarların bulunduğu bir grup sivil toplum kuruluşu yöneticisi, sözcüsü ve aydının, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve TBMM Başkanlığına hitaben yazdıkları açık mektubu basınla paylaşmak ve Ortadoğu’daki son gelişmelerle ilgili endişelerini dile getirmek üzere bugün bir basın toplantısı düzenleyecekleri belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İmzacılar arasında Prof. Dr. Erdal İnönü, Adalet Ağaoğlu, İbrahim Betil, Nuray Mert, Burhan Şenatalar, Turgut Tarhanlı gibi adların da bulunduğu mektupta, ‘Yurtta Barış Dünyada Barış’ denilerek, Cumhurbaşkanlığı, Hükümet ve TBMM’den, Filistin ve Lübnan’daki mezalime karşı, bölge halklarının yaralarını sarmak için aktif tutum alınması, özellikle de bölgeye asker gönderilerek suça iştirak edilmemesi isteniyor. Başbakan ve Dışişleri Bakanı’ndan da randevu talebinde bulunacak olan imzacılar, mektubu öncelikle Cumhurbaşkanı’na iletecekler.’’
|
/ İSTANBUL
14.08.2006
|
|
|
Kuşadası bombacısı yakalandı |
Antalya'nın Alanya ilçesinde düzenlenen operasyonda, eylem hazırlığı içinde oldukları belirlenen terör örgütü üyesi 3 kişi 1.5 kilogram patlayıcı ile yakalandı.
Aydın ve Alanya emniyet müdürlüklerinin gerçekleştirdikleri ortak operasyonda, bir otelde eylem hazırlığı içinde oldukları belirlenen biri kadın 3 kişi yakalandı. R.Y. isimli kadın, E.K. ve V.T. isimli erkek örgüt üyelerinin yanlarında 1.5 kilogram patlayıcı, bomba patlatmakta kullanılan cep telefonu düzenekleri ele geçirildiği ifade edildi. Gözaltına alınan R.Y. isimli kadının 30 Nisan 2005'te Kuşadası'nda bir başkomiserin ölümüne, 4 polisinde yaralanmasına neden olan bombayı yerleştiren kadın terörist olduğu bildirildi. Kadın teröristin eylemin ardından Kuzey Irak'a kaçtığı, Türkiye'ye girdiği andan itibaren takip edildiği ve Alanya'da diğer örgüt üyeleriyle birlikte yakalandığı kaydedildi. Örgüt üyesi R.Y'nin, bombalama olayıyla ilgili soruşturmanın sürdürülmesi ve tatbikat yaptırılması için Kuşadası'na getirildiği öğrenildi.
|
/ İZMİR
14.08.2006
|
|
|
Tüzmen: Dolar 1,5 YTL’nin üstünde olmalı |
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türkiye’nin üretimi ve ihracatı artırmak zorunda olduğunu belirterek, doların 1,5 YTL’nin üstünde olması gerektiğini bildirdi.
Tüzmen, “Merkez Bankası nasıl döviz 1,8’lere doğru giderken bazı önlemler aldıysa, şimdi de Türkiye’nin ihracatını destekleyen önlemler almalıdır. Biz ihracata dayalı kalkınma modelini uygulayacağını söylemiş bir hükümetiz. Buradan yola çıkarak bütün ekonomi birimleri ihracata dayalı kalkınma modelinin gereğini yapmalıdır” diye konuştu.
Son günlerde YTL’nin değerlenmesinin ihracat açısından olumlu bir gelişme olmadığını belirten Tüzmen, şunları söyledi:
“Artık iyice görülmüştür ki döviz kurları dış ticaretimiz açısından son derede önemlidir. YTL değerlendikçe ihracat artışımız düşmekte, ithalatımız artmakta, cari açığımız büyümektedir. Bu da ekonomimizde sıkıntılara yol açmaktadır. Yılbaşından beri yaşadığımız gelişmeler bu gerçeği herkese göstermiştir. YTL’nin aşırı değerli olduğu yılın ilk aylarında ihracat artışımız sıfır noktasındayken dövizin yükselmesiyle birlikte ihracatımız hızla artmıştır. Şu anda ihracat artışımız yüzde 15 seviyelerine gelmiştir.”
YTL’nin normal değerine doğru gelmesi gerektiğini ifade eden Bakan Tüzmen, “Dövizin normal değerine doğru yükselmesiyle birlikte ihracatçılarımız yeniden harekete geçtiler. Bu hareketin durmaması için dolar 1,5 YTL’nin üstünde olmalıdır. Merkez Bankası nasıl döviz 1,8’lere doğru giderken bazı önlemler aldıysa, şimdi de Türkiye’nin ihracatını destekleyen önlemler almalıdır” diye konuştu.
|
/ ANKARA
14.08.2006
|
|
|
İşsizlik fonu Hazineyi fonluyor |
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Temmuz sonu itibariyle toplam gelirleri 22,3 milyar YTL’ye ulaşan İşsizlik Sigortası Fonundan 2 milyon 436 bin resmî işsizin sadece yüzde 4’ünün yararlanabildiğini bildirerek, İşsizlik Fonunun işsizi değil Hazineyi fonladığını belirtti.
Aygün, yaptığı açıklamada, Dünya Bankasının İş Gücü Piyasası raporuna göre, 22,3 milyar YTL tutarındaki fonun 26,5 milyon YTL’sinin işsizlik parası olarak ödendiğini belirten Aygün, “İşsize dağıtılan para, Fonda biriken paranın binde 1,2’sini oluşturuyor” dedi.
İşsizlik parası ödenen işsiz sayısının Temmuz ayında 99 bin 664 olduğunu vurgulayan Aygün, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının fondan yararlanma şartlarının hafifletilmesi için hazırladığı yasa tasarısının Hazinenin işine gelmediği için uzun süredir bekletildiğini ifade etti. Fonda biriken paranın Hazineye borç olarak verildiğini belirten Aygün, “Fon, bütçe açıklarını yamamak için mi oluşturuldu” diye konuştu.
|
/ ANKARA
14.08.2006
|
|
|
PKK ile mücadeleyi ABD’ye bırakmak kediye ciğeri teslim etmek |
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, ‘’PKK ile mücadeleyi ABD’ye havale etmenin, kediye ciğer teslim etmek’’ anlamına geldiğini söyledi.
Yazıcıoğlu, parti genel merkezinde, Merkez Karar Kurulu toplantısı öncesi basın toplantısı düzenledi. Terör örgütü PKK’nın terörist faaliyetlerinin ‘’milletin canına tak ettiğini’’ belirten Yazıcıoğlu, hükümetin etkili ve kararlı bir terörle mücadele programı ortaya koyamadığını savundu. Hükümetin, ‘’terörle mücadeleyi başka ülkenin inisiyatifine ve Kuzey Irak’taki aşiretlere bırakmasının büyük bir hata olduğunu’’ öne süren Yazıcıoğlu, Türkiye’nin bu sorunu çözecek güce sahip olduğunu ancak kullanamadığını söyledi. PKK’nın dış destekle ayakta durduğuna işaret eden Yazıcıoğlu, ‘’PKK ile mücadeleyi ABD’ye havale etmek, kediye ciğeri teslim etmek demektir. Çünkü PKK, Çekiç Güç’ün kanatları altında Cudi dağında, Kandil dağında beslendi, o kanatlar onları korudu ve o kanatların himayesiyle ayakta kalabildiler’’ dedi.
|
/ ANKARA
14.08.2006
|
|
|
Gül: PKK, nifak tohumu |
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türklerin Iraklılarla tarih boyunca hep birlikte olduğunu belirterek, PKK terör örgütünü, Irak’ta Kürtler ve Türkler arasında dayanışmayı önleyen bir nifak tohumu olarak nitelendirdi.
Gül, Kayseri Valisi Osman Güneş’in davetiyle Vali Konağında düzenlenen toplantıdan sonra gazetecilerin Irak hükümetinin terör örgütü PKK’nın bürolarını kapatma ve faaliyetlerini yasaklama kararıyla ilgili sorular üzerine, bu konunun sadece Türkiye’nin değil, Irak’ın da sorunu olduğunu söyledi. Bu konuda Irak’ın öncelikle kararlılığını ortaya koyması gerektiğini ifade eden Gül, Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin açıklamalarının gayet memnuniyet verici olduğunu söyledi. Bir soru üzerine, PKK ile mücadelede Irak’ın kuzeyindeki yöneticilerin sorumluluğunun çok büyük olduğunu, Türkiye ile işbirliği içinde olmalarının kendi menfaatlerine olduğunu ifade eden Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye Irak’a çok şey yapmıştır. Türkler, Iraklılarla tarih boyunca hep birlikte olmuştur. Bu bölgenin ayrılmaz parçalarıyız. PKK, aramıza girmiş nifak tohumudur. Kuzey Irak’taki Kürt liderlerin de bunu çok iyi bilmesi gerekir. Tarih boyunca ne zaman koruma ihtiyacı hissettilerse Türkiye korumuştur. Halepçe’ye kimyasal saldırılar yapıldığında iki gece içinde 500 bin Iraklı Türkiye’ye sığınmıştır. Avrupa ülkeleri bunlardan sadece 10, 20, 100 tanesini almıştır. Türkiye daima şefkatla davranmıştır. Ama aramıza giren PKK nifak teşkilatı, organizasyonu, terör örgütü, ne yazık ki Irak’ta Kürtler ve Türkler arasında dayanışmayı ve yardımlaşmayı önlemektedir.”
Gül, Özellikle Kuzey Irak’taki liderlere çağrıda bulmak istediğini bildirerek, şöyle konuştu:
“Aramızdaki işbirliğinin, dostluğun bu şekilde önlenmesine müsaade etmemeleri gerekir. Şunu da unutmamalılar: PKK, daha önce başka bir komşumuzda üslenmişti. Daha sonra onlara da tehlike oldular. Gün gelecektir, kendileri için de tehlike olacaktır. Irak’ın bütünlüğüne ve kuzey Irak’a da tehdit olacaktır. O bakımdan küçük mülâhazaları bir kenara bırakıp böyle bir terörle mücadelede herkesin işbirliği yapması gerekir.”
|
/ KAYSERİ
14.08.2006
|
|
|
Polis aracına hain tuzak: 2 şehit |
Tunceli’de, polis aracının mayına çarpması sonucu 2 polis memuru şehit oldu, 1 polis memuru yaralandı.
Emniyet Müdürü Osman Öztürk, yaptığı açıklamada, Esentepe Mahallesi’nde, Özel Harekat Polis Kontrol noktasına görev değişimi için giden polis aracının, teröristler tarafından yola döşenen mayına çarptığını bildirdi. Öztürk, patlamada, araçtaki Özel Harekât Şube Müdürlüğünde görevlipolis memurları Abdulgafur Erkan ve Recep Tokur’un şehit olduğunu, Metin Bolat’ın da yaralandığını söyledi. Öztürk, Tunceli Devlet Hastanesinde tedavi altına alınan yaralı polis memuru Bolat’ın hayatî tehlikesinin bulunmadığını kaydetti.
|
/ TUNCELİ
14.08.2006
|
|
|
Mengen’de grizu faciası |
Bolu’nun Mengen ilçesindeki bir kömür ocağında meydana gelen grizu patlamasının ardından oluşan göçük nedeniyle 2 işçi toprak altında kaldı.
Edinilen bilgiye göre, ilçeye bağlı Gökçesu beldesinde İlyas Gürçeşmeye ait kömür ocağında grizu patlaması oldu. Patlamanın ardından oluşan göçük nedeniyle ocakta çalışan işçilerden Halil İbrahim Hatıl (30) ve İsa Yavaşcı (28) toprak altında kaldı. Ekipler tarafından göçük altından çıkarılan Yavaşçı'nın cesedi Mengen Devlet Hastanesi Morgu'na kaldırıldı.
Bu arada olayı haber alarak, kömür ocağının bulunduğu bölgeye gelen işçilerin yakınları, fenalık geçirdi.
|
/ MENGEN
14.08.2006
|
|
|
Çöp bidonunda patlama: 5 yaralı |
İstanbul Kumkapı’da bir internet kafe önündeki çöp bidonunda meydana gelen patlamada, 1’i ağır 5 kişi yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, henüz belirlenemeyen bir sebeple, Nişanca Mahallesi Türkeli Caddesi üzerinde yer alan bir internet kafe önündeki çöp bidonunda patlama meydana geldi. Patlamada ağır yaralanan Cezayir asıllı Ali Ekecini ile Nevzat Bayındır, İlyas Kahraman ve İbrahim Belge, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde, Cezayir asıllı Muhammed Muhsin ise Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
|
/ İSTANBUL
14.08.2006
|
|
|
Gebze’de tren kazası |
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde geri manevra yapan banliyö treninin, istasyonda bekleyen başka bir banliyö trenine çarpması sonucu 10 kişi yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Haydarpaşa’dan Gebze’ye gelen Haydar Meyiş idaresindeki 10108 Sefer sayılı banliyö treni, geri manevra yaparken istasyonda bekleyen, diğer banliyö trenine çarptı. Çarpmanın etkisiyle 3 yolcu vagonu raydan çıktı. Kazada, trende bulunan 10 yolcu yaralandı. Gebze Fatih Devlet Hastanesine kaldırılan yaralılar, tedavilerinin ardından taburcu edildi. TCDD 1. Bölge Müdür Yardımcısı Selahattin Karataş, tren kazasıyla ilgili soruşturma başlatıldığını söyledi. Karataş, “Makiniste, Haydarpaşa kumanda merkezinden kırmızı geçiş, düşük sürat talimatı verilmiş. Makinist de bu talimatı almış. Soruşturma ekibi olay yerinde. Perona kaç kilometre hızla girdiği incelenecek’’dedi.
|
/ KOCAELİ
14.08.2006
|
|
|
Kapukule’de TIR kuyruğu |
Kapıkule Sınır Kapısı’ndan yurtdışına çıkış yapacak TIR’lar, 5 kilometre uzunluğunda kuyruk oluşturdu.
Kapıkule gümrük yetkililerinden edinilen bilgiye göre, TIR’ların ihracat yüklerini gidecekleri ülkedeki firmalara bir an önce teslim etmeye çalışması ve ihracatın artması dolayısıyla Türk tarafında TIR kuyruğu oluştu.
|
/ EDİRNE
14.08.2006
|
|
|
Velilerin kapısı 40 kere çalınıyor |
Velilerden, çocuklarının okula adım atmasından itibaren 40 değişik isim adı altında para toplanıyor.
‘’Kayıt, dergi, muhtelif günlere özgü hediye, hizmetli katkı, sınıf temizletme, temizlik malzeme ile fotokopi ve sınav parası’’ olarak alınan bu paraların önemli bölümü ‘’zorunlu bağış’’ şeklinde niteleniyor.
Bağımsız Eğitimciler Sendikası, ‘’kayıt parası başta olmak üzere yaşadıkları diğer sorunlara ilişkin yoğun şikâyetlerini bildirmeleri üzerine’’, velilerden yıl içinde ‘’hangi isimler’’ altında para toplandığına ilişkin bir araştırma yaptı. Bu araştırmanın sonucuna göre, velilerden, ‘’isteğe bağlı zorunlu bağış’’ ile başlayan ve yıl boyunca 40 farklı isim ve gerekçe ile ‘’zorla’’ para toplanıyor.
Araştırmada, her eğitim yılında olduğu gibi, 2006-2007 eğitim-öğretim döneminde de ‘’kayıt parası’’ ile birlikte okulların zorunlu ve vazgeçilemez giderlerinin öğrenci velilerinin üzerine yıkıldığı belirtildi.
Araştırmada, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in, ‘’kayıt yaptırırken sakın para vermeyin’’ açıklamasının bu yıl da havada kaldığı kaydedilerek, ‘’Okul idarecileri devletten ödenek alamadıkları için boya-badana, yakacak, temizlik ve çevre düzenlemesi gibi konularda yapacakları harcamaları, yine velilerden karşılamak zorunda bırakılmışlardır’’ denildi. Bu yıl Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde okul kayıtlarının internet üzerinden yapılmasına başlanmasının da ‘’zorla kayıt parası’’ istemine engel olamadığı ifade edilen araştırmada, velilerin, internet üzerinden yaptıkları kayıt formunun yazıcı çıktısını okula onaylatmak için geldiklerinde ‘’zorunlu bağış’’ ile karşı karşıya kaldıkları vurgulandı.
|
/ ANKARA
14.08.2006
|
|
|
Mutafyan: Ortadoğu’da barış istiyoruz |
Türkiye Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan, ‘’Ortadoğu’daki savaşın genişlememesini umuyoruz’’ dedi.
Mutafyan, Hatay’ın İskenderun ilçesindeki Karasun Manuk Kilisesi’ni ziyaretinde, bir gazetecinin İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırısı ile ilgili soruya, savaşın cephesinin genişleyebileceğinden kaygı duyduklarını söyledi.
‘’Sivillere, masum insanlara yapılan saldırıları 3 din olarak asla onaylamıyoruz’’ diyen Mutafyan, şöyle konuştu: “Biz ateşkes için çağrıda bulunduk. Dünya Kiliseler Birliği, Vatikan ve İstanbul’daki Ermeni ile Rum Patrikhaneleri çağrılarını yaptı. Biz çağrı yaparız, basına yansıtırız, başka yaptırımımız yok. Ortadoğu’daki savaşın genişlememesini umuyoruz. Cephe inşallah genişlemez.’’
Mutafyan, daha sonra İskenderun Katolik Kilisesi’ne gelerek Türkiye Katolik Cemaati Anadolu Episkoposu Luigi Pedovese’yi de ziyaret ederek bir süre görüştü.
|
/ İSKENDERUN
14.08.2006
|
|
|
Hz. Danyal Peygamber’in kabri bulundu |
Mersin’in Tarsus ilçesinde ibadete açık olan Makam Camisi’nde 6 ay önce başlatılan kazı çalışmaları sonucu, ‘’Bereket Peygamberi’’ olarak bilinen Hz. Danyal Peygamberin mezarına ulaşıldı.
Hayırsever bir vatandaş tarafından Makam Camisi’nde yaptırılan abdest alma bölümünün inşaatı sırasında kemerli bir yapının bulunmasıyla başlatılan kazı çalışmalarında sonuca ulaşıldı.
Tarsus Müze Müdürü Abdulbari Yıldız, yaptığı açıklamada, yaklaşık 8,5 metre derinliğe kadar inilen kazı çalışmalarında önce kabrin türbesine ulaşıldığını belirtti. Türbenin ters yönlere bakan 4 ayrı penceresinin bulunduğunu ifade eden Yıldız, kazı çalışmalarında MS 700’lü yılların ortalarına ait sikkeler ve sütun başları ile sürahilerin de bulunduğunu vurguladı. Yıldız, ‘’Bu buluntular türbenin Hz. Ömer’in döneminde yapıldığını gösteriyor’’ dedi.
|
/ ADANA/TARSUS
14.08.2006
|
|
|
Yaylatepesi köyü afet bölgesi ilan edilecek |
Çankırı Valisi Ali Haydar Öner, Bayramören ilçesinde çıkan orman yangınından zarar gören Yaylatepesi köyünün “Afet Bölgesi’’ ilan edileceğini bildirdi.
Vali Öner, yaptığı açıklamada, 79 haneli köyde 50 evin tamamen yandığını belirterek, 14 büyükbaş hayvanın da telef olduğunu söyledi. Yangında, yaklaşık 65 hektarlık bir alanın yandığını ifade eden Öner, “11 Ağustos günü 15.30 sıralarında Bayramören ilçesi Yaylatepesi köyünde çıkan yangına ilk gün 2 helikopter ve 2 uçakla müdahale edildi. Bugün yapılan çalışmalara ise 4 helikopter katıldı. Şu an yangın kontrol altına alındı. Ancak herhangi bir ters bir rüzgar halinde yangının tekrar başlamasını önlemek için soğutma çalışmalarını aralıksız olarak sürdürüyoruz.’’ Öner, “Şu anda köye Kızılay’ın gönderdiği 60 çadır kuruldu. Yangından etkilenen Yaylatepesi köyü ‘’Afet Bölgesi’’ ilan edilecek’’ dedi.
Öte yandan Yaylatepesi köyüne gelen Afet İşleri Genel Müdürü Mustafa Taymaz da “Köye afet konutları yapmak için çalışmalara başladık. Bu süre içerisinde evleri yanan vatandaşlara aylık 150 YTL kira yardımında bulunacağız. Yanan köye çok daha modern ve imarlı yeni evler yaptıracağız’’ dedi.
|
/ ÇANKIRI
14.08.2006
|
|
|
MEB'e öğretmen atama tepkisi |
Yıldırım Sanayici ve İş Adamları Derneği (YISİAD) Başkanı Kurban yolcu Milli Eğitim Bakanlığı’nın Bursa’ya öğretmen atarken cimri davrandığını belirterek bakanlığa tepki gösterdi.
Bursa’da 2006-2007 Eğitim öğretim yılında görev yapmak üzere 4 bin 500 öğretmen açığı bulunmasına rağmen sadece 342 öğretmen atamasına YISİAD tepki gösterdi. Dernek Başkanı Kurban Yolcu yoğun göç alan Bursa’da derslik ve öğretmen açığının kapanması için seferberlik ilan edilmesi gerektiğini belirterek, “Yarın çok geç olacak. Hiç zaman kaybetmeden, hemen harekete geçmek gerekli. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuk ve gençlerimizi öğretmenden mahrum bırakamayız” diye konuştu.
Kurban Yolcu Bursa’nın eğitim öğretim alanında sürekli geri gittiğini ancak bu konuda yeterli tedbir alınmadığını söyledi.
Kurban Yolcu, ÖSS başarı sıralamasında Bursa’nın 41. sırada yer aldığını OKS’de durumun iç açıcı olmadığını belirterek şeherde eğitim ve öğretimde dibe vurduğunu söyledi.
|
Hüseyin HİÇDURMAZ
/ BURSA
14.08.2006
|
|
|
Bebekler neden ağlar? |
Bebekler; açlıktan, altlarını kirletmiş olmaktan, altlarında pişik olmasından veya gaz sancısından dolayı ağlayabilecekleri gibi özellikle 2 aylıktan büyük olanlar kucak isteklerini, ilgi beklentilerini belirtmek için de ağlayabilirler.
Gün içinde avutmakla dinmeyen 2 saatten uzun süren ağlama nöbeti ikiden fazla sayıda tekrarlıyorsa bu ağlamanın altında yatan sebebin gaz sancısı dışında olmasının muhtemel olduğunu ve araştırılması gerektiğini bildiren uzmanlar, “Bu durumda başta idrar yolu enfeksiyonları düşünülmelidir. Çünkü özellikle 0-3 ay arasında çok sık olarak gaz sancısı denerek geçiştirilir. Anne sütünün yetmemesi ve açlık ağlamaları da ayırt edilmesi gereken diğer durumlardır. Bunun ayrımı tartı yapılarak çok kolay sağlanabilir. Haftada 150 gr’dan fazla kilo alımı olan bir bebek, doyuyordur. Sürekli meme arama, ellerini emme çoğu annenin zannettiğinin aksine o bebeğin aç kaldığını göstermez” uyarısında bulunuyor.
|
/ İSTANBUL
14.08.2006
|
|
|
|