|
|
|
Kretschmer: Süreç başarıya ulaşacak |
Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Hansjörg Kretschmer, “Türkiye aktif olarak AB yolunda çalışıyor. Bu sürecin başarıya ulaşacağına inanıyorum. Türkiye’nin AB’ye üye ülke haline gelebilmesi ve aynı zamanda da iç meselelerin çözüme ulaşması açısından buna inanıyorum” dedi.
Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Hansjörg Kretschmer, ''Şemdinli hem ekonomik hem de coğrafi anlamda zor bir yer'' dedi.
Karayoluyla Van'dan Hakkari'nin Şemdinli ilçesine gelen Kretschmer, ilk olarak Şemdinli Kaymakamı Altuğ Çağlar'ı makamında ziyaret etti. Daha sonra Şemdinli Belediye Başkanı Hurşit Tekin ile belediyede yaklaşık 2 saat süren bir görüşme yapan Kretschmer, ziyaret sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Kretschmer, Şemdinli'nin hem ekonomik hem de coğrafi anlamda zor bir yer olduğunu belirterek, belediye başkanı ve arkadaşlarıyla konuşma imkanına sahip olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu dile getirdi. Kretschmer, şunları söyledi:
''Bizim ve AB Komisyonu açısından önemli olan enformasyonu görüştük. Bunun yanı sıra daha kapsamlı bir şekilde Kürt meselesi olarak nitelendirebileceğimiz konuları ve sorunları tartıştık. Şunu söylemek istiyorum; tüm tarafların barışçıl bir çözüme ulaşılması içinçaba göstermesi gerekiyor. Türkiye aktif olarak AB yolunda çalışıyor. Bu sürecin de başarıya ulaşacağına inanıyorum. Türkiye'nin sadece AB'ye üye ülke haline gelebilmesi açısından ve aynı zamanda da iç meselelerin çözüme ulaşacağına da inanıyorum.''
Kretschmer, gazetecilerin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) meslekten ihraç edilen Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya hakkında ''kararın yeniden incelenmesi'' istemini reddetmesi üzerine yöneltilen soru üzerine, ''Bunu yeni öğrendim. Not ediyorum. Ayrıca ayrıntılı olarak Van Savcılığıyla ilgili bir şey söylemek istemiyorum'' dedi.
Seferi Yılmaz'ın tutuklanmasıyla ilgili soru üzerine de Kretschmer, münferit olaylarla ilgili tartışmak ve açıklama yapmak istemediğini, olayları takip ettiklerini kaydetti.
Kretschmer ve beraberindeki heyet, 1995 yılında terör nedeniyle boşaltılan Hakkari'nin Çukurca ilçesi Uzundere beldesinden göç edenleriçin Yüksekova ilçesi Doğanlı köyünde kurulan kampta incelemelerde bulunmak üzere ilçeden ayrıldı.
|
/ ŞEMDİNLİ
29.06.2006
|
|
|
Dindarlar zarar görecek |
Terörle Mücadele Kanun Tasarısı, TBMM Adalet Komisyonundan geçerek Genel Kurulunun gündemine geldi. Yapılan düzenlemeyle ‘silâhsız örgütler’i terör kapsamına alarak, dinî her türlü faaliyetin suç kapsamına alınmasına yol açabilecek kanun, kapatma cezalarıyla basın özgürlüğünü de kısıtlayacak. Her kesimden tepki alan ve sivil toplum örgütlerinin şiddetle karşı çıktığı tasarıyı kanunlaştırmak için AKP’nin izlediği ısrarlı tutum hayret ve endişeyle karşılandı.
TMK çıkar, AKP gider
Başta dindarlar olmak üzere toplum üzerinde büyük bir baskı meydana getiren TMK’nın, AB sürecinde elde edilen demokratik açılımlardan geri dönüş anlamına geldiğine dikkat çekiliyor. Asker baskısıyla çıktığı ve AKP içinde de rahatsızlık meydana getirdiği bilinen kanunun, düşünce özgürlüğüne de büyük darbe vuracağı belirtiliyor. Kanunun öncelikle AKP’yi vuracağının altını çizen kimi yazarlar ise, “TMK çıkar, AKP gider” yorumunu yapıyorlar.
|
29.06.2006
|
|
|
Erdoğan: Barış içinde yaşayalım |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 11 Eylül saldırılarının ardından İslâm ve Batı dünyası arasında yaşanan çatışmalara artık bir çözüm bulunması gerektiğini ifade etti. Erdoğan, “Barış içinde yaşamanın yollarını arayıp bulmalıyız. Gelecek korkular üzerine bina edilemez. Zaman, ortak aklın ve sağduyunun sesini yükseltme zamanıdır. Birbirimizi daha iyi anlayıp hassasiyetlerimize saygı göstermeliyiz. ‘Onlar’ ve ‘ötekiler’ türünden zihniyetler oluşturmaktan kaçınmalıyız” şeklinde konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “İfade özgürlüğünün hakaret özgürlüğü olarak kullanılıp anlaşılması üzerinde ciddiyetle yeniden düşünmeliyiz. Eleştiri farklıdır. Hakaret farklıdır. Hakaretle eleştiriyi birbirine kesinlikle karıştırmamamız gerekiyor. Eleştiriye evet ama hakarete hayır” dedi.
Başbakan Erdoğan, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde (AKPM) "İfade Özgürlüğü ve Dini İnanışlara Saygı’’ konulu raporun genel kurulda tartışılmasından önce bir konuşma yaptı. Erdoğan, Medeniyetler İttifakı çerçevesinde gündeme gelen konuların genel kurulda ele alınmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Önümüzdeki dönemde Medeniyetler İttifakının geliştirilmesine yönelik pratik önlemlere daha da yansıyacağına inandığını belirten Erdoğan, şunları söyledi: “Altını çizerek kullanmak istediğim bir ifade var, ‘çeşitlilik içinde birliktelik’ ya da ‘çokluk içinde birlik’ ilkesi, bizim kültürümüzde çok köklü bir prensip olarak bu günlere kadar yaşamıştır. Bir arada barış içinde yaşama tecrübemizin de tarih boyunca temel zeminini teşkil etmiştir. Sizlerin de savunduğu bu çok kültürlülük ideali, Avrupa’nın hem kendi iç huzur ve barışını koruması, hem de dünya barışına katkı sağlaması için bu anlamda hızlı ve somut adımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle Müslüman nüfusun Avrupa ülkelerinde giderek arttığı bir dönemde ve mevcut yanlış algılamalar temelinde bunun ciddi bir mesele teşkil etmeye başladığı göz önünde tutulduğunda, karşılıklı anlayış ve hoşgörünün, AB’nin tüm kurum ve kuruluşlarıyla sağlamlaştırılması gereği, açık bir şekilde hissedilmektedir. Avrupa’nın göçmenlerle sorununun bir İslam sorunu olmadığını görebilmek önemlidir. Sorun, ‘öteki’ olarak görülen toplumların aslında dışlanmışlığıdır. Bu soruna nefretle, ayrımcılıkla yaklaşmak çözüm değildir. Ülkeler, gettolarda yaşayan gruplara daha fazla şefkat göstermek ve toplumsal yaşama dahil etmek için yeni yollar ve araçlar bulmak zorundadır.’’
