"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Günümüzde seferilik olmaz mı?

Süleyman KÖSMENE
29 Kasım 2024, Cuma
Naci Tepir: “Günümüzde seferîlik olur mu? Savaş yok, mecburi bir durum yok; yine de geçerli mi? Yol mu esas alınmalı, mesafe mi? Üstad Hazretleri seferî kılmamış derler. Buna ne dersiniz? Sadece ihtiyacımız olduğunda seferî kılsak, diğer zamanlarda tam kılsak olur mu?”

Sefer Varsa Seferîlik Vardır

nce söylemeliyiz ki: Günümüzde seferîlik olmaz denmez. Çünkü İslâm kıyamete kadar bakidir. Hükümleri daimîdir. Sefer varsa, seferîlik de vardır. Çünkü seferde kolaylaştırıcı dokunuşlara ihtiyaç vardır. İslâmiyet kolaylık dinidir. Seferde bu hükümden yararlanılabilir. 

Seferîlik aleyhine de olunmaz. Düşüncemizde mübalağa etmeyelim. Her şeyi tadında bırakmalıyız. 

Mesafe konusunda Bediüzzaman şöyle diyor: “Ruhsat-ı şer’iye olan kasr-ı namaz ve takdim te’hir, vesait-i nakliye bir kararda olmadığı için onlara bina edilmez. Belki kaide-i şer’iye olan kasr-ı namaz, sabit olan mesafeye bina edilebilir.”1

Yani, seferde namazı kısaltmak ve takdim ve tehir meseleleri nakil vasıtalarına göre olmaz. Çünkü nakil vasıtaları bir kararda değildirler. Hızlı gideni var, yavaş gideni var, uçanı var, kaçanı var... Ancak sabit olan mesafeye göre olur. Şeriat buna göre hüküm vermiştir.

Günah Olmadığı Gibi Mekruh da Değildir

Fakat seferde ihtiyaç yoksa namazı tam kılmak günah olmadığı gibi, mekruh da değildir. Çünkü burada emre itaatsizlik yoktur. Konuyla ilgili emir şöyledir: 

“Yer yüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin size bir kötülük etmesinden korkacak olursanız, namazdan kısaltmanızda size bir günah yoktur.”2  

Bu âyette seferde ihtiyaç varsa namazı kısaltmaya izin verilmiştir. İhtiyacı olmayıp da namazı kısaltmayanlara günah işledikleri veya ibadetlerinin mekruh olduğu söylenmez. Nitekim Şafîi mezhebinde namazı kısaltmak kişinin tercihine bırakılmıştır.

Hanefî mezhebine göre mekruh olan, yolda namazı kısaltmaya izin verilmişken, verilen bu genişlikten bilhassa dar zamanlarda yararlanmayıp darlık ve zorluk içinde namaz kılmaktır. Çünkü insan kendisini namaza veremeyecek, içinde bulunduğu yol endişesi, korku ve tehlike gibi zorluklar namazdaki huzurunu bozacaktır. 

Nitekim abdest bozma ihtiyacı varken namaz kılmak da, akşam yemeği hazırken namaza durmak da yine bundan dolayı mekruhtur. Çünkü abdest bozma ihtiyacı hisseden kişi namazda huzursuz olacağı gibi, aç kişi de namazda yemekle meşgul olacaktır. 

Bu örneklerde olduğu gibi, kezâ, otobüsü kaçırma endişesi yaşayan seferî birisinin, bu sırada namazını kısaltmayıp tam kılması yol endişesini artıracağı ve namazdaki huzurunu bozacağı kesindir.       

Esas Olan Namazı Kılmaktır

O hâlde seferde ihtiyaç varken bu Kur’ân’ın izninden yararlanmalıdır. Fakat kişi yolda endişe yaşamadığında veya varacağı şehre vardığında, söz gelişi, Ankara’dan Isparta’ya geldiğinde Isparta’da kaldığı bir haftalık süre içinde ihtiyaç hissetmediği zamanlarda namazını tam kılabilir. Bunda hiçbir sakınca ve günah yoktur. Mekruh da değildir. 

Namazını dilerse tam kılabilir ve tam kıldığı takdirde namazı sahihtir. 

Bu kişinin, sefer illeti varken, ruhsatın kendisi için devam ettiğini bilmesi yeterlidir. Çünkü ihtiyaç hissettiğinde baş vurma hakkı saklıdır.

Öte yandan Şafiî mezhebinde seferîlik on beş gün değil, dört gündür. Hükmü de caizdir. Dolayısıyla Bediüzzaman seferde namazı kısaltmamışsa, caiz hükmüne değil, azimete uymuştur.  

Hanefî mezhebine göre ise azimet olan, seferde namazı kısaltmaktır; tamam. Fakat ihtilaflara takılmamak lâzım. Dört kılındığı zaman da son iki rekâtı nafile olmaktadır. 

Son söz: Esas olan namazı kılmaktır.

Dipnotlar:

1 Barla Lâhikası, s. 430.

2 Nisa Suresi: 101.

Okunma Sayısı: 2338
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • bülent sertpolat

    29.11.2024 22:29:31

    Yorum yazan arkadaşlar, mezhepler arasındaki farkı yazmışlar. Peygamber Efendimiz (sav) Mekke'ye gittiğinde savaş hali olmamasına rağmen seferi kılmıştır. Korku namazı Hudeybiye sırasında Halid Bni Velid, saldırmak için namaza durmalarını beklerken ordu 2 gruba bölünerek bierer rekat kılmışlardır. Seferilik yalnız namazı ilgilendirmemektedir. adam İstanbul'dan Antalya'ya gidiyor. seferi olduğunu iddia ederek oruç tutmuyor, kurban kesmiyor. İslam'a göre kadın yanında mahremi olmadan sefer mesafesini çıkamaz. Bunlardan dolayı bu hususun yetkili ulema tarafından yeniden ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Saygılarımla.

  • Mustafa Said Kara

    29.11.2024 20:00:12

    Fıkıh usulünü bilmek lazım. Ayetlerden fıkhi hükümler çıkarılırken sadece ayetin anlamı yetmez. Sebebi nüzulünden tutun da siyak sibakına kadar, örf ve maruf gibi uygulamalara kadar çok faktör önemlidir.

  • Mehmet Türeli

    29.11.2024 17:49:42

    “Yer yüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin size bir kötülük etmesinden korkacak olursanız, namazdan kısaltmanızda size bir günah yoktur.” Nisa Suresi: 101 Kaynak isteyenlere en iyi kaynak. Korkunuz varsa kısaltmada günah yoksa korku ve tehlike yoksa kısaltmayabilir anlamı çıkmaz mı.

  • Mehmet Türeli

    29.11.2024 17:27:42

    Müslüman bir kul, Allah’ı razı etmek için namaz kılarsa, onun günahları şu yaprakların, bu ağaçtan döküldüğü gibi dökülür. - Hadisi Şerif-Müsned Yeterki namazlarımızı Allah rızası için kılalım, kısaltsak da tam kılmak da Allah kabul eder inşaallah.

  • Hüsniye Türeli

    29.11.2024 16:56:37

    Seferlik derken ben hep savaş ve gazaya gidilen yolculuk anlamına geldiğini biliyordum. Savaşa giderken kesin namazı kısaltmak şüphe götürmez bir uygulama, esas uyulması gereken rehber peygamberimiz (asm) savaşta ve gazada kesin 4 rekatlık namazları 2 rekat olarak kıldığını veya bir vakit namazi bir önceki veya sonraki namaz ile birleştirdiğini biliyoruz fakat yolculukta düşman tehlikesi yoksa aynı şeyleri yaptığını okuduğum kitaplarda rastlamadım, rastlamamam olmamasına delalet değil. Fıkıh ve mezhep alimlerinin içtihatları da olabilir günümüzde ulaşım firmaları dini hassasiyetleri olmadığından molla yerlerinde aracı kaçırma tehlikesi varsa alimlerin bu ruhsatlarına uyup kısaltmak veya iki namazı birleştirmek Müslümanlara bir kolaylıklar. Süleyman hocam ukalaca bir yorum olduğundan özür diliyorum. Fıkıh ve ilmihal bilgilerin uzmanı sizsiniz biz ancak yanlış veya doğru yorum yaparız. Yazınlarınızdan çok istifade ediyoruz. Allah razı olsun

  • cemal özkaya

    29.11.2024 10:11:20

    ihtilafa düştüğümüz bir meseleyi bence tam halletmişsiniz. tebrikler.

  • Rauf

    29.11.2024 09:12:17

    Sayın hocam, Bildiğim kadarıyla; bir Şafınin seferi sayılması için seferiliğe niyet etmesi gerekir. Niyet yoksa seferi sayılmaz. Hanefi mezhebi dil ile niyeti şart koşmaz. Yola çıkan seferiliğe niyet etmiştir. Namazları kısaltır. *Üstadın seferde namazı kısaltmaması hem Şafi mezhebine tabi olması (Üstad eserlerinde "ben Şafii mezhebindenim" diyor.) Hem de içtihat sahibidir. Umuma teşmil etmediği bir içtihadı da olabilir. Biz Üstadın her haline uymaya güc yetiremeyiz.

  • Muhammed Said Tan

    29.11.2024 06:59:10

    Yazınız için Allah razı olsun.

  • Ahmet Şimşek

    29.11.2024 04:50:30

    "Hanefî kaynakların tamamı sanki yok sayılmış" olmuyor mu sayın hocam? Tüm kaynaklarda "Seferde namazı kısaltmamak, TAHRİMEN MEKRUHTUR" yazarken; hiç bir HADİSE BAKMADAN, hiç bir UYGULAMAYA bakmadan, "GÜNAH TA OLMAZ, MEKRUH TA" demek ne kadar doğru? Böyle; delilsiz, belgesiz, kaynaksız bir yoruma katılmak insanı en azından lâkaydlığa sürüklemez mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı