Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Lübnan’da oluşturulacak bir “Barış Gücü”ne asker gönderilip gönderilmeyeceği konusunda,Türkiye’nin her zaman barışa katkı sağlayan bir ülke olduğunu belirterek, “Şartlar yerine getirildiğinde bu konuda üzerimize düşeni yapabileceğimizi söyledik. Şu anda kesin bir şey söylemek için çok erken” dedi.
Abdullah Gül, Kayseri’de gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail Lübnan savaşı ile ilgili olarak, bölgede ilk önce ateşkesin sağlanması gerektiğini kaydederek, şöyle konuştu:
“Bölgede ilk olarak fiili ateşkesin sağlanması gerekiyor. Burada insanlar ölüyor, ölen insanların 3’te 1’inin birinin çocuk olması düşmanlığı daha fazla artırıyor. Ölen kim olursa olsun insandır. Burada ateşkesin kalıcı olması için ateşkesin siyasi bir çerçeveye oturtulması gerekir. Bu sağlandıktan sonra asker söz konusu olabilir.”
Gül, Barış Türkiye’nin oluşturulacak bir “Barış Gücü”ne asker verip vermeyeceği konusundaki sorular üzerine ise, “Türkiye her zaman barışa katkı sağlayan bir ülke olmuştur. Bu yüzden Afrika’dan Asya’ya, Afganistan’dan bölgemize kadar birçok ülkeye asker gücü gönderilmiştir. Türkiye bu konuda ‘evet’ ya da ‘hayır’ dememiştir. Şartlar yerine getirildiğinde bu konuda üzerimize düşeni yapabileceğimizi söyledik. Hiçbir ülke kendi askerine bir fiskenin vurulmasını istemez. Dünya barışını koruma yolunda aktif bir ülkeyiz, bu konuda yapılacak bir şey olursa buna yakın olduğumuzu dile getirdik. Şu anda kesin bir şey söylemek için çok erken” diye konuştu.
“PKK İLE MÜCADELEDE KARARLIYIZ”
Dışişleri Bakanı Gül, Türkiye’nin terör konusunda kararlı olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “İnanıyorum ki yeni süreç netice verecektir. Çünkü Türkiye bu konuda çok kararlıdır. PKK terör örgütü ile mücadelede gerekli her türlü talimat ilgili kurumlarımıza zaten verilmiştir. İlgili kurumlarımızın her türlü ihtiyacı karşılanmıştır. Bu konu bizim birinci önceliğimizdir. Eninde sonunda bu iş bitecektir. Bu konuda başta Irak ve ABD olmak üzere Avrupa ülkelerinin işbirliği çok önemlidir. Ama Türkiye kendi başına da bu işlerin üstesinden gelebilecek güce sahiptir ve kendi meselesini başkalarına havale etmek durumunda değildir.”
“DİNLE TERÖRÜ BERABER
GÖSTERMEK DOĞRU DEĞİL”
Gül, İngiltere’de yaşanan terör girişimleri sonrası terörün Müslümanlıkla birlikte anılmaması gerektiğini belirtti. Dinlerin evrensel ve zamanlar üstü olduğunu, Müslümanlık, Hristiyanlık ve Museviliğin barış ve insanlığın huzuru için var olduğunu belirten Gül, ‘’Din ile terörü beraber göstermek doğru değildir. Terörist her yerden çıkabilir. İnsanlar, (bir dine mensubum) dedikten sonra kötülüklerden noksan olmuyor’’ dedi. Gül, Suudi Arabistan kralının Türkiye ziyareti ile ilgili sorular üzerine, kralın Türkiye ziyaretinin çok önemli olduğunu, belirterek,‘’Ziyarette çok önemli anlaşmalar imzalanmıştır. Yatırımların karşılıklı teşviki ve vergi muafiyeti anlaşmaları, kolay kolay imzalanan anlaşmalar değildir. Bundan sonra Türk işadamları Suudi Arabistan’da çok daha faal olacaklardır” dedi.
“AB SÜRECİNDE HER ŞEY RAYINA OTURDU”
AB ile müzakerelerin tahmin edildiği gibi sürdüğünü, tarama sürecinin başarılı şekilde Ekim ayına kadar tamamlanacağını ifade eden Gül, bugüne dek 29 fasılda her şeyin gayet iyi gittiğini belirtti. Reform sürecinin siyasî ve ekonomik alanda sürdüğünü anlatan Gül, şöyle devam etti:
‘’AB ile ilişkilerimiz rutin olarak devam etmektedir. Her şey rayına oturmuştur. Türkiye yapacaklarının farkındadır. Bunları kendi çıkarımıza olduğu için yapmaktayız. Sivil toplum örgütleriyle çok toplantılar yapılıyor. Başmüzakereci arkadaşımız Ali Babacan geçen hafta 100’e yakın sivil toplum örgütünün bu konuda görüşlerini almıştır. Ama bu konular basında hiç çıkmıyor. Kanunlar ve hukuki düzenlemeler süratli ve kararlı şekilde devam etmektedir. Türkiye’nin yol haritası bellidir. Eylülde meclisi toplayarak söz verdiğimiz ama çıkartamadığımız 9. reform paketinde ilân ettiğimiz maddelerin kanunlaşması için de gayret göstereceğiz.’’
|