AŞIRI UÇLAR İSTİSMAR EDİYOR
Başbakan Erdoğan, 11 Eylül sonrasındaki gelişmelerin, özellikle batı ile İslam dünyası arasında giderek derinleşme eğilimi gösteren fay hattının bulunduğunu gösterdiğini söyledi. Aşırı uçların, her iki tarafta da bu durumu sorumsuzca istismar ettiğinin açıkça ortaya konulduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şuna hep birlikte inanmamız gerekir. Aşırılıklar her zaman zarar verecektir. Aslolan orta yolu bulabilmektir. Bir yanda dini veya kültürel değerleri maske olarak kullanan terörist eylemler, diğer yanda kendisi gibi düşünüp yaşamayanları ötekileştirerek, farklılıklarımızı düşmanlık sebebi gibi gösterenler durumu bir krize dönüştürmeye çalışmaktadırlar. Sonuçta batıda her geçen gün güçlendiğini gördüğümüz İslam karşıtlığı ve buna bağlı olarak gelişen yabancı düşmanlığı, İslam dünyasında ise ‘Kendi değerlerine yönelik bir saldırı altında olduğu algılaması’ bizi tehlikeli bir çatışma ortamına sürmektedir. Bu, kin ve nefret duygularını tahrik etmektedir. Her toplumun kutsalları vardır. Dolayısıyla bu zaman olur din, zaman olur kültürel değerler, zaman olur gelenek. Bu değerlere, bu kutsallara saldırma hakkına kimsenin hakkı yoktur. Çünkü özgürlüğün de bir sınırı vardır. Sınırsız özgürlük asla olamaz. Bu teori bazında olabilir ama pratikte, bunun pratiği hayat boyunca, tarih boyunca olmamıştır. Eğer bir başkasının özgürlük sınırına tecavüz ettiğinizde en azından bu kin ve nefreti, kin ve nefreti aştığı zaman da bireysel terörü doğurur. Bu toplumlar arasında olduğunda toplumsal terörü doğurur. Tahrik eder, teşvik eder. Özellikle ifade özgürlüğünün hakaret özgürlüğü olarak kullanılıp anlaşılması üzerinde ciddiyetle yeniden düşünmeliyiz. Eleştiri farklıdır. Hakaret farklıdır. Hakaretle eleştiriyi birbirine kesinlikle karıştırmamamız gerekiyor. Eleştiriye evet ama hakarete hayır. Özellikle ifade özgürlüğünün hakaret özgürlüğü olarak anlaşılıp kullanılması üzerinde ciddiyetle yeniden düşünmeliyiz.’’
|
/ STRASBOURG
29.06.2006
|
|
|
Ağar: Merkez sağda çatı DYP’dir |
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, sağda ittifak, birlik arayışlarına kapılarının kapalı olmadığını belirterek, ‘’Merkez sağ çatısı belli; DYP’dir. Başka bir arayışa gerek yok’’ dedi.
Ağar, Ankara Sanayi Odası (ASO) Meclis Toplantısı öncesinde basın mensuplarının sorularını cevapladı. Ağar, gazetecilerin, ‘’Sağda ittifak, birlik çalışmaları’’ konusunda görüşlerini sormaları üzerine, henüz ortada bir seçim bulunmadığını, kendisinin de siyasette hiçbir konuda önyargılı olmadığını belirtti. ‘’Seçimler olur biter, sonucuna göre hareket ederiz’’ diyen Ağar, tek başına iktidar olmayı istediklerini söyledi. Ağar, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Sağda ittifak, birlik arayışlarına kapımızı kapatmış değiliz. Bunu çatı arayışında olanlara söylüyorum, siyaset suni arayışlarla neticelenmez. Doğal mecrasında yürürse netice olur. Merkez sağ çatısı belli; DYP’dir. Başka bir arayışa gerek yok. DYP muhalefette, Türkiye’nin her yerinde, siyasi ölçülere, insani ölçülere ve milletin beklediği ölçülere göre siyaset yapmasında sıkıntısı olmayan yegane partidir. Bunun şahidi meydanlardır, sokaklardır. Suni birtakım arayışlarla ‘Türkiye’de muhalefet yok’ diye ortaya düşenler, bu iktidarın ilk günlerinde iktidar kapısından ayrılmayan kişilerdi.’’ Ağar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ağabeyi Hasan Erdoğan’ın cenazesine katılmasıyla ilgili bir soruyu cevaplanken de, ‘’Türkiye’de insanlık ölmedi. Millette ölmedi de, siyasetçilerde ölmüştü. Bunun olmadığını göstermek istedik’’ diye konuştu. İnsani bir görev yaptıklarını ve acıyı paylaştıklarını belirten Ağar, Erdoğan’ın da, kızının cenazesine katılarak acısını paylaştığını hatırlattı. Ağar, ‘’Bu bir karşılıklılık esası değil, içimden geldiği için yaptım’’ dedi.
|
/ ANKARA
29.06.2006
|
|
|
Bartholomeos: Deprem ilâhî ceza |
Patrik Bartholomeos, lise 2. sınıfta kaleme aldığı “Deprem” konusundaki kompozisyonda “Depremin, Allah’ın mutlak gücünün bir göstergesi” olduğunu anlatıyor. Bartholomeos, kompozisyonda şunları kaydediyor: “Deprem, ondan uzaklaşanlara Allah’ın verdiği bir cezadır. İnsanlara pişman olmalarını, hayatlarını sürdürme tarzlarını onaylamadığını söyler, kendini daha büyük ve ağır cezaların beklediğini hatırlatır.”
Dimitrios Arhondonis, yani Fener Rum Patriği Bartholomeos, okul yıllarında kaleme aldığı kompozisyonlardan oluşan “Bir Patrik Çocukken” kitabında, çeşitli konularda ilginç değerlendirmelerde bulunuyor.
Bartholomeos, lise 2. sınıfta kaleme aldığı kompozisyonda “Deprem” konusuna değiniyor. “Depremin, Allah’ın mutlak gücünün bir göstergesi” olduğunu anlatan Bartholomeos, kompozisyonda şunları kaydediyor: “Deprem, ondan uzaklaşanlara Allah’ın verdiği bir cezadır. İnsanlara pişman olmalarını, hayatlarını sürdürme tarzlarını onaylamadığını söyler, kendini daha büyük ve ağır cezaların beklediğini hatırlatır. Deprem, Allah’ın mutlak gücünün bir göstergesi. Allah’ın yüceliğini ve her şeye kadir oluşunu inkâr edenler, bunları görüp inansınlar. Allah, tek bir sözüyle bütün dünyayı, bütün kâinatı yerinden oynatabilir, doğayı yenebilir, insan gücünü aşan her şeyi yapar. Allah’ın dualarımızı kabul etmesi için bizim de onun sözünden çıkmamamız gerekir. Çizdiği yoldan uzaklaştığımızda emirlerine itaat etmediğimizde bizi cezalandırmak için başımıza bir afet yollar.”
Gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, 1999 depremi sonrası depremin, Allah’ın insanlar yönelik bir uyarısı olduğunu söylemiş, 2 yıl bir gün hapse mahkum edilmişti.
|
/ İSTANBUL
29.06.2006
|
|
|
Türkiye demokrasiyi yerleştirecek |
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Türkiye’nin, demokrasi ve insan hakları gibi temel değerlerin Müslüman ağırlıklı bir ülkede de gerçekleştirilebileceğini göstereceğini söyledi.
Steinmeier, Bild gazetesine verdiği demeçte, Türkiye’nin AB üyeliğine hazır olup olmadığının sorulması üzerine, ‘’Türkiye, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün Müslüman ağırlıklı bir ülkede de gerçekleştirilebileceğini göstermek istiyor ve gösterecektir. Bu süreç başlamıştır, uzun vadelidir ve iddialıdır. Bu nedenle sadece ilerleme değil, gerileme de olduğu zaman şaşırılmamalıdır. Bizim görevimiz, Ankara’da ilerleme yanlısı olan çevreleri güçlendirmektir’’ dedi.
AB ülkeleri devlet ve hükümet başkanlarının Türkiye ile müzakerelerin başlatılmasını ve hedefin de tam üyelik olduğunu oybirliğiyle kabul ettiklerini ifade eden Steinmeier, şöyle konuştu:
‘’Her 2 haftada bir bu süreç hedefinin şüpheli duruma sokulmaması konusunda uyarıda bulunmak isterim. Bunu yapanlar, Türkiye’de, genel olarak Avrupa yoluna karşı çıkan çevreleri güçlendirmekte, cesaret ve kararlılıkla reformlar isteyenlerin de cesaretini kırmaktadır. Türkiye’deki olumlu gelişmeleri desteklemeli, diğer yandan da bunların hiçbir zaman değişmemesini sağlamaya çalışmalıyız.’’
KIBRIS’TA KRİZİN BÜYÜMEMESİ
İÇİN TARAFLAR ÇABA SARFETMELİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, AB ile müzakerelerde KKTC’deki limanlar ve havaalanları konusunda, ‘’Asla ne havalimanlarında ne limanlarda izolasyon kalkmadıkça geri adım atmayız. Bunu herkes böyle bilsin. ‘Hayret bir şey müzakereler durur...’ Bakın çok açık söylüyorum; durursa durur’’ sözleriyle ilgili olarak da Steinmeier, ‘’Ben bunun Türkiye’nin resmi politikası olmadığına eminim. Tabii ki Türkiye, bir AB ülkesi olan Kıbrıs’tan (Rum Kesimi) gelen gemi ve uçaklara limanlarını açmalı. Ancak burada AB’nin de bir görevi var; Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik açıdan daha iyi gelişmesini sağlamalıyız. Buna AB ile doğrudan ticaret de dahil. Tek bir şey önemli; Bu krizin daha da büyümemesi için tüm taraflar çaba harcamalı’’ dedi.
İzlemeye devam edeceğiz
Alman koalisyon hükümetinin, AB ülkeleri hükümet ve devlet başkanlarının aldığı kararlara uymayı kararlaştırdığını ve hükümet içinde hiç kimsenin buna karşı çıkmadığını kaydeden Steinmeier, Türkiye’de çıkartılan Terörle Mücadele Kanunu’nun ülke içinde bile görüş ayrılıklarına yol açtığı şeklinde görüş belirtilmesi üzerine de şunları söyledi:
‘’Türkiye de tüm diğer ülkeler gibi kendini teröre karşı koruma hakkına sahiptir. Bu konunun ne kadar önemli olduğunu bu ülkedeki son saldırılar gösterdi. Ancak terörle mücadelenin insan haklarına ve hukuk devleti kurallarına göre sürdürülüp sürdürülmediğini, özellikle de basın özgürlüğünün korunup korunmadığını izleyeceğiz.’’
|
/ BERLİN
29.06.2006
|
|
|
Rektörler Köşk’e çıkacak |
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, YÖK üyeleri, üniversitelerin rektörleri ve ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, yükseköğretimin sorunları ve çözüm tavsiyeleri konusunda hazırlanan raporu sunmak üzere 3 Temmuz Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i ziyaret edecek.
Alınan bilgiye göre, Mart 2005’te yükseköğretimin sorunlarını ele almak ve çözüm önerileri belirlemek amacıyla YÖK üyeleri ve öğretim üyelerinden oluşturulan Strateji Geliştirme Komisyonu, çalışmalarını tamamladı. Çalışmalar kapsamında 14-15 Kasım 2005 tarihinde Uluslar arası Yükseköğretim Konferansı da düzenleyen Strateji Geliştirme Komisyonu, ‘’Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi’’ başlıklı rapor hazırladı. Üniversitelerin ve yükseköğretimin diğer tüm konularıyla ilgili hazırlanan ve ‘’köklü çözüm önerileri’’ getirdiği belirtilen bu raporun, ‘’bir yasa taslağı niteliğinde değil, tartışmaya açık ön çalışma niteliğinde’’ olduğu bildirildi. YÖK Başkanı Teziç, YÖK üyeleri, ÖSYM Başkanı ve rektörler, raporu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e, 3 Temmuz Pazartesi günü saat 16.00’da sunacaklar.
|
/ ANKARA
29.06.2006
|
|
|
Koray Aydın’dan da siyasete dönüş sinyali |
Yüce Divan’da yargılanan eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın siyasete dönme kararının ardından Koray Aydın da siyasete geri döneceği sinyalini verdi.
Bayındırlık ve İskan eski Bakanı Koray Aydın’ın “ihalelerde usulsüzlük yaptığı”, “görevini kötüye kullandığı” ve “haksız mal edindiği” iddiasıyla Yüce Divan’da yargılanmasına devam edildi. Anayasa Mahkemesi’nin Yüce Divan sıfatıyla yaptığı yargılamanın dünkü duruşmasına sanık Aydın, avukatı Bülent Acar, müdahil, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, DSİ ve Karayolları avukatları katıldı. Duruşmada söz alan avukat Bülent Acar, 1995-99 yılları arasında müvekkilinin milletvekili olmadığını, bu dönemle ilgili bilirkişi talebinin reddini istedi. Aydın ise siyasete geri döneceği sinyali verdi. Aydın, “Ben bilirkişiye gidecek endişesinde değilim. Türkiye’de bir siyasi mücadele dönemine girilmiştir. Benim de bir siyasi kişiliğim bulunmakta ve bu davanın önemi biliniyor. Siyasi kimliğime katık sağlayacağından bu davanın bir ön önce sonuçlandırılmasını istiyorum” dedi.
Yüce Divan Başkanı Tuğcu, Aydın’ın 95-99 yılları arasındaki mal varlığındaki artışın incelenmesi için ODTÜ, Serbest Muhasebeciler ve Müşavirler Odası ile Emlakçılar Odası’na yazı yazılmasına ve 10 gün içerisinde bu yazılara cevabın verilmesinin istenmesine karar verildiğini, duruşmanın 18 Temmuz 2006 tarihine ertelendiğini bildirdi.
|
/ ANKARA
29.06.2006
|
|
|
Gül: Karşılıklı şantajlar çözüm getirmez |
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, karşılıklı şantajların Kıbrıs sorununun çözümüne yardımcı olmayacağını söyledi.
Gül, Paris Paktı Girişimi’nin Afganistan’dan kaynaklanan uyuşturucu kaçakçılığının engellenmesi ile ilgili konferans için geldiği Moskova’da, Yunanlı gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, Kıbrıs ve Türkiye’nin AB sürecini sorması üzerine, ‘’Bunlar inişi çıkışı olan işler. Biz sorumluluklarımızın farkındayız. Reformlar konusunda yaptığımız çok şey var ve yapmaya da devam ediyoruz. AB müktesebatıyla ilgili birçok kanun çıkarıyoruz ve halkları hazırlamak için birçok kültürel program yapıyoruz’’ dedi. Reformlar konusunda kararlı olduklarını ve bu konuda halkların hazırlanması gerektiğini ifade eden Gül, şunları kaydetti: ‘’Kıbrıs bu süreci tıkayacak bir mesele olmamalı. Türkiye olarak biz bunu çözmek için iyi niyetimizi gösteriyoruz ama Kıbrıs meselesi karşılıklı şantajlarla çözülmez. Şantaj yapmak zaten AB ruhuna da aykırı ve AB de böyle bir şey yapmaz. Burada iyi niyetli yaklaşmak lazım. Güven artırıcı önlemleri artırmak lazım. Biz bunu ispatladık. Benim açıkladığım paket aslında güven artırıcı pakettir. Kapsamlı adımların atılmasına gidilmesiyle ilgili bir pakettir. Biz iyi niyetimizi hep gösteriyoruz. Güven artırıcı önlemler ilerletilmeli.’’
Türk limanlarının Kıbrıs Rum kesimine açılmasıyla ilgili bir soru üzerine de Gül, ‘’Bir tarafa uygulanan ambargoyu kaldırıp, diğer taraftaki ambargoyu muhafaza etmek AB’nin anlayışı olamaz. Dolayısıyla karşılıklı şantajlarla meseleler hallolmaz. Ama bu meselenin hallolması gerekiyor. Onun için de herkesin üstüne düşen gayreti göstermesi gerekiyor. Bunun için çabalamak lazım’’ dedi.
|
/ MOSKOVA
29.06.2006
|
|
|
Üniversite gençliğe beceri veremiyor |
Öğrenciler için bütün bir eğitim-öğretim dönemi boyunca süren sınav maratonu sona ererken, ‘’öğrenci seçme’’ sistemi ve seçilen öğrencileri nasıl bir üniversite hayatının beklediği hâlâ tartışılıyor.
ÖSS’ye eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşan Çukurova Üniversitesi’nde görevli Prof. Dr. İbrahim Ortaş, ‘’Öğrenciler ÖSS’de istedikleri bir fakülteye girmek için kan ter içinde kalırken, üniversiteler yeni mezunlarını diploma törenleriyle uğurlamaya çalışıyor. Üniversiteler öğrencilere altyapı sağlayamazken, artık diplomalar da beklentileri karşılayamıyor” dedi. Prof. Dr. Ortaş, ‘’İlköğretimden başlayan ezbere dayalı anlayışla gelecek kuşakların yetiştirilmesi olası gözükmüyor. Mezunların kültürel alt yapılarının tam olarak oluşmaması, kendilerini ifade edememeleri, yabancı dil bilmemeleri, araştırıcılık ruhuna sahip olmamaları kimileri için ‘başarı’ göstergesi sayılsa da akademik yaşamla örtüşmüyor. Bir yandan yaratıcı elemanlar aranırken, diğer yandan torna tesviyeden çıkmış on binlerce diplomalı işsiz dikkatlerden kaçmıyor’’ şeklinde konuştu.
Sorunun aslında öğrencilerden değil sistemden kaynaklandığına işaret eden Prof. Dr. İbrahim Ortaş, “Üniversiteler bugün; evrensel anlamda bilim, sanat ve felsefe ortamları oluşturamıyor, en temel sorma becerisini veremiyor, bir problem veya argüman geliştirme becerisi sağlayamıyor. Gençliğin ve düşüncenin ‘tehlike’ olarak algılandığı bir yapıda, önümüzdeki kısa süreçte bu yönde olumlu bir ışık da gözükmüyor’’ açıklamasında bulundu.
|
/ ADANA
29.06.2006
|
|
|
Akdağ: Sağlık harcamalarında tasarrufu düşünmüyoruz |
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “Sağlık harcamalarında, tasarrufu düşünmüyoruz” dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Sağlık Bakanlığına bağlı okulların Milli Eğitim Bakanlığına devredilmesiyle boşalan 9 bin 690 kadro iptal edilerek, yerine aynı sayıda kadro ihdas edilmesini öngören kanun teklifinin görüşmeleri sonrasında milletvekillerinin ihalelere ilişkin sorularını cevaplandıran Akdağ, “ihale ve alımların, belki de tarihinde hiç olmadığı kadar düzgün ve şeffaf yapıldığını” ifade etti. Yılda ortalama 28 bin ihale yapılan kuruluşta zaman zaman usulsüzlüklerin yaşanabileceğine dikkati çeken Akdağ, “Tespit edilen usulsüzlükleri sıkı bir şekilde takip ediyoruz. Bunların adli takiplerini, titizlikle sürdürüyoruz” diye konuştu.
Döner sermayeden pay almayan sağlık elemanının olmadığını, kırsalda görev yapan hekimlerin de ilave puanlar aldığını kaydeden Recep Akdağ, “Sağlık harcamalarında tasarrufu düşünmüyoruz. Geçmişte yaptığımız gibi harcamaları, israf oluşturmayacak bir şekilde kontrollü olarak sürdüreceğiz. İlaç ve tıbbi sarf malzemelerinde bunu gerçekleştirdik. Özellikle sarf malzemelerdeki harcamalar, 1998-2000’li yılların altına inmiştir. Kuşkusuz sürdürülebilirliği temin etmek için bu gereklidir” dedi.
|
/ ANKARA
29.06.2006
|
|
|
AKP önüne TMK yürüyüşü |
Sivil toplum örgütlerine üye bir grup, Adalet Komisyonundan geçerek Genel Kurulunun gündemine gelen TMK Tasarısı’nı protesto amacıyla AKP Ankara İl Başkanlığı önüne yürüdü.
Çeşitli sivil toplum örgütlerine üye bir grup, "Terörle Mücadele Kanunu (TMK) Tasarısı”nı protesto etmek amacıyla AKP Ankara İl Başkanlığı önüne yürüdü. İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, KESK Ankara Şubeler Platformu, Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) Ankara Bölge Temsilciliği, 78’liler Derneği, Halk Evleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği üyelerinin de aralarında bulunduğu grup, Kızılay Yüksel Caddesi’nde toplandı. Tasarı aleyhinde çeşitli dövizler taşıyan grup, sloganlar eşliğinde AKP Ankara İl Başkanlığı önüne yürüdü. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Ankara Şubeler Platformu Sözcüsü Cemal Yıldırım, burada grup adına yaptığı açıklamada, "TMK Tasarısı, terörle mücadele bahanesiyle, toplumu susturmanın, demokratik hakları gasbetmenin aracına dönüştürülmüştür” dedi.
Tasarının, "toplumu susturmaya yönelik bir çalışma” olduğunu savunan Yıldırım, tasarıda "terör” kavramının genişletilerek, siyasi parti, sendika ve sivil kitle örgütlerinin demokratik bazı eylemlerinin terör kapsamına alındığını söyledi. Cemal Yıldırım, tasarının, Türkiye’nin gelişmişlik düzeyine, sosyolojik ve psikolojik yapısına uygun olmadığını belirterek, "TMK, bizim için ölü doğan bir yasadır. Bu tasarıyla hükümetin çeşitli politikalarına karşı gelişecek halk muhalefeti engellenmeye çalışılıyor” dedi
|
/ ANKARA
29.06.2006
|
|
|
Hastanelerde enfeksiyonun kaynağı yetersiz personel |
Türkiye’de, yeni doğan yoğun bakım ve acil servis üniteleri olmak üzere hastanelerde meydana gelen ölümler dikkatleri tekrar hastane enfeksiyonlarına çevirdi.
Aslında hastane enfeksiyonları sadece Türkiye’de görülmüyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her 10 hastadan birinin hastane enfeksiyonuna yakalandığı belirtiliyor. Sağlık-Sen Genel Başkanı Dr. Ahmet Aksu, hastanelerdeki enfeksiyonların artmasında en temel faktörün sağlık çalışanı sayısının yetersizliği olduğunu söyledi. Türkiye’de bir hemşirenin günde ortalama 30-60 hastayla ilgilendiği ve ellerini yıkamaya bile fırsat bulamadığını dile getiren Aksu, “Türkiye’de maalesef hiçbir hastanede yoğun bakımda yatan hastaya veya yeni doğan bir bebeğe tek kişi bakmıyor. Asıl sorun da bu standartları yakalayamamaktan kaynaklanıyor” dedi.
|
Recep GÖREN
/ ANKARA
29.06.2006
|
|
|
Müzakere sürecine İngiliz katkısı |
Türk Demokrasi Vakfı ile birlikte, merkezi İngiltere’de bulunan sivil toplum kuruluşu LINKS tarafından, TBMM bünyesinde başlatılmış olan AB’ye tam üyelik yolunda müzakere süreci çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla bir proje hazırlandı.
Projenin başlatılması dolayısıyla İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliğinde resepsiyon düzenlendi. TBMM AB Uyum Komisyonu himayesinde hayata geçirilecek ve milletvekillerinin katılımıyla yürütülecek olan proje, AB’nin önceki dönem başkanı İngiltere ve yeni üye ülkelerden uzmanları Türkiye’ye getirerek deneyim paylaşımı sağlayacak. Proje kapsamında hayata geçirilmesi planlanan faaliyetler şu şekilde sıralanıyor:
‘’1- TBMM’den bir milletvekili başkanlığında Ulusal Danışma Birimi ve bir İngiliz milletvekili başkanlığında Avrupa Danışma Birimi kurulacak.
2- Yasaların taranması, tarama sürecinin hızlandırılması, kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve Avrupa kurumları hakkında milletvekillerine ve meclis personeline yönelik olarak Ankara’da 10 adet atölye çalışması yapılacak.
3- Üyelik sürecindeki ilerlemeleri gözden geçirmek amacıyla geniş katılımlı iki ulusal konferans düzenlenecek.
4- İngiltere ve Avrupa kurumlarına yönelik, 20 milletvekiliyle birlikte düzenlenecek iki adet gözlem gezisi yapılacak.
5- AB konularında milletvekillerine hizmet vermek üzere bir AB Bilgi Noktası kurulacak.
6- Parlamento ile yeni üye olmuş ülke ve Avrupa kurumlarından görevlilerle bağlantılar sağlanacak.
7- Özel alanlarda komisyonlara yardım edecek yabancı uzmanlar belirlenecek ve bunlardan hizmet alınacak.’’
Proje, TBMM üyelerine ve meclisin AB müzakere sürecinde hizmet veren çalışanlarına yönelik olmakla birlikte, sivil toplum kuruluşları, ulusal ve yerel basın ile yerel yönetimlerin de faaliyetlere katılmaları planlanıyor. Projenin öncelikli hedefinin, TBMM AB Uyum Komisyonu üyeleriyle birlikte ulusal ve uluslar arası toplantılar düzenlemek, gerekli bilgi, belge ve uzman temin etmek ve yayınlar hazırlamak olduğu belirtiliyor.
|
/ ANKARA
29.06.2006
|
|
|
Hakkari’de çatışma 1 er şehit oldu |
Hakkari’nin Çukurca ilçesinde güvenlik güçleriyle terör örgütü PKK üyeleri arasında çıkan çatışmada, 1 er şehit oldu.
Hakkari Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, Irak sınırındaki Işıklı köyü Kartepe bölgesinde operasyonlarını sürdüren Jandarma Komutanlığına bağlı sınır birliğine, gece 03.00’te terör örgütü PKK üyelerince saldırı düzenlendiği belirtildi. Saldırıda, Jandarma Er Mevlüt Tekiroğlu’nun (20) (Giresun) şehit olduğu, güvenlik güçlerinin karşı ateşi sonucu terör örgütü üyelerinin Irak topraklarına kaçtığı ve operasyonların devam ettiği bildirildi.
|
/ HAKKARİ
29.06.2006
|
|
|
Silâhı satan da gözaltında |
Danıştaya düzenlenen silahlı saldırı olayıyla ilgili tutuklu bulunan avukat Alparslan Arslan’a silah temin ettiği belirtilen kişinin yakalandığı bildirildi.
Avukat Alparslan Arslan’ın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ek ifadeden sonra, İstanbul’da gözaltına alınan avukat S.E ve Kağıthane’de bir camide vaizlik yapan S.K adlı kişilerin gözaltına alınmasının ardından, A.M adlı bir kişi de yakalandı. Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yakalanan Mardinli A.M’nin, avukat Alparslan Arslan’ın Danıştay baskınında kullandığı glock marka silahla, kullandığı arabada olaydan sonra bulunan diğer glock silahı ve 14 milimetre çapındaki silahı temin eden kişi olduğu kaydedildi. Avukat Alparslan Arslan, polise ilk verdiği ifadesinde silahları İstanbul Bahçelievler’de ‘’Mardinli Ömer’’den aldığını söylemişti. Yetkililer, kendisini ‘’Mardinli Ömer’’ olarak tanıtan kişinin A.M olduğunu belirtiler. Emniyet yetkilileri, İstanbul’da gözaltına alınan S.K adlı vaizin, avukat Alparslan Arslan’ı azmettirdiğine dair iddiaları reddettiğini belirttiler.
|
/ A NKARA
29.06.2006
|
|
|
Habur’da rüşvet operasyonu: 35 gözaltı |
Habur Sınır Kapısı’nda rüşvet operasyonu düzenlendi. 35 gümrük memuru gözaltında.
Şırnak’ın Silopi ilçesi yakınlarındaki Habur Sınır Kapısı’nda jandarma tarafından başlatılan operasyon nedeniyle araç giriş çıkışları bir süreliğine durduruldu. Alınan bilgiye göre, yapılan ihbar üzerine jandarma tarafından dün sabah erken saatlerde Habur Sınır Kapısı’nda operasyon başlatıldı. Operasyon kapsamında tüm belgeler incelemeye alındı. Operasyon nedeniyle araç giriş çıkışları bir süreliğine durduruldu. Bazı kişilerin gözaltına alındığı ve operasyonun devam ettiği bildirildi.
|
/ ŞIRNAK
29.06.2006
|
|
|
Hastanede yangın paniği |
Gazi Üniversitesi Hastanesinin çatısında çıkan korku dolu anların yaşanmasına sebep oldu. Yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile can kaybı olmadan söndürüldü.
Yangın nedeniyle olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yangının 15 katlı binanın en üst katında çıkması nedeniyle ilk anda müdahalede zorlandı. Ekipler daha sonra binanın iki tarafından yangına müdahale etti. Müdahale sürerken yangının çıktığı katta bulunan yeni doğan ve süt çocuğu bölümündeki bebekler, tahliye edildi. Tahliye edilen bebekler, hastanenin acil servisinin yanı sıra ambulanslarla başka hastanelere nakledildi. Ayrıca, binanın 13 ve 14. katlarında bulunan yetişkin bölümündeki hastalar da tahliye edildi. Yangın süresince hastane önünde büyük bir kargaşa yaşanırken, tahliye edilen bebek ve yetişkinlerin yakınlarının endişe içinde olduğu gözlendi. Yangın nedeniyle yaralananların olduğu, ancak can kaybı yaşanmadığı belirtildi. Yangının söndürülmesinin ardından hastane bahçesinde toplanan hasta yakınlarına, yangının söndürüldüğü ve paniğe gerek olmadığı yönünde anonslar yapıldı. Anonslarda, hastane personeli de görev yerlerine dönmeleri konusunda uyarıldı.
|
29.06.2006
|
|
|
Türkiye sağlıkta tedbirsiz |
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu,”Türkiye sağlık hizmetleri konusunda tedbirsiz” dedi.
Başoğlu yaptığı yazılı açıklamada, “Türkiye’deki kamu hastaneleri mekân, kullanılan araç gereç bakımından dünyaya göre çok geri durumdadır. Halen hastane koridorlarındaki sıralar azaltılmamışken, yatak kapasiteleri yükseltilmemişken, uygun araç gereç temini sağlanmamışken, yabancı doktor değil, dünyanın en ehliyetli doktorları bile getirilse, sağlık alanında istenilen sonucu almak mümkün olmayacaktır” dedi.
Kış aylarında yaşanan kuş gribi salgınının ardından son birkaç haftadır sıklaşan kene vakalarının, koruyucu sağlık hizmetlerinin ihmal edildiğini ve tedbir alınmadığını gösterdiğine dikkat çeken Başoğlu, TBMM gündeminde bulunan yabancı doktorlarla ilgili düzenlemenin gereksiz olduğunu belirterek, “Türkiye’nin ihtiyacı olan yabancı doktor değil, tedavi kurumlarının iyileştirilmesidir” dedi.
|
Ahmet TERZİ
/ ANKARA
29.06.2006
|
|
|
İstanbul’da toplu ulaşım rahatlaycak |
İstanbul Büyükşehir Belediyesi 1 Temmuz’dan itibaren başlatacağı yeni bir uygulamayla şehir içindeki tüm ulaşım araçlarını mavi akbil ile kullanabilme imkânı getirdi.
Özel halk otobüsleri, banliyö trenler, deniz otobüslerini de kapsayan uygulama ile ulaşım yüzde 35-60 arasında daha ucuza sağlanmış olacak. Belediyenin Saraçhane Binasında ‘tek bilet akbil’ uygulamasını tanıtan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’da en önemli sorun olan ulaşım konusunda çözüm çalışmalarının sürdüdüğünü belirtti. Daha önce belediye otobüsleri, metro, tramvay ve vapurlarda geçerli olan mavi akbil artık çift katlı ekspress otobüsler hariç tüm toplu taşıma araçlarında geçerli olacak. Başkan Topbaş, yeni uygulama ile İstanbullulara şehir içinde daha kolay ulaşım imkânı sağlandığını ifade etti. Kavşak düzenlemeleri, alt geçitler, yol genişletme işlemleri gibi kara ulaşımına yönelik çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Topbaş, raylı sistemlerdeki inşa faaliyetinin de sürdüğünü kaydetti.
|
Naciye KAYNAK
/ İSTANBUL
29.06.2006
|
|
|
Basın Konseyinden reyting raporu |
Basın Konseyi, gazetelerin kendi gruplarındaki televizyonların reytinglerini yüksek gösterdiği iddiaları ve reyting sistemi hakkında rapor hazırlanmasına karar verdi.
Hürriyet Gazetesinin 10 Mart 2006 tarihli nüshasında yayınlanan ‘’Gümüş Yine Zirvede’’ başlıklı haberde, ‘’Kanal D’de yayınlanmakta olan ‘Gümüş’ isimli dizinin izlenme rekoru kırdığı yolunda’’ ifadelere yer verildiği belirtildi.
Açıklamada, Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Aybay’ın Basın Konseyine yaptığı başvuruda, ‘’haberi yayınlayan Hürriyet Gazetesinin, Kanal D’nin içinde bulunduğu Doğan Medya Grubuna bağlı olduğunu hatırlattığı ve Kanal D’nin gizli reklamını yapıp yapmadığının araştırılmasını’’ istediği kaydedildi.
Açıklamada, Basın Konseyi Yüksek Kurulunun konuyu ele aldığı belirtilerek, şöyle denildi:
‘’BKYK, haberde, Prof. Dr. Aydın Aybay’ın başvurusunun, basındaki bir sorunu dile getirdiği, gazetelerin kendi gruplarındaki televizyonların reytinglerini yüksek gösterdiği ve Türkiye’de uygulanan reyting sisteminin objektiflikten uzak olduğu iddiasının dikkate alınması gerektiği, Aybay’ın bu konuyu BKYK' nun gündemine taşımasının yararlı bulunduğu gerekçesiyle, başvurunun, bu konuda bir araştırma yapılması için gündemden çıkarılmasına ve bu konuda bir rapor hazırlanarak Yüksek Kurulda değerlendirilmesine oybirliği ile karar vermiştir.’’
|
/ İSTANBUL
29.06.2006
|
|
|
Klimalar hasta edebilir |
Adana Göğüs Hastalıkları Hastanesi Uzmanı Dr. Mustafa Faysal Baysal, araçlarda ve iş yerlerinde bilinçsizce kullanılan klimaların çeşitli hastalıklara davetiye çıkardığını söyledi.
Dr. Baysal yaptığı açıklamada, yoğun sıcakların otomobil kullanıcılarında halsizlik, stres ve dikkatsizliğe yol açabileceği gibi bu sıcaklarda serinlemek için başvurulan klimaların ise bilinçsizce kullanılmasının çeşitli hastalıkları yol açtığını belirtti. Baysal, “Klimanın yanlış kullanımı, özellikle solunum yolu enfeksiyonlarından sinüzit, bronşit, zatürree başta olmak üzere göz iltihabı, beyin iltihabı ve çeşitli kas hastalıklarına neden olabilir” dedi.
|
/ ADANA
29.06.2006
|
|
|
Hafızlar mezun oluyor |
Sokullu Şehit Mehmetpaşa Camii Kur’ân Kursu’ndan hafızlıklarını ikmal eden 12 öğrenci mezun oluyor.
Mezun olacak öğrencilerin hafızlık merasimi Eyüp Camii Emekli İmam Hatibi Reis’ül Kurra Ahmet Aslanlar Hoca Efendi’nin riyasetinde 2 Temmuz Pazar günü Sokullu Şehit Mehmetpaşa Camii Kur’ân Kursu’nda (Sultanahmet) gerçekleştirilecek. Merasim töreni saat 11:30’da öğle namazından önce kursun pilav ikramıyla başlayacak. Öğle namazı ve namazı müteakip tanınmış hafızlardan Kur’ân-ı Kerim tilaveti, mezun olacak hafızların sure okumaları ardından da hatim duası ile program sona erecek.
|
Ümit KIZILTEPE
/ İSTANBUL
29.06.2006
|
|
|
Çocuklara camiler sevdirilecek |
Okulların tatil olmasından sonra müftülükler, yaz Kur’ân kurslarını sosyal ve sportif faaliyetlerle çocuklara sevdirmeyi hedefliyor. Van İl Müftüsü Osman Artan, basın mensupları ile yaptığı toplantıda Van genelinde yaz Kur’ân kurslarının 26 Haziran’da başladığını söyledi.
Kurs öncesi öğreticileri bir haftalık seminere aldıklarını dile getiren Artan, seminerlerde çocuk psikolojisi anlatılarak caminin sevdirilmesi konularının işlendiğini vurguladı.
Çocukların küçük yaşlarda aldığı bilgilerin hayatının her dönemini etkilediğini anlatan Artan, küçük yaşlarda verilen bilgilerin mermere yazılan yazı misali olduğunu kaydetti.
Kurslarda çocukların 3 ayrı kategoriye ayrılacağını ifade eden Artan, “Kayıt işlemleri bittikten sonra seviye tespit sınavları yapılarak, dereceye göre 3 ayrı kategoride dersler verilecek. Sabah saat 09:00 ile 12:00 arasında yapılacak kurslardan sonra, camiler ve kurslar arası halı saha maçları ile çeşitli gezi ve sosyal aktiviteler yapılacak. Kurs sezonu sonunda kursiyerler arası bilgi yarışması düzenlenerek dereceye giren öğrencilere bilgisayar ve bisiklet gibi öğrenciler açısında ihtiyaç olan ödüller verilecek. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bastırılan ‘Kitabımı öğreniyorum’ adlı kitaptan Van için 10 bin adet sipariş verildi. Bütün kurslarda bu kitap dağıtılarak çocuklara temel dini bilgiler öğretilecek” dedi.
Kurslarda çocuklara camiyi ve Kur’ân’ı sevdirmeyi esas aldıklarını ifade eden Artan, şiddete dayalı bir eğitime karşı olduklarını, bunun olmaması için öğreticilerin kurslarda eğitildiğini ifade etti.
|
/ VAN
29.06.2006
|
|
|
TSE belgeli şifa kaynağı |
Şifalı kaplıcalarıyla ünlü Kütahya’nın Yoncalı, Ilıca, Emet Yeşil, Simav Eynal, Emet Dereli, Tavşanlı Göbel kaplıcalarına Türkiye’nin dört bir bucağından binlerce insan dinlenmeye, şifâ bulmaya geliyor. Kütahya'nın Simav ilçesine bağlı Çitgöl Beldesinde bulunan kaplıcalar, TSE belgeli çalışıyor. Belediye Başkanı Recep Yalçın, hedeflerinin en kaliteli hizmeti sunmak olduğunu dile getirdi.
Kütahya’nın Simav İlçesinin yine kaplıcalarıyla tanınmış beldelerinden biri de Çitgöl. Jeotermal enerji deposu olarak bilinen, ilçe merkezinde jeotermal enerjinin ısıtma ve seralar kullanıldığı Simav’da, son dönemlerde Çitgöl kaplıcaları modern yapıları ve yönetim anlayışıyla adından sıkça söz ettirir hale geldi. Çünkü Çitgöl kaplıcaları TSE’li hizmet veriyor. Çitgöl’de konaklayan misafirler, kaplıcalardan memnun olarak ayrılıyorlar.
HEDEF EN KALİTELİ HİZMET
Beldenin kaplıcalarını TSE belgesine kavuşturan ve kaliteli hizmet anlayışını ön plana çıkaran Belediye Başkanı Recep Yalçın, TSE’li hizmet anlayışını; “Hizmet anlayışımızdaki farkı fark eden, duyan ve en nihayetinde Çitgöl Kaplıcalarını ve tesislerini tercih eden tüm değerli misafirlerimiz için en kaliteli ve modern hizmeti sunmak” şeklinde açıklıyor. Kaplıcalara dinlenmek, tatilini geçirmek için gelenlerin Çitgöl’den memnun ayrılması için ne gerekirse yapmaya çalıştıklarını belirten Başkan Yalçın, “TSE’li hizmet anlayışımız bunun bir göstergesidir” diyor. Yalçın; “Modern işletmeciliğin gereklerine inanmış, kalifiyeli, yaptıkları işe ruhlarını katan ve hep “misafir gözüyle” bakabilen bireylerden oluşan ekibimin ve benim gelecekten çok güzel beklentilerimiz var” diyerek, bu anlayışın gereği en kaliteli ve modern hizmeti sunmaya çalıştıklarını belirtiyor. Başkan Yalçın,” Misafirlerimiz bizim için değerlidir. Kaplıca içerisinde misafirlerimizin hizmetine sunulmuş her mekân, her kullanım aracı ve her çalışan, hizmetteki kaliteyi yansıtacak şekilde özenle seçilmiştir. Geleneksel Türk misafirperverliğini sergilemek en büyük amacımızdır. Çalışanlarımız bireysel ve hizmet sorumluluk anlayışını kazanmış ve aynı amaç için bir araya gelmişlerdir. Böyle bir anlayışın sonucu tesisimizden ayrılan her misafirimizin aklında “kaliteli hizmet” kalır” şeklinde düşüncelerini açıklıyor.
NASIL GİDİLİR?
Çitgöl Kaplıcaları, Kütahya ili Simav ilçesi Çitgöl Belediyesi sınırları içerisinde olup, kaplıcaların Kütahya’ya uzaklığı 150 km., Simav merkeze uzaklığı 4 km., Çitgöl merkeze uzaklığı ise 1 km.’dir. Tesislerde düzenli olarak her saat başı Simav merkeze ve Çitgöl merkeze belediye otobüsleriyle ulaşım hizmeti verilmektedir.
HASTALIKLARA ŞİFÂ
Çitgöl’deki şifâlı kaplıcalar, cilt / deri hastalıkları, kireçleme, mide ülseri, egzama, bel fıtığı, ortopedik rahatsızlıklar, böbrek taşlarının dökülmesi, her türlü romatizmal hastalıklar, siyatik, ruhen ve bedenen görülen yorgunluklar, kadın hastalıkları, ameliyat sonrası rehabilitasyon, kırık çıkık gibi birçok hastalığa iyi geliyor.
|
Salih AYTEMUR
/ KÜTAHYA
29.06.2006
|
|
|
Sigaranın dumanı da öldürüyor |
ABD yönetimi, sigara içilen ortamlarda bulunmak ve sigara dumanına maruz kalmak anlamında kullanılan “pasif içiciliğin” de öldürücü olduğunu duyurdu.
Washington yönetiminin tıbbi konulardan sorumlu en üst düzey yetkilisi olan Richard Carmona, “bilimsel deliller artık tartışma götürmüyor. Pasif içicilik, sadece rahatsız edici bir durum değil, bu, çocuklarda ve sigara içmeyen yetişkinlerde zamanından önce ölümle sonuçlanan hastalıklara yol açabilen ciddi bir sağlık tehdidi” dedi.
|
/ WASHİNGTON
29.06.2006
|
|
|
İlk defa deniz gördüler |
Diyarbakır Valiliği’nin hazırladığı bir proje kapsamında hayalleri “deniz görmek” olan çoğu yetim ya da öksüz Diyarbakırlı 20 çocuk önceki gün Deniz Feneri’nin desteği ile İstanbul’a geldi.
6’sı çocuk yuvasından 14 kız ve 6 erkek öğrenci için dün boğaz turu düzenlendi. İstanbul’da 3 gün kalacak olan çocuklar bugün de İstanbul’un cami ve saraylarını gezecekler. Diyarbakır Valiliği’nce yürütülen sosyal sorumluluk projesi, hem hiç deniz görmemiş çocukları denize kıyısı olan farklı illerde ağırlamayı, hem de ülke çocukları arasındaki kardeşliği, dostluğu pekiştirerek kültürler arası kaynaşmayı sağlamayı amaçlıyor. Diyarbakır Valiliği Proje Hazırlama Birimi’nden İngilizce Öğretmeni Armağan Güneş, “Diyarbakır olumsuz haberlerle gündeme geliyor ve bu bizi üzüyordu. Bu olumsuzlukları gidermek ve çocuklara kendi dünyalarının dışında farklı yaşamların olduğu göstererek, kültürler arası kardeşliği, dostluğu güçlendirmek amacıyla böyle bir proje hazırladık”diye konuştu. Güneş, “Çocukların mutluluğunu gözlerinden okuyabiliyoruz. Çünkü deniz görmek, farklı yerlere gidebilmek onlar için çok büyük bir mutluluk kaynağı. Bu projeye sahip çıkılmalı” dedi.
|
Canan KARAKAŞ
/ İSTANBUL
29.06.2006
|
|
|
|