Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Temmuz 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

AKP’den ABD’ye “vizyon” mesajları

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye’de Amerikan karşıtlığı bulunduğuna inanmadığını, ancak politikaları tenkit eden, benimsemeyenlerin her yerde bulunduğunu söyledi. Gül, bu konunun sadece hükümetin değil, basının ve aydınların da konusu olduğunu, özellikle “büyük basının” bu konuya daha çok önem vermesi gerektiğini savundu.

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, İsrail ile Filistin arasında, İsrailli askerin kaçırılmasıyla tırmanan gerginliğin çözümünde Türkiye’nin daha fazla katkıda bulunması yönünde talep geldiğini ve Şam’a da bu çerçevede Türkiye’den bazı mesajların iletildiğini söyledi.

ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile bugün bir araya gelecek olan Gül, Washington’da Türk basın mensuplarının soruları cevapladı. İsrail-Filistin gerginliğine ilişkin sorular üzerine Bakan Gül, bölgede olaylar tırmanmaya başlayınca, önce İsrail Dışişleri Bakanı’nın kendisini arayarak yardım istediğini, daha sonra İsrail Başbakanı Ehud Olmert ve Filistin Lideri Mahmud Abbas’ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı aradığını, kendisinin Hamas lideri İsmail Haniye ile görüştüğünü, Başbakan Erdoğan’ın da ABD Başkanı George Bush ve BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile temasta bulunduğunu anlattı. Taraflara düşenin, olayları tırmandırmamak olduğunu belirten Gül, şunları söyledi:

‘’Tabii bunu biraz daha açacak olursak; İsrail’in Gazze’deki operasyonları durdurması, kaçırılan askerin serbest bırakılması, hapishanelerdeki kadınlar ve çocukların bırakılması, seçilmiş insanların bırakılması, İsrail’in attığı füzelerin durdurulması yeni bir iklim doğurabilir. Yeni iklim inşa edilidğinde, iki tarafla da iyi niyetli olarak görüşmek lazım. İki devletli bir çerçevede çözüm olabilir.’’

Türkiye’nin, İran’ın nükleer faaliyetleri konusunda kendisine ‘’arabulucu’’ rolü biçmediğini söyleyen Gül, ‘’prestij, şöhret arayışında olmadığını’’; bölgede sadece huzur, barış ve güvenliğin istendiğini belirtti. Gül, Washington’da ‘’Stratejik Ortak Vizyon Belgesi’’nin tamamlandığını, ve bunun bir anlaşma olmadığını ve ‘’karşılıklı mutabakat’’ anlamına geldiğini söyledi. Gül, Türk-Amerikan ikili ilişkilerinin iyi olduğunu ve ‘’Stratejik Ortak Vizyon Belgesi’’nin ‘’faydalı’’ olacağı düşüncesiyle gerçekleştirildiğini kaydetti.

ABD temaslarında ağırlıklı konuların sorulması üzerine Gül, bunları ‘’ikili ilişkiler, bölgesel konular, İsrail-Filistin meselesi, Ortadoğu, İran’ın nükleer meselesi, Irak, terörle mücadele ve Kıbrıs’’ olarak sıraladı. Türkiye’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ndeki katkısının sorulması üzerine Gül, demokrasi, şeffaflık, hesap verebilme, kadın-erkek eşitliğinin her yere yayılmasının Türkiye’nin önem verdiği konular olduğunu ve bunları içeren hangi proje olursa olsun, nereden gelirse gelsin işbirliği yapılacağını söyledi. Gül, bu projenin Türkiye için yeni bir şey olmadığını, Türkiye’nin kendi içinde reformları başlattığını ve proje ortaya çıkmadan bir yıl önce kendisinin Tahran’da İslam Konferansı Örgütü toplantısında çok açık çağrılar yaptığını hatırlattı.

/ WASHINGTON

06.07.2006


 

Millî güvenlik konsepti

Mazlum-Der tarafından düzenlenen toplantıda konuşan Gazeteci Aydın Çubukçu, “Her iki olay da aynı suç merkezinde planlanmış ve uygulanmıştır. Aradan geçen zaman içinde kimin kazandığına baktığımız zaman bu sonuç ortaya çıkıyor. Kazanan ‘millî güvenlik konsepti’ olmuştur. Şeriatçılık ve bölücülük tehlikesini göstererek topluma biçim verme tezleri güçlenmiştir. Başbağlar’da öldürülen de, Madımak’ta yakılan da aynı toplumun halkıdır. Toplum olarak aynı merkezden yönetilen şiddetli bir saldırı altındayız” dedi.

MAZLUMDER Genel Başkanı Ayhan Bilgen, "toplumsal çatışmaya karşı barış ve kardeşliği güçlendirelim" çağrısında bulunarak, "Ezberleri bozalım, kamplaşmalara izin vermeyelim” dedi.

MAZLUMDER Madımak ve Başbağlar katliamlarını ele alan “İki Ateş Arasında Barış ve Kardeşlik” isimli yuvarlak masa toplantısını Ankara Mola Otel’de gerçekleştirdi. Sivil toplum örgütü temsilcileri, akademisyenler ve yazarların katıldığı toplantıda Madımak ve Başbağlar katliamları kınanarak her iki olayın tüm sorumlularının açığa çıkarılması istendi ve birlikte barış içinde yaşama arzusu dile getirildi.

Toplantıda konuşan MAZLUMDER Genel Başkanı Ayhan Bilgen, toplantıyı düzenleme amaçlarının; empati kurmak, korku ve önyargıların aşılmasını sağlamak olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Her acı ve sıkıntı sadece kendi toplum kesiminde karşılık buluyor. Oysa farklı kesimler birlikte kaygı ve beklentilerini ifade edebilmeliler. Herkesin yaşama hakkına saygı gösterilmeli. Bizim kastımız Madımak ve Başbağlar olayları arasında kıyas yapmak değil. Acıları ve öfkeleri kaşımak istemiyoruz. Herkesin ötekinin açısını anlamasını istiyoruz. Barış içinde yaşamanın gerekli koşulu budur. Toplumsal çatışmaya karşı barış ve kardeşliği güçlendirelim. Ezberleri bozalım, kamplaşmalara izin vermeyelim.”

“HÂLÂ LİNÇ KÜLTÜRÜ TEŞVİK EDİLİYOR”

İnsan Hakları Derneği (İHD) Yusuf Alataş, hem Sivas hem de Başbağlar olaylarında bütün toplumun sınıfta kaldığıını kaydederek şöyle konuştu:

“Bu olayları devlet mi yaptı, yapmadı mı? Soruları hala devam ediyor. Bu olaylarda devletin direk olarak değilse bile, devlet erkini kullanan kamu görevlilerinin ve siyasi iktidarların sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Olaylar sonrası toplum kendine düşen sağlıklı refleksi gösteremedi. Bugün de hala linç kültürü teşvik ediliyor. Oysa daha çok barışa, hoşgörüye ihtiyacımız var şimdi. Birbirimizin açılarını anlamalıyız. Geçmişteki provokasyonların toplumu yönlendirmesine son verelim. Farklı düşüncelere, farklı inançlara saygı gösterelim. Buna hepimizin ihtiyacı var.”

“İKİ OLAYI DA AYNI MERKEZ PLANLADI”

Gazeteci Aydın Çubukçu da, Madımak ve Başbağlar katliamlarının, topluma şeriatçılık ve bölücülüğü iki düşman olarak gösteren devlet tezine halkın inandırılmasını sağladığını belirtti. “Her iki olay da aynı suç merkezinde planlanmış ve uygulanmıştır” diyen Çubukçu, aradan geçen zaman içinde kimin kazandığına bakıldığı zaman bu sonucun ortaya çıktığını söyledi. Çubukçu, bu iki olayla Türkiye’deki egemen çevrelerin çıkarlarının pekiştiğinin görüldüğünü kaydederek, şöyle devam etti:

“Artık istedikleri olmuş ve iki mezhep mensupları arasında kan girmiştir. Solcu aydınlar ‘Bu halk adam olmaz’ tarzı geleneksel yaklaşımı benimser hale gelmiş, bir yılgınlık psikolojisi hakim olmuştur. İslami kesime ise derin bir suçluluk psikozu empoze edildi. İslami kesin sürekli kendini savunmak, kendi inançları dolayısıyla kınanmak gibi durumlarla karşılaştılar. Bunları topladığımız zaman kazananın ‘Milli Güvenlik Konsepti’ olmuştur. Şeriatçılık ve bölücülük tehlikesini göstererek topluma biçim verme tezleri güçlenmiştir. Başbağlar’da öldürülen de Madımak’ta yakılan da aynı toplumun halkıdır. Toplum olarak aynı merkezden yönetilen şiddetli bir saldırı altındayız. Bölünme ve parçalanmayı sağlamak için birbirimize düşman ediliyoruz” diye konuştu.

“HİÇ BİR GEREKÇE OLAYI ÖRTEMEZ”

Rize eski Milletvekili Mehmet Bekaroğlu da, iki olaydan 80 yıllık geçmişi olan “Milli Güvenlik Konsepti İdeolojisi”nin kazançlı çıktığını vurguladı. Bekaroğlu şunları söyledi: “ İki olayda da en temel insan hakkı olan yaşama hakkına kastedilmiştir. Hiçbir gerekçe bu olayı örtemez. Birlikte yaşama iradesine, geleceğe, barışa kastedilmiştir. Artık bu tür olaylarla yüzleşmek zorundayız. Toplumda hala fay hatları, çatışma alanları mevcuttur. Bir olayı ve bu olayın perde arkasını konuşurken kategorik olarak bir dini ve mezhebi suçlayamayız. Böyle yapıldığı için bu olayları planlayanların, kışkırtanların amacına toplum olarak hizmet etmiş olduk. Olayları değerlendirirken empati kurabilirsek ancak başarılı oluruz.”

“AYNI EL”

MEKDAV adına toplantıya katılan Celal Sancar ise; Zenginliklerin oluşturulan kavgalarla tarumar edildiğini söyleyerek, “Sivas’taki el ile Başbağlar’daki el aynı eldir. Bizler aynı trendeyiz. Bu treni devirmek isteyenlere izin vermeyelim” dedi.

“YAŞANANLARDAN DERS ÇIKARILMALI”

Yaşanan olaylardan dersler çıkarılması gerektiğini belirten Öğretmen-Sen Başkanı Yusuf Tanrıverdi, geçmişi kendimize öğretmen yaparsak daha güzel bir gelecek kurabiliriz. Herkes aynı ailenin farklı düşünen çocukları olduğumuzun bilincinde olmalı” dedi.

/ ANKARA

06.07.2006


 

Ağar: İktidar, 2001 krizi ile milleti korkutuyor

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ”İktidar, ekonomideki zulüm politikalarını kabul ettirmek için ikide bir 2001 krizini ileri sürüyor, milleti yeni krizlerle korkutmaya çalışıyor” dedi.

Ağar, yaptığı yazılı açıklamada, iktidarın yılbaşından bu yana benzine 12 kez zam yaptığını belirterek, fiyatlardaki artışın vatandaşların yaşam kalitesini düşürdüğünü bildirdi. Mal ve hizmetlerin fiyatlarının sürekli arttığını kaydeden Ağar, ülkede açıktan zammın yanı sıra gizli zam uygulaması yapıldığını da ileri sürdü. Fiyatlardaki artışa karşın malların kalitesinin ve gramajının düştüğünü savunan Ağar, şunları kaydetti:

“İktidar yılbaşından bu yana benzine 12. zammı yaptı. Yapılan bu zamlarla insanımızın hayat standardı düşüyor. İktidar iş başına geldiği 2002 yılından itibaren, ‘enflasyonla mücadele ediyorum,’ diyerek tüm sabit gelirlilerin ücret ve maaşlarını kıstı. 2006 yılı için maaşlara toplamda yüzde 5 zam yapılırken, sadece Haziran ayı üretici fiyat endeksinin artışı yüzde 5. Tüketici fiyat endeksinin düşük çıkması, yanlış yorumlanmasın, o da gelecek zam dalgasının habercisi. İktidar, tarımda maliyetinin altında taban fiyatı açıkladı, sanayide düşük kur yüksek faiz uygulamasıyla üreticiyi uluslararası piyasaların rekabet gücü karşısında korumasız bıraktı, ithalatçı olmaya zorladı.”

Geçmişte benzer politikaları uygulayanların halk tarafından tasfiye edildiğini kaydeden Ağar, şöyle devam etti:

“Biz farklıyız diyen AK Parti iktidarı da bugün aynı yolun yolcusu. İktidar ekonomideki zulüm politikalarını kabul ettirmek için ikide bir 2001 krizini ileri sürüyor, milleti yeni krizlerle korkutmaya çalışıyor. Bunlar boşuna çabalardır. Asıl korkulacak tehlikenin, bu iktidarın iş başında kalmaya devam etmesi olduğunu millet çok iyi biliyor. DYP, halkın zenginliğini küresel rantiyecilere aktarmaya çalışan bu iktidara hiçbir şekilde yol vermeyecek ve millet iradesinin temsilcisi olarak onlarla hesaplaşacaktır. DYP, büyük Türkiye’nin, küçük hesapların sularında boğulmasına asla izin vermeyecektir.”

/ ANKARA

06.07.2006


 

Vanhanen: Yeni üyelere kapıyı açık tutalım

AB’nin yeni dönem başkanı Finlandiya’nın Başbakanı Matti Vanhanen, birliğin genişleme konusundaki korkularına rağmen yeni üyelere kapıyı açık tutması gerektiğini savundu.

Avrupa Parlamentosunda konuşan Vanhanen, ülkesinin dönem başkanlığındaki öncelikler konusunda bilgi verdi. Vanhanen, ‘’AB, açık bir birlik olmaya devam etmeli. Kriterleri yerine getiren Avrupa ülkeleri tam üye olabilmeli’’ dedi. Finlandiya Başbakanı, aday ülkeler için yeni kriterler ortaya atılmasına karşı olduğunu belirterek, mevcut kriterlerin mutlaka uygulanması gerektiğini söyledi. Fransa ve Hollanda’da reddedilen AB anayasasının hayata geçirilmesi çağrısında bulunan Vanhanen, ülkesinin bu yıl içinde anayasayı onaylayacağını bildirdi.

Bulgaristan ve Romanya’nın tam üyelikleriyle ilgili kararın kendi dönem başkanlıkları sırasında verileceğini kaydeden Vanhanen, Hırvatistan ve Türkiye ile müzakerelerin atılan adımlara göre ilerlemeye devam edeceğini söyledi. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da yaptığı konuşmada, müzakerelerin ilerlemesi için Türkiye’nin Rum kesimine limanlarını ve havaalanlarını açması gerektiğini ifade etti.

/ STRASBOURG

06.07.2006


 

Köhler: Türkiye, Avrupa için önemli

Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler, Türkiye’nin Avrupa için önemli bir ortak olduğunu söyledi. Köhler,"Türkiye’deki gelişmenin ve müzakerelerin nereye varacağını göreceğiz. Ancak siyasi tartışmalarda, Türklerin kendilerini ihmal edilmiş hissine kapılmamalarına dikkat etmeliyiz" dedi.

Köhler, Alman Bild gazetesine verdiği demeçte, AB’nin genişlemesiyle ilgili bazı endişelerin günümüzde yersiz çıktığını belirterek, ‘’Ancak birliğin sınırlarının tartışılması Avrupa politikasının bir parçasıdır. Çünkü Avrupa, sadece sınırları olduğu takdirde bir kimlik ortaya koyabilir. Sınırsız bir şey, çokluk içinde kaybolur gider’’ dedi.

Köhler, bu bağlamda Türkiye’nin AB üyeliği konusunda ne düşündüğüne ilişkin soruya karşılık şunları söyledi: “Avrupa’daki hukuk devleti anlayışımıza, varılan anlaşmalara sadık kalmak dahildir. Bu Türkiye için şu anlama gelmektedir; devlet ve hükümet başkanları tarafından üyelik müzakerelerine başlanması sözü verilmiştir. Ve şimdi de daha önce anlaşmaya varıldığı gibi ucu açık müzakereler sürdürülmektedir. Sonuçta Türkiye’deki gelişmenin ve müzakerelerin nereye varacağını göreceğiz. Ancak siyasi tartışmalarda, Türklerin kendilerini ihmal edilmiş hissine kapılmamalarına dikkat etmeliyiz. Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız: Türkler gururlu, güçlü bir halk ve Türkiye Avrupa için önemli bir ortak.’’

/ BERLİN

06.07.2006


 

Erdoğan: Önce izolasyonlar kalksın

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, KKTC üzerindeki izolasyonlar kalkmadan Türkiye’nin Kıbrıs Rum kesimine liman ve havaalanlarını açma konusunda hiçbir adım atmayacağını söyledi.

La Tribune gazetesinin, Türkiye’nin Kıbrıs Rum kesimi bandıralı gemi ve uçaklara limanlarını açıp açmayacağına ilişkin sorusunu cevaplayan Erdoğan, ‘’Karşı taraf hiç ilerleme yapmazken sürekli bizden adım atmamız talep edilemez’’ dedi. KKTC’nin BM barış planına ‘’evet’’ dediğini, Rumların ise ‘’hayır’’ dediğini hatırlatan Erdoğan, ‘’evet’’ diyenlerin cezalandırıldığını, ‘’hayır’’ diyenlerin ise mükafatlandırıldığını ifade etti.

/ PARİS

06.07.2006


 

Filistin’in ihtiyacı politik destek

Filistin’in Ankara Büyükelçisi Nebil Maruf, ‘’Filistin halkının ihtiyacı, gerçek politik bir destek’’ dedi.

Büyükelçi Maruf, Esnaf ve Sanatkarlar Derneği (ESDER) Başkanı Mahmut Çelikus ve beraberindeki heyeti kabul etti. Ziyaret sırasında gazetecilerin sorularını cevaplayan Maruf, İsrailli bir askerin kaçırılması sonrasında ülkesinde yaşananlarla ilgili olarak, meselenin bir İsrail askerinin kaçırılması olmadığını, ülkesinde son 50 günde 94 Filistinlinin öldürüldüğünü ifade etti. Maruf, ‘’Bu plana devam edecekler. Operasyonun tek amacı 1 askerin serbest bırakılması değil’’ dedi.

Nebil Maruf, bir gazetecinin İsrail’in Filistin’in enerji hatlarını vurduğunu ve ülkede petrol sıkıntısı yaşandığını belirterek, Filistin halkının insani ihtiyaçlarının neler olduğunu sorması üzerine de şunları söyledi:

‘’Filistin halkı kuşatma altında. Elektriksiz, susuz, gıdasız... Filistin’in bu durumunu görenler ülkede neye ihtiyaç olduğunu da görür. Bunu biz söylemeyeceğiz. Filistin halkının ihtiyacı, gerçek politik bir destek.’’ Gazetecilerin bu noktada Türkiye’nin girişimlerini nasıl değerlendirdiklerini sormaları üzerine de Maruf, Türk hükümetinin bu olayın üstesinden gelmek için elinden geleni yaptığını belirtti ve bu girişimleri takdir ettiklerini, Türk hükümetine teşekkür ettiklerini bildirdi. Maruf, bu girişimlerin olumlu sonuç vereceğinden ümitli olup olmadığı yönündeki soruya karşılık da her zaman umutları olduğunu, çünkü ümitli olmak zorunda olduklarını söyledi. ESDER Başkanı Mahmut Çelikus da ‘’İsrail, tanklarla çocukları ve insanları eziyor. Filistin’de korkunç bir katliam bir soykırım var. Filistin halkına yapılan zulme karşıyız. Filistin halkının yanındayız’’ dedi.

/ ANKARA

06.07.2006


 

Gönül: Hamas’a ‘yabancı heyet uygulaması’ yapıldı

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Ankara’ya gelen Hamas heyetinin iaşe-ibate masrafları konusunda diğer yabancı heyetlere yönelik uygulama paralelinde hareket edildiğini bildirdi.

Gönül, CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, Hamas yöneticilerinin Ankara’ya gelişiyle ilgili soru önergesine verdiği cevapta, Filistin’de 25 Ocakta yapılan seçimlerin demokratik ve saydam bir şekilde gerçekleştirildiğinin, aralarında Türkiye’den de 17 kişilik bir ekibinin bulunduğu uluslararası gözlemcilerce de teyit edildiğini belirtti. Gönül, bu gelişmelerin ardından, Hamas’ın Siyasi Büro Lideri Halid Meşal’in, Türkiye’yi ziyaret etmek istediğini kaydederek, “Ülkemizin Ortadoğu barış sürecine verdiği desteğin uzantısı ve bölgesel sorumluluğumuzun bir parçası olarak, heyetin ülkemize gelmesine izin verilmiştir” dedi. Heyet üyeleriyle yapılan temaslarda, örgütün şiddet eylemlerini bırakması, İsrail’in varolma hakkını tanıması ve barış sürecinde daha önce imzalanmış anlaşmalara uyması yönünde uluslararası toplumun beklentileriyle de örtüşen mesajlarının kuvvetli biçimde Hamas tarafına iletildiğini anlatan Gönül, Hamas heyetinin de “verilen mesajları değerlendireceklerini” belirttiğini kaydetti. Gönül, heyet üyelerinin iaşe-ibate masrafları konusunda, diğer yabancı heyetlere yönelik uygulama paralelinde hareket edildiğini belirtti.

/ ANKARA

06.07.2006


 

Çiçek: ABD ile benzer vizyonlara sahibiz

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ABD ve Türkiye’nin bölgesel ve küresel konularda benzer vizyonlara sahip olduğunu belirtti.

ABD’nin bağımsızlığının 230. yıldönümü, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson’ın ev sahipliğinde verilen resepsiyonla kutlandı. Hükümeti temsilen resepsiyona katılan Adalet Bakanı Çiçek, konuşmasında Türkiye ve ABD arasındaki dostluk ve ittifak ilişkilerinin 50 yılı aşkın süredir demokrasi, özgürlük, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı gibi ortak değerler temelinde sürdüğüne işaret ederek, son yıllarda hükümetler arasındaki üst düzey temaslar ve resmi ziyaretlerin artarak devam etmesinin, iki ülke ilişkilerinin gelişerek devam ettiğinin bir göstergesi olduğunu söyledi. ABD ve Türkiye’nin bölgesel ve küresel konularda benzer vizyonlara sahip olduğunu kaydeden Çiçek, sözlerine şöyle devam etti:

‘’Ülkelerimiz yakın geçmişte pek çok kere ortak tehditlere karşı ve aynı amaçlar uğruna omuz omuza mücadele vermişlerdir ve halen de vermeye devam etmektedirler. Ülkelerimizin ve dünyanın karşı karşıya olduğu yeni tehditler, ortaklığımızı geliştirmemizi ve çeşitlendirmemizi zorunlu kılmıştır. Bununla birlikte yeni işbirliği alanlarının, ülkelerimiz arasındaki dayanışmayı güçlendireceğini düşünüyorum. Dış politikamızın temel eksenlerinden biri olan ABD ile ilişkilerimiz, küresel gelişmeler sonucunda sürekli yeni boyutlar kazanmakta, savunma ve güvenlik alanlarına ilaveten kültür, eğitim, bilim, turizm, ekonomi, enerji ve ticaret alanlarında da gelişme göstermektedir.”

/ ANKARA

06.07.2006


 

“İsrail’i tel'in, Filistin’e destek”

Saadet Partisi tarafından ‘’Zulme Seyirci Kalma’’ sloganıyla düzenlenen ‘’İsrail’i Tel’in Filistin’e Destek’’ mitingi, 9 Temmuz Pazar günü Çağlayan Meydanı’nda gerçekleştirilecek.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu, mitingin duyurulması amacıyla Dedeman Oteli’nde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, mitingi Türk milleti, İslam dünyası ve sağduyulu tüm insanlık adına düzenlediklerini dile getirerek, ‘’Güçsüz de olsa haklının yanında yer almanın bizim ecdadımızın hatırasına en uygun tavır olacağı inancındayız’’ dedi.

İstanbul İl Başkanı Osman Yumakoğulları da Osmanlı İmparatorluğu’nun Ortadoğu’yu 600 yıl yönettiğini ancak kimsenin burnunun dahi kanamadığını ifade ederek, İsrail’in bölgedeki kısa geçmişinde burasını ‘’kan gölüne’’ çevirdiğini söyledi. Yumakoğulları, bu zulme karşı Birleşmiş Milletler’in de sessiz kaldığını ifade etti. Miting Komisyonu ve Saadet Partisi Tanıtma Başkanı Bekir Demirkaya da 1 milyon kişinin katıldığı bir miting yapmak istediklerini, 53 sivil toplum kuruluşunun destek verdiği mitingde Gençlik Kollarından 2 bin 500 kişinin güvenliği sağlayacağını bildirdi.

/ İSTANBUL

06.07.2006


 

Sezer TMK’yı veto etsin

Çağdaş Hukukçular Derneği Adana Şubesi, meclisten geçen Terörle Mücadele Kanunu’nu (TMK) Cumhurbaşkanı’ndan veto etmesini istedi.

Adana Adliyesi önünde toplanan dernek üyesi bir grup, TMK’nın sakıncalarını ortaya koydu. Avukat Gülşen Battal tarafında yapılan açıklamada yasanın bu haliyle demokratik kazanımları geri alacağını ve Anayasa’ya aykırılıklar içerdiğini kaydetti. Battal, “Yasa şüphelinin savunma hakkına ciddi sınırlama getirmektedir. Tutuklu ve hükümlülere işkence yapılmasını kolaylaştırmakta, 60 ayrı suç terör suçu sayılmakta, basına verilecek cezalar artırılmaktadır.” dedi.

Çağdaş Hukukçular Derneği Adana Şubesi üyesi avukatlar yasanın Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesini de istedi.

/ ADANA

06.07.2006


 

Baykal’dan dış politika eleştirisi

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Bu hükümetin dış politika ilişkilerini kurumsal bir çerçevede götürmekten sık sık uzak durduğunu, kaçındığını çok iyi biliyoruz” dedi.

Baykal, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) 13. Olağan Genel Kurulu çıkışında gazetecilerin “Başbakanın Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun, Dışişleri Bakanlığı’nın bilgisi olmadan Suriye’yi ziyaretini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine, “Konu hakkında bir bilgisi olmadığını ifade etti. Baykal, “Ama bu hükümetin dış politika ilişkilerini kurumsal bir politika çerçevesinde götürmekten sık sık uzak durduğunu, kaçındığını çok iyi biliyoruz” dedi.

Baykal, Ortadoğu’daki (İsrail-Filistin) gelişmelere ilişkin bir soru üzerine de bu konudaki anlayışlarının çok net olduğunu ifade ederek, bir an önce Ortadoğu’daki tablonun düzeltilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını belirtti

/ ANKARA

06.07.2006


 

5 kanun yürürlükte

Çeşitli alanlarda düzenleme yapan 5 yasa, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı.

5530 sayılı ‘’Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’, 5537 sayılı ‘’Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’, 5540 sayılı ‘’Dahiliye Memurları Kanunu, İl İdaresi Kanunu, İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ve Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’, 5533 sayılı ‘’Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’’ ile 5534 sayılı ‘’Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’ Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

/ ANKARA

06.07.2006


 

Açık liseye bir engel daha

Danıştay 8. Dairesi, Millî Eğitim Bakanlığının Açıköğretim Lisesine yapılan yeni kayıtlara ilişkin 1 Mart 2006 tarihli işleminin yürütmesini durdurdu.

YÖK, Milli Eğitim Bakanlığının Açıköğretim Lisesine yeni kayıtlara ilişkin 1 Mart 2006 tarihli işleminin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dâvâ açmıştı. Danıştay 8. Dairesi, daha önce söz konusu işlemin yürütmesini MEB’den savunma alınıp yeniden bir karar verinceye kadar durdurmuştu. Alınan bilgiye göre, Danıştay 8. Dairesi, MEB’den savunma geldikten sonra yürütmenin durdurulması istemini yeniden görüştü.

8. Daire, MEB’in işleminin yürütmesini oybirliği ile durdurdu. Dairenin gerekçeli kararında, Milli Eğitim Bakanlığı Açıköğretim Lisesi Yönetmeliğinin bazı maddelerinin yürütmesinin 8. Daire tarafından 7 Şubat 2006’da durdurulduğu hatırlatıldı. Kararda, dâvâ konusu işlemin, ‘’Yürütmenin durdurulması kararının MEB’e tebliğ edildiği tarihe kadar bu yönetmelikte yer alan kurallar uyarınca Açıköğretim Lisesine kayıt yaptırmış olanların kazanılmış haklarının bulunduğu, bu nedenle korunması gerektiği ve bunların ÖSS’ye başvurabileceğine ilişkin olarak tesis edildiği’’ kaydedildi. ‘’Yürütmenin durdurulması kararının hukuki gereklerine uygun bir işlem tesis edilmesi Anayasal ve yasal zorunluluktur’’ denilen kararda, iptal dâvâlarının özelliği gereği, dâvâ konusu idari işlemin tesis edildiği tarihten geçerli olmak üzere hukuksal varlığına son vermek olduğu hatırlatıldı.

Kararda, şöyle denildi: ‘’Dâvâ konusu işlemle kazanılmış hakka dönüştüğü kabul edilen bireysel işlemler, dayanağı yönetmelik maddelerine yönelik verilen karar nedeniyle hukuki geçerliliklerini yitirmişlerdir. Bu haliyle hukuk düzeni tarafından korunabilecek bir hakkın varlığından söz etme olanağı bulunmamaktadır. Düzenleyici işleme (Açıköğretim Lisesi Yönetmeliği) yönelik olarak verilen karar bu işlemin yayımı tarihinden itibaren hüküm ifade edeceğinden, bu tarih itibarıyla kazanılmış hak yaratacak bir işlemin varlığından söz edilmeyeceği gibi böyle bir işlem hukuken kabul edilebilir de değildir. Kaldı ki Dairemizin anılan kararının, Açıköğretim Lisesine kabul, kayıt, devam ve mezuniyete ilişkin kuralları da kapsadığı dikkate alındığında bu kişilerin okula kayıt yaptırmış olsalar bile öğrenime devam etmelerine hukuken olanak bulunmamaktadır.’’

/ ANKARA

06.07.2006


 

Ankara Konya yakınlaşıyor

Ankara-Konya Hızlı Tren Projesi’nin temeli, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da katılımıyla 8 Temmuzda Konya’da atılacak.

TCDD Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, proje kapsamında, Polatlı’dan başlayarak Güneye doğru inen çift hatlı, elektrikli ve sinyalli yeni bir demiryolu inşa edilecek. Toplam 306 kilometre uzunluğunda olacak hattın, 94 kilometrelik kesimi Ankara-Polatlı arasında halen inşaatı devam etmekte olan Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi’nde yer alıyor. Proje hayata geçtiğinde, Eskişehir-Afyonkarahisar üzerinden sağlanan tren bağlantısıyla 10 saat 30 dakika süren Ankara-Konya arasındaki seyahat süresi 1 saat 15 dakikaya, 12 saat 25 dakika süren İstanbul-Konya arasındaki seyahat süresi de 3 saat 30 dakikaya düşürülecek. Toplam maliyeti, 5 tren seti dahil olmak üzere, 562 milyon dolar olan proje bittiğinde, Ankara-Konya ve İstanbul-Konya hatlarında yılda 700 biner yolcu taşınması hedefleniyor. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da katılacağı 8 Temmuzda Konya Garında düzenlenecek temel atma töreni sonrasında ayrıca sanatçı Ebru Yaşar bir konser verecek.

/ ANKARA

06.07.2006


 

Zebari, Irak’ın İstanbul Başkonsolosluğunu açtı

Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Irak’ın İstanbul Başkonsolosluğunun Yeniköy’deki yeni binasının açılışını yaptı.

Zebari, açılışta yaptığı konuşmada, ‘’Çok mutluyum. Türk-Irak ilişkilerinin gelişmesi için küçük bir adım atmış olduk’’ dedi. Zebari, konsolosluk bahçesinde bulunan göndere Irak Bayrağını çekti. Açılışa, İstanbul Valisi Muammer Güler, Irak’ın Ankara Büyükelçisi Sabah Cemil Omran ve İstanbul Başkonsolosu Salah Abdülselam, ABD’nin İstanbul Başkonsolosu Deborah Jones, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Türk-Irak İş Konseyi yöneticileri ve üye iş adamlarının yanı sıra Türkiye’de görev yapan yabancı ülke temsilcileri katıldı. Çok sayıda gazetecinin izlediği açılış töreninde yoğun güvenlik önlemleri dikkat çekti.

/ İSTANBUL

06.07.2006


 

26 müdürün görev yeri değiştirildi

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 26 il milli eğitim müdürünün görev yerlerinin değiştirildiğini bildirdi.

Çelik, Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan’ın, görevden alınan bürokratlara ilişkin yazılı soru önergesine verdiği cevapta, 58 ve 59. hükümetler döneminde; Bakanlığının merkez teşkilatında genel müdür olarak görev yapan bir kişinin sağlık sorunları ve kendi isteği üzerine görevinden alındığını, bu kişinin daha sonra mahkeme kararı ile yeniden görevine iade edildiğini kaydetti. Genel müdürlerden ikisinin de kendi istekleri doğrultusunda başka görevlere atandığını ifade eden Bakan Çelik, bu atama işlemlerine karşı herhangi bir dava açılmadığını belirtti. Genel müdür yardımcılarından 4’ü hakkında düzenlenen soruşturma raporları doğrultusunda görevlerinden alınma işlemi tesis edildiğini, bu kişilerden üçünün yargı kararıyla görevlerine iade edildiğini bildirdi.

Daire başkanlarından da 19’unun görevinden alındığını kaydeden Milli Eğitim Bakanı Çelik, bunlardan 13’ünün yargı kararıyla görevlerine iade edildiğini ifade etti. Bakan Çelik, il milli eğitim müdürlerinden 26’sının görevden alındığını, dava açan 22 kişiden 16’sının görevlerine yargı kararıyla iade edildiğini kaydetti.

/ ANKARA

06.07.2006


 

Engellilere karne hediyesi

Bağcılar Belediyesi Başak Engelliler Rehabilitasyon Merkezi’nin düzenlediği yıl sonu faaliyetlerinde yirmi bir anaokulu öğrencisi karnelerini aldı.

Öğrencilere en büyük karne hediyesi ise Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık’tan geldi. Kıyıklık, Engelliler Sarayı’nın yapımına başlandığını ve yedi ay gibi kısa bir sürede bitirileceğini söyledi. Kıykıklık yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Yapıma başladığımız Engelliler Sarayı büyük bir boşluğu doldurarak engelli vatandaşların toplumsal hayatta var olduklarını ve birçok konuda neleri başarabileceklerinin bir ifadesi olacak. 18 bin m² alan üzerinde faaliyet gösterecek merkezde; meslekî eğitim verilecek ve bu eğitim sonucunda engelli vatandaşlarımız yine aynı merkezde üretimlerini satabilme imkânı bulacaklar.”

Yeni Asya / İSTANBUL

06.07.2006


 

Şaphane’de kiraz ve vişne festivali

Her yıl geleneksel olarak yapılan Şaphane Kiraz – Vişne Kültür festivali Şaphane meydanında yapıldı.

Çevre il, ilçe köylerinden de yoğun katılımların olduğu festivale Doğru Yol Partisi Genel Başkan Yardımcısı Saffet Arıkan Bedüz, CHP Grup Başkan vekili ve İzmir milletvekili Kemal Anadol, AKP Kütahya milletvekili Abdullah Cantimur da katıldılar. Festival faaliyetleri çerçevesinde en iyi kiraz-vişne yetiştirme yarışması da yapıldı. Yapılan yarışmada en iyi kiraz yetiştirmede birinci Şaphane merkezden Mehmet Akar, ikinci Karamanca beldesinden Hasan Sarıdayı, üçüncü İnceğiz köyünden Ethem Kırabali oldu.

Salih AYTEMUR / KÜTAHYA

06.07.2006


 

‘Din dersi mecburi olmasın’ demek cahilliği savunmaktır

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şevki Aydın, zorunlu din derslerinin, insan haklarına aykırı olduğu iddialarıyla ilgili olarak, ‘’Kişisel görüşüm; bu ders mecburi olmasın demek, din konusundaki cahilliği savunmaktır’’ dedi.

Aydın, Alevi bir vatandaşın, zorunlu din dersleriyle ilgili AİHM’e yaptığı başvuruya ilişkin açıklamada bulundu. Batı’da gençlerin, din dersi almasalar bile zorunlu ahlâk derslerine girdiklerini belirten Aydın, Türkiye’deki Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi derslerinin de kültür dersi olduğunu ifade etti. İslâm kültürüyle Türk kültürünün birbiriyle kaynaştığını dile getiren Prof. Dr. Aydın, şunları kaydetti: ‘’Bana göre, din kültürünü aktarmadan, kültürümüzü aktaramayız. Kendi kültürünü aktaramayan bir eğitim sisteminin de çocukları eğittiğini söyleyemeyiz. Kültür derslerini bu kişiler alsın, şu kişiler almasın diye bir ayrıma gidemeyiz. Zorunlu din dersleri, kültür dersi olduğu için laiklik ve insan hakları anlamında bir sorun yaratmıyor.’’

/ ANKARA

06.07.2006


 

Tatilde bilgisayar öğreniyorlar

Nevşehir’de öğrenciler uzun yaz tatilini bilgisayar öğrenerek değerlendiriyorlar. Kendi alanında Türkiye’nin en büyük bilgisayar eğitim merkezlerinden biri olan Nevşehir Belediyesi Bilgisayar Eğitim Merkezi’ndeki bilgisayar eğitimine 300’ü aşkın öğrenci katılıyor.

Nevşehir Belediyesi Bilgisayar eğitim Merkezi’nde uzman eğiticilerin gözetiminde ilk kez bilgisayar ile tanışanların yanı sıra bilgisayar eğitimin ilk basamağını alan öğrencilerinde hazır bulunduğu eğitimde öğrenciler, kapsamlı bir şekilde bilgisayar eğitimine tabi tutuluyor. 2006–2007 eğitim ve öğretim yılı başına kadar devam etmesi planlanan bilgisayar eğitimine katılan öğrenciler, bilgisayar bilgilerini daha ileri düzeye ulaştırmanın da mutluluğunu yaşıyorlar.

Cemil YÜZER / NEVŞEHİR

06.07.2006


 

Saç boyası lenforma kanseri riskini arttırıyor

Saç boyalarının, lenfoma kanseri riskini artırabildiği, kapsamlı bir araştırmada daha saptandı. Barcelona’daki Katalan Onkoloji Enstitüsü’nden Dr. Silvia de Sanjose ile meslektaşlarının araştırmasında, ‘’başta saç renklendiricileri 1980’den önce kullanmaya başlayan kadınlar arasında olmak üzere, saç boyalarının lenfoma riskini artırdığı’’ belirtildi.

De Sanjose, daha önceki araştırmaların saç boyasıyla kanser riski arasında bağlantı bulduğunu hatırlatarak, yeni araştırmada bu bağlantıyı, 6 Avrupa ülkesinden 4 bin 719 lenfoma hastasıyla ilgili verileri incelerek desteklediklerini söyledi. Araştırmada, hasta kadınların dörtte üçü saçlarını boyarken, erkeklerin yüzde 7’sinin boyadığı belirlendi. Araştırmada, saçlarını boyayanlar arasında bu hastalığa yakalanma riskinin yüzde 19 daha fazla olduğu belirtilirken, saçlarını yılda 12 ya da daha fazla kez boyayanların hastalığa yakalanma riskinin yüzde 26 daha fazla olduğu kaydedildi.

American Journal of Epidemiology dergisinde yayınlanan araştırmada, saçlarını 1980 öncesinden beri boyayanlarda lenfoma kanseri riskinin yüzde 37 daha fazla olduğu saptandı. De Sanjose ve ekibi, kadınlardaki lenfoma kanserinin kabaca yüzde 10’unun saç boyası yüzünden olabileceğini bildirdi. 1978_1982 arasında, potansiyel kanser yapıcı maddeleri azaltmak için boyaların içeriğinin değiştirildiği ancak yeni boyaların risksiz olup olmadığının açıklık kazanmadığı belirtiliyor. Bu yüzden bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu kaydediliyor.

/ NEW YORK

06.07.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004