"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Said Nursî’ye sataşanların hedefi ne olabilir ki?

Şükrü BULUT
29 Mart 2024, Cuma
Muharrem İnce durup dururken neden Said Nursi’ye kabaca ve iftira ile sataştı, dersiniz?

Hem de Kasımpaşalı üslubuyla… Ana muhalefet partisi içinde iken, bazı partililer bu çok konuşan kabadayı taslağının, bir şeyler becerebileceğini zannediyorlardı. Parti dışına çıkınca, boyası dökülmeye başladı. Demokrasiden hazzetmeyen parti içindeki istibdat militanlarının sözcüsü olduğunu, CHP’liler şimdi daha net anlamaya başladılar.

Ayrıca, yüksek perdeden verdiği beyanatlar ve yaptığı konuşmalarla bazı partililere; cesaretli, mert, şeffaf ve dobra duygusu da vermişti. Fakat geldiği nokta, içine düştüğü hezimet ve nihayet sarıldığı yeni üslubuyla; İnce’nin gulyabanilerce şişirilmiş bir balon olduğu anlaşıldı. Ayrıca partisine ihanet etmiş bu kasaba siyasetçisinin, toplumun önünde kendisinden -kötü de olsa- bahsedilmesi için Said Nursi’ye sataşması, onun cidden Kemalistlere müdahaneci olduğunu da gösterdi. Zira kendi partisini -eski partisi de olsa- (gayesi AKP’yi iktidarda tutmak olsa gerek) kamuoyunda kötülerken, korkakça M. Kemal’in arkasına sığınıyor, İnce Muharrem. Said Nursi’nin M. Kemal’den daha çok Türk Milletine mal olduğunu aslında bildiğinden, eski şöhretine kavuşabilme emeliyle buradan magazince yeni bir tartışma başlatmak istiyor.

Said Nursi’yi, eserlerinden tanıyanlar bu sataşmadan çok da rahatsız olmamışlardır, kanaatindeyiz. 12 Eylül darbecilerinin ahlâksız Marksistlerden ödünç aldıkları itibarsız üslubu kullanırken, kimliğini de bize göstermiş oldu. M. İnce, yüzyıllık cumhuriyet entelektüeline rağmen içine düştüğü cehalet çukurunda, Said Nursi hakkında yüzlerce akademik ve ilmi çalışma yapmış Türk münevverleri karşısında  da rezil ü rüsva olmuş oldu. 

Türkiye’mizin seçim meydanları, Said Nursi ve Nurcuların demokrat olduklarını binlerce defa duymuşlardır. Yüzlerce vatanperver ve demokrasi mücadelesi içindeki siyasetçimiz; Said Nursi ve talebelerinin demokrasiye yaptıkları büyük katkıları hem bu meydanlarda, hem ekranlarda ve hem de medyaya verdikleri mülakatlarla bütün dünyaya duyurmuşlardır. 

Belki de İnce, bu ülkede yaşamıyordur. 12 Eylülcü Marksist-Kemalistlerin eline tutuşturduklarından başkasını okumayanların gelecekleri nokta, belki de İnce’nin millet karşısında içine düştüğü maskaralık olacaktır. 

Bu sataşmanın veya başlatmak istediği tartışmanın yüzde yüz AKP’ye fayda sağlayacağını bilen İnce’nin, dolaylı bir demokrasi karşıtı ve 12 Eylül taraftarı olduğu bu beyanıyla açığa çıktı. Eskilerin tabiriyle makabli olmayan, maksattan kopuk ve arkası da gelmeyen bu iftirayı, durup dururken yapan İnce’ye, ince ayarı yapanları araştırmanın, Muharrem’in Tarsus konuşmasının üzerinde durmamızdan daha önemli olduğunu düşünüyoruz. Said Nursi’nin cumhuriyetçi ve demokrat olduğunu yazan ve söyleyen siyaset bilgeleri, sosyologlar ve felsefecilerin hiç birisi, M. Kemal’in demokrat olduğunu bu güne kadar söyleyemediklerine göre, İnce’nin cehaletiyle başlamış olan bu tartışmanın, ülkemiz ve demokrasimiz cihetiyle hayırlı olacağından şüphemiz yoktur.

