Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Temmuz 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Gül: Filistinlilerin öldürülmesi dehşet verici

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, İsrail-Filistin gerginliğinde son durumu çok kaygı verici gördüklerini belirterek, “Bu kadar Filistinlinin bütün dünyanın gözü önünde öldürülmesi gerçekten çok dehşet vericidir” diye konuştu.

Irak’a komşu ülkeler toplantısı için Tahran’a gitmeden önce gazetecilerin sorularını cevaplayan Gül, İsrail-Filistin gerginliğiyleilgili bir soru üzerine, Türkiye’nin, gerginlik bu noktaya gelmeden önce herkesin dikkatini çektiğini ve yayınladığı bildirilerde İsrail’in operasyonlarını durdurmasını ve bir an önce tekrar sükunetin sağlanmasını talep ettiğini hatırlattı. Gelişmeleri büyük kaygıyla takip ettiklerini ifade eden Gül, ‘’Bugün 30’a yakın Filistinlinin öldürüldüğünü görüyoruz. Bu gerçekten çok vahim bir neticedir. Çok vahim bir tırmanmadır. Bu, beraber yaşama arzusunu tamamen yok etmektedir. Barış sürecini tamamen yok edecek gelişmelerdir bunlar’’ diye konuştu.

Gül, bu sebeple en süratli şekilde bu askeri operasyonların durdurulmasını ve tekrar görüşme imkânının ortaya çıkarılmasını arzu ettiklerini, bu yönde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve kendisinin yoğun temasları olduğunu ve bu temaslarının devam ettiğini kaydetti. Dışişleri Bakanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ama bu son durumu çok kaygı verici görüyoruz. Bu kadar Filistinlinin bütün dünyanın gözü önünde öldürülmesi gerçekten çok dehşet vericidir. Ve bu sadece Filistin-İsrail arasında değil, başka coğrafyalarda da olumsuz neticeler ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla bu meseleyi sadece İsrail-Filistin meselesi olarak görmemek gerekir. Dünyadaki bütün problemleri destekleyen, negatif şekilde besleyen bir meseledir bu. O açıdan göz ardı edecek olaylar değildir bu olaylar. Bütün uluslar arası camianın bu gelişmelere müdahil olmasının ve bu tırmanışın durdurulmasının çok elzem olduğuna inanıyoruz.’’

“TÜRK HALKININ GÜVEN DUYGUSU SARSILDI’’

‘’Son yapılan anketlerde Türk halkının yüzünü batıdan doğuya döndüğü’’ şeklinde sonuçların çıktığı hatırlatılarak, buna ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine de Gül, Türk halkının aynı halk olduğunu, değerlerinin de aynı olduğunu, ancak politikaları, takip edilen siyasetleri benimsemediği için güven duygusunun sarsıldığını belirtti.

/ ANKARA

09.07.2006


 

Reform süreci yavaşladı

Dönem başkanlığının Avusturya’dan Finlandiya’ya devri vesilesiyle düzenlenen ve AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle Başbakan Tayyip Erdoğan’ın katıldığı toplantıda konuşan Finlandiya Büyükelçisi Maria Serenius, reform sürecinin yavaşladığını tekrarlarken, “9. reform paketinde yer alan 12 kanundan sadece ikisi çıkarılabildi” dedi. Serenius, ifade özgürlüğü konusunda ciddî kaygıları olduğunu belirterek, özellikle TCK 301’in değişmesini istedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, AB büyükelçilerine verdiği yemekte reform süreci ve Kıbrıs konusunda ciddi eleştirelerle karşılaştı. Radikal’de yer alan habere göre, AB adına konuşan dönem başkanı Finlandiya Büyükelçisi Maria Serenius, reform sürecinin yavaşladığını belirtip eleştirilerini şöyle sıraladı:

“İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSUNDA KAYGILIYIZ”

9. reform paketinde yer alan 12 yasadan sadece ikisi çıkarılabildi.

İfade özgürlüğü konusunda ciddi kaygılar var. TCK’nın 301. maddesi değiştirilmeli.

Gayrimüslim azınlıkların karşılaştıkları güçlüklerin çözülmesi yönünde somut adım atılmadı. Vakıf mülklerinin satışı kaygılar yaratıyor. Yeni Vakıflar Yasası’nın buna çare olmasını umuyoruz.

REFORMLAR SÜRDÜRÜLMELİ

Ordu üzerinde tam sivil kontrolün sağlanması için reformlar sürdürülmeli.

Şemdinli konusundaki son kararı not ettik, davayı yakından takip ediyoruz. Güneydoğu’da artan istikrarsızlık kaygı veriyor. PKK bir terör örgütüdür, terörizmi kınıyor, şiddete son vermesi çağrısı yapıyoruz.

Kıbrıs Türklerine tecridin sona erdirilmesi ve adanın yeniden birleşmesi için AB’nin Nisan 2004 kararları doğrultusunda çalışmalar sürüyor. Gümrük Birliği Ek Protokolü uygulanmalı. Türkiye’nin yükümlülüklerini uygulamaması müzakere sürecini etkiler.

TMK KAYGI SEBEBİ

Düzen ve güvenliği oluşturmak gerekli ancak beraberinde kalıcı çözüm getirmez. Kürtçe yayınlar memnuniyet verici ama sosyo-ekonomik durumun gelişmesi için kapsamlı adımlar şart.

Terörizmle mücadelenin bedeli temel özgürlükler olmamalı. Yeni Terörle Mücadele Kanunu bu anlamda kaygı sebebi.

ERDOĞAN: AB, ÇÖZÜM ÇABALARINA

DESTEK OLMALI

Erdoğan ise konuşmasında Kıbrıs’a ağırlık vererek meselenin AB ile ilişkileri zedelememesi için Türkiye’nin büyük sorumluluk gösterdiğini, ama aynı tavrı Rumların göstermediğini belirtti. Erdoğan, “Müzakerelerin müktesebat temelinde yürütülmesi, siyasî konuların sürece karıştırılmaması gerekir” dedi.

Kıbrıs’a daha geniş bir perspektiften yaklaşım beklediklerini vurgulayan Başbakan, “AB’deki ortaklarımız BM zemininde kapsamlı çözüme yönelik çabalara odaklanıp, bu çabalara etkin destek vermeli” diye konuştu.

Erdoğan, hazmetme kapasitesinin genişleme sürecinde yeni bir kriter yapılmamasından memnun kaldıklarını belirtirken, sonbaharda yayımlanacak raporun da objektif olmasını beklediklerini dile getirdi.

‘AVRUPALILAR MÜSLÜMANLARA AYRIMCI’

Erdoğan reformların yavaşladığı eleştirisine şu cevabı verdi:

“Türkiye kadar hızlı ve kapsamlı dönüşüm geçiren pek az ülke var. Pek az hükümet bizimki kadar süratli reform siciline sahip. AB yönelimimizde en ufak sapma yok.”

Erdoğan, yolsuzlukla mücadelede yeni yasal düzenlemeler yapıp idari tedbirler alacaklarını kaydetti. Yemek sırasında Yunanistan elçisi Yorgos Yennimatas’ın Atina’nın cami yapma planını hatırlatıp Türkiye’deki gayrimüslimlerin ibadetlerini tam yapmaları için yardım istediği, Erdoğan’ın da “Bir kısıtlama yok. Farklı dinin mensupları istediği gibi ibadetlerini yerine getiriyor. Ama Avrupa’da Müslümanlar birçok ayrımcılıkla karşılaşıyor” cevabını verdiği belirtildi.

/ ANKARA

09.07.2006


 

Yasağa bir fren de Alman yargısından

Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinin koyduğu başörtüsü yasağına itiraz eden Doris G. adlı Müslüman bir öğretmen, Stuttgart İdare Mahkemesinde açtığı dâvâyı kazandı. Stuttgart İdare Mahkemesi, okul idaresinin başörtüsüz ders verme yönündeki talimatını eşitlik ilkesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ters düştüğü gerekçesiyle hukuka aykırı buldu.

Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinin koyduğu başörtüsü yasağına itiraz eden Doris G. adlı Müslüman bir öğretmen, Stuttgart İdare Mahkemesi’nde açtığı dâvâyı kazandı.

Stuttgart İdare Mahkemesi, okul idaresinin başörtüsüz ders verme yönündeki talimatını eşitlik ilkesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ters düştüğü gerekçesiyle hukuka aykırı buldu. Mahkeme, ilk ve ortaokul öğrencilerine ders veren Doris G.’nin derslere başörtüsü ile girebileceğine hükmetti. 1973 yılından bu yana Stuttgart’ta öğretmenlik yapan ve 1984’te Müslüman olan Doris G. ‘omuzlarını örtmeyecek şekilde’ başörtüsü takıyor.

Stuttgart İdari Mahkemesi, Baden-Württemberg eyaletinin 2004 yılında kanunî hale getirdiği başörtüsü yasağının temelde anayasaya uygun olduğu, ancak Doris G.’nin taşıdığı şekliyle başörtüsünün okulun huzuru açısından sadece ‘soyut tehlike’ taşıdığına hükmetti. Mahkeme, Baden-Württemberg eyaletinde rahibelerin de kendi kıyafetleriyle devlet okullarında ders vermesinden yola çıkarak, Doris G.’nin haksızlığa uğradığı kanaatiyle hüküm verdi. Baden-Württemberg eyaletinde en son anaokulunda öğretmenlik yapan Nuray A. isimli bir bayan, başörtüsü taşıdığı gerekçesiyle işten atılmış, mahkeme öğretmene 8 bin Euro tazminat ödenmesine hükmetmişti.

/ STUTTGART

09.07.2006


 

Herkese adalet, başörtüye özgürlük

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu İzmit Sabri yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde 64. haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” eylemini gerçekleştirdi.

Eylemde açıklamayı MAZLUMDER Kocaeli Şubesi adına Reyhan Balcı yaptı. Sık sık “Herkese adalet, başörtüye özgürlük”, sloganlarının atıldığı eylem yapılan basın açıklamasının ardından dağıldı. Bilgen: Sebep yasakçı zihniyet Ankara’daki İnanç Özgürlüğü Platformunda bir konuşma yapan Mazlumder Genel Başkanı Ayhan Bilgen, “Başörtüsü yasağı bir sonuçtur. Nedeni ise yasakçı zihniyettir” diye konuşarak yasaklara karşı hep birlikte ortak hareket edemezsek sokakta bile başörtüsü yasağı ile karşı karşıya kalacağımızı söyledi. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformunu kararlı tutumundan dolayı tebrik eden Bilgen bu kararlı duruşun diğer illere de örnek teşkil etmesini söyledi.

09.07.2006


 

Türkiye kaygılı

Türkiye, İsrail-Filistin ihtilafında mevcut krizin şiddetlenerek sürmesinden derin kaygı duyduğunu vurgulayarak, tarafları ivedilikle ve koşulsuz olarak şiddete son vermeye çağırdı.

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, ‘’Uluslararası toplumla birlikte yaptığımız tüm uyarılara ve itidal çağrılarına rağmen İsrail-Filistin ihtilafında mevcut krizin şiddetlenerek sürmesinden derin kaygı duyuyoruz’’ ifadesi kullanıldı. Açıklamada, Türkiye’nin, krizin başından beri aktif diplomatik girişimlerde bulunduğuna ve her aşamada iki tarafla BM Genel Sekreteri ile ve üçüncü ülkelerle temas kurduğuna, şiddetin sona erdirilmesine ve sükunetin tesisine katkı sağlamaya çalıştığına dikkati çekildi. Açıklamada, "Krizin tırmanmasına mahal verilmemesi ve daha fazla kan dökülmesinin önlenmesi için tarafları bir kez daha sorumluluklarının bilincinde hareket etmeye, ivedilikle ve koşulsuz olarak şiddete son vermeye çağırıyoruz.’’ denildi.

/ ANKARA

09.07.2006


 

İsrail’i protesto için Çağlayan’a

Saadet Partisi’nin düzenleyeceği “İsrail’i Tel’in, Filistin’e Destek Mitingi” bugün Çağlayan Meydanı’nda saat 12: 00’de yapılacak.

61 Sivil Toplum Kuruluşu’nun da desteği ile düzenlenecek olan miting, Türk halkının yüreğinin Filistin ile birlikte attığını ortaya koyacak. Saadet Partisi’nden yapılan açıklamada ABD desteği ile yıllardır Filistin’de soykırım yapan İsrail’in operasyonlarına tüm dünyanın kulaklarını tıkatığı belirtilerek, “Kaçırılan bir İsrail askerini öne sürerek, her gün onlarca Filistinli katlediliyor. Dünya ise bu katliamlara seyirci. Filistinli sivil halka devlet terörü uygulayarak hayatı çekilmez hale getiren İsrail’in lanetleneceği 9 Temmuz mitingi, yıllardır acılar içinde olan Filistin halkının yüreğine su serpecek” denildi.

Yeni Asya / İSTANBUL

09.07.2006


 

İsrail'i protesto eylemi

Levent’teki İsrail Başkonsolosluğu önüne gelen bir grup, protesto eylemi yaptı. Levent’te toplanan yaklaşık 200-300 kişilik grup, ‘’Her yer Filistin, Filistinliyiz, İsrail siyonizmi yenilecek, direnen Filistin halkı kazanacak’’ yazılı pankart açtı.

‘’Filistin halkı yalnız değildir’’ şeklinde sloganlar atarak İsrail Başkonsolosluğunun bulunduğu binanın önüne gelen gruptan Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği Başkanı Füsun Bandır, yaptığı açıklamada, ‘’Filistin sadece Filistin değildir. Filistin, Ortadoğu’daki emperyalizme karşı uyanıştır’’ dedi.

/ İSTANBUL

09.07.2006


 

Akdağ: Vatandaştan 5 kuruş bile istenmeyecek

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Maliye Bakanlığının uygulaması kapsamında bakanlığa bağlı hastahanelerde, vatandaşlardan ‘’5 kuruş bile istenmeyeceğini’’ söyledi.

Bakan Akdağ, Sağlık Bakanlığına bağlı kuruluşlarda incelemelerde bulunmak üzere geldiği Mersin’de, yaptığı açıklamada, TBMM’nin tatile girmesiyle birlikte bakanlık olarak yaz çalışma programı başlatarak Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında illeri ziyaret ettiklerini ifade etti. Akdağ, bir gazetecinin ‘’Sağlık Bakanlığına bağlı hastahaneler ile özel hastahanelerde vatandaşlardan fiyat farkı talep edildiği’’ şeklindeki sözleri üzerine, Maliye Bakanlığının başlattığı uygulamadan sonra özel hastahanelerin bir bölümünün vatandaştan fark aldığını, ancak almayan hastahanelerin de bulunduğunu kaydetti. Akdağ, şöyle konuştu: ‘’Eskiden hasta muayene edilip altına yapılan tetkikler yazılarak fatura oluşturuluyordu. Şimdi ise bütün tetkikler bu harcamaların içinde kabul edilerek fatura oluşturuluyor. Hastahaneler olarak harcamalarımızı vatandaşa yansımayacak şekilde kısmanın yollarını arıyoruz. Alım satımımızı daha uygun bir şekilde yapmaya çalışıyor ve gereksiz harcamalardan kaçınıyoruz. Vatandaştan, Bakanlığın hiçbir hastahanesinden yeni uygulama kapsamında 5 kuruş bile istenmeyecektir. Bunu, altını vurgulayarak söylüyorum. Uygulama vatandaştan para almayı gerektiren uygulama değildir. Tamamen Maliye ile SSK, Bağ-Kur ve hastahaneler arasındaki faturalandırmanın teknik açıdan farklılaştırılmış şeklidir. Eğer, devlet hastahanelerinden para talep edilmişse tebliğin iyi anlaşılmamış olmasından ortaya çıkan bir yönetim problemidir. Vatandaş para ödemişse o hastahaneden parasını geri alması gerekir. Bakanlığa bağlı işletmelerde hata yapılmışsa bu hatayı kendilerinin telâfi etmesi gerekir.’’

/ MERSİN

09.07.2006


 

Kapatılma işlemi durdu

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, cep telefonlarının kapatılması işleminin yeni bir inceleme yapılıncaya kadar durdurulduğunu söyledi.

Yıldırım, “Bu konu ile ilgili Telekomünikasyon Kurumu Başkanı ile bir görüşme yaptım. İncelemeye alınan ve kapatılmaya başlanan telefonlar teker teker elden geçiriliyor. Vatandaşın mağdur olmaması için bu telefonlar kontrol ediliyor. Bu şekilde olan 5 bin telefon var. Hakikaten iddia edildiği gibi bir klonlama var mı yoksa kayıtların yaptırılması mı unutulmuş ya da telefonların faturaları mı kaybedilmiş. Bunlar tekrar kontrol ediliyor. Cep telefonlarının kapatılması işlemi yeni bir inceleme yapılıncaya kadar durduruldu’’ diye konuştu.

/ KARAMAN

09.07.2006


 

ABD ve İsrail’e ekonomik boykot

Yeni Asya’ya konuşan Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Av. Bülent Deniz, “ABD ve İsrail mallarıyla ilgili boykot çalışmamız var. Bunu çok önemsiyoruz. Herkesi dâvet ediyoruz. Bunu bir ibadet saikiyle de yapıyoruz. Zira İsrail’in özellikle son günlerdeki saldırılarından dolayı canımız çok sıkkın” dedi.

İsrail’in Filistin’e uyguladığı saldırı ve zulme karşı ne gibi faaliyetleriniz var?

İsrail mallarıyla ilgili boykot çalışmamız var. Bunu çok önemsiyoruz. Herkesi davet ediyoruz. Bunu bir ibadet saikiyle de yapıyoruz. Zira İsrail’in özellikle son günlerdeki saldırılarından dolayı canımız çok sıkkın.

Amerika’nın Irak’ı işgalinde de benzer bir kampanya başlatmıştınız galiba?

Şimdiki kampanya da onun devamı zaten. “Cephane bizden değil” adıyla Amerikan, İngiliz ve İsrail mallarına yönelik bir kampanya başlatmıştık. Bu boykotumuz başarıya ulaşmış ve ABD mallarının satışı yüzde 13 azalmıştı. Ama insanımızda olayın sıcaklığı geçince tekrar duyarsızlık başlıyor. Filistin meselesiyle birlikte bunu tekrarlıyoruz.

Bu boykottan amacınız nedir?

Sivil vatandaşlar olarak, özellikle de bir sivil toplum kuruluşu olarak topumuz, tüfeğimiz yok. Bunları sırtlanıp savaşacak imkânımız yok. Fakat belki bunlar kadar güçlü bir silahımız var. Tüketimden gelen gücümüzü kullanalım istiyoruz. Bu savaşı, zulmü finanse etmeyelim diyoruz.

Belki de İsrail’in anlayacağı en etkili dil ekonomik boykottur?

Evet. Amerika, İngiltere ve İsrail’in anlayacağı en etkili yollardan biri bu. Net olarak şunu söyleyebiliriz; küresel ekonomik düzende bu ülkelerden gelen malları kullanmamız halinde bu zulme ortak oluyoruz, finanse ediyoruz demektir. Bunu bildiğimiz zaman kendini bilen insanlar buna göre tavır alır. Birey olarak yapacağımız en büyük çalışmalardan biri budur.

Kampanyanın etkisi ne zaman hissediliyor?

Sizlerin vasıtasıyla kamuoyuna anlatıyoruz. Müslümanlarda bu yönde ortak bir tepki gelişince birçok defa bu zulüm ve kargaşanın şekil değiştirdiğine şahit olduk. Müslümanlar tekrar duyarsızlaşsın ve boykot soğusun diye zulüm hafifliyor, ortalık biraz rahatlıyor. Milyarlarca Müslüman bu üç ülkeye ekonomik boykot uygularsa Filistin meselesi sanıldığından çok daha çabuk çözülecektir.

Tüketicilerin kampanyaya ilgisi nasıl?

Tüketicilerden kampanya ile ilgili sorular geliyor. “Ne zaman başlıyor, ne yapabiliriz, hangi malları boykot edeceğiz” diye mailler, telefonlar geliyor. Bu olaylar olduğu zaman kampanyayla ilgili had safhada destek alıyoruz. İnşallah da hep böyle devam eder. Türkiye’de özellikle bu konuda çok büyük duyarlılık var. Bugün de İstanbul’da İsrail’i tel’in mitingi var. Biz de dernek olarak düzenleme komitesindeyiz. İnşallah orada da tepkimizi ortaya koyacağız.

Malları üreten veya aracılık edenlerden ne gibi tepki alıyorsunuz?

Bize direkt bir tepkileri olmuyor ama bu tip dönemlerde reklâmlarını, promosyonlarını arttırmaya başladıklarına şahit oluyoruz.

Kemal BENEK / ANKARA

09.07.2006


 

Otobüs devrildi, 1 ölü, 29 yaralı

Sivas’ın Şarkışla ilçesinde, yolcu taşıyan otobüsün devrilmesi sonucu 1 kişi öldü, 29 kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Şarkışla’nın Emlekhüyük köyünde düzenlenen faaliyete katılmak üzere Ankara’dan yola çıkan vatandaşları taşıyan Murat Hünlü (32) yönetimindeki 06 AOF 40 plakalı otobüsün, ilçeye 20 kilometre kala Kayseri-Şarkışla yolunun Karagöl mevkiinde devrilmesi sonucu, yolculardan Ahmet Kartal (25) hayatını kaybetti, 29 kişi de yaralandı. Yaralıların bazıları Şarkışla Devlet Hastahanesindeki ilk müdahalenin ardından Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastahanesinde tedavi altına alındı. Antalya’nın Manavgat ilçesinde ise midibüsün devrilmesi sonucu 1’i ağır, 24 kişi yaralandı.

/ SİVAS

09.07.2006


 

Okulda barış eğitimi verilsin

BM Genel Sekreter Yardımcısı ve UNICEF Başkan Yardımcısı Kul Chandra Gautam, eğitim müfredatına mutlaka barış eğitiminin konulması gerektiğini vurgulayarak, ‘’Böylece çocuklar sorunlarını şiddete başvurmadan, anlaşarak çözebilir’’ dedi.

Kul Chandra Gautam, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) ile UNICEF Türkiye’nin 2000 yılında çocuk haklarının korunmasına ilişkin başlattığı proje kapsamında, ülke genelinde oluşturulan Türkiye Çocuk İletişim Ağı temsilcileriyle bir araya geldi. Gautam, toplantıda, çocukların çocuk hakları, aile içi şiddet, savaş nedeniyle hayatını kaybeden çocuklar, kız çocuklarının okula gitmesi gibi konulardaki sorularını cevapladı. Çocukların büyüklere göre daha pratik sonuçlar ortaya koyduklarını belirten Gautam, ‘’Eğer büyükler tarafından göz ardı edildiğinizi ya da sözlerinizin dinlenmediğini düşünürseniz sakın pes etmeyin. Sizi sonuna kadar destekliyoruz. Er ya da geç sizi dinleyeceklerdir’’ diye konuştu. Türkiye’nin, AB için en büyük artılarından birinin genç nüfus olduğuna işaret eden Gautam, ‘’Gelecekte AB nüfusunu sizler oluşturacaksınız. O nedenle eğitimli ve katılımcı bireyler olmanız çok önemli. Siz sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın ve dünyanın da geleceğini oluşturacaksınız’’ dedi.

Dünyada her yıl 10 milyon çocuğun hayatını kaybettiğini, bunların bir kısmının da savaşlar nedeniyle öldüğünü anlatan Gautam, asker çocuklara dikkat çekti. Gautam, ‘’Eğitim müfredatlarına mutlaka barış eğitiminin konulması lâzım. Böylece çocuklar sorunlarını şiddete başvurmadan, anlaşarak çözebilirler’’ şeklinde konuştu.

/ İSTANBUL

09.07.2006


 

Şahin: İlkemiz, ‘kişiye göre iş’ değil, ‘işe en uygun kişi’

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, hükümetin temel personel politikasının ‘kişiye göre iş’ değil, ‘işe en uygun kişi’ ilkesinden güç aldığını bildirdi.

Şahin, Anavatan Partisi Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş’ın, Prof. Dr. Nabi Avcı’nın Başbakanlık Baş Müşaviri olarak atanmasına ilişkin yazılı soru önergesini cevapladı. Türkiye’nin, kurumsal ve yasal altyapısıyla tarihi süreç içinde şekillenen, Anayasanın belirlediği çerçeve içinde iş ve eylemlerini gören, saygın ve büyük bir devlet olduğunu kaydeden Bakan Şahin, böyle bir kurumsal yapıda görev alacakların kimler olabileceğinin ancak ilgili yasal mevzuatın düzenlediği çerçeve içinde belirlendiğini ifade etti. Hükümetin temel personel politikasının, ‘’kişiye göre iş’’ değil, ‘’işe en uygun kişi’’ ilkesinden güç aldığını belirten Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şahin, şunları kaydetti:

‘’Öte yandan, halkımızın yüksek iradesiyle hükümet etme görevini tevdi ettiği kimi siyasetçiler, müşavirlik, basın müşavirliği, baş müşavirlik gibi karşılıklı güven gerektiren, yakın çalışma ilişkisi içindeki istisnai kadrolara ‘görevin gerektirdiği nitelik ve deneyimlere sahip kişiler arasından’ tercihte bulanabilmektedirler. Unutulmamalıdır ki bu durum, ‘devlet kadrolarına belirli bir dünya görüşünden olanların atandığı’ yorum ve iddialarını doğrulamadığı gibi, yalnızca ülkemizde değil, dünyada da kabul gören demokratik bir gelenektir.’’

/ ANKARA

09.07.2006


 

Adana’da MİT Şube Müdürü intihar etti

Adana’da, Millî İstihbarat Teşkilatı’nda (MİT) şube müdürü olarak görev yapan Ufuk Acar (49), bilinmeyen bir sebeple kendisini şakağından vurarak intihar etti.

Alınan bilgiye göre, olay, dün saat 02.30 sıralarında Kurtuluş Mahallesi 12 Sokak Pınar Apartmanı 7. kat 32 numarada meydana geldi. Adana’da MİT Şube Müdürü olarak görev yaptığı öğrenilen Ufuk Acar (49), henüz belirlenemyen sebeple silahını kafasına dayayarak ateşledi. Ağır yaralanan Acar, ambulansla Adana Numune Hastanesi’ne kaldırılırken yolda hayatını kaybetti. Adana Emniyet Müdürü Mehmet Cebe’nin, olay yerine gelerek yetkililerden bilgi aldığı kaydedildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

/ ADANA

09.07.2006


 

Başkana, meclis üyelerinden suç duyurusu

Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman hakkında, yolsuzluk yaptığı ve görevini kötüye kullandığı iddiasıyla belediye meclis üyeleri tarafından suç duyurusunda bulunuldu.

Isparta Belediyesi Meclis Üyesi Uğur Bestelci, yaptığı açıklamada, meclis üyeleri Mahir Göker, Hasan Salman, İsmail Keskinoğlu, Şener Karakaya, Muhittin Gül, Mehmet Gökaslan, Mehmet Bozkurt, Cüneyt Kadıkol ve Cihan Zengi ile birlikte, başkan Hasan Balaman hakkında belediye meclis denetim komisyonu tarafından hazırlanan 19 dosyayla ilgili Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi. Bestelci, aynı dosyaları Cumhurbaşkanlığı ile İçişleri Bakanlığı’na da gönderdiklerini söyledi.

/ ISPARTA

09.07.2006


 

‘Hür Kürtler’ partileşme yolunda

“Hür Kürtler Grubu’’ adıyla tanıtılan grup, parti kurmak üzere Hilton Oteli’nde toplandı. İki gün sürecek toplantıda katılımcıların, partileşme üzerindeki görüş ve düşüncelerini tartışacakları, toplantının ikinci gününde parti kurma kararının oylanacağı ve yürütme kurulunun oluşturulacağı bildirildi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan eski bakanlardan Şerafettin Elçi, “Bugün Kürtlerin en büyük arzu ve ihtiyaçları, sorunlarına siyasi bir çözüm bulunmasıdır’’ dedi. Terör örgütü PKK’yı da eleştiren Elçi, terör örgütü ve onun emrindeki örgütleri “umut olmaktan öte, umutsuzluk kaynağı’’ olarak değerlendirdi. Elçi, PKK’nın Stalinist ideoloji gereği kendi emri altına girmeyen Kürdü düşman görerek gaddar ve acımasızca davrandığını söyledi.

/ ANKARA

09.07.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004