Bu gün size bir kitap profili çizeceğim. Münir Arıkan’ın “Nitelikli İnsan” kitabından bahsedeceğim. Aslında hayata hazırlanırken bilmemiz gereken rehberlik bilgilerinin yer aldığı bir insan profilinden kesitler sunacağım.
Bireyin gelişimi konusunda olumlu fikirleri ile bilinen Arıkan, çocukken kaybettiği annesinin üzüntüsü ve farkı görme merakının başarma isteğini, iyi bir eğitimle birlikte ona kazandırdığı tecrübeleri, günümüzün sosyal sermayesi ile yoğurarak sunmuş.
Uyarı başlığıyla ilk sayfada, “Mükemmelliğe giden yolda emin adımlarla ilerlemek isteyenler”e bir çağrı yapar. “Suyu geçmek için saniyede 20 adım atması gereken bir su kertenkelesi, saniyede 10 adım atıp, yavaşlarsa ne olur?” sorusuyla, hayat yolculuğunda batmadan belli bir hızda tüketmemiz gereken enerji ve eylem ihtiyacına değinir.
“Bazen, bir ağaçkakanın gagasıyla saniyede 25-30 defa vurarak ağacı delmesi gibi, hedefe ulaşmak için pes etmeden, çok çalışmak gerekiyor.”
Yazarın yukarıda verdiği örnek, hayvanlar âleminden bir yetenek dilidir. Çok çalışmak ve hızlı olmak, her kesin kapasitesi ile orantılı olarak değişse de, değişmemesi gereken ve sorumlu olduğumuz, potansiyelimizi tam kullanma niyet ve gayreti olmalıdır.
Her zaman geçerli olan 3M kuralımızı hatırlatmak istiyorum. Meşrû, makul ve müsbet olmak şartıyla, amacımıza hizmet edecek yolda çok çalışmak, çok çalışmak, çok çalışmak...
“Bir kutup ayısının buzun altındaki balıklara ulaşmak için kendini defalarca o sert buz zeminine atması ve buz tabakasını kırarak, istediğini elde etmesini bir düşünsenize” diyen yazar, temel düşüncesini yeni bir örnekle süslüyor.
Bediüzzaman’ın tesbitiyle, tavuğun yavrusunu korurken köpeğe saldırması, keçinin azmiyle camusun karnını delecek kadar direnci, yaratılışta verilen özelliklerin amaca uygun kullanılmasının olağanüstü sonuçlarını göstermektedir. Izdırarî hal/acil zorunluluk cesareti arttırır.
Yazının hacmi içinde kitabın satırbaşlıklarını özetlersem, öncelikle farkında olmak ve “Farkı nedir?” sorusuyla, önümüzdeki seçeneklerde ayrıcalıklı yol tercihi yapabiliriz. Bize özgü, bize has ve en çok ruhumuzun muhatap olacağı bir tatmin ve duyuş farkıyla...
Beynin gıdalarından biri olan bilgi sayesinde coşku dolu bir hayat tarzı ile şevk insanı olduğumuzda, yazarın tabiriyle hayat enerjimiz bir “Nükleer enerji santralı” gibi hem kendisine, hem de çevresine yeter.
“Uyku bes, baki heves” diyen Bediüzzaman, ”Hayat bir faaliyettir” tesbitiyle, aynı noktaya ciddiyetle parmak basar.
Dinlenilen masallar, büyükanne farkıyla yazarı etkilemiş. Bilgi çağının küresel insanı olmaya ve birey gelişimi ile değişim çağını doğru okumaya dikkat çekiyor. “Öğrenmeden önce de, ne için öğrenmek istediğimizi bilmeniz şartıyla” öğrenmeyi öğrenmenin “hayatımıza hız, kalite ve profesyonellik” getireceğine işaret ediyor. Kendimize, iyi bir “Niçin” sorusu sormamızı teklif ediyor
“Düşünceyi düşünme” diğer önemli bölümlerden biri. ”Dehanın terlemesi” gayretine, Edison’dan atıf yapar. Zübeyir Gündüzalp’ın “Dikkat dehayı doğurur. Deha dikkati değil” prensibiyle ne kadar da paralel.
Kitap; ev yönetimi sistemi, ailede faaliyet, beynimizi programlama, hızlı okuma, kendini keşfetme ve insanları tanıma, öz güven, her şeye rağmen, güzel konuşma ve sunum bilgileri, etkin bir beden dili, etkin beyin haritaları, güzel yazım becerileri, güzel çizim becerileri, etkin zaman planı, etkin takım ruhu, etkin problem çözme becerileri, etkin toplantı yapma san'atı, etkin liderlik vasıfları, etkin hayat ve kariyer planı, on iki bilgisayar programı, yabancı dil öğrenme, alternatif tıp, etkin spor ile etkin müzik gibi bölümlerden oluşuyor.
Nitelik, kalite, tanımlılık, mükemmeliyet niyeti keyfiyeti ifade eden yaklaşımlardır. Sayısal çoğunluklardan, yani kemiyetten, kaliteli ve nitelikli insanı tanımlayan keyfiyete ulaşmış insan profiline yönelmenin zamanı.
Mükemmel rehber Peygamberin yolunda, günümüzün metotlarını iç âleminin derinliklerinde manevî inkişafla donatmış insanlara ne mutlu.
|