Türkiye’nin kırk küsur senelik demokrasi hasretinin, milletimizi biraz daha kurtuluşa yaklaştırdığını bilen global demokrasi karşıtlarının, ülkemizde kullanabilecekleri unsurlardan bir tanesinin de İNCE gibi Kemalist geçinen militanlar olduğunu, Muharrem’in günün konuşmasından alakasızca, demokrasi kahramanı ve Doğu Cephesi komutanlarından Bediüzzaman’a yaptığı bu iftira ile, milletimiz bir kez daha şahit oldu.

Bu milletin sessiz duruşu dikkatli siyasetçileri endişelendirirken, 12 Eylül’ün borazanlarına maalesef cesaret veriyor gibi… Hem İnce’yi cepheye süren AKP’liler ve hem de CHP’nin demokrasiden uzaklaşmasını isteyen masonlarlar, Kemalist militanlar, demokrasinin karşı konulmaz bir sel olarak milletimize doğru geldiğini görmek istemiyorlar. Gelmekte olan coşkun akıntının, Türkiye demokrasinin önünü kapatan köhnemiş darbenin, kırk küsurluk çerçöplerini silip deryaya götürüp-götürmeyeceğini hep birlikte izleyeceğiz.

İlimden, hakikatten, ahlâktan, millete saygıdan, vefat etmiş âlimlere ve vatan savunması neticesinde iki sene esarette kalmış kahramanlık madalyası sahibi komutanlara hürmetten ve politik etikten uzakça söyledikleri sözlerin, Türk toplumunu ne denli yaraladığını bile bile konuşanların da, elbette kendilerine göre vazifeleri olacaktır.

Okunma Sayısı: 1367
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa

    29.3.2024 15:21:21

    Görevini yapar..Bağlandığı kapıdan karşıya ....

  • Hüseyin Yılmaz

    29.3.2024 11:19:54

    .herkes kendi kaderini kendi çiziyor. Bakalım M. Incenin'de incileri nasıl dürülecek, göreceğiz.

  • Ö.Ergun

    29.3.2024 09:13:40

    CHP nin icerisinde binlerce Muharrem İnce var değerli hocam

  • Erhan

    29.3.2024 08:49:15

    Bu adice yapılan hadsizlik, akp ye oy vermeyecek muhafazakar gurupların oylarının yön değiştirmesi ve tekrar akp ye dönmelerini sağlamak için yapılmış bir kumpas olduğunu düşündürüyor. Kumpaslar ülkesi olduğumuz için, büyük baş hayvanları taşıyan gemiler dolusu kullanışlı siyasetçi, gazeteci, hukuk adamlarımız mevcuttur. Bu tip insanların tek derdi, o tv senin, bu tv benim ekran ekran dolaşıp tertemiz insanlara iftiralar uydurarak villalarda oturmak, marka giyinmek, premium marka araçlara binmek, lüks restoranlarda yemek yemek, yani para ile itibar kazanıp bunlarla övünmektir. Paranın biteceğini hiç hesap etmezler, zira hep paranın köpeği olmuşlardır.

  • S.topuz

    29.3.2024 06:38:43

    "İngiliz Meclis-i Meb'usanında Müstemlekât Nâzırı, elinde Kur'an-ı Kerim'i göstererek söylediği bir nutukta: Bu Kur'an, İslâmların elinde bulundukça biz onlara hâkim olamayız. Ne yapıp yapmalıyız, bu Kur'anı onların elinden kaldırmalıyız; yahut Müslümanları Kur'andan soğutmalıyız, diye hitabede bulunmuş. İşte bu müdhiş haber, onda tarifin fevkinde bir tesir uyandırmıştı. İstidadı şimşek gibi alevli, duyguları ve bütün letaifi uyanık ve ilim, irfan, ihlas, cesaret ve şecaat gibi hârika inayet ve seciyelere mazhar olan Bedîüzzaman'ın, bu havadis üzerine: "Kur'anın sönmez ve söndürülmez manevî bir güneş hükmünde olduğunu, ben dünyaya isbat edeceğim ve göstereceğim!" diye kuvvetli bir niyet ruhunda uyanır ve bu saikle çalışır."... Risale-i Nur Külliyatı Tarihçe-i Hayat - 51Essah HAİNLERİ (Kuzu postu giymişleri) göremeyen veya görmek istemeyenler yada göstermeyenler başkalarını hain gösterir!

