|
|
|
‘Dalga’ maaşları vurdu |
Türk Eğitim-Sen’in araştırmasına göre, son 1 yılda memur maaşları dolar ve avro karşısında yüzde 9 ila 20 oranları arasında değer kaybetti. Araştırmaya göre, memur maaşları 2005 yılı Haziran ayı ile 2006 yılı Haziran ayı arasındaki 1 yılda YTL düzeyinde artış göstermesine rağmen, dolar ve avro karşısında geriledi.
Buna göre, müsteşar ve genel müdür maaşı dolar bazında yüzde 17, avro bazında yüzde 20, en yüksek derecedeki profesör maaşı dolar bazında yüzde 16, avro bazında yüzde 19, hizmetli maaşı dolar bazında yüzde 9, avro bazında yüzde 12, 9/1 derecedeki öğretmenin maaşı dolar bazında yüzde 11, avro bazında yüzde 14 oranında azaldı. Öte yandan, benzin fiyatlarında yaşanan artış sebebiyle bir otomobil deposunu doldurmanın maliyeti bir yılda yüzde 61 oranında arttı.
Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri İsmail Koncuk, konuya ilişkin değerlendirmesinde, dolar ve avronun tavan yapması ve enflasyonun iki haneli rakamlara ulaşmasıyla memur maaşlarının büyük oranda değer kaybettiğini söyledi.
Kamu-Sen: 6 aylık enflasyon, zammı alıp götürdü
Türkiye Kamu-Sen, yılın ilk 6 ayında yaşanan enflasyonun, hükümetin, memurlara bütün bir yıl için verdiği maaş (yüzde 2.5 artı 2.5) artışını götürdüğünü ifade ederek, memurların, toplu görüşmelere alacaklı olarak oturacağını savundu. Türkiye Kamu-Sen’den yapılan açıklamada, enflasyon hedefinin yüzde 5 olarak belirlenerek memur, işçi, emekli ve asgarî ücretlilere bu doğrultuda zam yapıldığı ancak, henüz yılın ilk yarısında enflasyonda tüm hesapların şaştığı ve yıllık hedeflerin aşıldığı kaydedildi.
Açıklamada, Haziran ayı rakamlarına göre yıllık TÜFE’nin yüzde 10.12 gibi hedeflerin çok üzerinde gerçekleşmesine karşın, son 1 yılda benzin ve fuel oil fiyatlarının ortalama yüzde 27, kiraların yüzde 22, et fiyatlarının yüzde 12, taze sebze fiyatlarının yüzde 28, ısınma giderlerinin yüzde 13, doğalgaz fiyatının yüzde 21, tüp fiyatlarının ise yüzde 19 oranında arttığı belirtildi.
|
/ ANKARA
09.07.2006
|
|
|
Konut sektörü zorda |
Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkanı ve Adana Müteahhitler Birliği Başkanı İsmail Babacan, dövizdeki dalgalanmadan dolayı inşaat malzemelerinin aşırı zamlanmasıyla ortaya çıkan fiyat farkının ödenmemesi durumunda, özellikle kaba inşaatı devam eden konutların tamamlanmasının hayal olacağını söyledi.
Babacan, dövizdeki hızlı artışın ve piyasalardaki dalgalanmanın inşaat sektörünü olumsuz etkilediğini ifade ederek, “Bu dönemde kamuya iş yapan müteahhitler çok zor durumda kaldı. Özellikle demir, çimento ve akaryakıta gelen aşırı zamlar müteahhitleri bitirme noktasına getirdi. Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) iş yapan müteahhitler bundan daha fazla etkilendi. Şimdi müteahhitler konutları bitirememe tehlikesiyle karşı karşıya kaldı” dedi.
Dalgalanmanın ve fiyat artışının olağanüstü bir durum olduğuna dikkat çeken Babacan, fiyat farklarının ödenerek müteahhitlerin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini vurguladı. Devletin bu farkı ödememesi durumda konutların yarım kalacağını belirten Babacan, “Fiyat farkı ödenmez ise özellikle kaba inşaatı devam eden konutların bitmesi tamamen hayal olur. Fiyat farkı bütün müteahhitlere ödenmeli. Yoksa büyük bir ayrım ortaya çıkar. Bu farkın ödenmemesi durumunda TOKİ ile birlikte konut sahibi olacak dar gelirli vatandaşların hayalleri suya düşebilir. Bu durum herkese zarar verir. Bir an önce soruna çözüm üretilmeli” diye konuştu.
|
/ ADANA
09.07.2006
|
|
|
Esnaf ekonomi için karamsar |
Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) başkentin en işlek ticaret ve alışveriş merkezlerinde yaptırdığı ankete göre, her 100 kişiden 38’i ekonominin geleceğinden umutsuz.
ATO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, ‘’Çarşının Nabzı-1 Ekonomik Görünüm’’ başlıklı ankete, ticaretin yoğun olduğu cadde ve iş merkezlerinde faaliyet gösteren 1056 tüccar ve esnaf katıldı. Açıklamaya göre, ankete katılanların yüzde 28’i, ‘’Türkiye ekonomisinin geleceğine ilişkin umutlarınız ne yönde?’’ sorusuna, ‘’kötü olacağını düşünüyorum’’, yüzde 10’u ise ‘’çok kötü olacağını düşünüyorum’’ cevabını verdi.
ATO anketine katılan her 3 kişiden 2’si uygulanmakta olan ekonomik programı başarısız buluyor. Programı başarılı bulanların oranı ise yüzde 34. Ekonomik programı başarısız bulanların yüzde 42’si, en başarısız alan olarak ‘’işsizliğin azalmaması’’nı gösteriyor. En başarısız ikinci kısım yüzde 25 ile ‘’iç ve dış borçların artması’’ olarak ifade ediliyor. Katılımcıların yüzde 17’si ‘’cari açığın artması’’nı başarısızlık olarak değerlendirirken, yüzde 16’sı enflasyondaki düşüşü yeterli bulmuyor.
Açıklamaya göre, ankete katılan her 3 kişiden 2’si hükümetin ekonomik ve sosyal sorunları çözdüğüne inanmıyor. Ankete katılan 1056 kişinin yüzde 51’inin aylık hane geliri ise, aylık hane harcamasını karşılamıyor. Ankete katılanlara göre, 2006 yılının en büyük sorunları sırasıyla; işsizlik, döviz kuru dengesizliği ve cari açık. Ankete katılanların yüzde 80’i büyümenin işlerinde bir fark oluşturmadığını belirtirken, büyümenin işlerine olumlu yansıdığını ifade edenlerin oranı yüzde 20.
|
/ ANKARA
09.07.2006
|
|
|
Kayıtdışı, Türkiye’yi engelliyor |
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Bülent Pirler, kayıtdışı sektör ile büyümenin gerçekleşmeyeceğini görmek gerektiğini belirterek, ‘’Kayıtdışı, Türkiye’yi engeller hale geldi’’ dedi.
Pirler, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleri ile düzenlediği sohbet toplantısında, Türkiye’deki ücret sisteminin ülkeden yabancı ve yerli sermayenin kaçışına neden olduğunu savunarak, ‘’Bu ücret sistemi ile Türkiye’nin rekabet şansı kalmıyor’’ dedi. Yükselen maliyetlerin kayıtdışı ekonomiyi artırdığını söyleyen Pirler, sosyal açıdan Türkiye’nin rekabet ettiği, Çin, Hindistan ve Pakistan gibi ülkeler ile bazı AB ülkelerinden bile ileride olduğunu anlattı. ‘’Ücretler üzerindeki yükler ile bizzat kendimizin rekabet gücünü azaltıyoruz’’ diyen TİSK Genel Sekreteri, bu ülkelerde, Türkiye’de orta halli ücret alan bir kişinin gelir vergisi rakamına eşit rakamda işçi alıştırıldığını kaydetti.
Bunun sonucunda Türkiye’nin bu ülkelerle rekabet edemediğini ifade eden Pirler, ‘’Bu ülkeler Türkiye’ye karşı sosyal damping yapıyor. Türkiye’nin buna hızlı çözüm bulması gerekiyor’’ dedi.
|
/ ANKARA
09.07.2006
|
|
|
Petrol devinden Türkiye’ye rafineri |
Dünyanın en büyük petrol şirketlerinden Rus Lukoil şirketi, Zonguldak’ta 2-2,5 milyar dolara, 8 ile 10 milyon ton kapasiteli bir rafineri kurmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (EPDK) başvurdu.
Lukoil’in yatırım talebini incelediklerini belirten EPDK Başkanı Yusuf Günay, böylesi bir yatırım talebinin hem Türkiye hem de gelişmekte olan akaryakıt piyasası için ümit verici olduğunu söyledi.
Günay, ‘’Lukoil yetkilileri, bizden rafinerinin projesinin hazırlanması ve ardından inşaatı için arazi tahsisiyle lisans konularında onay vermemizi istediler. Biz de gerekli izinleri alarak evraklarını tamamlamalarını istedik. İnceleyip bir karar vereceğiz’’ diye konuştu.
|
/ ANKARA
09.07.2006
|
|
|
Fındık zirvesi Pazartesi toplanıyor |
Fındık piyasası aktörleri, sektörün sorunlarının çözüme kavuşturulması amacıyla, 10 Temmuz Pazartesi günü Sanayi ve Ticaret Bakanlığında bir araya gelecek.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, sektörün sorunlarının çözüme kavuşturulması ve doğru politikaların üretilmesi amacıyla, Bakan Ali Coşkun’un evsahipliğinde yapılacak toplantıya, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı, Türkiye Ziraat Odalar Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar ile bölgenin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanları, Borsa Başkanları ve Fındık İhracatçı Birlikleri başkanlarının katılmaları bekleniyor.
|
/ ANKARA
09.07.2006
|
|
|
|