  • S.topuz

    29.3.2024 06:36:44

    "Allahü veliyyillezîne amenü!" "Allah c.c iman edenlerin dostudur!" "La tehzen, innallahe meana! Üzülme, muhakkak ki Allah (c.c) bizimle BERABERDIR! "Vallahü alâ külli şeyin GADÎR!" "Allah'ın c.c gücü her şeye yeter!" ALLAHÜEKBER, ALLAHÜEKBER! Allah c.c her şeyden ve herkesten daha BÜYÜKTÜR! "Allah'ü yütimmi NURİHİ, velev kerihel KAFİRUN!" "Allah c.c NUR'unu tamamlayacaktır, KÂFİRLER istemese de." اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ فِتْنَةِ اٰخِرِ الزَّمَانِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ فِتْنَةِ الْمَس۪يحِ الدَّجَّالِ وَ السُّفْيَانِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنَ الضَّلَالَاتِ وَ الْبِدْعِيَّاتِ وَ الْبَلِيَّاتِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ شَرِّ النَّفْسِ الْاَمَّارَةِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ شُرُورِ النُّفُوسِ الْاَمَّارَاتِ الْفِرْعَوْنِيَّةِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ شَرِّ النِّسَٓاءِ .. "İnnallahe meassabirîn." Allah c.c Sabreden ve müsbet hareket ederek HAK ve HUKUKUNU MÜDAFAA EDENLERLE BERABERDİR! ZALİMLER, Kâfirler ve Münafıklar için yaşasın CEHENNEM! 👏🌷🤲🌷😭😤💗🌙☝️🕊🇵🇸

  • Mehmet Demir

    29.3.2024 06:00:09

    👍

  • Hüseyin T

    29.3.2024 05:43:43

    Palyaço İnce kendisine tevdi edilen görevi yerine getirmek zorundadır.cumhurbaskanligi seçimi gecesinde aldığı alkol nedeniyle zil zurna sarhoş olup, kendisine oy veren milyonlarca seçmeni hiçe sayarak bir teşekkür konuşması bile yapmamasını unutmayın lütfen.aslinda kıymetli hocamızın da yukarıda ifade ettiği gibi muhalefeti de artık AKP'nin dizayn ettiği gün gibi aşikardır.bizler de bu ayyaşa haykırıp diyoruz ki; " ey ince ! Senin agababalarin en kuvvetli oldukları keyfi ve küfri dönemlerinde bile onlara zerre kadar boyun egmemis kahraman üstadımıza senin gibi sivri sinekler mi zarar verecek."...

  • Mehmet

    29.3.2024 03:27:58

    Bu güne kadar Bediüzzaman'a dil uzatanların hepsi, kullanım zamanlarından çok önce çöpe atıldılar.

  • İsmail

    29.3.2024 02:52:48

    Altılı masayı dağıtan, demokrasiye içerden ihanet eden bu şaklabanı muhatap almak bile bizi incitiyor.

  • Demokrat Avrupa

    29.3.2024 02:12:39

    Kemalist sistemin bütün yardımcıları ile birlikte hedefledikleri gayeleri tersine işleyecek inşallah…Sonunda onlarda Yaratıcıya, yaratılışa ve fıtrata karşı çıkılamayacağını anlayacaklar…Demokrasi ve hürriyetin ne kadar önemli olduğunu halk da her türlü yolu denedikten sonra anlayıp sahiplenecek…

  • Ahmet Nejdet Pehlivan

    29.3.2024 00:40:49

    M. İnce bilerek mi bilmeyerek mi yaptı ama baltayı taşa vurduğu mücerreb granite kafasını çarptığı muhakkak. Şayet yaptığı bu affedilmez hatadan kamu önünde nadim olduğunu bir özürle geç kalmadan beyan ederek dönmeze; Said Nursi'nin bu vatan ve milletin selameti için ömrünü feda ettiği kahramanlık ve ulvi hizmetlere dair tarihi bilgi ve belgeler onun yalan ve iftiraların yakarken, kendisini de kendi eliyle tutuşturduğu yangından kurtaramıyacaktır. Kendisini vakit geçmeden özür dilemeye davet ederiz.

  • Mustafa coban

    29.3.2024 00:33:57

    Söz konusu ṣahis ulusalcilardan.kendini devletin hakiki sahibi zannediyor.vergiyi kendi veriyor.savaṣada yalniz gider.bunlar demokrat deyil,hatta insan olduklrindanda ṣüphe ediyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı